Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Bu sıkıntının sebebi ve özeti tek kelimeyle: IŞİD...

        IŞİD, tehdit bahsinde ısrarlı, niyetinde tehditkâr, ölçeğinde korkutucu bir terör örgütü...

        Son birkaç gün içinde televizyonlarda seyrettiğimiz kanlı infaz sahnelerinin düşünüyorum. Bu sahneleri izleyen herkesin IŞİD hakkında mutlaka kesin bir çözüm bulunmasında ittifak edecekleri kuşkusuzdur.

        Bu ittifakın özeti, IŞİD’i yok etmektir.

        Nitekim Obama, IŞİD liderinin öldürülmesini, en açık dille dünya kamuoyu önünde siyasi ve askeri kadrosuna emir olarak verdi.

        ***

        Bu olayda Obama’nın sadece kendi iç kamuoyunu önemsediği açıkça görülüyor. Öte yandan olayı dünya kamuoyunun dikkatine sunarak geniş kapsamlı bir destek arıyor.

        Bu arayış, siyasetin doğasındaki kurnazlıktır.

        Obama bu kurnazlığı kullanıyor. Dünya kamuoyunun IŞİD hakkındaki olumsuz kanaatlerini kullanıyor.

        Hangi lider olsa böyle davranırdı.

        ***

        Türkiye bu konuda mesafeli davranarak bir tür olay soğutma stratejisi uyguluyor. Bunu da doğal karşılamak lazım geliyor...

        Çünkü bu strateji, 49 yurttaşımızın IŞİD elinde rehine olarak tutulmasından kaynaklanmıyor. Türkiye dış politikasındaki yanlışlıkların getirdiği bazı sonuçlar, bu olayda önemli tesir ve sorumluluk yaratıyor.

        Amerika kendi kamuoyunu önemseyince, Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin geçmişte uyguladıkları tekil tercih kararlarını önemsemelerini tabii karşılamak gerekiyor.

        Ancak, Tayyip Bey ile Davutoğlu’nun bu olayda, uluslararası endişe (hatta korkunun) bir gün IŞİD’in böyle zalim infazlar yapacağını düşündüklerini söylemek mümkün mü?

        Hayır değildir! Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin IŞİD konusundaki eski politikalarının aşırı yanlışlıklarını görünce rahatsızlık duyduklarına kuşku yok. Ama eski politikalarını savunmanın zorluğu da görülüyor. Bu zorluğun giderek arttığı da meydanda... Tayyip Bey’in Katar’a giderken yaptığı açıklamanın ürkek üslubu ve aynı kelimelerle kurulmuş cümlelerini sürekli tekrarlaması, çok güvenli ve ikna edici bir dış politika rahatlığında olmadığını gösteriyordu.

        Tayyip Bey, IŞİD’in elinde rehin tutulan vatandaşlarımızın güvenliği gerekçesini öne sürerek, muhtemel bir askeri müdahaleye sadece ‘insani’ ve ‘lojistik’ yardımlarda bulunacağını belirtirken, Obama ağır bir talep içeriği ile üzerine geliyor.

        ***

        Ve bu talebini yumuşak lisanla ama tehdit içeriğiyle söylüyor. İncirlik’i boşaltırım diyor. Erbil’i kullanırım diyor. Ürkek lisan zaafıyla hatta bir Kürt devleti bile kurarım demeğe getiriyor...

        İşin açıkçası Amerika’nın Türkiye’den bu denli yüksek değerli taleplerde bulunacağını eğer diplomasi olarak kestirememişlerse, asıl ciddi sorunumuz şimdi başlıyor demektir.

        İnşallah bu durum, Ortadoğu’da başka bir seçeneğimizin kalmadığı anlamına gelmiyordur.

        Diğer Yazılar