Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Şişli Belediye Başkanlığı son iki günün en önemli tartışma başlığı olarak gündemde yer alıyor.

        Belediye Başkanı Hayri İnönü’nün eşi Nazlı Hanım, Şişli eski Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün ailesini ve çocuklarını tehdit ettiğini ileri sürerek kapsamlı bir basın açıklaması yapıyor.

        Nazlı Hanım’ın iddiasına göre; Sarıgül, ısrarla Hayri İnönü’nün istifa etmesi için baskı yapmış ve daha ileri giderek Nazlı Hanım’ı ve Amerika’da okuyan çocuklarını tehdit etmiş.

        Bu bir iddia... Bir de yansıması var...

        Bir anne, yaşlı gözlerle sıkıntısını dillendiriyor: “Kendimden çok, çocuklarım için korkuyorum” diyor...

        ***

        Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, eşi Nazlı İnönü’nün “Mustafa Sarıgül bizi tehdit etti” şeklindeki sözlerine karşılık yazılı açıklamada bulundu.

        Hayri Bey açıklamasında Nazlı Hanım’ın sözlerini tedirgin ve korkmuş bir annenin duygularıolarak yorumluyor.

        Ve arkasından ekliyor:

        Belediyemiz Başkan yardımcısı Emir Sarıgül hakkındaki görüşmelerin; eşimin ifade ettiği Mustafa Sarıgül ile yaşanmışlıklarla birbirine karıştırılarak, algıların yanıltılması kabul edilebilir nitelikte değildir...

        Bu ifade “kelimesi kelimesine” Hayri İnönü’nün basına yansıyan kendi sözleridir...

        Evet, kendi sözleridir ama ifadesi son derece muğlâktır. Bu cümleden tehdit gibi hassas ve iddialı bir itham için mana çıkarmak mümkün görünmemektedir.

        ***

        Başkan Hayri İnönü bir yandan eşinin, Sarıgül tarafından tehdit edildiğini söylemekte (yani eşinin açıklamalarını doğrulamakta) aynı zamanda yine ifadesi muğlâk bir başka açıklama ile olayın yorumuna müphem bir manzara gölgesi düşürmektedir.

        İnönü yazılı açıklamasında, eşinin açıklamalarını doğrulayarak Gerçeğe aykırı yapılmış tüm açıklamaları ve beyanatları şiddetle tekzip ettiğimi kamuoyunun bilgilerine sunarımdiyor...

        İşi, ölümle tehdide kadar ileri götürüyor.

        Makamının ve şahsının yıpratıldığını söyleyen İnönü, “Bu nedenle şu ana kadar eşim ve şahsımla ilgili konuşmalardan ve yaşananlardan farklı ve gerçeğe aykırı yapılmış tüm açıklamaları ve beyanatları şiddetle tekzip ettiğimi kamuoyunun bilgilerine sunarım” diyerek açıklamasını sonlandırıyor...

        ***

        Söylenenlere göre bütün ihtilaf, İnönü’nün bazı belediye personelini görevden alması ve Sarıgül’ün oğlu Emir Sarıgül’ün görev alanını daraltması ve yetkilerini kısıtlaması imiş.

        Bu açıklamalardan kimin haklı olduğunu söylemek net ve mümkün görünmüyor. Belli ki olayın gelişmelerindeki ayrıntıların tam açıklığa kavuşmasını beklemek gerekecek.

        Ama bu gelişmenin belediyecilik uygulamasında önemli bir hususu gündeme getirdiği ve ilişkileri bu açıdan değerlendirdiği unutulmamalıdır.

        İhtilaflı taraflardan birisi (İnönü), tehdit altında bırakıldığını söylüyor.

        Buna karşılık oğlunun görev alanı daraltılan Mustafa Sarıgül’ün de mevcut belediye başkanını (İnönü’yü) zor durumda bırakacak şekilde harekete geçtiği iddia ediliyor.

        Üslup bu olunca, bu yönetimden bir sonuç çıkmaz.

        İş askıda kalırsa, her adımda daha da karmaşık ve tehlikeli gelişmeler yaşanır.

        Bu da belediyeciliğin vazgeçilmezi olan yalın dürüstlüğe karşı çok ayıp aykırılık oluşturacaktır.

        Diğer Yazılar