Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Biz Astana konusunda ümitvarız. Ümit ediyorum ki bu görüşmeler sürecek ve nihayetinde en kısa süre içerisinde Suriye'de bir barış ama sıradan, alelade, dikte edilmiş bir barıştan bahsetmiyoruz. Adil ve kalıcı bir barış. Bu kadar bedel ödemiş Suriye halkının kabul edeceği, çoğunluğunun kabul edeceği bir barış ortaya çıkar ve Suriye'deki yaşanan bu acılar sonlandırılmış olur." dedi.

        Kurtulmuş, katıldığı Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

        Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında El Bab operasyonunun geldiği aşama ve El Bab'ın teröristlerden temizlendikten sonra rejim güçlerine bırakılacağı iddialarının sorulması üzerine Kurtulmuş, "Bu iddia gerçeği yansıtmıyor. Fırat Kalkanı Operasyonu ya da El Bab'daki operasyon 'orayı temizleyip, rejime devredilsin' diye yapılmış bir operasyon değildir." ifadesini kullandı.

        Fırat Kalkanı Operasyonu'nun Türkiye'nin kendi ulusal güvenliği ile ilgili bir operasyon olduğunu vurgulayan Numan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

        "Türkiye'nin sınırlarının korunması ve hemen sınırın güneyindeki bölgede Türkiye'ye gelen tehditlerin ortadan kaldırılması için yapılan bir operasyondur. Yani DEAŞ'ın defalarca Kilis'e füze, bomba attığını biliyoruz. Aynı şekilde PKK, PYD unsurlarının o bölgeden Türkiye'ye geldiklerini biliyoruz. Dolayısıyla bu Türkiye'nin sınırlarını korumak hem o bölgedeki terörist unsurların bertaraf edilmesini sağlamak için yaptığı bir operasyondur. Bu operasyonun ana amacı, oradaki şehirlerin temizlenerek, o şehirlerin yerli halka devredilmesini sağlamaktır. Buradaki başarılı örnek Cerablus'tur. Burada TSK, Özgür Suriye Ordusu'na destek vererek Cerablus'un kısa bir süre içerisinde DEAŞ'tan temizlenmesini sağladı ve ardından 50 bine yakın Cerabluslu kardeşimiz geldiler, kendi şehirlerine oturdular. Evlerini, okullarını, mekteplerini, çarşılarını tamir ettiler. Türkiye'nin derdi budur. Biz diyoruz ki, Suriye Suriyelilerindir, Cerablus Cerabluslularındır, El Bab El Bablılarındır. Burada ortaya çıkan olağanüstü karmaşık durum bir an önce ortadan kaldırılmalıdır ve Suriye halkının kendini yönetebileceği bir mekanizma mutlaka kurulmalıdır, bir an önce çatışmalar sonlandırılıp, ateşkes sağlanarak."

        - "Türkiye'nin esas hedefi budur"

        Kurtulmuş, El Bab'ta da Musul'da da aynı şeyin söz konusu olduğuna dikkati çekerek, "Bölgeye ait olmayan unsurların gelip yapmış olduğu bir işgal var. Yani DEAŞ unsurları bu şehirleri işgal etmiş vaziyette, bu işgalin ortadan kaldırılması ve işgal ortadan kaldırıldıktan sonra da El Bab'ta da aynen Cerablus'ta olduğu gibi halkın huzur içerisinde gelip kendi evlerine oturmasıdır. Türkiye'nin esas hedefi budur. El Bab'la ve Suriye'nin geneliyle ilgili hedefi de budur." diye konuştu.

        Halep'teki ateşkesi sağlayıp, bunun Suriye geneline yayılacak örnek bir ateşkes olmasına çalışırken de aynı duyguyla hareket ettiklerine değinen Kurtulmuş, Halep'in Haleplilerin olduğunu bildirdi.

        Türkiye'nin El Bab'taki niyetinin de aynı olduğuna işaret eden Kurtulmuş, "İnşallah en kısa sürede bu niyetimize, hedefimize kavuşmuş olacağız." bilgisini paylaştı.

        - Koalisyon desteği

        Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Suriye'deki operasyonlar sırasında Türkiye'nin koalisyon güçlerinden gerekli desteği göremediği yönündeki açıklamaların hatırlatılması üzerine ise "Ne yazık ki El Bab'taki operasyonlar sırasında koalisyon güçleri Türkiye'nin bu operasyonuna yeterli destek vermemiştir. Bunu da açıkça söylemekten hiçbir beis görmüyorum, hiçbir endişe taşımıyorum. Halen de almıyoruz." açıklamasını yaptı.

