Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

YAZI DİZİSİ 1

Türkiye’nin tarih hazinesi birbiri ardına yapılan yeni keşifler ve yurtdışına çıkarılan paha biçilmez eserlerin geri getirilmesiyle gün geçtikçe zenginleşiyor. Kazı alanlarından müjdeli haberler gelmeye devam ederken kentsel dönüşüm çalışmaları sırasında da yeraltından adeta tarih fışkırıyor. Türkiye’de son yılların en büyük arkeolojik keşifleri İstanbul’da Marmaray ve metro projeleri sırasında gerçekleşti. Yenikapı’da Erken Bizans Dönemi’nin en büyük limanı olan Theodosius gün ışığına çıkarıldı. Nevşehir Belediye Başkanlığı ve TOKİ ile yapılan protokol kapsamında kentsel dönüşüm projesi uygulanan Nevşehir Kalesi’nde yeraltı kaya yerleşimi tespit edildi. İzmit’te, bir otoparkta yapılan kazıda Roma dönemine ait başsız kadın heykeli bulundu. Osmaniye’nin Kadirli İlçesi’nde ise Roma dönemine ait olduğu tahmin edilen, hayvan motifli mozaik kalıntıları ortaya çıktı.

Öte yandan Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen kazılarda Aydın’da Tralleis Antik Kenti’nde tarihi sunak ve Antalya’nın Perge Antik Kenti’nde tarihi Tykhe heykeli bulundu. Ardından Ordu’nun antik Kurul Kalesi’nde 2 bin 300 yıllık tarihe sahip tanrıça Kibele heykeli çıkarıldı. Son müjdeli haber ise Konya’daki Çatalhöyük kazılarından geldi. Alanda Neolitik Dönem’e (MÖ 8000-5500) ait ve vücudunun tüm parçalarının noksansız olması nedeniyle “eşsiz” olarak nitelendirilen kadın figürü (heykelcik) bulundu. Yurtdışına kaçırılan tarihi eserlerin izini de süren bakanlık, 2016 yılında Amerika’da Sultan 2. Abdülhamid dönemine ait Osmanlı Devlet Arması’nı bularak Türkiye’ye geri kazandırdı. İşte Türkiye’de son kazılarla ve kentsel dönüşüm çalışmaları sırasında gün ışığına çıkan o eşsiz eserler...

SON YILLARIN EN ÖNEMLİ KEŞFİ

Ordu merkez Bayadı Köyü’nde bulunan Kurul Kalesi’nde, 2016 yılında yapılan kazı çalışmalarında ana girişin hemen iç koridorunda yer alan duvardaki niş içinde Kibele heykeli bulundu. Heykel, kalenin Romalılar tarafından ele geçirilmesi sırasında yaşanan ağır tahribat nedeniyle yıkıntılar arasında kalmış, hem üstten çöken pişmiş kerpiç ve taşlar, hem de ağır yangın mermer heykele kısmen zarar vermiş durumda. Tahtıyla birlikte 110 cm olan heykelin boyu ise 90 cm. Her iki kolu hemen tahtın iki yanına düşmüş olan Kibele heykelinin yangın nedeniyle başının üst kısmında ve dizlerinde küçük tahribatlar oluşmuş durumda. Üzerine düşen taşın ağırlığı ile boyun ve bel kısmında kırılma ve kayma olan heykel, Türkiye’de yerinde bulunan ilk mermer heykel olma özelliğini taşıyor.

PERGE’DE TYKHE HEYKELİ

Antalya’nın Aksu ilçesi’nde bulunan Perge Antik Kenti’nde, 2016 yılında yürütülen kazı çalışmalarında oldukça sağlam durumda Tykhe heykeli ortaya çıkarıldı. Heykel, 1.70 m. yükseklik, 0.60 m. genişlik ve 0.35 m. derinliğe sahip. İnce gözenekli beyaz mermerden yapılan heykel, diz altından her iki ayak, dirsek hizasından sol kol, omza yakın bölümden sağ kol ve baş eksik. Eserin diz hizası göğüs arası ve sol koldan sarkan elbise kıvrımlarında kopma ve aşınmalar bulunuyor.

