Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

Mitsubishi yeni L200 Isparta Davraz lansman

Giriş: 27.08.2015 - 16:50 | Güncelleme:

Mitsubishi'nin yeni L200'ü'nün Isparta Davraz-Antalya arasında off-road'da test ettik

BARIŞ ERKAYA/HABERTURK.COM/otomatik viTEST


Bir gün birine yol tarifi sordunuz ve size dedi ki; "Şu dağı görüyor musun. Onu aş, ovaya in, gölün kenarından geç ve karşına çıkan ormanın içerisinden devam et..."

Bilin ki yolu tarif eden ya gerçekten bir delidir ya da off-road delisidir.
Çünkü ancak böyle bir tutku gerçek anlamıyla bir insanı yoldan çıkartır.

Isparta'daki Davraz Kayak Merkezi'nden başlayacağımız yolculuk öncesinde hem Mitsubishi'nin bizi asfalt yolların dışına çıkaracak olan yeni pick-up'ı L200 hem de izleyeceğimiz off-road rotası için oldukça ayrıntılı bir bilgi aldık.
Off-road rehberimiz ise bu işte oldukça profesyonel. Hem bir arkeolog hem de TRT'nin Zor Yollar Belgeseli ekibinden bir isim: Ümit Işın.
Neredeyse Türkiye'de geçmediği engebe, çukur kalmamış. 

Şimdi biraz ondan dinleyelim taktikleri. Mesela bizim gibi şehirde otomobil kullanmaya alışmış olanlar için benim en dikkatimi çeken taktiklerden biri: Direksiyonu asla ve asla parmaklarını direksiyonun içine sokacak şekilde kavramayacaksın off-road'da. Özellikle taşlık arazilerden geçerken yüzlerce kiloya ulaşan bir güçle kontrolün dışında dönen direksiyonun parmaklarını, elini, kolunu kırması işten bile değil.
Bunu duyunca tabii ki daha bir dikkat kesiliyor insan anlattıklarına.

BUYRUN SİZ DE DİNLEYİN EN ÖZET OFF-ROAD KURALLARINI






"Ertesi gün sabah saat 09:00'da herkes araç başında olacak" komutuyla 20'den fazla otomotiv sektörü gazetecisi otelin dört bir yanına dağılıyor.
Kimi ertesi günü bineceği aracı incelemek için otelin otoparkına gidiyor, kimi ise elimize tutuşturulan listelere göre birlikte yola çıkacağı arkadaşıyla konuşmaya.
Benim yolu paylaşacağım arkadaşım Bloomberg HT'den Selçuk Yıldırım.
Selçuk benden çok daha tecrübeli. Çünkü bu virüs onun kanına gireli çok olmuş ve çoktan binek otomobilini satıp bir 4X4 almış bile. Hatta bir ara baktım Ümit Işın'a "Ümit Abi" diyor. Sorunca öğrendim ki, bu Ümit Işın'la ilk yoldan çıkışı değilmiş :)



Benim tecrübem ise yaptığım model testlerinde 4X4'lerin ne kadar 4X4 olduğunu görebilmek için araçları vurduğum mütevazi tepelerden ibaret. Onda da zaten hafta içi birkaç günlük test süresi boyunca İstanbul'da ulaşabileceğin tepe sayısı adı üzerinde 7, hepsine otoyolda ve üstelik yoğun trafik içerisinde gidiliyor, ova hiç yok, İstanbul'daki tek gölün kenarı ise uluslararası karayolu... Haliyle bulduğun en ufak tepeye yardırmaktan ibaret bizimkisi.

Fakat bu defaki güzergah hiç de o tepelere benzemiyor.
Koca bir dağlar bölgesini aşıp, ovalardan geçip, göllerin ve uçurumların kenarından dolaşıp Isparta'dan neredeyse Antalya'ya kadar doğru dürüst asfalt yola çıkılmayacak bir rotadan bahsediliyor.


