Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Kaçak göçmenleri Avrupa’ya saçlarını sarıya boyayıp lensle gönderiyorlar. Arif Balkan-Şefik Dinç yazı dizisi

        Şefik DİNÇ / Arif BALKAN / YAZI DİZİSİ / HT GAZETE

        Göçmenleri havayoluyla gönderirken kullandığı yöntemleri de anlatan ‘usta’ “En sorunsuz yolcu, dil bilen yolcudur” diyerek yöntemlerini de şöyle sıralıyor: “Yolcu dil biliyorsa 2 gün içerisinde gideceği ülkeye gönderiyorum. İranlılar bizim için en sorunsuz yolculardır. Çünkü dil biliyorlar. Bazı yolcuların saçlarını sarıya boyatıyoruz, gözlerine renkli lens takıp gönderiyoruz. Kafile olarak gönderdiğimiz yolcular oluyor. Avrupa’nın bir ülkesindeki bir turnuvaya katılacak sporcu kafilesi veya kültürel etkinliğe katılacak kafile olarak sahte belgeler düzenliyoruz. Bu şekilde görünmeleri için kıyafetlerinden bagajlarına kadar her şeylerini ayarlıyoruz. En ufak bir şüphe çekmemeleri gerekiyor.”

        TUR OTOBÜSLERİYLE KIYI KENTLERİNE TAŞINIYORLAR

        Yolcularını havayoluyla Avrupa’ya gönderen ‘usta’ deniz ve karayolu ile yapılan kaçakçılığı da anlattı. Deniz yoluyla gönderilen göçmenler Türkiye’de bekledikleri illerden kıyı şeridindeki kentlere götürülüyor ve buradan da açıkta bekleyen gemilere teknelerle taşınıyor. Tek seferde büyük gemilerle 200-300 kişi gönderen bazı kaçakçılar kıyı kentlerinde ya otel satın alıyor veya da bir otelle anlaşıyor. İstanbul’daki göçmenler, dikkat çekip yakalanmamaları için tur otobüsü görünümü verilen otobüslere bindiriliyor. Sorunsuz bir şekilde sevkıyatın yapılacağı Ege veya Akdeniz’deki bir kente ulaşan göçmenler buradan da teknelere bindirilerek gemiye taşınıyor. Açıkta bekleyen gemiye bindirilen göçmenler İtalya’ya götürülüyor.

        TIR DORSELERİNDE ÖZEL BÖLME

        Karayoluyla göçmenlerin Türkiye’den çıkarılması ise TIR’lar veya sınırı yürüyerek geçip yapılıyor. Her seferinde bir TIR dorsesinde 7-10 göçmen gönderen kaçakçılar, sınırı yürüyerek geçişlerde ise çok daha kalabalık grupları geçirebiliyor. Bulgaristan sınırını iyi bilen rehberler kullanan kaçakçılar, göçmenleri minibüs ve otobüslerle Edirne ve Kırklareli’ne götürüyor. Göçmenleri taşıyan aracın önünde eskortluk yapan ve yolda kontrol olup olmadığına bakan bir otomobil de yer alıyor. Sorunsuz bir şekilde sınır bölgesine gelen göçmenler burada rehber eşliğinde 2-3 saatlik bir yürüyüşün ardından Bulgaristan’a geçiriliyor. Buradaki bağlantılı kişiye teslim edilen göçmenler yine otomobillerle Balkanlar üzerinden Avrupa’ya geçiriliyor.

        SAHTECİLİK UZMANI İRANLILAR

        Göçmenleri, düzenledikleri sahte pasaport ve belgelerle Avrupa ülkelerine gönderen göçmen kaçakçıları, gerekli tüm belgeleri de kendileri temin ediyor. Pasaport, kimlik ve vizenin yanı sıra gerekli tüm belgeleri sahtecilere yaptırdıklarını anlatan ‘usta’, sahte belge uzmanlarının İranlılar olduğunu söylüyor.

        “İranlıların yaptığı belgeleri gerçeğinden ayırt etmek çok zor” diyen ‘usta’, “Bazen de çalıntı pasaportlar kullanıyoruz. Avrupa’da hırsızlık çeteleri özellikle pasaport çalıyor ve bunları satıyorlar. Biz de bu pasaportları bazen kullanıyoruz” diyor. ‘Usta’ İranlıların bu sektörde yaptıkları sahte pasaport ve belgelerle nam saldığını söylüyor. Anlatımına göre İranlıların yaptığı sahte belgeler gerçeğinden ayırt edilemiyor. Hatta Hollanda konsolosluğu daha önce sahtecilik yapan 3 İranlıyı aylık 15 bin dolarla işe almış.

