Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye (hükümet) önemli bir iş yaptı, önayak oldu, olanlardan biri oldu; Filistin (bir devlet gibi) uluslararası bir örgütte “var” sayıldı.

        Üstelik, Wikileaks belgelerine göre, esas İsrail’in bir yönetim koltuğu için ABD’ye bastırdığı UNESCO’da.

        Bu oylamada ortaya çıkan ittifaklar, AB’nin bölünmesi, Çin, Rusya, Hindistan, Brezilya gibi “öteki devler”in Filistin “cephesi”nde bulunması, hepsi yarın için de önemli.

        ABD’nin beklenen tutumuyla Almanya’nınki ise ibretlik!

        ABD’nin hemen UNESCO bütçesindeki beşte birlik payını kesmesi bir yüzsüz misillemesi!

        Gerekçesi şöyle, Bush da olsa Obama da olsa, içindeki İsrail aşkı bambaşka olan müttefikimizin:

        Adil ve kalıcı barışı baltalayan bir karar!

        Yani İsrail’in bir devlet olması, devlet olarak aleyhindeki hiçbir BM kararını takmaması, ablukaları, işgalleri, saldırıları asla barışı baltalamıyor; lakin Filistin burnunu çıkardı mı savaş baltaları bileniyor!

        Aynen…

        İsrail’in, uluslararası denetime bile kapalı olan nükleer faaliyetlerinin, bölgeye ve Akdeniz’e sürdüğü nükleer silahlarının “nükleer” sayılmaması ama İran’ın dış denetime açık ve henüz ortaya çıkmamış nükleer kapasitesinin dünyanın sonu sayılması gibi.

        Elinde nükleer bombalar olan İsrail’e karşı bir füze kalkanı asla yokken…

        Henüz bulunmayan İran’a karşı toplu halde füze kalkan oyunu oynanması gibi.

        Fakat işte oradan buraya gelince…

        Biz de bir tuhaf oluyoruz…

        Bir tuhaflık içine giriyoruz.

        Filistin’i UNESCO’ya kabul ettiren yüreğimiz…

        Füze kalkanını fiyaskoyla bu topraklara duhul ettiren NATO küreğimizle bir kenara atılıveriyor!

        Geriye şaşı gözlerimiz, dönen başımız, biri yukarı biri aşağı giden kaşımız kalıyor.

        Hele bir de içeriye bakınca…

        İçimizdeki zencilere, içimizdeki Filistinlilere, içimizdeki İsraillere dalınca!

        O şimdi…

        Aşağıda bir bildiri var.

        Hükümet 2006’da, “büyük müttefikler”in de talebiyle, Lübnan’a asker göndermek isteyince, yüreğiyle karşı çıkan bir kadının Meclis’e, AKP’lilere seslenişi.

        (O günler, bir çok köşedeki başkaları gibi, çok sayıda yazıyla Sabah’ta aynı tavrı almıştım.)

        O sıra henüz “One minute”ler icat edilmemişti; İsrail, istihbarat, askeri tatbikat ve “Ofer-lüfer”ortağımızdı!

        Lübnan milletvekilleri, İsrail yedi haftadır sürdürdüğü ablukayı kaldırıncaya kadar oturma grevinde.

        Asker göndermek yerine Lübnan parlamentosunun eylemini destekleyin.

        Bizim milletvekilleri, İsrail’in ablukayı kaldırmak, askerlerini çekmek için hiçbir koşul sürmeye hakkı olmadığını, yoksa ateşkesin mümkün olmayacağını açıklayan bildiri yayınlayıp oturma grevine gitse ve BM’deki devletlerin meclislerini de davet etse daha onurlu olmaz mı?

        Tam bir küstahlık ve arsızlık içinde, hiç hakkı olmadığı halde, asker çekmek için koşul dayatan İsrail’in arsızlığına boyun eğmekten daha adaletli, daha haysiyetli bir tavır olmaz mı?

        AKP milletvekilleri, eli kanlı, gözü kanlı saldırganın şantajına boyun eğmeyi nasıl içlerine sindirir? Bu katillere boyun eğmektense, çok haklı bir zeminde burunlarını sürtmek, hadlerini ve yerlerini bildirmek, dünyaya meclislerine çağrıda bulunmak daha sağlam politika değil mi?

        Bu şantaj koşullarında, saldırgan İsrail’e prim verircesine, direnen Lübnan güçlerini cezalandırırcasına, abluka altında kıvranan Lübnan halkıyla alay edercesine tezkere tartışılmaz; abluka tartışılır!

        Türkiye halkı, seyirci kalmamak diye buna der…

        Yoksa, başkasının politikasını uygulamak ve İsrail’i korumak için bölgeye giden, ipleri başkasının elinde olan birliklere asker katma gösterisine değil!

        AKP Milletvekilleri…

        Hala, kişilikli politika şansınız var; bunu kullanın!”

        Bu çağrıyla da çok daha önce “One minute” diyenlerden biri; yazar, çevirmen Ayşe Berktay.

        O resmi kahraman olmadı…

        O şimdi KCK tutuklusu!

        Haddi ve yeri bildirilmek üzere.

        Haksızlıklara karşı çıkmak bir ilke olunca!

        Diğer Yazılar