Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İSTANBUL (AA) - Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, terör örgütü YPG/PKK eski eş başkanı Salih Müslüm'ün Türkiye'deki bağımsız mahkemeler huzurunda da hesap vermesini beklediklerini belirerek, "Hangi ülkede olursa olsun, nerede olursa olsun. Danimarka'ya yazıldı, Almanya'ya yazıldı nerede görüldüyse yazıldı ve Interpol'e de başvuruldu. Interpol'den de henüz olumlu bir şey gelmedi. En son Almanya'daydı. Almanya'dan da istedik mahkeme kararıyla. Danimarka'ya gitti, oraya yazıldı. O konuda takip yapılıyor." dedi

        Gül, CNN Türk'te katıldığı canlı yayınlanan Hafta Sonu programında Hakan Çelik'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

        Terör örgütü YPG/PKK eski eş başkanı Salih Müslüm'ün iadesine ilişkin soru üzerine Gül, Müslüm'ün ülkeler arasında gezdiğini ifade ederek, Çekya'da olduğu öğrenilince, mahkemenin daha önce Brüksel'deyken istediği iade ve tutuklama talebini ilettiklerini anlattı.

        Çekya'da olduğunu öğrenince hemen Interpol'e bildirildiğini ifade eden Gül, orada da mahkemenin AB ülkeleri içerisinde gezmek koşulu gibi bir karar verdiğini anlattı.

        Bakan Gül, "Güvenpark'ta canımızı yakan, sivillerin hayatını kaybettiği birçok olayın faili bu kişiyle ilgili. Biz uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımızı kullanıyoruz. Bizim mahkemelerimiz bağımsız. Bu mahkemeler huzurunda da hesap vermesini bekliyoruz. Hangi ülkede olursa olsun, nerede olursa olsun. Danimarka'ya yazıldı, Almanya'ya yazıldı nerede görüldüyse yazıldı ve Interpol'e de başvuruldu. Interpol'den de henüz olumlu bir şey gelmedi. En son Almanya'daydı. Almanya'dan da istedik mahkeme kararıyla. Danimarka'ya gitti, oraya yazıldı. O konuda takip yapılıyor. " ifadelerini kullandı.

        Interpol'ün, arzu ettikleri, istedikleri düzeyde elbette olmadığını dile getiren Gül, "Olayı terör örgütü olmasına rağmen farklı şekilde değerlendiren bir yaklaşımı olabiliyor. Bu hususta arzu ettiğimiz noktada değiliz. Biz daha titiz bir şekilde olumlu dönüşler bekliyoruz. Bu konuda bakanlıklarımız gerekli teması sürdürüyor." dedi.

        - Anayasa Mahkemesi'nin Şahin Alpay kararı

        Abdulhamit Gül, Anayasa Mahkemesi'nin gazeteci Şahin Alpay hakkındaki kararına ilişkin, hem Anayasa Mahkemesi hem ilk derece mahkemelerinin anayasa ve kanunlarca kurulduğunu, görev yetkileri belirlenen mahkemeler olduklarını söyledi.

        Anayasa'nın 153. maddesinin gayet açık olduğunu dile getiren Gül, bu mahkemenin kararının bağlayıcılığı konusunda hiçbir tereddüt bulunmadığını anlattı.

        Şahin Alpay kararında mahkemenin 2 noktayı tespit ettiğini belirten Gül, şöyle devam etti:

        "Birincisi bir hak ihlali söz konusu olduğunda tutuklu birisi dahi olsa, ihlalin verilmesi hususunda tek yol, 'illa tahliye olacak, sadece tahliyeyle ihlal ortadan kalkar' diye bir yaklaşıma girmiyor. Ama burada tespit itibarıyla bakıldığında yerel mahkeme tutukluluğun devamına karar verdi ama ihlalin ortadan kalkmadığı yönünde bir karar verdi. Yani diyor ki 'Sen tahliye ederek bu ihlali ortadan kaldırırsın. 'Dolayısıyla da burada bu ihlalin ortadan kalkmasına yönelik mahkeme de bu karara uymuştur. Elbette Anayasa Mahkemesi bir nihai yargılama kararı vermiyor, tutukluluğa yönelik durum tespiti yapıyor. Ama bir kişinin suçlu olduğu suçsuz olduğuna ilişkin kararı şu an yargılama yapan mahkeme, istinaf ve yargıtay bunun kararını verecektir. Dolayısıyla bu konuda bir ihlali tespit etmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karara da mahkeme uymuştur. Türkiye'de hukuk sistemi işlemektedir. Bu nedenle mahkeme kararının gereğini yerine getirmiştir."

        Türkiye'de bireysel başvuru hakkının aktif bir şekilde başvurulabilen bir yol olduğunu dile getiren Gül, Anayasa Mahkemesi'nin uluslararası hukuk çerçevesinde ve temel insan hakları çerçevesinde kararlar verdiğini, bu son kararda da ihlal tespit eden Anayasa Mahkemesi'nin bunun nasıl giderileceği hususunda tespitte bulunduğunu, yerel mahkemenin de buna uyduğunu anlattı.

        Gül, Türkiye'de temel hak ve özgürlükler gibi bireysel haklarla ilgili hususu inceleyen bir mekanizmanın aktif ve işler vaziyette olduğunu vurguladı.

        - Çocuk istismarı

        Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, çocuk istismarının önlenmesinin en önem verilen konuların başında geldiğini belirterek, şunları kaydetti:

        "O nedenle ilgili tüm bakanlarımızla yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Çocuğun istismarını önleyecek Milli Eğitim Bakanlığı'ndan tutun Sağlık Bakanlığı'na, bunların mağdur olanların adliyeye getirilmeme, çocuk izlem merkezlerinde psikolojilerini de sıkıntıya sokmadan her türlü tedbirleri konuşuyoruz. Adana'daki o vakada da olduğu gibi çocuğa yönelik istismarda cezaları arttırmak. Müebbet, ağırlaştırılmış müebbete varıncaya kadar kanun düzenlemesi de masamızda. Bu konuda her türlü tavizi asla vermeden her türlü iyileştirme ardından önleyici tedbirleri değerlendiriyoruz. Kanunda da ne gibi artışlar yapılması lazım bunları da değerlendiriyoruz. Diğer kadına yönelik şiddetle ilgili konularda da Aile Bakanlığımızla irtibat halindeyiz. Hangi adımlar atılması gerekiyorsa onları da değerlendireceğiz."

        Bakan Gül, kimyasal kastrasyon konusunun da gündemlerinde olduğunu dile getirerek, "Elbette bu konuda 'Kimyasal kastrasyon geldi, bu istismar sona erdi' gibi bir şey yok. Fakat bir kişinin bile eğer istismarını engelleyecekse bu husus mahkeme ve ilgili sağlık yetkilileri tarafından beraber değerlendirilir. İhtiyaç olursa gerekli görülürse böyle bir imkan da olsun diye masamızda ama bunu ilgili akademisyenlerle ve sağlık yetkilileriyle değerlendiriyoruz." dedi.

        - Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi

        Gül, Türkiye'de, eski parlamenter sisteme geri dönüş değil ileriye gidiş olduğunu, asla geri dönüş olmayacağını ifade ederek, Türkiye'nin 2023 hedeflerinin bulunduğunu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde daha emin adımlarla ilerleneceğini kaydetti.

        Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili çalışmaların devam ettiğini, olgunlaştıkça kamuoyuyla paylaşıldığını anlatan Gül, kuşatıcı, bir arada yaşamayı arttırıcı bir model olduğu için bugün ittifakların, bir araya gelişlerin konuşulduğunu, yüzde 50 artı biri almak için daha geniş olunması, toplumun farklı kesimlerinin ötekileştirmeden, ayırt etmeden kucaklanması gerektiğini, beraber ortak bir paydada bir araya gelinince ülkenin yönetilebileceğini kaydetti.