YAKINDAN İNCELEMEK İSTEYENLER İÇİN İŞTE YOL ALACAĞIMIZ ROTA





Bu arada Google Earth maalesef bazen kafasına rota çizebiliyor tüm çabalara rağmen. Eğer size Kovada Gölü'nden uzak bir güzergah gösteriyorsa siz Kovada Gölü kıyısından, Yazılı Kanyon üzerinden, Karacaören Barajı'nın çevresinden dolaşan güzergahı dikkate alın.
Aynen şu fotoğraftaki gibi...



Sabah, Ümit Işın'ın "aman ha kahvaltıda çok fazla yemeyin, yolda sıkıntı yaşamayalım" uyarılarına inat sağlam bir kahvaltının ardından 10 numaralı beyaz L200'ün başına dikildim.
Selçuk da oradaydı. GoPro kamera iyi bir görüş açısı yakalayacak şekilde araca monte edildi, rotada şoförler arasında ilk paylaşım yapıldı. 
Ben haliyle startı araçtaki ustaya teslim ettim.

20'den fazla Mitsubishi L200 pick-up'ın oluşturduğu konvoyla toprak bir patikadan ağır ağır Davraz'ın zirvelerine doğru tırmanmaya başladık.
Telsizden "günaydın" bahane-"telsiz çalışıyor mu?" şahane bir selamlaşmayı bitirdikten sonra kısa süre içerisinde ilk engele ulaşmıştık.

İlk engelimiz dikçe bir tepeydi. Bu tepeye çıkacak olan direksiyondaki şoförlere Ümit Işın ince taktikleri anlatıyordu: "Araçların vitesini 1'e düşürüyoruz. Otomatik araçlar da manuele geçmeli. Onlar da manuel viteste 1'e alınacak. Arazi vitesini ise 4LLC moduna alıyoruz".

Bu arada yeri gelmişken bahsedelim: Mitsubishi'nin diğer bir 4X4'ü Pajero'dan pick-up'ına da aktardığı Super Select arazi modunda 4LLC vitesi, merkezi diferansiyel kilitli halde düşük devir dört çeker anlamına geliyor.
Bunun dışında kar, çamur ve kum gibi arazi şartlarında kullanılan bir diğer merkezi diferansiyel kilitli dört çeker düşük devir 4HLC var.
Yüksek devirlerde yani toprak veya taş ama daha düz yollarda kullanılan part time dört çeker 4H ile ön aksı boşta bırakan 2H ise diğer kullanılabilecek vites seçenekleri.

İlk engelde bu tecrübeyi tatmam için Selçuk direksiyonu bana emanet ediyor. Onun tavsiyeleriyle hiç zorlanmadan tepeye çıkıyoruz. İniş ise çok daha yavaş oluyor. Çünkü altımızdaki pick-up'ın, lastiklerini koyacak bir düzlük bulması neredeyse imkansız diyebileceğimiz bir araziye iniyoruz.


Fakat burayı da yavaş yavaş kazasız belasız geçiyoruz.

Tekrar toprak yola çıkarak ilk hedefimiz olan kahve molasının yapılacağı alana doğru hızı artırarak yol alıyoruz. 

Toprak yoldan çıktığımız ilk nokta ise oldukça sert ağaçların arasından giden bir patika. Her ne kadar Mitsubishi L-200 piyasadaki diğer pick-up'lara göre biraz daha kompakt bir gövdeye sahip olsa da aracı çizmeden ve öndeki konvoyu kaybetmeyecek bir hızla gitmek adrenalini biraz artırıyor. Zevkli bir cambazlığın sonunda kasnak meşeleriyle kaplı bir kamp alanındayız. 