        Kurtulmuş, şu görüşlere yer verdi:

        "Bu sadece El Bab özeline ilişkin bir şey değildir. Açık söylemek gerekirse başından itibaren Obama yönetimi ve oradaki koalisyon güçleri, Suriye'deki sorunun nasıl çözüleceğine ilişkin herhangi bir plana sahip değildi. Ümit ederiz ki şimdi yeni yönetim, Sayın Trump'ın yönetimi Suriye ve Irak'ta, bölgedeki bu süreçlerde bölge halklarının lehine olacak sonuçlara destek verecektir. Aynı şekilde Musul operasyonu başladı ama başladığı gibi hızla devam etmedi. Aynı şekilde Rakka operasyonu. Biran önce Rakka operasyonu yapalım dendi sonra bu tehir edilerek, oradaki DEAŞ unsurlarının belki de başka taraflara kayması sonucu doğdu. Dolayısıyla burada Obama yönetimi ve koalisyon güçlerinin açık bir kararsızlığı, ellerinde sorunu nasıl çözeceklerini bildikleri bütünleşik bir planın olmamasının da bu konuda önemli bir etkisi olduğunu ifade etmek isterim."

        - Astana görüşmeleri

        Kazakistan'ın başkenti Astana'da dün başlayan Suriye görüşmelerinde Türkiye'nin beklentilerinin hangi yönde olduğunun sorulması üzerine Kurtulmuş, Suriye'de 6 yıldır devam eden bir savaşın söz konusu olduğunu belirtti.

        Bunun ilk 3 yılının iç savaş şeklinde geçtiğine vurgu yapan Kurtulmuş, "İkinci üç yılı ise vekalet savaşlarıdır. Dünyada neredeyse bütün ülkelerin, önemli ülkelerin şu ya da bu örgütler vasıtasıyla sürdürdükleri bir vekalet savaşı söz konusudur." dedi.

        Kurtulmuş, bunun sonucu olarak ortaya çıkan maliyete bakıldığında 600 bin sivil, masum insanın katledildiği, bütün büyük şehirlerin yerle bir edildiği bir savaşın söz konusu olduğunu belirtti.

        Kurtulmuş, şunları ifade etti:

        "Bugün gelinen nokta itibarıyla hiçbir gücün tek başına sahada bu savaşı kazanması mümkün değildir. Buradan hareketle biz Türkiye olarak şunu söylüyoruz; artık yeter. Bu süre içinde koalisyon güçlerinin, başka ülkelerin yaptığı çok yanlışlar var. Rusya'sından İran'ına kadar. Bunları şimdi konuşmanın zamanı değil. Dolayısıyla burada Türkiye ve Rusya başta olmak üzere, bir sürecin başlatılması, her iki taraf arasında yani savaşan taraflar arasında bir diyalog sürecinin başlatılmasıyla ilgili olarak bir inisiyatif ortaya konuldu. Son bir kaç aydır da yoğun temaslar sürdürüldü. Halep barışı özelinden başlayarak, Halep'te muhaliflerin şehirden çıkartılması, barış süreçleri, bununla ilgili olarak Türkiye ve Rusya garantörlük ortaya koydu. Çok sayıda provokasyon sahada olmasına rağmen çok şükür Halep'ten insanların, sivillerin tahliyesinde önemli bir sonuç elde edildi. Bununla birlikte de bu barış ortamının, ateşkes ortamının Suriye geneline yayılmasıyla ilgili müzakereler derinleştirildi. Astana süreci bunun bir sonucudur."

        Türkiye, Rusya ve İran'ın inisiyatif alarak garantörlük yaptığı bir sürecin söz konusu olduğuna işaret eden Kurtulmuş, ABD'nin büyükelçi düzeyinde de olsa bu sürecin içinde bulunacağını söyledi.

        Burada çok hayalperest olunmaması gerektiğini belirten Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

        "Yani iki günde bu insanlar bir araya gelecekler ve aynı masa etrafında, nihayetinde 'tamamen uzlaştıkları bir barış görüşmesi olacak.' Böyle bir şey olması herhalde çok zor. Ama ilk sefer her iki taraf, rejim ve rejim muhalifleri olan unsurlar aynı masanın etrafında bir araya gelerek meseleleri tartıştılar. Başlangıçta görüşlerin çok farklı noktalarda olması doğaldır. Çünkü savaşın içinden çıkmış gruplardan bahsediyoruz. Ama bu müzakereler düzgün bir şekilde devam ederse, Türkiye, Rusya, İran, ABD ve BM üzerine düşen sorumlulukları bu süre içinde yerine getirirlerse ümit ediyorum ki kısa bir süre içerisinde daha önce Cenevre süreçlerinde elde edilemeyen barış umudu, orada somut bir şekilde ortaya çıkmış olur. Astana görüşmelerinden belli sonuçların alınması mümkün olur. Biz Astana konusunda ümitvarız. Ümit ediyorum ki bu görüşmeler sürecek ve nihayetinde en kısa süre içerisinde Suriye'de bir barış ama sıradan, alelade, dikte edilmiş bir barıştan bahsetmiyoruz. Adil ve kalıcı bir barış. Bu kadar bedel ödemiş Suriye halkının kabul edeceği, çoğunluğunun kabul edeceği bir barış ortaya çıkar ve Suriye'deki yaşanan bu acılar sonlandırılmış olur."

        (Sürecek)

        Günün Önemli Manşetleri

        Benzer Haberler