Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili, sözde "Yurtta Sulh Konseyi" üyelerinin de aralarında yer aldığı 221 kişinin yargılandığı "çatı" davasına sanık savunmalarıyla devam edildi.

        Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, taraf avukatları ile izleyiciler katıldı.

        Duruşmada savunma yapan sanıklardan eski Binbaşı Gökhan Balcı, Tekirdağ'daki 8. Mekanize Piyade Tugayında görev yaparken, 20 Haziran-27 Temmuz arasında geçici görevle Ankara'ya, Kara Harp Okuluna gönderildiğini söyledi.

        15 Temmuz'dan önce eşinin köyünde kısa bir tatil yaptıktan sonra ailesini memlekette bırakıp 10 Temmuz'da Ankara'ya döndüğünü belirten Balcı, 15 Temmuz'a kadar mesaiye devam ettiğini, 15 Temmuz akşamı da memleketten dönen ailesiyle zaman geçirdiğini ifade etti.

        "Hiçbir şekilde bu hain örgütle ilgim yok. 15 Temmuz'da yaşadıklarım görevine bağlı bir subayın başına gelenlerdir." diyen Balcı, savunmasını şöyle sürdürdü:

        "Akşam ailemle parkta eğlenirken uçak seslerini duyduk. Fakat ne olduğunu anlamadık. Eve döndüğümüzde darbe girişimini televizyondan öğrendim. Saat 23.00 sularında telefonumda kayıtlı olmayan sabit bir hattan arandım. Kendini üsteğmen olarak tanıtan bir kişi, bana Mamak'taki 28. Mekanize Piyade Tugayına katılma talimatı verdi. Bu kişi, emrin okul komutanına ait olduğunu da iletti. Emri farklı kişilerden defalarca teyit ettim. Hatta bağlı bulunduğum Tekirdağ'daki birliği aradım. Emir üzerine Mamak'a geçmek üzere sivil halde, silahsız olarak evden çıktım. Genelkurmay Başkanlığı yakınlarında polis aracımı çevirdi. Asker olduğumu öğrenince araçtan inip yere yatmamı istediler. Bu sırada helikopterden üzerimize ateş edildi. Orada bulunan vatandaşlarla kendimizi metro istasyonuna attık. Can güvenliği endişesiyle Genelkurmay'a sığınmaya karar verdim. Fakat nöbetçiler karargaha yaklaşmama izin vermedi. Bana, silah doğrulttular. Panik içinde nizamiyeye geçtim. Burada görevlilere asker olduğumu, Mamak'ta görevlendirildiğimi, buraya gidemediği için Genelkurmay'a sığınmak istediğimi anlattım. Fakat beni içeri almadılar. Tam geri dönmeye karar vermişken önceden birlikte görev yaptığım Kamil Ilgaz'ı gördüm. Onun yardımıyla saat 01.10'da içeri girdim."

        - "Silahı yerde gördüm, can güvenliğim için aldım"

        Daha önce Genelkurmay Başkanlığına hiç gitmediğini belirten Balcı, "Binanın içinde ışığı yanan bir oda vardı, oraya yöneldim. İçerde 4-5 kişi televizyon izliyordu. Sivil olduğum için benden rahatsız olduklarını fark ettim. Karargahtan çıkmaya karar verdim. Nizamiyeye yöneldim ancak görevliler çıkışıma izin vermedi." dedi.

        Bunun üzerine tekrar karargah binasına girdiğini belirten Balcı, şöyle devam etti:

        "Karargah koridorunda yerde, kimin, ne zaman, nereden getirdiğini bilmediğim G 3'leri gördüm. Can güvenliğim için, hayatta kalma ve korunma refleksiyle silahlardan birini aldım. Bu sırada sivil bir grup karargaha doluşmuşlar, komuta katına kadar gelmişlerdi. Bir süre sonra Genel Sekreterlik katından silah sesleri duydum. O tarafa baktığımda kapılar açılmış, sivil grup dışarı çıkmıştı. Sivil kimseyi görmedim, kimseye ateş etmedim. Bina sakinleşince de silahı aldığım yere bıraktım. Yaptığım sadece hayatta kalmak, can güvenliğimi sağlamaya çalışmaktan ibarettir. Vatandaşlara ateş edildiği anda koridorda değildim. Bilirkişi raporuna göre, vurulanlar, Lojistik Başkanlığı tarafından çekilerek getirilip, asansöre bindiriliyor. Ayrıca emniyetin kriminal raporunda maktulün üzerinden çıkan mermi çekirdeği 9 mm çapında. Benim elimdeki silah ise G 3 ve mermi çapı 7,62 mm."

        Silahı bıraktıktan sonra kışladan çıkmaya çalıştığını belirten Balcı, izin verilmeyince geri döndüğünü ve güvenli bulduğu bir odaya sığındığını savundu.

        Sabaha karşı karargahtan çıkabildiğini ifade eden Balcı, yolda kendisini yakalayan polislerce gözaltına alındığını, çıkarıldığı mahkemece serbest bırakıldığını, izinli bulunduğu sırada komutanlarınca kışlaya çağrılıp gözaltına alındığını ve bu kez tutuklandığını anlattı.

        Kendini, "tuzağa düşürülmüş vatansever biri" olarak gördüğünü, suçsuz olduğunu ve FETÖ ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını savunan Balcı, tahliye ve beraat istedi.

        Savunmanın ardından Gökhan Balcı'nın çapraz sorgusuna geçildi. Balcı, Genelkurmay koridorunda sivil vatandaşlara ateş ettiği öne sürülen görüntüler izletilen Balca, "Dikkat ederseniz yerde su birikintisi var. Ayağım kaydı, böyle bir görüntü oluştu. Ateş etmedim." dedi.

        Daha önceki ifadesinde "Refleksle ateş etmiş olabilirim." beyanı hatırlatılan Balcı, bu ifadeyi kabul etmediğini söyledi. Balcı, "Elimde G 3 var. Şehit vatandaştan 7,65 mm çapında mermi çıkıyor. Bu görüntünün kısa bir bölümü emniyette bana gösterildi. Sekme hareketinden dolayı, 'Ateş etmişsin.' dediler. Fakat ben hatırlamıyorum. Ayağım kaydı. Karşımda insan yok, duvar var. Bunu net hatırlıyorum." diye konuştu.

        Öte yandan, duruşmaya ara verildiği sırada sanıklardan Hakan Evrim, sanık avukatlarına dönerek, "Reza Zarrab dosyası ne oldu? Bakın bizi hiç beslemiyorsunuz." dedi. Avukatlar da Evrim'e, "Mal varlığına el konuldu." karşılığı verdi.

        Evrim, jandarma ekiplerince salondan çıkarıldı.

        Anadolu Ajansı ve DHA tarafından geçilen tüm Ankara haberleri, bu bölümde Haberturk.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Ankara Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.

        Günün Önemli Manşetleri

        Benzer Haberler