Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin Ankara'daki soruşturmalara yönelik ilk davanın iddianamesinde, "15 Temmuz kalkışmasının FETÖ tarafından gerçekleştirildiğinin en somut göstergelerinin başında gelen zaman, mekan ve şahıs olarak manidar bir anlam ifade edecek husus, Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Harun Biniş'in kalkışmada ana üs olarak kullanılan Akıncılar Üssünde yakalanmasıdır." ifadesi kullanıldı.

        Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamenin "Darbe Teşebbüsü ile Örgüt Arasındaki Bağlantı" başlığı altında, darbe girişimine ilişkin soruşturmalar kapsamında, FETÖ/PDY üyesi bir kısım asker ve kamu görevlilerinin ifadelerinden, darbe teşebbüsünün FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bilgisi ve talimatıyla yapıldığı, sivillerin katledilmesi, kamu görevlilerinin şehit edilmesi başta olmak üzere ortaya çıkan maddi ve manevi zarardan da Gülen'in başında bulunduğu terör örgütünün sorumlu olduğu belirtildi.

        "15 Temmuz kalkışmasının FETÖ tarafından gerçekleştirildiğinin en somut göstergelerinin başında gelen zaman, mekan ve şahıs olarak manidar bir anlam ifade edecek husus, Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Harun Biniş'in kalkışmada ana üs olarak kullanılan Akıncılar Üssünde yakalanmasıdır." ifadesi yer alan iddianamede, darbecilerin karargah olarak kullandığı ve bir sivilin bulunmasının mümkün olmadığı üs komutanlığında 16 Temmuz'da yakalanan Öksüz'ün, "Ankara'ya tarla bakmaya geldiğini beyan ettiği" anımsatıldı.

        Araştırmalarda Öksüz'ün 11 Temmuz'da uçakla ABD'ye gittiği, 12 Temmuz'da ABD'den hareket edip 13 Temmuz'da Türkiye'ye döndüğünün belirlendiği aktarılan iddianamede, Öksüz'ün 2002'den bu yana 109 kez yurt dışına gittiği, kendisine tahsis edilen 34 SIR 49 plakalı aracın FETÖ ile iltisaklı Kaynak Holding bünyesindeki bir firmanın imkanlarıyla satın alındığı bildirildi.

        Ayrıca Öksüz'ün, 2014'ten itibaren devam eden soruşturmalar kapsamında hakkında "Mahrem Hizmetler İmamı" olarak Hava Kuvvetleri imamı olduğu yönünde ifadeler ve istihbari bilgiler bulunduğuna dikkati çekilen iddianamede, Öksüz'ün, kalkışma tarihinde Akıncılar Üssünde bir GPRS cihazıyla yakalandığı kaydedildi.

        İddianamede bunların, "durumun ciddiyeti ve FETÖ irtibatının ortaya konulması yönünde kuvvetli şüpheler doğurduğu" vurgulandı.

        İncelenen kamera kayıtlarında Öksüz ile Batmaz'ın belirtilen tarihlerde ABD'ye birlikte gidip geldiklerinin tespit edildiği anlatılan iddianamede, "örgüt içerisinde uzun yıllar görev alan Çetin Acar'ın" 9 Ocak 2015'teki ifadesinde, "Mezuniyetten sonra uzun süre İstanbul'da Fetullah Gülen'e mollalık yaptı. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde yardımcı doçenttir. Gülen ABD'ye gittikten sonra Mustafa Özcan'ın Türkiye imamlığına geçmesiyle Hava Kuvvetlerinden sorumlu imamlığı buna devretti. Şu anda örgütün Deniz Kuvvetleri imamı olarak faaliyet yürüttüğünü duydum." dediği nakledildi.

        İddianamede, "İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan bir ifadeden" ise şunlar aktarıldı:

        "TSK'da 'Havacı İmam' diye adı geçen Öksüz, yaptığı konuşmalardan birinde, darbe yapılacak 15 Temmuz akşamını kastederek, 15 Temmuz akşamında yapılacak ilk işlerden birinin görevlendirme verilecek kuvvetlerle halen cezaevlerinde tutuklu bulunan cemaat mensubu kişilerin vakit kaybetmeksizin cezaevlerinden çıkartılmak olduğunu söylemişti. Yine başka konuşmasında 'Arkadaşlar, biraz önce içerideki odadan büyüğümüzle görüştüm. Sizlere selamı var' demişti. Adil Öksüz'ün bu konuşmasında 'Büyüğümüz' diye bahsetmiş olduğu kişinin örgüt lideri Fetullah Gülen olduğunu orada bulunan herkesin anladığını düşünüyorum. Adil Öksüz yine başka bir konuşmasında 'Arkadaşlar ben cumartesi veya pazar İstanbul'da olacağım, oradan yurt dışına uçacağım. Bir aksilik olmazsa salı günü büyüğümüzle görüşüp çarşamba veya perşembe döneceğim' demişti."

