Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, var olan parlamenter sisteme ilişkin "Bu sistem iki erke dayanıyor. Yani yürütmede iki güçlü irade var. İki güçlü iradeyle yürütme maalesef başarılı şekilde olamaz. İradenin tek olması lazım. Hangi sistem olursa olsun millet yetkiyi verdiğinden hesabı soracak." dedi.

        Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde, medya temsilcileriyle bir araya geldi, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

        Anayasa değişikliği sürecine yönelik soruları yanıtlayan Yıldırım, bu sürecin esasında 2007'deki değişikliğin devamı niteliğindeki eksikliklerin tamamlanması olduğuna işaret etti.

        Yıldırım, "Zaten darbe anayasasında garabet bir durum vardı. Parlamenter sistem öngörülmesine rağmen Evren Paşa kendisi cumhurbaşkanı olacak diye cumhurbaşkanı yetkilerini başkanlığa göre yazdırmıştı. Oradan zaten sistem bozuktu. Bunun üzerine bir de halk tarafından seçilmeye başlanınca bu sefer mevcut yapı ile anayasa tamamen uyumsuz hale geldi." dedi.

        Yıldırım, mevcut sistemin değişmesi gerektiğini belirterek, "İki türlü de değişebilir, ya güçlü parlamenter sistem ya da güçlü başkanlık sistemi, biz bunu savunuyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi de parlamenter sistemi savunuyor. Esasen Milliyetçi Hareket Partisi de parlamenter sistemi savunuyor ama Sayın Bahçeli dürüstçe, 'bunu savunmama rağmen şu anda bunu değiştirecek gücüm yok. Bu mevcut durumun da böyle devam etmeyeceği bir gerçek. Ben siyaseti değil, memleketi ve milleti düşünüyorum. Önce memleketim ve milletim, sonra siyaset. Onun için bu uzlaşmaya varın' dedi." ifadelerini kullandı.

        Başbakan Yıldırım, aynı çağrının CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na da yapıldığını ifade ederek, CHP'nin de, MHP'nin de, AK Parti'nin de bütün seçimlerdeki vaadinin anayasa değişikliği olduğuna dikkati çekti.

        Kılıçdaroğlu'nun bu çağrıya yanaşmadığını aktaran Yıldırım, bir adım daha ileri giderek "Siz teklifinizi getirin. Biz de teklifimizi getirelim. Meclis'te birlikte oylayalım, vatandaşa soralım." dediğini, fakat CHP'nin buna da yanaşmadığını dile getirdi.

        - "Bu siyaset üstü bir şey"

        Yıldırım, her zaman uzlaşmayı önemsediklerini vurgulayarak, "Yaşanan olaylar ve geçmişteki yaşananlar böyle bir değişikliği kim olsa, iktidarda kim olursa olsun yapmak zorunda. Bu çelişkiyi, bu açmazı düzeltmek zorundayız. Bu siyaset üstü bir şey." dedi.

        Cumhuriyet kurulduğundan beri var olan yapı içerisinde bir çekişmenin olduğuna işaret eden Yıldırım, "Açın o günleri, o zabıtları, hatıraları okuyun göreceksiniz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün son 7-8 yılında İnönü ile ilişkilerine bakın. Özellikle temel bazı konularda çok ciddi görüş ayrılıkları olmuş." ifadelerini kullandı.

        Özellikle çok partili hayattan itibaren bu konunun tartışıldığını belirten Yıldırım, "Aynı partili olmalarına rağmen rahmetli Celal Bayar, rahmetli Menderes arasında bile anlaşmazlık olmuş. Daha sonra bakıyorsunuz, merhum Erbakan, Türkeş, Özal, Demirel 'başkanlık sistemi" diyor." şeklinde konuştu.

        Yıldırım, merhum Başbakan Bülent Ecevit'e, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in anayasa kitapçığını fırlattığını anımsatarak, şunları kaydetti:

        "Bu sistem iki erke dayanıyor. Yani yürütmede iki güçlü irade var. İki güçlü iradeyle yürütme maalesef başarılı şekilde olamaz. İradenin tek olması lazım. Hangi sistem olursa olsun millet yetkiyi verdiğinden hesabı soracak. Şimdi yetkiyi sonuna kadar verdiği bir cumhurbaşkanı var, hesap sormadığı bir cumhurbaşkanı var. Mevcut yapı. Cumhurbaşkanının yetkileri bu değişiklikten önce de çok fazla. Burada sadece ona birkaç tane ilave geliyor. Birkaç tanesi de geri alınıyor aslında. Geri alınanlar da var. Lehine düzenlemeler var bir de aleyhine düzenlemeler var. Hukuki sorumluluğu artıyor. Siyasi sorumluluğu geliyor. Cezai sorumluluğu geliyor. Yetkileri de geliyor. Yetkileri gelirken de mevcut yetkilerinin bir kısmından fedakarlık yapıyor."

