Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        1974 Ekim başı. Galatasaray Lisesi 12. sınıf. Parmaklıktan atlamadan okuldan istediğin vakit çıkabilme lüksü.

        Beşiktaş’ın maçı var. Harika Galatasaraylı (ve birkaç Fenerli) arkadaşlarla 12 yılımı Beşiktaşlı doldurmuşum. 7 yıl, 1967’den beri Beşiktaş şampiyonluğu görmemişim. Onlar da görmemiş de benim içim acıyor.

        İşte gururlanma günü.

        Beşiktaş deplasmanda Romen Steagul Roşu ile oynuyor. İstanbul’da ilk maçı 2-0 kazanmışız. Rahatız.

        İstiklal Caddesi, Yeni Melek sokağı, Artizler Kavesi’ne giderken sağda birkaç katlı “kahvehanemiz.” King müsabakalarımızın arenası, bu kez siyah-beyaz televizyon, “çay üstüne çay” stadyumu.

        86’ıncı dakika 0-0. UEFA, eski Kupa Galipleri, 1. Tur. Teknik direktörümüz yine eski kaleci, o da Galatasaray Liseli Metin Türel. Başkan, yine Galatasaray Liseli rahmetli Mehmet Üstünkaya!

        Kahvehane olmuş Beşiktaşlı. O vakit Romen, Bulgar eledin mi, büyük “milli olay!”

        86’da, Sabri, Ahmet, Lütfü, Niko Kovi, Vedat, Miliç, Kahraman, “Kör” Tuğrul, Tezcan, Sinan’dan kurulu takım “tarih yazıyor.”

        “Tek yabancı, o da bizden” Miliç (7 yıllık hasret 14’e çıktığında, onun teknik direktörlüğünde şampiyonluk gelecekti) çıkmış, Metin Oktay kadar efendi Sanlı Kaptan girmiş.

        O 86, Romenler gol atıyor. Sen de ki maç bitti. Bugünkü gibi uzamıyor.

        Kaptan öyle efendi ki, koşup kaleden çıkarıyor topu, koşup santraya getiriyor, kalemize gol dönüyor. Bir daha koş, bir daha santraya koştur. Dönüyor, yine bizim kalede gol.

        O enkaz siyah beyaz TV’ye kaç kül tablası, kaç çay bardağı fırlatıldı; hangi küfür baskındı, unutmuşum.

        Lakin o maçı hiçbir Beşiktaşlı unutmaz!

        Romenler, Beşiktaş’ı eledikten sonra da Hamburg’dan 8 gol yedi. Steagul kamyon fabrikası takımıydı. Rejim kamyonu kaza yaptı. Adı Braşov kaldı. Bugün 4. Lig’de, 220 bin Euro değerinde. Tarihi ve talihi ters dönmüş!

        Bizim tarih ise başka bir yere gidiyor!

        (Barcelona, PSG gibi istisnai 3’lükler görsek de) Geçen yıl Napoli, bugün Porto üçlükleri başka bir takıma tekabül ediyor (Kiev’i saymazsak!)

        Porto’dan Avrupa Şampiyonu milliler Quaresma, Pepe, Barcelona’dan Adriano, Inter’den Medel, La Liga’dan Negredo, Fabri, Benfica’dan Talisca, Hollanda’dan milli Babel, Lens’i oynatabilen, “Come to Besiktas” deyince ciddiye alınan bir takım (bir ülke de tabii!)

        Porto Teknik Direktörü deyişiyle, “Çok tecrübeli, teknik bir takım.”

        Romen üçlüğünü siyah-beyaz yaşamış olanlar için hele, şahane renkli bir dünya, özü hep siyah-beyaz olsa da!

        Fakat hala bir sorun var: Cenk, Oğuzhan, Necip; Sabri, Vedat, Zekeriya, Niko, Sanlı, Yusuf, Metin, Rıza, Ali, Feyyaz olacak sayıda değil.

        Pepe, Quaresma yine onların altyapısında yetişiyor: Teke tek, yani biz hep yerli, onlar sadece Portekizliyken gençler maçında 5-1 yeniyorlar.

        Tamam, şimdi bunu sorun etmeyelim, “üçlü” çektirmek varken.

        Porto üçlüğünü, o kadrodan bugünü göremeyen Sabri Dino, Ahmet Börtüçene, Vedat Okyar, Sinan Alayoğlu’na adayayım.

        Ve Allah uzun ömür versin, Beşiktaş’ın çocuğu ve ebedi kaptanı Sanlı Abi’ye.

        Diğer Yazılar