Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ANKARA (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Doğrudan hükümeti seçme yetkisini cumhuriyet esasında ülkeyi yönetenlerin halktan almasını emrediyor. Şimdi bu anayasa değişikliği esasında cumhuriyetin literatürdeki tam tanımına uygun bir biçimde Türkiye'yi yönetecek hükümetin, yürütme yetkisini kullanacak hükümetin doğrudan halk iradesiyle sandıkta belirlenmesini, iktidarın halk tarafından seçilmesini ortaya koyuyor. Referandumun özü de bu." dedi.

        Bozdağ, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen, SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran'ın moderatörlüğünü yaptığı "Cumhurbaşkanlığı Sisteminin Anayasal Tasarımı" programında anayasa değişikliğine ilişkin açıklamalarda bulundu, katılımcıların sorularını yanıtladı.

        Türkiye'de hükümet sistemi tartışmalarının, bugünün tartışması olmadığını ifade eden Bozdağ, bunun, Türkiye'nin sürekli gündeminde olduğunu söyledi.

        Necmettin Erbakan ile Alpaslan Türkeş'in, siyasal hayatlarının daha ilk adımlarını atarken Türkiye için hükümet sistemi değişikliğini, tek başlı, güçlü bir yürütmeyi arzuladıklarını ifade ettiklerini dile getiren Bozdağ, Süleyman Demirel ve Turgut Özal'ın da devleti yönetme tecrübelerinden sonra Türkiye'nin parlamenter sistemle yoluna devam edemeyeceğini ve yeni bir hükümet sistemine ihtiyaç duyulduğunu belirttiklerini vurguladı.

        Bozdağ, "Sayın Cumhurbaşkanımız daha işin başında konunun gerekliliğini vurguladı ve AK Parti gücünün zirvesinde olduğu bir dönemde, bunu yapabilecek kudrete sahip olduğu bir dönemde. Hem parlamentoda çoğunluk elinde hem hükümet AK Parti'de hem de AK Parti'nin kurucu lideri Sayın Genel Başkanımız Türkiye'nin Cumhurbaşkanı. Bütün bu imkanların elinde olduğu ortamda diyor ki 'Yasama böyle, yürütme böyle, cumhurbaşkanı böyle ama Türkiye için sistem değişikliğini istiyorum.' Diyorlar ya 'Şahsı için mi istiyor veya neden istiyor?' Bu, şahıs için istenmediğinin, Türkiye için bunun istendiğinin en somut göstergesidir. Eğer şahsi nedenle bir talep olsa bu talep gündeme gelmez." ifadelerini kullandı.

        Zayıf iktidarla, istikrarsızlıklarla Türkiye'nin hep kaybettiğine dikkat çeken Bozdağ, 93 yıllık cumhuriyet döneminde 65'inci hükümetin kurulduğunu hatırlattı.

        - "Bu sistemin değişmesi lazım"

        Zayıf iktidarların, medyanın, sermayenin, güç odaklarının, bazı menfaat çevrelerinin rahatsız olduğu ama milletin menfaati olan kararların altına cesurca imza atamayacağını belirten Bozdağ, mevcut sistemin, güç merkezlerinin mevcut iktidarlara her türlü ahlak ve hukuk dışı operasyonlar yapmasına izin verecek bir yapıya da sahip olduğunu dile getirdi.

        Adalet Bakanı Bozdağ, şöyle devam etti:

        "12 Mart, 28 Şubat süreçlerinde bunu gördük, Güneş Motel olayında onu gördük. En son merhum Ecevit’in yaşadığını gördük. Büromda oturuyorum, bakanın biri istifa ediyor, o daha bitmeden ikinci bir bakan istifa ediyor, son dakika veriliyor. Merhum Ecevit'e operasyon çekiyorlar. Bu sistemde güç odakları, iktidarları iktidardan indirme ve bir şekilde değiştirme noktasında çok büyük hukuk ve ahlak dışı yöntemlerle güç devşirme fırsatı buluyor. Türkiye, bu kapıları açık tutarak, iktidarları her daim operasyonlara karşı korunaksız bırakarak bu coğrafyada yoluna daha fazla devam edemez. Onun için operasyonlara kapalı, milletin iradesini korunaklı kılan bir yapıya ihtiyaç var. Onun için de bu sistemin değişmesi, değiştirilmesi gerekiyor."

        Türkiye'de çift başlı yürütmenin doğurduğu çok büyük tartışmalar olduğunu anımsatan Bozdağ, Türkiye'nin cumhurbaşkanı ile başbakanın, hükümetin kavgalarıyla önümüzdeki yıllar içerisinde zaman kaybetmemesi ve enerjisini buraya harcamaması gerektiğini belirtti.

