AK Parti Genel Başkanı Yardımcısı Karaaslan:

BARTIN (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, Türkiye'nin en büyük problemlerinden birisinin hayata, geleceğe çok sığ taraftan bakan bir ana muhalefet partisi olduğunu belirterek, "Gönül isterdi ki, o da uzlaşmanın bir parçası olsaydı. Fikrini söyleseydi. Bir tane öneri sunsaydı. Ama hep 'olmaz' ve 'hayır' dedi. Bu 'hayır'cı zihniyet aslında Türkiye'nin gelişiminin önündeki en önemli engellerden biri maalesef." dedi.

Karaaslan, Bartın Öğretmenevinde kadın ve genç girişimcilerle bir araya geldiği toplantıda, AK Parti olarak geçmişten bugüne Türkiye Cumhuriyeti devletinin, darbe anayasasıyla yönetilmeyi hak etmediğini söylediklerini ifade etti.

Referandum süreciyle bir anda "hayır"cıların çeşitliliğinin arttığını ve bugüne kadar hiçbir şekilde bir araya gelemeyen ekstra grupların bir anda bir araya geldiklerine işaret eden Karaaslan, "Bu referandum sürecinde CHP, parti logosu kullanmamaya karar verdi. Bir parti düşünün kendi logosunu kullanmadan kampanya başlattı. Bilmiyoruz şu anda dolaşan kimdir, kimin arabasıdır. Karşımızda kurumsal kimlik olmadan yapılan bir kampanya var. Biz her zaman olduğu gibi şeffaf, açık, net, ne istediğini bilen ve ne istediğini millete iyi ifade edebilen bir bakış açısıyla çalışmalara başladık." diye konuştu.

"15 Temmuz darbe girişiminin ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'Biz uzlaşmaya varız.' diyerek bize kapıyı açtı. Açılan kapıyla süreç yeniden başladı." diyen Karaaslan, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Bana göre Türkiye'nin en büyük problemlerinden birisi, hayata, geleceğe çok sığ taraftan bakan bir ana muhalefet partisi. Gönül isterdi ki, o da uzlaşmanın bir parçası olsaydı. Fikrini söyleseydi. Bir tane öneri sunsaydı. Ama hep 'olmaz' ve 'hayır' dedi. Bu 'hayır'cı zihniyet aslında Türkiye'nin gelişiminin önündeki en önemli engellerden biri maalesef. Ben iktidar partisinden biri olarak muhalefetin hayata baktığı o daracık pencereyi Türkiye için çok büyük kayıp olarak görüyorum. Biz MHP ile bu ülkenin geleceğini aydınlık yarınlara ulaşma azmini ve iddiasını destekleyecek bir güçle yola başladık."

Karaaslan, bugüne kadar Türkiye'nin çok badireler atlattığına işaret ederek, şöyle konuştu:

"Bunların ortak noktası 'Halk önemli konularda doğru karar verememe ihtimalini içinde saklar. O yüzden halka çok da önemli meseleleri sormamak ya da yetki vermemek gerekir.' idi. Bunu söyleyen, bu bakış açısına sahip olan zihniyetin adı, vesayetçi zihniyettir. Ve bu zihniyet Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri birçok kez devreye girerek Türk demokrasisini kesintiye uğratmıştır. Biz, AK Parti kurulduğu günden beri halkın isteklerine, taleplerine, uyarılarına, eleştirilerine, halktan gelen her şeye kapılarını tamamen açmış ama aynı zamanda gönlünü açmış bir iktidar ve bakış açısından bahsediyoruz. Bu sistemde de 10-15 yıl sonra bir sıkıntı meydana gelebilir. Sıkıntı her ne olursa olsun dönüp dolaşıp hakemliğine başvuracağı grup asla darbeciler, vesayetçiler değil, karanlık odaklar, medya patronları, bunların hiçbiri değil, millet. Millete diyeceğiz ki, 'Bir sıkıntı var, senin hakemliğinde bunu çözmek istiyoruz. Siyaset kurumu olarak biz çözemedik.' Sistem, özünde bu."

Referandumun, sadece AK Parti ve teşkilatlarının yürütmesi gereken bir mesele olmadığına dikkati çeken Karaaslan, "Bu iki siyasi partinin de değil, bu aynı zamanda toplumun, sivil toplumun, derneklerin, odaların hatta meslek gruplarının sahiplenmesi ve en az bir parti teşkilatının anlattığı kadar gidip halka anlatması gereken bir durumdur. Çünkü bir partiden değil, hepimizin geleceğinden bahsediyoruz." ifadelerini kullandı.

- Şehidin evine ziyaret

Karaaslan, toplantının ardından, 2 Eylül 2016'da Mardin'in Dargeçit ilçesindeki terör saldırısında şehit düşen Jandarma Uzman Onbaşı Cem Kanbur'un babaevini ziyaret etti.

Muratbey köyünde yaşayan şehidin babası Hayri ve annesi Suzan Kanbur'a taziye dileklerini ileten Karaaslan, ailenin, şehidin eşyalarını bir araya getirerek oluşturduğu "müze odayı" da gezdi.