Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Önümüzdeki hafta başında Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu istikşafi görüşmelerin inkişafi görüşmelere dönüşmesinin ilk toplantısını yapacaklarmış.

        Bu girişim gerçekleşirse ve görüşmeciler de iyi niyet sergilerse, kalıcı ve yapıcı gelişmeler beklenebilir.

        Hatta aklı başında bir hükümet bile kurulabilir...

        ***

        Ama koalisyon ortaklarının uyumlu davranışı kadar, muhalefetin de ahlakilik değerlerini sürdürmesi gerekiyor.

        Burada bilhassa MHP ve biraz da HDP’nin takınacağı tavrın önemi devreye girecektir...

        Seçimlerden sonra, eğer MHP aşırı bir tepki ve direniş içine girmeseydi, bugün hükümet kurulmuş olurdu.

        Yani halkın sandığa yansıyan gerçek iradesi, ülkenin bütün fırsat ve imkânlarını kullanılabilir hale getirmiş olacaktı.

        ***

        Bunun özeti şudur: Yüzde 60 çoğunluk nasıl iktidar olacaktır? Ve yüzde 40 oranındaki çoğunluk ise muhalefet olarak parlamenter çalışmalarına nasıl devam edecektir?

        MHP bu emel doğrultusunda sorumluluk üstlenmeyeceğini belirtince, Tayyip Bey aradığı fırsatı eline geçirmiş oldu.

        ***

        Aktif siyaset içinde olmak, partilerin temel hedefidir. Hiçbir parti siyasi istirahatı seçtiği izlenimi vermek istemez. Çünkü genel politika tercihlerinin hangi ayrıntılar içerdiğini kestirmek imkânsızlaşırsa, aktif siyaset için gruplaşmak adeta çaresizleşir...

        Önceki gün MHP Kayseri milletvekili Hasan Ali Kilci, çok yakın gelecekte MHP stratejisinde çok önemli değişiklikler olacağını ifade ediyordu.

        Tayyip Bey’in ülkeyi oyaladığını ve Meclis bünyesinden çıkan yüzde 60 oranlı bir iktidarı imkânsızlaştırmak istediğini ifade etti.

        Yani bunun anlamı kısa sürede ve mevcut parti aritmetiği içinde, Tayyip Bey’in oyununun bozulacağı bir siyaset modelinin ortaya çıkacağını açıkladı.

        “Pazartesi gününden itibaren çok değişik bir MHP göreceksiniz” diye siyasi tavır değişikliğinin takvimini de belirlemiş oldu.

        ***

        Hasan Ali Kilci’nin açıklamalarında ilgi çeken bir ayrıntı yer alıyor: Bir yandan geri kalan zamanı isabetle kullanarak yeni bir hükümet alternatifinin imasında bulunuyor; öte yandan erken seçim hazırlıklarını son safhaya getirdiklerini ifade ediyor.

        Bu türde ihtimaller çelişkisi, bir siyasi partinin nihai karar aşamasında olduğu izlenimi yaratabilir. Ama asıl önemli olan husus, beklenen güven ve huzur ortamının yaratılması olacaktır.

        ***

        Dikkat edin, ne iktidardakiler, ne muhalefettekiler; ne de yüzde 60 koalisyonla iktidar olma hakkını ve siyasi avantajını kullanamayan muhalefet çoğunluğu, neden koalisyon oluşturmaktan öcü görmüş gibi korkup kaçıyor? Ve bu tür ilişkide simgelenen partilerin hiçbiri bu koşullarda emellerinin ne olduğunu niçin açıklamıyor? Seçimlerden sonra, eğer MHP aşırı bir tepki ve direniş içine girmeseydi, bugün hükümet kurulmuş olurdu. Yani halkın sandığa yansıyan asıl iradesinin siyasal manzarası, ülkenin bütün fırsat ve imkânlarını kullanılabilir hale getirmiş olacaktı. Bunun kısa adı, yüzde 60 çoğunluğun iktidar olmasıdır. Ve yüzde 40 oranındaki çoğunluk ise muhalefet olarak parlamenter çalışmalarına devam eder.

        ***

        Siyasette geçmiş asla unutulmaz: Bir zamanlar Rahşan Hanım, MHP’yi işaret ederek “katillerle koalisyon kurmayız” demişti. Ne oldu? DSP ve MHP koalisyonu kuruldu ve anayasada 65 madde değiştirecek kadar müessir oldu. Siyasette fırsat kaçırılmaz. Kaçırılırsa strateji hatası işler. İşin kötüsü her hata derin bir iz bırakır...

        Diğer Yazılar