SAGALASSOS’TA MEZAR

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Burdur’un Ağlasun İlçesi, Sagalassos Antik Kenti’nde yapılan kazı çalışmalarında bir kremasyon urnesi ve mezar gün yüzüne çıkarıldı. MS 2. yüzyıla tarihlenen lahdin altında, içerisinde bir kremasyon urnesi ve ikinci kremasyonun kemiklerini içeren tonozlu bir oda da tespit edildi

NEVŞEHİR’DE YERALTI KENTİ

Nevşehir Belediye Başkanlığı ve TOKİ ile yapılan protokol kapsamında kentsel dönüşüm projesi uygulanan Nevşehir Kalesi’ndeki niteliksiz yapıların altında 12/13. yüzyıla ait kaya yerleşimi olduğu tespit edildi. Sit alanı ilan edilen bölgede 5 adet ana galeri ortaya çıkarıldı. Bölgedeki kaya oyma kilisesi Nevşehir il merkezinde bugüne kadar tespit edilmiş tek kilise olması açısından önem taşıyor. Yeraltı şehrinde yeni galeriler aranıyor.

TANRIÇANIN ŞAHİN HEYKELİ

Niğde’nin Altunhisar İlçesi’ndeki Kınık Höyük’te Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle Prof. Dr. Lorenzo d’Alfonso başkanlığında gerçekleştirilen 2016 yılı kazı çalışmalarında Akhamenid Dönemi’ne ait riyolitten (volkanik bir kayaç) yapılmış bir şahin heykelciği bulundu. Kazı çalışmalarında 2 parça halinde bulunan ve restorasyon çalışmalarıyla tamamlanan heykel, Geç Akhamenid Dönemi’ne tarihlendiriliyor. Kaide üzerinde, ayakta durur vaziyette betimlenen figürün yüksekliği 211 mm, kaide genişliği 70 mm, kaide uzunluğu 82 mm. Orta Anadolu’da tapınağa rastlanmamakla birlikte; Kınık Höyük kutsal yapısının kil zemini üzerinde bulunan şahin heykelciği ve ele geçirilen diğer figürlerin adak malzemesi olarak bir tanrıçaya ithaf edildiği düşünülüyor.

GREKÇE YAZILI SUNAK

Aydın’da Tralleis Antik Kenti III. Derece Arkeolojik Sit Alanı’nda, 2016 yılında yapılan kazılarda MÖ 1. yüzyıl ile MS 1. yüzyıllar arasında yapıldığı tahmin edilen bir oda mezarına rastlandı. Mezarda pişmiş toprak bir maskın yanı sıra çok sayıda kandil ve çeşitli mezar hediyesi kaplar bulundu. Mezarla bağlantılı yapıların ortaya çıkarılması amacıyla devam ettirilen kazılarda dromosun (mezar odasına girişi sağlayan yol) kuzeyinde 1.10 metre yüksekliğinde, 0.69 metre çapında bir sunak açığa çıkarıldı. Üzerinde 10 satır Grekçe yazı bulunan silindir formlu sunağın cephesinde kabartma olarak bukranion (boğa, sığır, öküz gibi hayvanların baş betimlemesi) ve girland motifleri yer alıyor. İlk belirlemelere göre eserde bir tiyatro sanatçısıyla ilgili bilgilerin yer aldığı sanılıyor. Sunak, Aydın Müze Müdürlüğü’ne taşındı.

8500 YILLIK TARİH

Marmaray ve metro projeleri kapsamında yürütülen Yenikapı kazılarında Neolitik Dönem’den başlayıp, kesintisiz olarak günümüze kadar ulaşan ve kent tarihine ışık tutan 35 bin eser belgelendi. Marmaray ve metronun bir süre gecikmesine de yol açan kazılar 2004 yılında başlarken, son aşamasına gelindi. Yenikapı’da 58 bin metrekare alanda deniz seviyesinin 3 metre üzerinde başlayan arkeolojik kazılar sırasında Geç Osmanlı Dönemi’ne ait kültür dolgusunda 19. yüzyıla tarihlendirilen küçük imalathaneler ve işliklere ait mimari kalıntılar ile sokak dokusu bulundu. İstanbul tarihinin en kapsamlı arkeolojik kazılarına dönüşen bu çalışmalar sırasında, merkezi bir istasyonun kurulacağı Yenikapı’da Erken Bizans Dönemi’nin en büyük limanı olan Theodosius Limanı gün ışığına çıkarıldı. Ayrıca Marmaray kazı alanında 13, metro kazı alanında 22 olmak üzere değişik ölçü ve tipte 5-11. yüzyıllara tarihlendirilen 35 tekne kalıntısı gün ışığına çıkarıldı. Yenikapı Neolitik yerleşmesi, Tarihi Yarımada’nın yerleşim tarihini günümüzden yaklaşık 8500 yıl geriye taşıdı.