        - "Örgüt bağlantısını ortaya koyan ifadeler"

        İddianamede daha sonra "örgüt bağlantısını açıkça ortaya koyan ifadeler"den bazılarına yer verildi.

        Buna göre, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın, ifadesinde, "FETÖ/PDY'nin TSK içerisindeki yapılanmasıyla ciddi mücadele yürütüldüğünü, Ağustos 2016'da yapılacak Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısında ciddi kararların alınmasının gündemde olduğunu, terör örgütünün bunun muhtemel sonuçlarını öngörerek silahlı kalkışmada bulunduğunu" belirttiğine yer verildi.

        İddianamede, Akar'ın ayrıca darbeci askerlerce rehin alınarak, bildiri imzalatılmak istendiğini, buna direndiğini, rehin alanlardan Tuğgeneral Hakan Evrim'in "Dilerseniz sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen ile görüştürürüz." dediğini ve darbe girişimini planlayan ve yapanların FETÖ/PDY üyesi olduklarını belirttiği kaydedildi.

        İddianamede özetlenen ifadesine göre Yarbay Arif Kalkan ise "Gülen ile 2 kez yüz yüze görüştüğünü, 'Baki' kod adını bizzat Gülen'in verdiğini, örgütle ortaokulda tanıştığını, onların yönlendirmesiyle Maltepe Askeri Lisesine kaydolduğunu" beyan etti.

        "15 Temmuz'dan yaklaşık 8-9 gün önce, Yarbay Mehmet Aydın'ın arayıp görüşmek istediğini, Tandoğan'da buluştuklarını, evde 'Abi' denen başka birinin Ağustos YAŞ toplantısında 3 bin askerin ihraç edileceğini, Gülen'in YAŞ toplantısını istemediğini, gidişata dur deme zamanının geldiğini, darbe yaparak örgüt mensubu subayların TSK ve devlet yönetimini ele geçireceklerini söylediğini" bildirilen Kalkan, "Jandarma imamı olduğunu düşündüğü kişinin, TSK'daki FETÖ subaylarının atılması konusunda 'Son kalemiz de elimizden gitmesin' dediğini" belirtti.

        Kalkan, "darbeyi TSK'nın mı, yoksa cemaatin mi yapacağını sorması üzerine şahsın, 'bir orgeneralin işin içinde olduğunu, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının darbe başladıktan sonra ikna edileceğini söylediğini, Var mısın' diye sorduğunda da cemaatle bağı olduğu için kabul ettiğini" anlattı ve darbe girişiminin emrini veren kişinin Fetullah Gülen olduğunu vurguladı.

        - Akar'ın emir subayı Türkkan'ın ifadesi

        İddianamede, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'ın emir subayı Yarbay Levent Türkkan'ın, "FETÖ üyesi olduğunu, askeri lise sınav sorularının kendisine verildiğini, cemaat yapılanması adına kendisine verilen örgütsel görevleri yerine getirdiğini, Genelkurmay Başkanının odasını dinleme cihazıyla sürekli dinlediğini, 1990'lı yıllardan beri orduya alınan subayların yüzde 60-70'inin örgüt üyesi olduğunu, darbeyi 14 Temmuz'da duyduğunu, plana göre Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının alınarak sessiz sedasız işlerinin bitirileceğini, darbe girişimi gecesi Akar'ı rehin aldıklarını" anlattığı ifadeleri özetlendi.

        Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş de ifadesinde şu bilgileri paylaştı:

        "Özel kuvvetlerden Tuğgeneral Semih Terzi bizim PKK ile ilgili devamlı çalışıp görüştüğümüz kişidir. 11 Temmuz'da güvenli hattan, rutinde olduğu gibi yine beni aradı. Ancak bu sefer benimle PKK ile ilgili konuşmadı. Ülkenin zor günlerden geçtiğini, durumdan rahatsızlık duyduğunu, benim de onun gibi düşünüp düşünmediğimi sordu. Bana ihtilalden bahsetmedi. Ancak bu jargon bizde ihtilali çağrıştırmaktadır.