        - "Güç ve denge sistemi bir arada düşünülüyor"

        Cumhurbaşkanının yeni sistemde kanun teklif etme yetkisinin olmadığını, bu yetkinin Meclis'e, milletvekillerine ait olduğunu anlatan Yıldırım, şöyle devam etti:

        "Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ikincil düzenleme. Bir kanun var, bir de Bakanlar Kurulu, yönetmelik, tüzük var. Cumhurbaşkanlığının düzenleyeceği hususlar, tüzük, yönetmelik, Bakanlar Kurulu'nun yerine geçen Cumhurbaşkanlığı kararnameleri. Bunlarla ilgili yetki aşımı olan bir düzenleme yapınca geçersiz oluyor. Kanun geçerli oluyor. Aynı konuda kanun varsa cumhurbaşkanlığı kararnamesi de olamıyor. Daha somut hale getirirsek, cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile cumhurbaşkanı bakanlıkların sayısını arttırabilir, azaltabilir, adını değiştirebilir ama bir ilçe, bir il kuramaz. Yani tüzel kişiliği oluşturamaz.

        Siyasi partiler kanunu, seçim kanunu, iller kanunu, asayiş, ceza kanunu bütün kanunları yine Meclis yapmaya devam edecek. Sonra cumhurbaşkanlığı kararnamelerini Meclis, Anayasa Mahkemesi'ne götürebiliyor. Aynı zamanda kanunları da cumhurbaşkanı götürebiliyor. Cumhurbaşkanı kanunu veto edebiliyor. Meclis de direniyor. Güç ve denge sistemi bir arada düşünülüyor."

        - "Sorunları, torunlara havale etmek istemiyoruz"

        Kendilerini değil, ülkenin geleceğini düşündüklerini vurgulayan Yıldırım, "İnsanlar gelip geçici, ülkemiz baki. 16 bağımsız devlet kurmuşuz, bu 17'ncisi. İnşallah 17 hep devam eder. Ama bizden sonraki kuşaklara sorunları azaltılmış bir Türkiye bırakmak istiyoruz. Sorunları, torunlara havale etmek istemiyoruz." dedi.

        İdam tartışmalarına ilişkin bir soru üzerine ise Yıldırım, "Kök boya yapmadan önce şaplama yaparlar. Önce şapladığını boyayın. Ortada bir iş var. O işi yapmadan başka işe heveslenmenin anlamı yok. Şu anda referandum sürecindeyiz. Bitsin de ondan sonra bir daha bir araya gelir konuşuruz." değerlendirmesinde bulundu.

        Başbakan Yıldırım, Figen Yüksekdağ'ın milletvekilliğinin düşürüldüğü hatırlatılarak, konuya ilişkin gelişmenin sorulması üzerine, şunları kaydetti:

        "Meclis'te oylama falan yapılmıyor. Milletvekilliği düşme usulu şu, kesinleşmiş ceza kararı olan bir milletvekilini, bu karar Meclis'e ulaşırsa görevli kürsüdeki başkan o kararı okuyor, bitiyor iş. O kararı okumamak suç. Yani görevini yerine getirmemiş oluyor. Geçmişte olmamış ise bugün olmayacak diye bir şey yok. Türkiye bir hukuk devleti. Her kim için isimler önemli değil, kim olursa olsun kesinleşmiş cezası olan milletvekili için anayasa çok açık. Yapılacak işlem belli ve bu işlem yapılmıştır. Bundan sonra olursa bundan sonra da aynısı yapılır. TBMM, herkese örnek olması lazım. Yani kanunları TBMM yapıyor. Kanun yapan yasama organının, bu kanunların gereğini yapan yargının kararlarını dikkate almaması düşünülemez."

        Başbakanlığın görevinin kesinleşen mahkeme kararlarını, Meclis'e bir üst yazıyla göndermek olduğunu dile getiren Yıldırım, "Ondan sonra Meclis de anayasaya göre gereğini yapıyor. Gayet tabii bundan sonra da bizim görev süremizde ve kim olursa olsun böyle bir karar gereği neyse yapması lazım." diye konuştu.

        (Sürecek)

        Anadolu Ajansı ve DHA tarafından geçilen tüm Ankara haberleri, bu bölümde Haberturk.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Ankara Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.

        Günün Önemli Manşetleri

        Benzer Haberler