Kısa bir kahve ve ihtiyaç molasının ardından ben tekrar direksiyona geçiyorum. 
Şimdi ilk hedefimiz Kovada Gölü. 
Rotanın bu kısmında tekrar rakımın hızla yükseldiğini kıyısından hızla geçtiğimiz uçurumlardan anlıyorum.
Fakat bu arada bir süre tozlu köy yollarına çıkıp araçların gücünü burada da test etme imkanı buluyoruz.
Yolculuğun ilk çeyreğinde araziden başarıyla çıkan araçlarımız, bu yollarda da oldukça hızlı toz kaldırıyor. 
Önünden geçtiğimiz köy halkının önce kısa bir şaşkınlık yaşadığı, ardından hemen el salladığı bu güzergahta arazide kaybettiğimiz süreyi telafi ediyoruz. Öyle ya, akşam İstanbul'a dönecek bir uçağımız ve uçağa yetişmek için de önümüzdeki koca bir dağlık arazi var. 

Nihayet Kovada Gölü'ne varıyoruz.
Her ne kadar fark etmesek de yolculuğun ilk yarısı bütün şoförleri acıktırmış. Lezzetini unuttuğumuz türden yemeklerle dolu uzun bir moladan sonra ben koltukta bulduğum kuruyemiş kutusuyla sinema moduna geçiyorum. Artık direksiyonda Selçuk var. 

İŞTE OFF-ROAD TURUMUZDAN KÜÇÜK BİR KESİT




Rotanın üçüncü çeyreklik bölümündeki hedef ise Yazılı Kanyon. Yolda bir yandan telsizle Ümit Işın'ın, Yazılı Kanyon hakkında bahsettiği tarihi bilgileri dinliyorum, diğer yandan Selçuk'un giderek sertleşen arazideki manevralarını takip ediyorum. 
Kilometreler ilerledikçe, Akdeniz'e dönüşen doğanın inanılmaz manzarasını gördükçe de off-road virüsü hızla kanıma yayılıyor. 
Elbette bir ara bu rotanın birkaç gün önce Ümit Işın ve ekibi tarafından ziyaret edildiğini, konvoyu bir kazaya kurban vermemek ya da dev bir kaya nedeniyle 20'den fazla aracı geri döndürmemek için tüm güzergahın bir elden geçirildiğini anlıyoruz.

Özellikle uçurumlarla dolu daracık bu yollarda yükseklik korkusu olan ben, direksiyonda Selçuk'un olduğuna şükrediyorum.

Fakat direksiyona tekrar geçtiğim Yazılı Kanyon'dan sonra, "herhalde artık yavaş yavaş inişe geçmeye başlarız" umudumun boş bir hayal olduğu ortaya çıkıyor. Bir yandan konvoyun hızı artarken diğer yandan bu kenarı uçurum olan yollarda seyir, bendeki adrenalini tekrar zirveye çıkartıyor.  Fakat birkaç viraja sert girdikten sonra pick-up'ın güvenlik sistemlerinin hataya mahal bırakmayacak hızda devreye girip aracı toparladığını görünce güven duygusu biraz artmamıştır desem yalan olur.

Dağ yollarından hızlı bir inişin ardından nihayet bizi havaalanına götürecek otobüsün olduğu dinlenme tesislerine varıyoruz. Bir daha böyle bir maceraya çıkar mıyım? Çoktan rota ve organizasyon araştırmaya başladım bile!

NASIL BİŞİ BU MİTŞUBİŞİ?

Şimdi sıra geldi yüzde 95'i nispeten zor yollardan oluşan 90 km rotada bizi taşıyan aracın özelliklerine. Lansmanda gösterilen ve belli bir yaş grubunun 90'lı yıllardan hatırladığı Erol Evgin'li reklamla tekrar hatırladık o soruyu: Nasıl bişi bu Mitşubişi?


4. NESİL MITSUBISHI VE YENİ MITSUBISHI L200

PAZAR 13-14 BİNLİK SATIŞA KOŞUYOR

Türkiye'de ilk pick-up'ı 1992 yılında satışa çıkaran Mitsubishi, yaklaşık 23 yılda 60 bine yakın Türkiye satış rakamı yakalamış.
L200'ün Türkiye'de asıl harekete geçtiği yıllar ise 96-97 yılları. O dönemde sağlamlık, ekonomiklik, güvenli olması gibi unsurlarla rekabetin yaşandığı pick-up pazarında bugün yani 2000'li yılların sürücülerini tatmin etmek çok daha zor. 90'larda olan ihtiyaçların üzerine donanım, güç, konfor, performans ve hatta görünüm gibi aklınıza ne gelirse eklenen talepler, pick-up'ları artık metropollerde binek araçlarla rekabete sokan bir sınıfa soktu. Fakat hepsinden belki daha önemlisi benim bu off-road yolculuğunda hissettiğim gibi artık şehirli otomobil tutkunları, otobanda hızla seyrederken istedikleri zaman ilk gördüğü tepeye doğru yoldan çıkabileceği bir özgürlüğü de istiyor.