OTOPARKTA HEYKEL ÇIKTI

İzmit’in Çukurbağ Mahallesi’nde, eskiden otopark olarak kullanılan bir arsada yapılan çalışmalar sırasında yaklaşık 5 metre derinlikte heykele rastlayan işçiler yetkililere haber verdi. Daha önce başta Herkül heykeli olmak üzere birçok tarihi eser bulunan mahalleye İzmit Arkeoloji ve Etnografya Müzesi Müdürlüğü’nden arkeologlar gönderildi. 2 metre uzunluğundaki heykelin, Roma dönemine ait yaklaşık 2 bin yıllık olduğu tahmin ediliyor. Bir tanrıçayı tasvir ettiği düşünülen heykelle ilgili incelemeler sürüyor.

İNŞAAT FİRMASI BULDU

Osmaniye’nin Kadirli İlçesi’nde bir firma 3. derece sit alanı içindeki arazilerinde inşaat yapıp yapmayacağını tespit ederken Roma dönemine ait olduğu tahmin edilen hayvan motifli mozaik kalıntıları buldu. Mozaik Osmaniye Müze Müdürlüğü’nce inceleniyor.

İLK KURGAN TİPİ MEZAR

İstanbul Silivri’de yer alan Cambaztepe Tümülüsü’nde İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü’nce 2015’in son günlerinde başlatılan kazı çalışmalarında 6 metre çapında tek sıra taştan oluşturulmuş dairesel planlı yapı içerisinde, 175 cm x 126 cm boyutlarında dikdörtgen planlı bir mezar yapısı açığa çıkarıldı. Bulunan mezar, tümülüs tarzı mezarların öncülü olan kurgan tipinde inşa edilmiş. Yaklaşık olarak MÖ 3000 yıllarına tarihlenen ve tümülüs mezarların öncülü olan bu kurgan tipi mezar yapısı, Trakya bölgesinde bulunmuş ve kazısı yapılarak tamamen ortaya çıkarılmış ilk ve en eski örnek olması açısından büyük önem taşıyor.

YAZI DİZİSİ 2

Kazı alanlarındaki yeni keşifler, yurtdışından geri alınan kıymetli parçalar, kentsel dönüşüm ve Marmaray gibi önemli altyapı projeleri sırasında bulunan hazinelerle zenginleşen Türkiye’nin tarihi hazinelerine, TANAP kazılarından da katkı geldi. Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TANAP) güzergâhı üzerinde bulunan Alaybeyi Arkeolojik Alanı’nda gerçekleştirilen kazılarda, bölgenin tarihini değiştirecek bulgulara ulaşıldı. Muğla’nın Milas İlçesi’ndeki Yeniköy ve Kemerköy termik santrallarını besleyen kömür sahalarındaki kazılarda ise Erken Demir Çağı, Helenistik, Roma ve Doğu Roma dönemlerine ait çok sayıda eser bulundu.

TANAP KAZILARINDA KARAZ İZİ

Azerbaycan doğalgazını Avrupa’ya taşımak üzere inşa edilen Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP) güzergâhı üzerinde bulunan Alaybeyi Arkeolojik Alanı’nda gerçekleştirilen kazılarda, Erken Tunç Çağı’na tarihlenen ve Kafkaslar’dan Mezopotamya’ya kadar yayılım gösteren “Karaz” kültürüne ait bir yerleşim evresi tespit edildi. Burada diagonal duvarların oluşturduğu mimari bir kompleks, bu kompleks içerisinde kalan yuvarlak planlı bir yapı ve bu yapının çevresinde hayvan başları, hoker tarzı gömüler, kutsal amaçlarla kullanılan farklı formlarda ocaklar ve bölgede daha önce hiç görülmemiş ana tanrıça idolleri ve figürleri ele geçirildi. Söz konusu alanın dini ritüeller ve kurban törenlerinin gerçekleştirildiği, kutsal bir alan olduğu değerlendiriliyor. Bölgedeki buluntular, Demir Çağı’nda burada göçer grupların yaşadığına işaret ediyor.

