Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Cumhurbaşkanının adli yıl açılışına katılmayışını ilkesel olarak doğru bulmadım. Ama sözünü tutup, törene katılmadı. Çünkü Cumhurbaşkanı mazeret beyan etmedi. Sadece kararını tebliğ etti: O gelirse ben gelmem...”

        Bu üslup siyaset mantığına aykırı idi. Bir önceki örnekte yaşanan tecrübe hatası, bu çok ciddi ve önemli törene katılmamanın nedeni olmamalıydı.

        Neyse ki yeni adli yıl münasebetiyle bir mesaj yayınladı. Bunu da isabetli buluyorum...

        ***

        Yeni hükümetin Meclis’e sunacağı programın hazırlık aşamalarında özenli davrandığını var sayabilirim. O kadar ki, Başbakan da, Cumhurbaşkanı’nın üslubuna uyup adli yıl açılışlarına katılmadı.

        Toplantıya katılmamak için sayın başbakan da, bakanlar kurulu toplantısı düzenlemiş. Yani mazeret beyan ediyor.

        İşte Başbakan’ın bu üslubunu anlamakta zorlandım. Bakanlar kurulu toplantısının bir mazeret beyanı olarak değerlendirilmesini makul ve isabetli bulmuyorum.

        ***

        Hükümet programının hazırlık aşamasında muhalefetin öneriler geliştirip iktidarın takdirine sunması, bizin siyasetimizde geleneksel yöntem değildir.

        Muhalefet, genellikle hükümet programını mecliste eleştirmeyi sever: Çünkü o da yurttaş önünde parti siyasetinin gövde gösterisini yapmaktan hoşlanır.

        Bütün siyasi partiler de böyle yaparlar...

        Bu kez ilginç bir gelişme yaşanıyor: CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Davutoğlu Hükümeti’nin programında yer almasının yararlı olduğuna inandığı hususları maddeler halinde belirliyor.

        Bu çalışmayı yeni Başbakan Davutoğlu’na ve onun etrafında hükümet programını hazırlayan kadronun dikkatine sunuyor.

        ***

        Umut Bey, Davutoğlu Hükümeti’ni muhatap alan sorumlu kadroya sunduğu ekonomik önlemler paketinde 11 başlık altında yapılmasının gerekli olduğuna inandığı görüşleri ve önerilerini sunmuş.

        Umut Bey, takdim yazısında yer alan temel ilkeleri şöyle özetliyor: Türkiye ekonomisinin kronik yapısal sorunları çözülerek kırılganlığının giderilmesi, şoklara ve krizlere karşı dayanıklı hale getirilmesi için orta ve uzun vadeli yapısal reformları yapmanın zamanı çoktan geldi de geçiyor bile...”

        Peki, bu önerilen çok akıllı ve çok haklı konulara temas etse bile hükümet programının yazarları acaba bu konuları kapsama alırlar mı?

        Sanmıyorum...

        İşte Türkiye’de siyasetin her aşamada yakışıksız üslubu budur.

        Oysa Umut Oran, sayısal tablolar ve grafikler desteğinde önerdiği önlemler, ülkenin geleceği için önemli çareleri ifade ediyordu.

        ***

        Program, Meclis’e gönderilecek ve okunacak.

        Yani hiçbir değişiklik yapılması mümkün görünmüyor.

        Siyaseten bu üslup “eski tas, eski hamam” geleneğinde değişik olmayacağının örneğini bir kere daha sergilemiş oldu...

        Ama Umut Oran’ın yaklaşımı bir gün sadece “siyaseten alınan” değil, “aranan” öneriler arasındaki itibarlı üslubunu mutlaka kavuşacaktır.

        Diğer Yazılar