Hal böyle olunca Türkiye'de 2015 yılı temmuz ayı verilerine göre pick-up pazarı, yüzde 20'ye yakın artış göstermiş durumda. 
Temmuz'a kadar satılan pick-up adedi 7 bin 78 adet. Yıl sonu için beklenti ise 13-14 bin seviyesinde bir pick-up satışı.

Temsa'nın hedefi ise yüzde 33'lük pazar liderliğinin gücünü kullanarak, tamamen yenilediği Mitsubishi yeni L200 ile pazarı ateşlemek.

Temsa Motorlu Araçlar Genel Müdürü Eşref Zeka, “Pick-up pazarındaki güçlü oyuncumuz Mitsubishi L200, Temmuz 2015 itibarıyla yüzde 33 gibi rekor pazar payına ulaşarak, açık ara liderliğini korumayı başardı. Ağustos ayında da Türkiye pazarına sunduğumuz Yeni Mitsubishi L200 ile pick-up segmentine yepyeni bir soluk getirerek iddiamızı sürdüreceğiz. Bugüne kadar Mitsubishi L200’den vazgeçemeyenler kadar, yeni kullanıcıları da hayran bırakacağımıza inanıyorum. Yeni Mitsubishi L200 sayesinde liderliğimizi pekiştirerek devam ettirmeyi planlıyoruz" diyor.

Bu arada bir hatırlatma L200, pick-up pazarında son 10 yılın 7'sinde liderlik ipini göğüslemiş.




TEMSA MOTORLU ARAÇLAR GENEL MÜDÜRÜ EŞREF ZEKA


MITSUBISHI YENİ L200 YAKIT TÜKETİMİ

Pick-up dediğiniz zaman özellikle binek araç sahipleri için, açıkçası benim de, ilk akla gelen soru işareti yakıt tüketimi oluyor. Temsa, L200'de yakıt tüketiminde bir önceki nesle göre yüzde 20'lik bir yakut tasarrufu sağlandığını söylüyor.
Bu iddialı bir rakam. Çünkü bir önceki nesil için gösterilen yakıt tüketimi şehir içi 10.7 LT, şehirlerarası 7.4 LT ve ortalama 8.6 LT seviyelerinde. Yüzde 20'lik daha az yakıt tüketimi 2.1-1.5 litre arasında bir yakıt tasarrufu anlamına geliyor.

Fakat benim en çok dikkatimi çeken, off-road'da kullandığım 4X4 Blizzard'ın 181 beygirlik motoru dizel olmasına rağmen çok iyi bir gürültü izolasyonuna sahip olmasıydı. Araçta duyduğum tek gürültü ön cama vakumlarken kilidini sıkmayı unuttuğum GoPro kameranın sallanma gürültüsüydü.



Bir de en üst versiyonunu kullandığım araca özel mi diye kontrol ettim. Fakat en alt versiyonlarda bile birçok lüks binek otomobilde dahi sunulmayan donanım, baz modellerde bile standart hale getirilmiş. Deri döşeme, çift bölgeli otomatik klima, navigasyon, anahtarsız giriş sistemi, bi-xenon farlar gibi yüksek düzeydeki donanımlar da artık pick-up'ta sunuluyor. 7 hava yastığı tüm modellerde standart. Ayrıca Mitsubishi'nin ASPC'nin üzerine (Aktif denge ve çekiş sistemi) stadart hale getirdiği bir diğer güvenlik sistemi TSA yani Treyler Denge Sistemi. Peki bu ne işe yarıyor?
Diyelim ki bir römork çekiyorsunuz, arkada römork için işler iyi gitmedi ve girdiğiniz virajda kontrolden çıkmaya başladı römork.
Bunun sonu pick-up'ın da dengesinin bozulması ve takla atmaya varabilir.
Araç bunu fark ettiği anda TSA devreye giriyor ve pick-up'ın tekerleklerine teker teker müdahale etmeye başlıyor. Böylece arkadaki römorkun kontrolünü de tekrar pick-up'a iade ediyor.

