Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Başbakan Davutoğlu Filipinler’de yaptığı açıklamada, “Kimse çözüm sürecine engel olmaya kalkışmasın” diye işaret parmağının sert hareketiyle muhalefete yükleniyordu.

        Irak seyahati öncesinde de benzer açıklamalarda bulundu.

        Siyasette bu tür üslup kullanımına ve tavır ısrarına “tehdit” denir.

        Peki veya acaba, bu işaret ve/veya tehdit, haklı bir siyasi konum belirlemesi midir; yoksa asıl durumun kavranamayışından kaynaklanan yanlış yorum ile hedef saptırma mıdır?

        Davutoğlu çözüm süreciyle açıklamada bulunurken muhtemel inkıtalar (kesilmeler) ile ilgili olarak “Bu görüşmeler devam edebilir. Ta ki (yeter ki) kimse çözüm sürecinden hareketle Türkiye’deki kamu düzenini bozmaya kalkışmasın” diyor...

        ***

        Başbakan’ın konuşmasında sadece bir tespit ve/veya temenni tarifi yok.

        Tam aksine Davutoğlu, bir “akamet” endişesi hissettiğini kamuya fark ettirmeğe çalışıyor.

        Bu niyetini de, açık seçik, “akamet” sözcüğünün altını çizerek ifade ediyor...

        Ahmet Bey’in, görüşlerini açıklarken hakkaniyet ihlaline vesile olduğu ifade tarzı bu...

        Yani başarısızlık endişesini değil, bu bahisteki bilgilerin sadece kendine mahsus olmasını dillendiriyor.

        Bu bir siyasi egoizmdir...

        Ahmet Bey, bu siyasi üslubu kelimesi kelimesine şöyle aktarıyor: “Ta ki kimse, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan Kürt vatandaşlarımızı istismar ederek veya onlara zulmederek çözüm sürecini akamete uğratmaya kalkışmasın...”

        Peki, bu sözün anlamı nedir?

        ***

        Akamet, Arapçadır. Hassas bir kelimedir. “Münasebette kısırlık halini ifade eder; yani neticesizliktir.”

        Bu sözü kullanılırken, muhatap zikretmek yerine, kavramı müphemde bırakırsanız, muhatap meçhul demektir.

        O zaman da bu yarı ikaz, yarı tehdit sözünü kim; (yani hangi muhatap) kendisi için söylenmiş sayacaktır?

        Aleniyeti bulunmayan ifadenin zımni değerine bakarsak, Davutoğlu bu sözüyle herhalde CHP’yi hedef almaktadır.

        Acaba asıl durum böyle midir?

        Birinci konum değeri ve yorum içeriği şudur: Hükümet ana muhalefete çözüm sürecinin izlek esasları ve amaç noktası hakkında bilgi vermiş midir ki, bir akamet ihtimalinin sonuçlarını ima ederek suçlu göstermeğe çalışıyor?

        İkinci konum değeri ve yorum içeriği şudur: Başbakan, kendi Adalet Bakanı’nın yapmış olduğu açıklamada çözüm süreci aksamalarının tek müsebbibi olarak HDP yetkililerini gösterdiğini neden hatırlamamaktadır?

        ***

        Davutoğlu, diyor ki, “Kim ne yaparsa yapsın Hükümetimiz, kalıcı istikrarı karşılıklı anlayış içinde sürdürecek ve çözüm sürecini her zaman savunmaya devam edecektir. Bunu başarmak konusunda da tereddütsüz her türlü adımı atacaktır...”

        Bu da bir tehdit iması...

        Peki, bu konuların uygulanmasında, hükümetin elini kolunu bağlayan mı var?

        El cevap!

        Eğer sistemde tarif isabeti yoksa uygulamada başarı ihtimali söz konusu olmaz...

        Diğer Yazılar