ROMA DÖNEMİNE AİT ESERLER

Muğla’nın Milas İlçesi’ndeki Yeniköy ve Kemerköy termik santrallarını besleyen dekupaj alanlarından Mengefe, Hüsamlar ve Belentepe açık kömür ocaklarında ilk kez 2006 yılında tarihi eserlere rastlandı. Ortaya çıkan antik yerleşimlerdeki kültür varlıklarını kurtarma kazılarına 2014 yılında başlandı. Halen devam eden kazı çalışmalarında bölge tarihini değiştirecek nitelikte bulgulara ulaşıldı. Hüsamlar Köyü kazılarında Erken Demir Çağı ve Helenistik Dönem’e tarihlenen oda mezarlar ortaya çıkarıldı. Belentepe’deki arkeolojik alanlarda Helenistik, Roma ve Doğu Roma dönemlerine ait çok sayıda eser bulundu. Belentepe’deki kazıda dip kısmı ve ağız kısmı yuvarlak kapakla kapatılmış, kemikten yapılmış pyksis bulundu. Yuvarlak parfüm kutusu olarak yapılan ve kadın süs eşyası olarak kullanılan kutunun gövdesinde 2 adet kanatlı eros tasviri alçak kabartma olarak işlenmiş.

YURTDIŞINDAN NELER GELDİ?

BRONZ AT KOŞUM TAKIMI PARÇASI: Amerika’da yaşayan Anne Daughtry adlı kişi, MS 2. yüzyıla tarihlenen Roma Dönemi’ne ait bronz at koşum takımı parçasını kendi isteğiyle 2014 yılında Los Angeles Başkonsolosluğu’na teslim etti.

MEZAR STELİ: ABD’nin Indiana Eyaleti’ndeki Valparaiso Üniversitesi, Brauer Sanat Müzesi koleksiyonunda bulunan Sardis kökenli 2 adet mezar stelini 2015’te anavatanına gönderdi.

EL YAZMASI: Konya Yusuf Ağa Kütüphanesi’nden çalınan “Lubab el İşaret ve’t-Tenbihat” ve “Miftahu’l Ulum” adlı 2 adet el yazması, ABD’de bulundu.

OSMANLI BAYRAĞI: 1. Dünya Savaşı sırasında Şam’da Osmanlı Karargâhı’nın İngiliz kuvvetlerince işgal edilmesinin ardından gönderden indirilen Osmanlı bayrağı, İngiliz bir askerin torunu tarafından Türkiye’ye teslim edildi.

MEZAR ADAK STELİ: Lidya Uygarlığı’na ait Manisa kökenli 10 adet mezar ve adak stelinin ABD’de internet üzerinden satışa çıkarılması üzerine bakanlık harekete geçti.

MEZAR TAŞLARI: İngiltere’de bir müzayede evinde satışa çıkarılan 18. yüzyıla ait 4 Osmanlı mezar taşı, yapılan girişimler sonucu yurda getirildi.

KARGO İLE YOLLANDI

Avusturya’nın başkenti Viyana’da yaşayan bir kişi, kargo ile Antalya Müzesi Müdürlüğü’ne bir boğa başı figürü gönderdi. Paket içerisinde, Antalya Müzesi Müdürlüğü’ne yazılmış Almanca bir not da vardı. Notta, şahsın 1963 yılında 1 haftalığına geldiği Antalya’da bahse konu eseri satın aldığı ve artık eseri kendi anayurduna iade etmek istediği yazıyordu. Tunç Çağı’na ait olan eser, pişmiş topraktan yapılmış. 9 cm boyunda ve 7 cm enindeki eser, Antalya Müzesi Müdürlüğü’nde korunuyor.

