Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga'nın alıkonulmasına ilişkin 26'sı tutuklu 27 kişi hakkında açılan dava, 20 Şubat Pazartesi günü başlayacak.

        Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülecek davanın duruşmaları, 20-23 Şubat'ta, Sincan Cezaevi kampüsü içindeki duruşma salonunda yapılacak.

        Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kasırga'nın "müşteki" olduğu davada, eski Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı Kurmay Albay Muhsin Kutsi Barış, eski 28. Mekanize Tugay Komutanlığı Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Kalyoncu ile Mutlu Serkan Vurdem, Ertuğrul Yavuz, Yusuf Yiğit, Erkan Erol, Mahmut Gündoğdu, Haydar Aktaş, Burhan Özdil, Ali Hızlı, Süleyman Selek, Fevzi Şimşek, Adem Parlak, Burak Ercan, Mustafa Deyan, Servet Taşcı, Mennan Yeşilbaş, Selçuk Uçar, Yüksel Karatay, Osman Ertuğal, Yunus Emre Ceviz, Güven Kiper, Ömer Erarslan, Sebhetullah Demir, Murat Sarı, Mehmet Akif Özyılmaz ve Aykut Şahin sanık olarak yer alacak.

        Eski Kurmay Albay Barış ve Tuğgeneral Kalyoncu haricindeki 25 sanık, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve "silahlı terör örgütüne üye olmak", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından 13 yıl 6'şar aydan 36 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası ile yargılanacak.

        Darbe suçundan haklarındaki soruşturma devam eden Albay Barış ve Tuğgeneral Kalyoncu, bu davada, FETÖ faaliyetleri kapsamında "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan 4,5 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle hakim karşısına çıkacak.

        - "Resmi konutunun Alayın sorumluluk bölgesinde olması kolaylaştırdı"

        Kasırga'nın alıkonulmasına ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kasırga'nın derdest edilmesinin, diğer girişimlerin aksine başarılı olmasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanının faaliyetlerinin en önemli etken olduğu bildirildi.

        Fahri Kasırga'nın resmi konutunun, Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayının sorumluluk bölgesinde olmasının, kaçırılmasını kolaylaştırdığı ifade edilen iddianamede, eşinin konuttan çıkışına izin verilmeyerek, Kasırga'nın konutuna gelmesi ihtimali üzerine planlama yapıldığı kaydedildi.

        Barış'ın, Kasırga'nın kaçırılması planının uygulamaya konması ve başarılı olması için tüm yetkilerini sonuna kadar kötüye kullandığına yer verilen iddianamede, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı personelinin büyük çoğunluğunun darbe teşebbüsüne katıldığı ve alayda görevli askerlerin darbe teşebbüsü faaliyetlerini, Alay Komutanı Albay Barış'ın emir ve talimatlarıyla bizzat yönlendirdiği belirtildi.

        İddianamede, 15 Temmuz günü saat 21.00'de Tabur Komutanı Binbaşı Fedakar Akça ile Komutan Konutları Bölgesi Muhafız Komando Bölük Komutanı Yüzbaşı Burak Ercan'ın oluşturulan Whatsapp gruplarına daha önceden alarm kodu olarak belirlenen "Pars" mesajını yazdıklarının belirlendiği kaydedildi.

        Önceden kararlaştırıldığı şekilde, gruplarda yer alan ve mesajı okuyan personelin seri şekilde alaya gelmek üzere hareket ettikleri, aynı bölgede oturan personelin birbirlerini araçlarıyla almaları için aralarında eşleştirme yapıldığı da anlatılan iddianamede, "bu şekilde kışlaya çağrılan personelin silah, teçhizat ve mühimmat alarak saat 22.30 sularında darbe teşebbüsü için hazır oldukları" tespitleri yer aldı.

        - "Kim bu emri verdi, bu nasıl şerefsizliktir"

        İddianamede, Fahri Kasırga'nın ifadelerine de yer verildi. Eşinin kendisini arayıp yoğun bir hareketlilik olduğunu ve korktuklarını söylemesi üzerine bir araç gönderip kendisini Külliye'ye aldıracağını söylediğini anlatan Kasırga, bir süre sonra aracın nizamiyeden içeri alınmadığını öğrendiğini bildirdi.

        Eşini almak için Çankaya Köşkü'ndeki lojmanlara giriş nizamiyesine geldiklerinde kapıda, 4 silahlı askerin olduğunu bildiren Kasırga, ifadesine şöyle devam etti:

        "Kapılar kapalıydı, normal şartlarda ben aracımla bahsettiğim nizamiyeye geldiğimde kapı açık olur, hiç duraksamadan doğrudan geçeriz. Sonra biz geçince o kapı kapanır. Bu defa kapılar kapalı ve önünde silahlı askerler vardı. Bu durumu görünce araçtan aşağıya indim. Askerlere kızarak 'Derhal kapıyı açın, kendi evime mi beni koymuyorsunuz' diye bağırdım.

