Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sıvasız hane çocuklarını birbirine kırdıran “savaş”sız geçen her gün başımız üstüne.

        Lakin bakiyeye de “barış ülkesi” demek için “kavga, şiddet, nefret” nedir, hiç bilmemek lazım.

        ***

        Başbakan yüzde 45 oyla güvenoyu almış, bununla gurur duymuş olabilir ama yüzde 100 Türkiye pek öyle huzurlu, gururlu bir yer değil.

        “Muhalif, karşıt, karşıda” olan herkese, her şeye, her köşeye açılan “savaş” toplumun hücrelerine öyle bir işlemiş ki, gelip Meclis’te ana muhalefet liderini de buldu birisi!

        Neden acaba?

        Nasıl bir kurgu, nasıl bir vurgu!

        ***

        Sadece tek bir günün manzarası:

        Ankara’da polisin öldürdüğü genç işçinin davasında, vuran polis kollanırken aileye bile yine devlet kuşatması.

        Fakat Adana’da kimi müdür yardımcısı, şube müdürü 8 polisin “paralel”den gözaltına alınması.

        Van’da polisin “Akrep”i altından ölümün kıyısına düşen 12 yaşında bir çocuk daha.

        Roboski’de ölenlerin yakınlarının toplanması.

        Başbakan’ın Anayasa Mahkemesi’ni dahi hizaya gelmeye çağıran sözleri. Hem Anayasa Mahkemesi’ne hem Twitter mivitıra rövanş mövanş ilanı.

        Başbakan’ın kimilerini “yerle bir” etmek üzerine neredeyse ant içmesi.

        Türkiye’nin üzerine çöreklenen Sarin Gazı bulutu!

        Meclis’te yumruk.

        ***

        Nasıl bir “barış” ise bu; İmralı ile “barış süreci” yürüten iktidar ile havuz medyası, milletin bir kısmını BDP’ye oy vermekle bile suçluyor!

        Daha doğrusu, oraya oy verenleri suçlu sayıyor.

        Pekiyi nasıl olacak “yurtta sulh”unuz?

        Oy da mı terörist faaliyet!

        ***

        Oysa biz buradaki “kardeşlik”i tesis edip bir de bölge barışına, onun gözüne kaşına kurban olacaktık!

        Mısır, Mısır… Darbeye darbe dedik, katliama katliam dedik, ama idamlara idam diyemiyoruz şimdi!

        Bir yutkunma halidir artık, Gazze gibi.

        Yüreklerde hıçkırık… Ama boğazda bir gıcık!

        Muhtemelen şu oldu: “Darbe” yüzünden “Sunni blok”un iki ayrı yakasına düşüverdiğimiz S. Arabistan’la, Saray’ın Twitter yasakları yağdırdığı o mübarek ve emsal devlet ile ve onun üzerinden ABD ile “barış telaşı” da hasıl oldu!

        Çünkü Suudi- Katar finansmanıyla Suriye mücahitliği…

        İran’ın rezasıyla, altın parasıyla İran’ın müttefiki Suriye rejimini devirme müteahhitliği…

        ABD’ye kırmızı çizgileri kalın kalemle çizebilmek için işgüzarlıklar, cüret oyunları…

        Bu kadar parlak zekâ dünyaya fazla geldi artık!

        ***

        Şiddet ve yalan, hiddet ve yanılgı fırtınası ülkeyi, devleti huzur ve barış için yönetmekle mükellef olanları mutlu ediyorsa; vicdanları, akılları, yürekleri rahatsa…

        “Yüzde 45’lik güvenoyu” ötekilere her an savaş açılmasını, hakikatlerin ortaya çıkmasını engellemeyi, bütün kurumları hizaya sokmayı, sansür ve sindirmeyi sahiden de meşrulaştırıyorsa…

        Burası hakikaten barış ve huzur ülkesi olur!

        Barıştan başı döner…

        Huzur içinde uyur!

        Diğer Yazılar