        13 Temmuz'da aynı güvenli hat üzerinden Semih Paşa beni yeniden aradı. Kendisi bana özetle, çok fazla detaya girilmemesi gerektiğini, herkesin bu plan dahilinde farklı görevinin olduğunu söyledi. Görevimin ne olduğunu açıkça, anlatmasını istedim. Kendisinden görevimin o tarihte Cumhurbaşkanı her nerede bulunuyor ise onu oradan alıp refakatçi olarak onu Ankara'ya getirmek olduğunu öğrendim. Dolayısıyla ben bu görevi 13 Temmuz saat 13.00 gibi öğrenmiş oldum. 15 Temmuz gecesinde gerçekleştirilen darbe girişiminin ordu içerisinde FETÖ/PDY'ye müzahir generallerin komutasında bir süre önceden planlandığı, FETÖ/PDY'e müzahir olduğu bilinen ait kademedeki subaylara/generallere 15 Temmuz'dan önce görevler hakkında bilgi aktardığı, söz konusu talimatların TSK'nın kendi içerisinde kullandığı güvenli hatlar aracılığıyla gizlilik içerisinde iletildiği tespit edilmiş, FETÖ/PDY'e müzahir şahısların sürekli birbirleriyle irtibat halinde oldukları anlaşılmıştır."

        - Darbe girişimi öncesi Adil Öksüz'ün hazırlıkları

        Korgeneral Satı Bahadır Köse ise "Bu darbe girişimi gerek edindiğim bilgiler gerekse diğer hususlara göre Genelkurmay karargahındaki Tuğgeneral Mehmet Partigöç, Tümgeneral Mehmet Dişli, Genelkurmay Başkanı ve ikinci başkanın emir subayları, özel kalem ve özel sekreterliği personeli olanlardan Albay Ramazan Gözel, Yarbay Levent, Binbaşı Mehmet Akkurt, Yarbay Bünyemin Tüner ile özel kuvvetlerden Fırat isimli albayın bu darbe girişimi içinde yer aldıklarını söyleyebilirim. Sıkıyönetim direktifi mesajı formunu kaleme alan Kurmay Albay Cemil Turhan General-Amiral Şube Müdürüdür. Ülkemize bu kötülüğü son yıllardaki siyasi olayları da göz önüne alınca FETÖ mensuplarının yaptığını rahatlıkla söyleyebilirim. Mehmet Partigöç ve Cemil Turhan'ı bu bağlamda değerlendirebiliriz." değerlendirmelerinde bulundu.

        Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız da "üsteğmen rütbesindeyken FETÖ yapılanmasına katıldığını, darbe gününden önce 9 günlük bayram tatilinde Ankara'da bir kısım askerlerle darbe planlamasına ilişkin toplantı yaptıklarını, bu toplantıya Adil Öksüz isimli FETÖ imamının katıldığını ve 'Ben bu çalışmaları Amerika'ya gidip Fetullah Gülen hocama sunacağım' dediğini, toplantıda darbeye karşı olan bir kısım generalleri rehin alma görevinin kendisine verildiğini, kendisinin de darbe girişimi sırasında bu generallerden ikisini rehin aldığını" belirtti.

        TSK'da kara pilot olan Yarbay İlkay Ateş de "küçük yaşlardan itibaren FETÖ bünyesinde bulunduğunu, darbe girişimi öncesi kendisi gibi pilot bazı subaylarla Yenimahalle'de toplantı yaptıklarını, darbe gecesinde kendisinin kullandığı helikopterle Ankara'da değişik sivil hedeflere atışlar yapıldığını" kaydetti.

        Yarbay Fazıl Ergün ise darbe girişiminden 12 Temmuz'da haberdar olduğunu, aynı akşam, FETÖ'ye mensup, cemaatin askeriye imamı, kod ismini "Osman" olarak bildiği şahıs ve onun üstü "Hakan" kod adlı şahısla Tandoğan'da görüştüğünü anlattı.

        - Muhammed Uslu'nun beyanı

        İddianamede ifadesi aktarılan Muhammed Uslu ise Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğünde Başbakana gelen davetiyeleri Özel Kalemine sunma görevini yürüttüğünü bildirdi.

        FETÖ içinde "abi" tabir edilen konumda bulunduğunu, değişik yer ve kademelerde örgüt adına sorumlu olduğu sivil ve askeri kişilere örgütsel eğitim verdiğini ifade eden Uslu, 2010'dan itibaren Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki asker kişilere "abilik" yaparken "Murat" kod adını kullanmaya başladığını, örgüte finansal kaynak sağlamak amacıyla himmet adıyla para topladığını, bunu üstü konumundaki "Selahattin" kod adlı kişiye verdiğine işaret etti.