        Yürütmedeki çift başlılığın ortadan kaldırılmasını ve yürütmedeki istikrarı sağlayacak sistem değişikliği ihtiyacına işaret eden Bozdağ, "Sezer, anayasayı fırlattı, bedelini kim ödedi? Hepimiz ödedik. Demirel ile Çiller kavga etti, 5 Nisan 1994 ekonomik krizi ile bedelini bütün Türkiye ödedi. Geçmişte de bu kavgaların bedelini bütün Türkiye ödedi. O zaman bu kavgaları bitirecek bir değişime Türkiye'nin ihtiyacı var. Türkiye'de, en son 2007 yılında cumhurbaşkanı seçimi yoluyla büyük bir kavga yaşandı. Anayasa çiğnendi, bir e-bildiri yayınlandı, hükümet olarak, parlamento olarak biz meseleyi çözemeyince seçime gitme kararı aldık, millet meseleyi çözdü. 'Cumhurbaşkanını artık halk seçecek.' dendi." diye konuştu.

        Adalet Bakanı Bozdağ, cumhurbaşkanını seçme yetkisinin millete verildiğini ve ilk defa Türkiye'nin kriz, kaos olmadan cumhurbaşkanını seçtiğini belirtti.

        Türkiye'nin, yaşadığı gerilimleri, tartışmaları, millet tarafından seçilen iktidarların iktidardan edilme çalışmalarını sona erdirecek, siyasi istikrarı sağlayacak, güçlü iktidarı kuracak yeni bir sisteme ihtiyacı olduğunun altını çizen Bozdağ, 15 Temmuz darbe girişiminin, Türkiye üzerinde hesabı olanların hesaplarının kapanmadığını gösterdiğini kaydetti.

        "Bu coğrafyada zayıf iktidarla, her türlü operasyona açık iktidarlarla, siyasi istikrarsızlıklarla Türkiye'nin ve Türk milletinin daha fazla yoluna devam edebilme imkanı yoktur." değerlendirmesinde bulunan Bozdağ, zayıf iktidarların ve istikrarsız ortamların Türk milletine, Türkiye devletine kaybettireceği çok şey olduğunu dile getirdi.

        - "Cumhuriyetin lafzına ve ruhuna uygun"

        Türkiye'nin istikrarsızlığa sokulmaması, belirsizliğe itilmemesi, kaosa ve kargaşaya mecbur bırakılmaması için halkın siyasi istikrarı tesis edeceği yeni bir düzene geçilmesi gerektiğine dikkat çeken Bozdağ, Türkiye'ye özgü bir hükümet sistemi çalışması yapıldığını söyledi.

        "Tek bir kişi, '65 tane hükümet kuruldu, bu hükümetlerin tamamını halk sandıktan çıkarmıştır.' diyemez." ifadelerini kullanan Bozdağ, Türkiye'de yasamanın seçiminin yapıldığını, yürütmenin seçiminin yapılmadığını ifade etti.

        Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

        "Doğrudan hükümeti seçme yetkisini cumhuriyet esasında ülkeyi yönetenlerin halktan almasını emrediyor. Şimdi bu anayasa değişikliği esasında cumhuriyetin literatürdeki tam tanımına uygun bir biçimde Türkiye'yi yönetecek hükümetin, yürütme yetkisini kullanacak hükümetin doğrudan halk iradesiyle sandıkta belirlenmesini, iktidarın halk tarafından seçilmesini ortaya koyuyor. Referandumun özü de bu. Halka sorulacak ana soru, 'Siz Türkiye'yi yöneten, yönetecek olan hükümeti doğrudan seçmek istiyor musunuz, istemiyor musunuz?' Eğer 'Hükümeti doğrudan seçmek istiyorum.' diyorsan 'Evet' oyu vereceksin. Yok, 'Ben hükümeti doğrudan seçmeyeyim kardeşim, vekiller var, ben onlara yetki vereyim onlar seçsin, ben kendimi bu konuda yeterli görmüyorum.' diye düşünüyorsa veya başka gerekçeleri var, o çerçevede 'Başka birilerini aracı kılayım.' istiyorsa o da 'Hayır' diyecektir. Millete yetki veriliyor şu anda. Yasama seçimi yapma yetkisinin yanına doğrudan yürütmeyi seçme yetkisi veriliyor. 'Egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir' deniyor ya bu, egemenliğin yasama seçiminde verilmesi yanında hükümet seçiminde de tam anlamıyla millete verilmesidir. Onun için bu düzenleme cumhuriyeti yok eden bir düzenleme değil, cumhuriyetin lafzına ve ruhuna uygun bir biçimde Türkiye'de tam anlamıyla hayata geçiren bir düzenlemedir. Rejim değişikliği ile de alakası yoktur."

        (Sürecek)

        Anadolu Ajansı ve DHA tarafından geçilen tüm Ankara haberleri, bu bölümde Haberturk.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Ankara Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.

        Günün Önemli Manşetleri

        Benzer Haberler