Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Tarihe geçen maçlardan biri, 2016 kasımında Barcelona’nın Levante’yi 4-0 yendiği maçtır…

        Deyince, bir dolu yerli-yabancı “tarihi maç” hatırlayanlar, ancak o maçı da hatırlıyorsa hak verir.

        O maçın özelliği, maçın kendisinde değil, 61 dakika süre alan bir “kadro” yapısındaydı.

        Barcelona maça şu 11’le çıktı:

        Valdes –Alba, Pique, Puyol, Dani Alves – Fabregas, Busquets, Xavi, Iniesta – Pedro, Messi

        Bu 11’in 10’u Barcelona alt yapısından, La Masia akademisinden yetişmişti. Pique, Fabregas gibi akademiden İngiltere’ye gidip gelenler de vardı, Messi gibi İspanyol olmayan da.

        Fakat “tarihi an” 14’üncü dakikada Dani Alves sakatlanıp çıkınca geldi. Yerine Montoya girdi ve o an, o sezonu Real’in 15 puan önünde 100 puanla tamamlayacak Barcelona’nın sahadaki 11’inin tamamı kendi altyapısından yetişme oyunculardan oluştu.

        Kulübede Thiago Alcantara ve Tello vardı altyapıdan. İlki de oyuna girince, maçta 12 altyapı oyuncusu oynamış oldu.

        11’lik seriyi bozan ise, 75’inci dakikada Alba’nın yerine giren Beşiktaşlı Adriano olmuştu.

        Bu tarihi kadroyu kuran (ve 45’inde hayata veda eden) teknik direktör Tito Vilanova, Celta altyapısından yetişme sıradan bir oyuncuydu; ama kariyerini Barcelona altyapısında, bu kadronun bazı yıldızlarını yetiştirerek yapmıştı.

        Selefi Guardiola tam altyapı ürünüydü; orada futbolcu olarak yetişmiş, teknik direktörlük kariyerine de orada başlamıştı.

        Haleflerinde Luis Enrique, Sporting Gijon’dan yetişmeydi ama ne de olsa o da eski Barça oyuncusuydu… Aynı Alaves’den yetişen ama yine Barcelona’da oynamış son teknik direktör Valverde gibi.

        (Tabii, gölgede kalan Real Madrid altyapısı La Fabrica’nın da esasında çok sayıda altyapı oyuncusuyla oynadığını unutmadan!)

        Son dönemde, Barcelona altyapısının Neymar, Suarez, Coutinho gibi flaş transferler gölgesinde kaldığı söylense de, bir süre önce 5 büyük ligde 43 oyuncusu oynayan, dünya ve Avrupa şampiyonu milli takım da çıkaran bir “yapı”dan söz ediyoruz.

        Peki ne sebeple söz ediyoruz?

        *

        “Büyük takım kurmak” sadece transferle olmuyor; kendi çocuklarınızla ne yapıyorsunuz, bakmak lazım. Başka mevzular gibi!

        Hatırlamak isterseniz, 4 yıl üst üste şampiyon ve UEFA Kupası kaldıran Galatasaray’da altyapıdan Bülent, Suat, Tugay, Okan, Mert, Alp, Ceyhun, Emre B., Fatih, Kerem, Alper, Faruk forma giymişti… Kimi hep 11’de, kimi bazen. Ama o Galatasaray bu sezon ilk yarıda altyapıdan kimseye şans veremedi!

        Önce 85-86’da Stankoviç’le, sonra 1989’dan itibaren 3 yıl üst üste şampiyon olan, Hamdi Serpil Tüzün “Özkaynak düzeni”nden beslenen Seba-Milne Beşiktaş’ında Rıza, Fikret, Ali, Ziya, Feyyaz, Sinan, Gökhan, Tevfik, Turan ve Kocaeli altyapısından Beşiktaş’ınkine gelmiş Metin Tekin vardı.

        Fenerbahçe’de bu kadar yoğun bir altyapı kadrosu olmadı sanki.

        Trabzonspor, ona her yer Trabzonspor olduğu için, “yöresel altyapı”dan Dozer Cemil, Şenol, Necati, Tuncay, K. Şenol, Güngör, Kemal, B. Hasan, Turgay, Hamdiler, Bekir, Kadir, Hüseyin, Necmi, Serdar, Bahattin (sonraları Lemi, Hami) ile az zamanda çok şampiyonluk çıkardı.

        Bursaspor ve Gençlerbirliği’ne hep saygıyı unutmadan… Bu yazı, altta kalan yapının canı çıkmasın diye!

        Diğer Yazılar