        Genelkurmay Başkanı Akar'ın emir subayı Türkkan'ın "sorumlu abisi konumunda olduğuna" dikkati çeken Uslu, kendisinin verdiği talimatlar doğrultusunda Türkkan'ın Genelkurmay başkanları ve 2. başkanlarının dinlenmesi amacıyla ses kayıt cihazları koyduğunu, kendisinin de bunları emir ve talimat aldığı "Selahattin" kod adlı kişiye verdiğini vurguladı.

        Uslu, darbe girişiminden bir gün önce, kendisi evde yokken "Selahattin" kod adlı kişiyle "Ahmet" kod adlı Levent Türkkan ve "Salih" kod adlı Yarbay Gökhan'ın kendi evinde darbeyle ilgili toplantı yaptıklarını, bu durumu eşinin kendisine söylediğinin altını çizerek, 15 Temmuz'daki terör eylemini FETÖ mensuplarının planlayıp gerçekleştirdiklerini belirtti.

        - "Darbe emrini veren Gülen"

        İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Erdal Karlıdağ ise 1997'den itibaren "cemaat ağabeyleri" ile görüştüğünü anlattı.

        Ankara'ya tayin olduktan sonra "Murat" isimli şahısla görüşmeye başladığını, örgütte gizlilik olduğu için teşebbüse kadar FETÖ içindeki rütbelileri tanımadığını dile getiren Karlıdağ, 13 Temmuz'da evine, adresini "Murat"tan aldığını söyleyen 2 kişinin geldiğini, "Halil" isimli kişinin örgütte aktif yer alan, destek veren ve yanında olan 3 bin kişinin meslekten atılacağını söylediğini kaydetti.

        Darbe girişiminin, birbirini tanımayan insanların bir araya gelerek kendiliğinden yapacakları eylem olmadığına işaret eden Karlıdağ, girişim öncesinde örgüt mensuplarıyla yaptığı görüşmelere ilişkin bilgi verdi.

        Jandarma Binbaşı Haydar Hacıpaşalıoğlu da ifadesinde, kendisinden sorumlu Muhterem Çöl'ün "Turgut" kod adını kullandığını, onun ABD'de Fetullah Gülen ile görüştüğünü, 14 Temmuz akşamı Çöl'ün evinde buluştuklarını bildirdi.

        Eve ismini "Serdar" olarak söyleyen birinin geldiğini, bu kişinin artık sürecin dayanılmaz boyutlara ulaştığını, cemaatle ilişkili kişilerin tespit edildiğini, bu kişilerin tamamının meslekten atılacağını ve yıllarca hapiste yatırılacağını söylediğini anlatan Hacıpaşalıoğlu, bu kişinin "bir şeyler yapılmazsa cemaat mensuplarının tamamen tasfiye edileceğini, büyükleri olan Fetullah Gülen'in talimatlarıyla ertesi günü kastederek 'yarın için önemli bir faaliyet olacak' diye konuştuğunu" aktardı.

        Hacıpaşalıoğlu, darbe emrini verenin Fetullah Gülen olduğuna dikkati çekti.

        Genelkurmay Emniyet Subayı Gökhan Eski ise 1986'da, ortaokul birinci sınıfta cemaatle tanışması ve sonrasına ilişkin yaptıkları ve örgüt içindeki ilişkileri hakkında bilgiler vererek, "Fetullah Gülen cemaatinin darbe girişimine etkisi ve katkısının bulunduğunu" bildirdi.

        Darbe girişiminden 2 gün önce Tuğgeneral M.P'nin 2 kez odasına geldiğini, görüşemediğini, bunun üzerine kendisinin yanına giderek emirlerini sorduğunu nakleden Eski, kendisine "Bu hafta kritik hafta, güvenlik konusunda hassas ol" talimatı verdiğini söyledi. Eski, o gün "Murat abisinin evinde Selahattin ve Adil'in, P. Paşanın emirlerini yerine getirmesini söylediklerini" belirtti.

        - "2 gün Gülen'in yanında kaldım"

        Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesinin eski başkan yardımcısı Gürsel Aktepe'nin de darbe gecesi 21.30 sıralarında sürekli olarak kullandıkları "Tango" mesajlaşma programına Timur Tecer isimli eski İstihbarat Daire çalışanının, "Darbe oldu, herkes destek için çıksın, daha önce çalıştığı yakın yere geçsin, irtibat için şu an soy ismini hatırlayamadığım General Mehmet ile irtibata geçsin." yazdığını ifade ederek, şu beyanı verdi:

        "15 Temmuz akşamından sonra herkesin söylediği, bu darbe girişimini Fetullah Gülen terör örgütünün yaptığı şeklinde. Bir ülkede herkes aynı şeyi söylüyorsa mutlaka gerçeklik payı vardır. Meslek yaşantımda da 2009'da Lokman Kırcılı, Bülent Demirel, Yunus Yazar ile birlikte görevli gittiğim Amerika'da 2 gün Fetullah Gülen'in yanında kaldım, sohbetlerine katıldım. Bunun haricinde meslekten atıldıktan sonra düzenli olarak her ay 4 bin 500 lira bana destek sağladı. Her ay Samanyolu Kolejinde öğretmenlik yapan Zübeyir kod isimli şahıs tarafından ödeme yapıldı. Şahısla Tango üzerinden irtibat kuruyordum. 15 Temmuz akşamı yapılmak istenen darbenin örgütün en tepesindeki kişinin, yani Fetullah Gülen'in bilgisi ve talimatı olmadan gerçekleşmesi mümkün değildir."

        - WhatsApp mesajları

        İddianamede, eski İstihbarat Dairesi Başkanlığı Şube Müdürü olan ve İstihbarat Dairesi Başkanlığı civarında yakalanan Zeki Taşkın'ın darbe girişimi gecesi WhatsApp'taki mesajları aktarıldı.

        Buna göre Taşkın'ın bazı mesajları şunlar:

        - "Değerli abiler, şu an askerler müdahaleye başladı. Herkes işini gücünü bıraksın. Bulunduğu yerde arkadaşlarını yönlendirsin. Ve askerlerin müdahalesine yardımcı olmalarını temin etsin. Direnmesinler. Direnen emniyet güçlerine engel olsunlar. Her ilden ve bölgeden yapılan müdahale konusunda bilgi alalım. Bu strateji ile hareket edip bizi her yerden bilgilendirin. Düzgün not yazın. Askere direnmesin arkadaşlar. Direnenlerin direncini kırsınlar. Özellikle özel harekatta ve çeviktekiler askere teslimiyet gösterip menfilerin direnci kırılsın. Herkese ulaşalım.",

        - "Abiler emniyetten gelen emirleri yerine getirmemeliler. Herkes Genelkurmaya gitsin. Devreler birbiriyle irtibat kursun. Zincir kursunlar. Haberdar olmayan kalmasın, emekliler dahil.", "Ankara'da muvazzaf ve emekli, olan kim varsa silahını alıp GENKUR, EGM, Ankara Emniyet, KOM, TEM ve Yıldız'ın önüne giderek direnen herkesi indirsin. Bu konuda askere yardımcı olsun. Kimse evinde durmasın. Duran vebaldedir. Herkese duyurun.",

        - "Genelkurmaya bizimkiler yanaşmamak. Vur emri var askerin.", "Abiler herkese ilettim. Paralelci ilan edilen polisler silah ve teçhizatlarını kesinlikle teslim etmesinler.", "Erdoğan, yanındaki korumalarla bilinmeyen bir yere götürüldü. Büyük ihtimalle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı deniz üssünde tutuluyor."

        - Zırhlının içinden çıkan emniyet müdürü

        Darbe girişimiyle ilgili İstihbarat Daire Başkanlığında bilgisayar mühendisi Haşim Türker de beyanında, "FETÖ/PDY mensubu olduğunu, örgüt faaliyetlerine katıldığını, sürekli irtibatlı olduğunu, darbe girişiminde bulunduğunu" anlattı.

        FETÖ/PDY terör örgütü üyesi olmaktan hakkında yakalama kararı bulunan eski emniyet müdürü Mithat Aynacı'nın, İstanbul Emniyetine saldıran zırhlının içinden askeri kamuflajla çıktığına dikkati çekilen iddianamede, TRT'nin Ulus'taki binasına yayınları kesmek amacıyla götürülen, Samanyolu TV ve Kaynak Holdingin eski çalışanları ve aynı zamanda bilişim uzmanı olduğu belirlenen 3 kişinin TRT'nin işgali girişiminin başarıyla sonuçlanmaması nedeniyle TRT binasının arka tarafından kaçtıkları vurgulandı.

        İddianamede, "Haklarında FETÖ/PDY'ye üye olmaktan işlem yapılan bazı emniyet mensubu ve mülkiyelilerin, başarısız darbe girişim sonrası ilan edilecek sıkıyönetim sonrası atanacakları resmi devlet kuruluşlarına gittikleri de tespit edilmiştir." ifadesi kullandı.

        (Sürecek)

        Anadolu Ajansı ve DHA tarafından geçilen tüm Ankara haberleri, bu bölümde Haberturk.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Ankara Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.

        Günün Önemli Manşetleri

        Benzer Haberler