        Gül, "Marjinal ve ötekileştirici bir dil değil. Türkiye'de artık hangi koşulda olursa olsun kuşatıcı, kucaklayıcı bir üslup ve siyaset tarzı kazanacak." dedi.

        Türkiye'nin çıtasını yükseltmek adına, daha güçlü ve istikrarlı olunması için bu sistemin getirildiğini anlatan Gül, "Yoksa bizim Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde istikrar sorunumuz yok. Ama biz bu istikrarı kalıcı hale getirmek bir 20 sene sonra da Türkiye'de istikrarlı bir yönetim olsun diye bu değişiklikleri yaptık, milletimiz de bunu tasvip etti. Biz bunun heyecanı içerisindeyiz ülkemizin geleceği bugünden daha da aydınlık olacak bu hükümet sistemiyle. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde burada çok öncü bir rol üstlenmektedir." diye konuştu.

        - İşçi ve iş veren davalarında ara buluculuk

        Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, işçi-işveren davalarında 1 Ocak'tan itibaren ara buluculuk uygulamasının zorunlu hale getirildiğini anımsatarak, şunları kaydetti:

        "Anlaşmak zorunlu değil elbette. Bir masaya oturun anlaşamıyorsanız mahkemeye gidersiniz. 14 bin 355 anlaşma 6 bin 690 anlaşamama gerçekleşmiş. Bu önemli bir rakam. Birçok mahkemede artık duruşmalar daha erken, davalar daha erken bitecek. Dava açmak herkesin hakkı. İlla anlaşsın, diye bir şey yok. İşçi ve işverenlere bu uygulamaya gösterdikleri destek, ara bulucularımıza uygulamadaki başarıları için çok teşekkür ediyorum. Ara buluculuk yolunun denenmesini de buradan herkese tavsiye ediyorum. Güzel bir sistem, iyi bir şekilde uygulanıyor."

        - Hayvan hakları konusu

        Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, hayvan hakları konusunda hazırlanan taslağı barolara, üniversitelere ve akademisyenlere de gönderdiklerini belirterek, konunun titizlikle değerlendirildiğini, daha önce mala karşı işlenen suçlar olarak değerlendirilen hayvanlar konusunun ister sahipli, ister sahipsiz olsun cana karşı işlenmiş suç olarak ele alındığını kaydetti.

        Gül, "Bir can taşıyan, insana emanet edilen bu varlığın korunması hususunda para cezalarını arttıran, para cezası olanların hapis cezasına dönüştürülmesine yönelik bir yaklaşım var. Biz de bunu hazırlıyoruz bakanlık olarak." dedi.

        Bakan Gül, İran'da düşen uçağın ardından sosyal medyada ölenlerle ilgili yapılan paylaşımlara ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı:

        "Sosyal medyada belli kişiler, trol diye ifade edildi. Cumhurbaşkanımız da bu konuda rahatsızlıklarını ifade etti. Siyasette veya sosyal hadiselerde çok ciddi anlamda yanlış sözler söyleyen paylaşanlar var. Bu biraz ahlakın sorunu, biraz da hukukun sorunu. Bunu paylaşanlardan dolayı yola çıkıp genele de vuramayız. Bu yaklaşımı da doğru bulmuyorum. Adana'daki o hadisede o çocuğun sağlık raporu yayınlandı sosyal medyada. Bu bir çocuk, bunları sosyal medyada sorumsuzca paylaşanlar var. Ama işte o konuda da çalışmalar olacak."

        Bakan Gül, Fenerbahçe taraftarı olduğunu belirterek, Fenerbahçe-Galatasaray maçının sonucunda Fenerbahçe galibiyeti beklediğini kaydetti.

        (Bitti)

        Anadolu Ajansı ve DHA tarafından geçilen tüm İstanbul haberleri, bu bölümde Haberturk.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. İstanbul Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.

        Günün Önemli Manşetleri

        Benzer Haberler