BOĞA BAŞI FİGÜRÜ

BULUNDUĞU YER: Avusturya/Viyana
TARİHİ: MÖ 3000-1200
TÜRKİYE’YE GETİRİLDİĞİ TARİH: 2016
SERGİLENDİĞİ MÜZE: Antalya Müzesi Müdürlüğü
BOYUTU-ÖLÇÜSÜ: 9 cm boyunda ve 7 cm eninde.

İLK SIRADA SIRBİSTAN VAR

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Anadolu’dan yurtdışına kaçırılan tarihi eserleri hafiye gibi aramaya devam ediyor. Bakanlık, son 14 yıl içerisinde 4 bin 269 tarihi eserin izini bularak Türkiye’ye kazandırdı. İadesi sağlanan eserlerin ülkelere göre dağılımında Sırbistan bin 865 eserle ilk sırada yer aldı. Onu Almanya (bin 242), İsviçre (407), Avusturya (321), Hırvatistan (133), ABD (154), İngiltere (60), Avustralya (24), Birleşik Arap Emirlikleri (23), Bulgaristan (20), Fransa (18) takip etti. 2011 yılı ise Türkiye’ye iadelerin en yoğun olduğu yıl oldu. 2011’de toplam bin 885 eser Türkiye’ye geri döndü.

SİNAN PAŞA’NIN ÇİNİLERİ 2012’DE GERİ ALINDI

Bursa Sinanpaşa Camii’nde 2002 yılında gerçekleştirilen soygunda çalınan ve üzerinde Kuran-ı Kerim’den Haşr Suresi’nin 23. ayetinin bir bölümünün yazılı olduğu pencere süslemesini oluşturan 34 parça çini karo, İngiltere’de ortaya çıktı. 2012 yılında bakanlık tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda İngiltere’den iadesi sağlanan eserler, Ankara Etnoğrafya Müzesi Müdürlüğü’nde ziyarete açıldı.

BREMEN BİT PAZARINDA BİZANS HAZİNESİ

Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2002 yılında Almanya’nın Bremen kentinde bit pazarında bin 182 eserin satışa çıktığını tespit etti. Bakanlık, söz konusu eserlerle ilgili Almanya’dan adli yardım talebinde bulundu. Eserlerin iadesiyle ilgili olumsuz yanıt verilmesi üzerine Dışişleri Bakanlığı, Hannover Başkonsolosluğu’nun temin ettiği bir avukatlık firması aracılığıyla Almanya’da dava açtı. Türkiye’nin haklı bulunması sonucunda, 2008 yılında eserler Türkiye’ye getirildi. Grek, Roma ve Bizans dönemine ait 716 sikke ile madeni süs eşyaları, mücevherler, haçlar ve mızrak uçlarından oluşan toplam bin 182 eser, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürlüğü’nde koruma altına alındı.

DEVLETİN BÜYÜKLÜĞÜNÜ TEMSİL EDİYOR

Amerika’da ikamet eden bir Türk’ün elinde bulunan Osmanlı Devlet Arması, 2016 yılında Türkiye’ye geri döndü. Los Angeles Başkonsolosluğu tarafından teslim alınan arma, Ankara Etnografya Müzesi Müdürlüğü’ne verildi. Sultan 2. Abdülhamid dönemine ait olan arma, atlas kumaş üzerine renkli iplerle işlenmiş. Armadaki güneş devletin büyüklüğünü, güneşin ortasındaki tuğra en büyük Müslüman Türk hanedanını, kavuk saltanat ve hilafeti, çiçekler müsamahayı, terazi adaleti, kitap Kuran-ı Kerim’i, silahlar orduyu, madalyonlar çeşitli milletlerden oluşan Osmanlı’yı temsil ediyor.

OSMANLI DEVLET ARMASI

BULUNDUĞU YER: ABD TARİHİ: 1876-1909
TÜRKİYE’YE GETİRİLDİĞİ TARİH: 26 Ocak 2016
SERGİLENDİĞİ MÜZE: Ankara Etnografya Müzesi
BOYUTU-ÖLÇÜSÜ: 35 x 40 cm
ÖNEMİ/ÖZELLİĞİ: Sultan 2. Abdülhamid dönemine ait.

 

AYKUT YILMAZ / GAZETE HABERTÜRK

BAKMADAN GEÇME