        TERÖR ÖRGÜTLERİ DE GEÇİŞ YAPIYOR

        Terör örgütü üyelerinin de aynı yol ve yöntemleri kullanarak Türkiye üzerinden geçiş yaptıklarını anlatan ‘usta’, özellikle son dönemde IŞİD ve Boko Haram üyelerinin de Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçtiğini iddia etti. 2012 yılında İran Konsolosluğu’nun PJAK üyelerini ücretlerini kendisi ödeyerek Türkiye üzerinden Avrupa’ya gönderdiğini ve bu sayının en az 500 olduğunu söyleyen ‘usta’, “Terör örgütleri de aynı yöntemleri kullanıyor. Ancak militanları kendi yaptıkları organizasyonla gönderiyorlar. Boko Haram örgütünün İranlılardan çok sayıda sahte pasaport istediğini biliyorum. Bazı militanlarını da Türkiye üzerinden Avrupa’ya gönderdiler” iddiasında bulundu.

        PARA ‘HAVALECİ’DE BEKLİYOR

        Dolandırılan göçmenlerin hikâyesini anlatan haberleri soruyorum. Göçmen kaçakçılığını organize bir şekilde yapan kişilerin hiçbirinin bu yola başvurmadığını söylüyor. ‘Yolcu gitmek istediği ülkeye varmadan parayı almıyoruz” diyerek yöntemi şöyle anlatıyor: “Yolcu, bizimle irtibat kurduktan sonra parayı ‘havaleci’ dediğimiz bir aracıya teslim ediyor. Bu aracı ya döviz bürosu ya da şirket görünümüyle çalışan ve para transferi yapan kişidir. Şirketin veya döviz bürosunun İstanbul, Irak, İran veya başka bir ülkede de bürosu bulunuyor. Yolcu parayı istediği bir büroya yatırıyor. Ben büroya parayı yatırıp yatırmadığını soruyorum. Yatırdıysa hemen işlemlerini başlatıyorum. Yerine ulaştığında da havaleciye bu bilgiyi ulaştırıyor ve ben de parayı istediğim bir bürodan çekiyorum. Havaleci bunun karşılığında bir komisyon alıyor.”

        DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN

        Her dönemde göçmen kaçakçılığı faaliyetlerine sahne olan Edirne’de trafik son 2 yılda katlanarak arttı. 2010 yılında 8 bin 384 göçmenin yakalandığı şehirde 2014’e gelindiğinde yakalanan göçmen sayısı 17 bin 23 olarak kayıtlara geçti. Suriye iç savaşının başladığı yıl olan 2011’de 19 bin 846 göçmenin yakalandığı Edirne’de son 5 yılda yakalanan toplam göçmen sayısı 77 bin 108 olarak kaydedildi. Yakalananların uyrukları, dünyanın dört bir yanından geldiklerini ortaya koyuyor. Suriye, Burma, Filistin, Eritre, Afganistan, Somali, Irak, Pakistan, Gürcistan, İran, Cezayir, Fas, Mali, Kongo, Fildişi Sahili, Gana ve Ruanda pasaportu taşıyorlar.

        ‘BU İŞİ SEVAP GÖRÜYORUM’

        Edirne’de çeşitli tarihlerde insan tacirliği yapan hatta bu suçtan yargılanan bir kaçakçı, isminin gizli kalmasını isteyerek ‘umuda yolculuk’un detaylarını Habertürk’e anlattı. Bir otel lobisinde buluştuğumuz organizatör İ., ilk etapta isteksiz olsa da işleyişi anlatmaya başlıyor. Edirne’nin göçmenler için Avrupa’ya gitmek üzere kilit bir nokta olduğunu söyleyen İ., genellikle sınır hattındaki ormanlık alanların kullanıldığını belirterek “Ormanlık alanlarda sınır devriye birimleri çok sık olmaz” diyor. Göçmen trafiğinin başlangıç noktasının İstanbul olduğunu belirten İ., “Aksaray ve Taksim merkez nokta. Göçmen oradaki kaçakçılarla anlaşır. Geçiş güzergâhının sağlamlığına, barındırdığı risklere göre fiyat da değişir. Garanti veren bile olur. Ama her 10 geçiş girişiminin en fazla 2’si başarılı olur” bilgisini veriyor.

