Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Danıştay, yargı tarihinde ilk kez doğmamış çocuğunu kaybeden aileye, “destekten yoksun kalma” tazminat ödenmesine karar verdi.

        Karara konu olan olay Aydın’da yaşandı.

        Aydın’da yaşayan Selma U. nun bebeği için doktorlar “miadında iri bebek” tanısı koydu. Yani, bebek normalden iriydi.

        Bu tanıya rağmen anne, sezeryanla doğum yapması gerekirken normal doğuma zorlandı.

        İri bebeğin vücut ölçüleri nedeniyle doğum sırasında bebek doğum kanalında kaldı. Doktorlar da anneyi sezeryana çocuğun kafası dışarı çıktıktan sonra almaya karar verdi. Bebeğin hayatını kaybetmesi, annenin hayati tehlike yaşaması nedeniyle doktorlar, bebeğin başını kesti.

        REKLAM

        Anne sırada narkoz aldığı için travma yaratacak görüntüye şahit olmadı.

        Anne ve baba, yaşanan olay sonrası Aydın 1. İdare Mahkemesi’ne Sağlık Bakanlığı’na “hizmet kusuru” iddiasıyla 10 bin maddi 250 bini manevi olmak üzere 260 bin liralık tazminat davası açtı.

        Aile, dava dilekçesinde bebeğin iri olduğu bilgisine rağmen doktorların sezeryan yapması gereken anneyi normal doğuma zorladığı, doğum sırasında bebeğin öldüğü ve annenin travma yaşadığını belirtildi. Aile aynı zamanda doktorlar hakkında da “çocuğun düşürülmesine neden olmak” suçunu işledikleri iddiasıyla d suç duyurusunda bulundu.

        Adli Tıp Raporu’nda, annenin hayatını kurtarmak için bebeğin kafasının kesilmesinin tıp kuraları doğrultusunda yapılması zorunlu eylem olduğu vurgulandı.

        Raporda şöyle denildi: “Dekapitasyonun (başın kesilmesi) ölümden hemen önce ya da ölüm sırasında yapıldığı ancak ölümde etkisinin olmadığı, dekapitasyonun bebeğin doğum kanalından çıkamayacak ve yaşayamayacak halde olduğunda annenin yaşamını kurtarmak için klasik tıp kuralları doğrultusunda yapılması zorunlu bir eylem olduğu” ifadeleri kullanıldı.”

        REKLAM

        Mahkeme dosyasına konan bilirkişi raporunda, iri bebek tanısı konan bebeklerde sezeryanin tercih edilen doğum yöntemi olduğu, 4 bin 500 gramın üzerindeki bebeklerde zor doğum beklendiği için normal doğumun tercih edilmediği vurgulandı.

        Bilirkişi raporunda Selma U.nun bebeğinin iri bebek olduğunun bilindiği, buna rağmen sezeryane alınmadığı vurgulanırken Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesi raporunda ise bebeğin kilosunun tahmin edilmesinin zor olduğu yazıldı.

        Mahkeme, iki rapor arasında çelişkili ifadeler bulunması nedeniyle dosyanın Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Genel Kurul’undan da rapor aldı. Raporda, Bebeğin anne karnındaki kilosunun tahmininin zor olmasından dolayı her zaman mümkün olmadığı, omuz takılmasından sonra yapılan müdahalelerin uygun olduğu, ilgili sağlık personeline ve idareye atfı kabil kusur bulunmadığı” belirtildi.

        Mahkeme, meydana gelen ölüm olayında idarenin ağır hizmet kusuru bulunduğuna, davacı anne ve babaya atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığına ve ailenin çocuklarını kaybederek maddi zarara (destekten yoksunluk) uğradıklarına karar verdi. Aileye toplam 151 bin lira destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesine, ayrıca 150 bin lira da manevi tazminat ödenmesine karar verildi. Aileye toplamda 301 bin lire ödenmesine karar verilmiş oldu.

        REKLAM

        Aileye ödenen para, acısını dindirmeye elbette yetmez. Ancak, tazminat miktarlarının düşük olması eleştiri konusu yapılırdı hep. Bu kez, doğmamış çocuk için aileye “destekten yoksun kalma tazminatı” ödenmesine karar verilerek emsal bir karara imza atılmış oldu.

        Aydın 1. İdare Mahkemesi’nin kararı Danıştay 15. Dairesi tarafından dan düzeltilerek onandı.

        Böylece, trajik bir şekilde çocuğunu kaybeden ailenin acısı bir nebze de olsa dindirilmiş oldu.

        Diğer Yazılar