Hızlanması oldukça iyi.
Ayrıca her yol şartına hemen uyum sağlayan bir isleket ve gövde dizayn edilmiş.

MITSUBISHI YENİ L200 TÜRKİYE FİYATLARI

L200'ün 2.4 litrelik motoru tamamen yeniden tasarlanmış. Bu tasarım sırasında da 136 beygirlik motor 154 beygire çıkarılmış. Diğer motor seçeneği ise 181 beygir.
Erken gelen ve düz devam eden bir tork eğirisine sahip. 1500 devirden sonra maksimum torka ulaşıyor. 2500 devire kadar ise bu torku sabit şekilde koruyor. Bunun avantajı özellikle off-road kullanımlarda ortaya çıkıyor. Pick-up bu şekilde daha esnek ve güçlü hale geliyor.

Türkiye'de hangi versiyonlar satışa sunulacak? 4X2'de iki versiyon olacak. İkisi de Storm donanım seviyesinde. Bu aynı zamanda giriş pakedi, yani baz model. Storm'un hem düz hem de otomatik versiyonu olacak. Fiyatı ise 79 bin 900 TL'den başlayacak. 4X4'de ise üç donanım seviyesi mevcut. Storm pakediyle Mitsubishi filoları hedefliyor. Tornado ve Blizzard paketlerinde ise daha lüks ve bireysel müşteri hedefte. Tornado manuel olarak satışa sunulacak. Blizzard ise otomotaki vites. En yüksek donanımın fiyatı ise 109 bin 900 TL. 4X2 Storm, 4X4 Storm ve 4X4 Tornado 154 beygir, 4X4 Blizzard ise 181 beygir güce sahip.

İZLENİM:
Off-road boyunca aracın hem arazi hem de asfalt yoldaki performansından ben çok memnun kaldım. Fakat iş fiyatlara gelince devreye elbette hızla yükselen kur ve bu kurun Türkiye pazarına yansıması sorunu giriyor. Pick-up pazarında özellikle son yıllarda artan donanımlarla birlikte yükselen fiyatlar, şirketler açısından (vergi avantajları gibi nedenlerle) o kadar büyük bir sorun yaratmasa da bireysel pick-up tutkunlarını derin hesaplamaların içerisine itiyor.
En üst paketin radarına aldığı kesim en kötü şartlarda bile tüketime devam edebiliyor. Fakat özellikle orta seviyedeki paketler için fiyatlar biraz yükselmeye başlamış görünüyor.
Elbette bu sorun sektörün geri kalanı için biraz daha fazla geçerli.
Çünkü son yıllarda istisnasız tüm pick-up üreticileri donanımla birlikte fiyatları da en üst seviyeye taşımış durumda.

Ama bu kadar hesaplamaya rağmen yolun sonunda dizginlenemeyen bir özgürlük duygusu varsa, bir gün o otobanı enine geçmenin dayanılmaz hafifliğinin kapıya dayanacağını da akıldan çıkarmamak gerek.

Değerli Haberturk.com okurları.

Haberturk.com ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.

Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak Haberturk.com yorum sayfalarında yer almayacaktır.

Ayrıca Haberturk.com yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.

Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılamaz.

Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve Haberturk.com bunlardan sorumlu tutulamaz.

Haberturk.com yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.

Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.

SEN NE DÜŞÜNÜYORSUN?
Misafir - 9 yıl önce - Cevapla
0 0 0
Guzelmis