        ‘MASRAFLAR KAÇAKÇIDAN’

        İnsan taciri İ., İstanbul’da göçmenlerle anlaşan kaçakçının kendilerini aradığını belirterek şunları anlatıyor: “Para her zaman İstanbul’daki kaçakçıya ödenir. Göçmenler, araçlarla Edirne’ye gider. Onları karşıladıktan sonra geçiş için uygun an gelene kadar, ki bu birkaç günü de alabilir bazen haftaları da alıyor, tüm masraflarını biz karşılarız. Edirne’de her kaçakçının çalıştığı ve ‘kanalcı’ denilen kişiler vardır. Kaçakçı, kafileyi kanalcıya emanet eder. Kanalcılar genellikle Afganistan ve Pakistan uyruklu olur. Yaptıkları iş, koca bir silsilenin en riskli bölümü aslında. Yakalandıklarında, ki genellikle yakalanırlar, göçmenlerin arasına karışıp kaçakçı olduklarını gizlerler. Böylece ceza almadan işin içinden sıyrılırlar. Kendilerine ait, kimseye söylemedikleri rotaları da vardır. Her kanalcı en güvenli yolun kendi rotası olduğunu öne sürer. Kafile geçişi sağlarsa Bulgaristan’da onları bir diğer kaçakçı karşılar. Kafileyi genellikle Sofya’ya götürürler. Bulgaristan, göçmenlerin transit geçtiği ülkedir. Pek çoğu genellikle Romanya üzerinden tüm Avrupa’ya dağılırlar.”

        ‘ÇOK ZARAR ETTİM’

        Kaçakçı İ., parasını iş sorunsuz biterse alabildiğini anlatarak “İş biter, göçmen sağ salim Avrupa’ya ulaşırsa İstanbul’daki kaçakçıyı arar. Daha sonra İstanbul’daki organizatör bizi arar ve gidip paramızı alırız. Kanalcı ve ulaşımı sağlayanlar, parasını her halükârda bizden alır. İş bitmezse biz zarar ederiz. Masraflar cebimizden çıkar. Ben bu şekilde çok zarar ettim” diyor. Göçmenlerin asıl hedefinin Almanya olduğunu belirten İ., “Almanya’da sosyal ve ekonomik haklar oldukça cazip. Hemen hepsi oraya gitmenin hayalini kuruyor” diyor.

        ‘KAÇAMADI KAÇAKÇI OLDU’

        Kaçakçı İ., yaptığı işe suç olarak bakmadığını belirterek “Bu işi sevap olarak görüyorum. İnsanların durumu perişan. Bunu sömüren ve onları kandıranlar da var. Ben hiçbir zaman o yola başvurmadım” ifadesini kullanıyor. Edirne’de göçmen trafiğinin ilginç bir hal aldığını belirten İ., “Ben otelcilik yapıyordum. Bu işleri o sayede öğrendim. Burada ilginç bir sektör de oluştu. 4 kez yasadışı yollardan Avrupa’ya geçmeyi deneyen ama bir türlü başaramayan biri vardı, Filistinli Muhammed adında. Her defasında yakalandı. Bir süre sonra baktık ki o da göçmen kaçakçılığına başlamış. Para kazandı, işi öğrendi. En son görüştüğümüzde Macaristan’a yerleştiğini öğrendim. Bu işi yapan kolay kolay bırakamaz. Çünkü bir başarılı geçişte binlerce Euro para kazanılıyor” diyor.

        ‘MEVZUAT ETKİSİZ’

        Edirne’de İl Jandarma Komutanlığı, kentte yaygın olarak yürüyen yasadışı göçmen kaçakçılığı faaliyetlerine karşın etkili bir mücadele yürütüyor. Jandarma birimleri, son 5 yılda kaçakçılara yönelik 8 bin 721 ayrı operasyon gerçekleştirdi. Sınırı geçmeye çalışırken yakalanan göçmenlerin uyruklarına göre yürüyen prosedür sınır dışı edilmeye kadar varıyor. Ancak Suriye uyruklular için bu durum çok geçerli değil. Geçici sığınma statüsü sahibi Suriyelilerin üçüncü bir ülkeye çıkışları yasak olsa da sınır geçme teşebbüsleri sırasında yakalandıklarında herhangi bir cezai yaptırım uygulanmıyor. Edirne’de son 5 yılda jandarma birimleri tarafından göçmen kaçakçılarına yönelik operasyonlar kapsamında bin 21 insan taciri gözaltına alındı. Gözaltına alınan kaçakçıların büyük bölümü ise çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklandı. Ancak yasa gereği pek çoğu birkaç ay cezaevinde kaldıktan sonra tekrar kaçakçılık yapmaya devam ediyor.

        YARIN: AKSARAY’IN DEĞIŞEN YÜZÜ... AKSARAY’IN ADI NASIL ‘AFRIKA MAHALLESI’ OLDU? GEÇIŞ NOKTASI OLAN İSTANBUL’A YERLEŞEN GÖÇMENLER NELER ANLATIYOR?

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