        Orada bulunan üsteğmen 'Efendim emir var, giriş çıkışlar yasak' dedi. Ben bu cevap karşısında 'Başlarım sizin emrinize, beni evime mi bırakmayacaksınız, kim verdi bu emri' diye yine bağırdım. Bunun üzerine yaya geçiş kapısını açtılar. Askerlere 'Derhal araç kapısını da açın' dedim. O kapıyı da açtılar. O sırada üsteğmen cep telefonuyla muhtemelen bağlı bulunduğu üst rütbeliyle konuşuyordu. Telefondaki kişiye, komutanım diye hitap ediyordu, ona 'Genel Sekreterimiz geldi içeri girmek istiyor' diye soruyordu.

        Bunu duyup görünce ona 'Ver bakayım şu telefonu kimmiş komutanın' dedim, telefonu elinden aldım. Telefondaki kişiye kendisini tanıtmaya fırsatı vermeden 'Kim bu emri verdi, bu nasıl şerefsizliktir, böyle bir emri kim verebilir, neler yapıyorsunuz, çıldırdınız mı' gibi şu an aklıma gelmeyen birçok söz söyledim. Telefondaki şahıs gayet kibardı ancak konuşma tarzından ben onun numara yaptığını anlıyordum. Bana telefonda gayet kibar bir şekilde 'Efendim size yönelik herhangi bir şey yok, tam tersine sizin güvenliğiniz için böyle hareket ediyoruz, hemen gelip size bilgi arz edeceğim, lütfen ayrılmayın.' dedi."

        - "Vurun o zaman beni"

        Çankaya Köşkü'ndeki rütbeli askerlerin kaldığı lojmanlardan gelen bir minibüsün, aracın çıkışını kesecek şekilde park ettiğini belirten Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kasırga, şunları kaydetti:

        "İçinden 10-12 civarında silahlı teçhizatlı asker aşağıya indi. Ellerindeki silahlarla lojmana dönerek dizildiler, yolu kapattılar. İçlerinden ismini sonradan öğrendiğim Haydar adlı binbaşı sol elinde telsiz ya da cep telefonu olduğu halde yanında tam teçhizatlı ağır silahlar taşıyan iki iri yarı, muhtemel rütbeli şahısla birlikte, biri sağında birisi solunda bize doğru yaklaştı. Haydar, koruma polisini iterek bize döndü, bağırarak 'Yat yat yere yat' dedi.

        Bu manzara karşısında ben çok sinirlenmiştim. Onlara hitaben 'Ulan sen kimi yere yatırıyorsun, sen kimsin, ben Genel Sekreterim, senin amirinim, bu şekilde davranamazsın' gibi sözlerle karşılık verdim. Bunun üzerine Haydar isimli Binbaşı 'Biz ihtilal yaptık, artık bundan sonra bizim emirlerimiz geçerli, yeter sizin yaptıklarınız' dedi. Ben de 'Vurun o zaman beni' dedim. Hemen ardından herkesin kısa bir an sessizliğinden sonra Haydar Binbaşı'nın yanındaki iri yarı iki asker bana doğru yaklaşıp kollarımdan tuttular ve minibüse doğru beni zorla götürdüler. O sırada yanıma gelmiş olan eşimi de zorla benden ayırdılar."

        Askerlerin koluna girmesinden sonra aralarında bir bağrışma şeklinde "Ambulans gelsin" şeklinde konuşma geçtiğini belirten Kasırga, "O sırada nereden geldi bilmiyorum bir ambulans gelip minibüsün yanında durdu, beni askerler zorla ambulansın arkasına bindirdiler. Ambulansın şoförü ile görmediğim bir kişi ön tarafa oturmuştu. Arkada benimle birlikte silahlı teçhizatlı üç asker vardı, beni sırt üstü ambulanstaki sedyeye yatırmaya çalışıyorlardı, ben direniyordum" dedi.

        Kasırga, 16 Temmuz saat 16.30'a kadar götürüldüğü yerde kaldığını, ayrılırken götürüldüğü yerin Akıncı Hava Üssü olduğunu öğrendiğini kaydetti.

        Anadolu Ajansı ve DHA tarafından geçilen tüm Ankara haberleri, bu bölümde Haberturk.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Ankara Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.

        Günün Önemli Manşetleri

        Benzer Haberler