Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, "29 Ekim 2016 tarihli bir kararnameyle, belediyelerin eğitim alanında yaptığı tüm faaliyetleri durduran bir düzenlemeye gidildi. Kamu kurumu niteliğinde olan belediyelerimize ve onların seçimle gelmiş belediye başkanlarına güvenmeyen bu anlayış, ne yazık ki cemaatlere, onların vakıflarına eğitim kurumlarını, göz bebeğimiz öğrencilerimizi teslim etmekten kaçınmamaktadır." ifadesini kullandı.

        Torun, yaptığı yazılı açıklamada, Adana Aladağ'da kime ya da hangi kuruma ait olduğu bile yetkililerce açıklanamayan standart dışı bir yurtta çıkan yangında, 11 çocuğun ve bir eğitmenin geleceğinin ellerinden alındığını bildirdi.

        Türkiye'de felaketler konusunda sorumluluk alıp, önleyici düzenlemeler yapmak yerine, ihmallerden doğan bu felaketleri fıtrata bağlayan bir iktidarın olduğunu öne süren Torun, Milli Eğitim Bakanlığının sorumluluğunda olması gereken birçok alanda, cemaatlerin açtıkları kurslar, dershaneler ve yurtlarla hakim hale gelip, binlerce çaresiz ve seçeneksiz öğrenciyi pençesine aldığını belirtti.

        CHP'nin, TBMM'de cemaatlere ait vakıf ve benzeri kuruluşların eğitim faaliyetlerinin denetlenmesine yönelik verdiği soru önergelerinin, AK Partili milletvekillerinin oylarıyla reddedildiğini ileri süren Torun, şöyle devam etti:

        "CHP'nin iktidarda olduğu birçok belediyemizde, çok sayıda eğitim desteği niteliğinde kurslar, dershaneler ve büyük kentlerimizin bazılarında da yurtlar açılması yoluna gidildi. AKP iktidarı ise cemaatlerin kol gezdiği bu alanda belediyelerin yurt açma yetkisini ellerinden alarak cemaatlere daha geniş alan açmayı yeğledi."

        - "MEB'in otoritesi tekrar kurulmalı"

        Torun, iktidarın 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, bu süreçten ders çıkarıp, eğitim alanında Milli Eğitim Bakanlığının otoritesini tekrar kurmak yerine, sadece Gülen cemaatinin üzerine gidip, diğer cemaatlerin eğitim alanındaki faaliyetlerine kol kanat gerdiğini iddia ederek, şunları ifade etti:

        "Bütün bu gelişmeler olurken, 29 Ekim 2016 tarihli bir kararnameyle, belediyelerin eğitim alanında yaptığı tüm faaliyetleri durduran bir düzenlemeye gidildi. İlk uygulama olarak kaymakamlıklarca, İzmir'de 10 ilçe belediyemizin 16 bin 250 öğrenciye verdiği eğitim desteği hizmetinin durdurulması istendi. Gerek belediyelerimizin gerekse de bu hizmetten yararlanan kesimlerin yoğun tepkisi üzerine, yeni bir KHK kararıyla belediyelerin MEB'den izin almak koşuluyla faaliyetlerine devam edebileceklerine yönelik düzenleme yapıldı. Bu resim oldukça açıktır, kamu kurumu niteliğinde olan belediyelerimize ve onların seçimle gelmiş belediye başkanlarına güvenmeyen bu anlayış, ne yazık ki cemaatlere, onların vakıflarına eğitim kurumlarını, göz bebeğimiz öğrencilerimizi teslim etmekten kaçınmamaktadır."

        Kaymakamlıklar tarafından gönderilen yasaklayıcı yazıların, belediyeler yerine cemaatlere yakın dernek ve vakıflara gitmesi durumunda, bu acıların yaşanmayacağını savunan Torun, "Yangına konu olan yurt hangi kurum, vakıf ya da derneğe aittir? Bu yapının hangi cemaatle ilişkisi vardır? Söz konusu yurt için izinler hangi kurumlar tarafından verilmiş, hangi tarihlerde, ne tür denetlemeler yapılmıştır? Yangında tahrip olan binanın yurtların taşıması gereken fiziksel koşullara sahip olmadığı dikkate alındığında, usulsüz biçimde ruhsat hangi kurum tarafından verilmiştir?" sorularını yöneltti.

        - "TBMM çatısı altında çalışma yürütülmeli"

        Torun, yurt binasının yangın merdivenlerinin uygun olup olmadığının açıklanmasını isteyerek, merdivenin çıkış kapısının kapalılığı konusunda çelişkili açıklamaların yapıldığına işaret etti.

        Torun, şu değerlendirmelerde bulundu:

        "Türkiye bütününde cemaatlere yakın dernek ve vakıfların kontrolünde kaç adet yurt, kurs, dershane bulunmaktadır ve bu yerlere kayıtlı bulunan öğrencilerin sayısı nedir? Bu türden binaların ne kadarı bu alanlarda konulmuş standartlara uygundur? Bu kurumların herhangi bir biçimde denetimi yapılmakta mıdır? Cemaat vakıfları ve derneklere kural ve standart gözetmeksizin izin veren anlayışın, belediyelerimizin eğitim alanında faaliyet göstermesinden duyduğu rahatsızlığın gerisinde ne tür gerekçeler vardır? Bu soruların AKP hükümeti tarafından anlamlı ve inandırıcı bir biçimde yanıtlanamayacağını biliyoruz. Yapılması gereken açıktır, Milli Eğitimin kamunun sorumluluğunda bir alan olması gerçeği kabul edilerek, sürmekte olan kaosa bir an önce son verilmeli, cemaat ve benzeri yapıların faaliyetleri hemen durdurulmalıdır."

        Torun, eğitimin bugün içinde bulunduğu kriz durumu karşısında TBMM çatısı altında kapsamlı bir çalışma yürütülmesinin bir zorunluluk haline geldiğini, bu konuda gerekli girişimlerde bulunacaklarını kaydetti.

        Anadolu Ajansı ve DHA tarafından geçilen tüm Ankara haberleri, bu bölümde Haberturk.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Ankara Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.

        Günün Önemli Manşetleri

        Benzer Haberler