Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        PYD’nin hangi türde ilişkileri simgelediği konusunda, Türkiye’nin durum tartışması, evrensel ölçekte şaşırtıcı oldu.

        Örneğin, Türkiye ile birlikte hareket ettiği iddiasındaki Amerika, PYD’yi terörist saymıyordu.

        Hatta neredeyse, PYD’nin faaliyetlerine destek olunmasını talep edecek kadar ileri gitmişti.

        Türkiye ise son günlerde, Amerika’nın görüş ve kabulüne karşı, PYD’nin, çok ciddi bir terörist hareket olduğu iddiasında kararlı ve ısrarlı idi.

        Hatta her geçen gün, bu kabulünün gecikmesinin ciddi sorunlar yaratacağı yönünde, kapsam genişleten ısrarları vardı.

        Türkiye, Amerika’nın; Amerika da Türkiye’nin takındığı tavrı hazmetmiyordu.

        Öyle ki, Tayyip Bey kürsüde, çok sert lisanla hiddetini ortaya koyuyor ve Amerika’yı doğrudan muhatap alarak “Ey Amerika” başlıklı asabiyetini dünya kamuoyunun dikkatine sunuyordu.

        Bir ara, Davos’ta örneğini yaşadığımız “wait a minute” türünden, bir müdahaleyi yeniden yaşayacağımız korkusuna kapıldık.

        ***

        Merak içinde gelişmeleri bekliyorduk.

        Biz diklendikçe Amerika, kesin fakat sakin biçimde Türkiye’nin taleplerini ve yorumlarını ciddiye almıyordu.

        PYD’nin, Türkiye açısından bir ciddi tehdit birimi olduğu konusunda, Amerika’yı ikna etmek mümkün değildi.

        Amerika da ikna olmaya hazırlıklı görünmüyordu.

        Peki, Türkiye bir sürpriz mi yaptı?

        Evet!

        Tayyip Bey’in “Ey Amerika” çıkışı bir siyasi diklenme örneğiydi.

        Ve arkasından şaşırtıcı bir eylem geleceğini beklemek gerektiğini düşünüyordum.

        ***

        Sınırımızın hemen karşısındaki, Suriye’nin Azez kasabasını kuşatan ve burada konuşlanan YPG mevzilerini, ani bir hücum kararıyla, hedef alarak bombaladığımızı televizyon haberlerinden öğrendik.

        Türk Silahlı Kuvvetleri, fırtına obüsleriyle, Azez’deki YPG üssünü vurmaya başladı.

        Başbakan Ahmet Davutoğlu önceki gün Erzincan’da yaptığı konuşmada, Azez’deki gelişmeler hakkında şunları söyledi:

        60 Bin Suriyeliyi ortada bırakamayız...”

        Böyle bir ifade, sadece bir insani yardım ve himaye iradesi olarak düşünülemez.

        Nitekim Türk hükümetinin bu gelişmeleri isabetle tahmin ettiği ve etkin önlemler almayı planladığı anlaşılıyor.

        ***

        PYD, bölgeyi kontrol eden politik yapının adı; YPG ise PYD’nin silahlı kanadıdır.

        Bu ikilinin bir arada mütalaa edildiği bütün siyasi zeminlerde, Türkiye’nin kendi düşmanını tanımlarken net içerikli bir karar iradesi kullandığı görülüyor.

        Ama bu netlik, Amerika’yı ikna etmiyordu.

        Ve Türkiye açısından sorun nedeni de buydu.

        Davutoğlu’nun açıklaması, net içerik taşıyordu.

        Azez’e saldırı gerçekleştiğinde, devlet zirvesinin istişare toplantısında, olayın bütün ayrıntısının değerlendirildiği belirtiliyordu.

        ***

        Türk müdahalesi sonrasında Amerika, hızla bir açıklamada bulundu.

        Bu açıklamada ifade yumuşak, fakat mahiyet sertti.

        Yani kesin bir dikkat çekme örneği veriliyordu.

        Türkiye karşısında Suriye’yi kayırıyordu...

        ***

        Bundan sonra bu gelişmeler hangi yönde ve derinlikte olabilecektir?

        Hemen kestirmek mümkün olmayabilir.

        Belli ki, çok önemli gelişmelerin eşiğindeyiz...

        Haydi, hayırlısı...

        Diğer Yazılar