Milli Eğitim Bakanı Yılmaz Kilis'te

Geçen yıl 50 bin öğretmen atamasını gerçekleştirdiklerini hatırlatan Yılmaz, "Yaklaşık 40 bin küsurat da açık kalmıştı. Onu da şimdi tamamlayacağız. 20 bin öğretmen alımının duyurusunu yaptık.10 bin öğretmeni de Cumhurbaşkanımız açıkladı. Ağustos'tan sonra inşallah 30 bin alacağız. Sadece iki yılda atadığımız öğretmen 80 bin. 80 bin rakamı bazı ülkelerin tüm kamu personelinin sayısına eşittir, denktir, bazı yerde büyüktür." diye konuştu.

Bütçenin yüzde 20'sini eğitime ayırdıklarını dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti:

"2002'de bu rakam yüzde 10'du, 11 milyar lira. Şimdi 122 milyar lira ayırıyoruz. Eğitim önemli. OECD ülkeleri, kalkınmış ülkeler, bütçelerinin, milli gelirlerinin yüzde 5,2'sini ayırıyor. Biz milli gelirin 5,8'ini ayırıyoruz. Onlardan çok daha iyi bir kaynak ayırıyoruz. Eğitim bu ülkenin en öncelikli konusu. Eğitime önem verirseniz her şeye önem verirsiniz demektir. Eğitim bütün kurumların ve vatandaşın önceliği. Eğitimi çözersek her şeyi çözmüşüz demektir. Ülkemizde şu an gördüğümüz sıkıntıların temelinde eğitim vardır. Allah'a hamd olsun geçmişe kıyasla iyi bir yolda gidiyoruz."

- "Çocuğumuzu bilgi hamalı yapmayalım istiyoruz"

Bakan Yılmaz, okul kitaplarının ücretsiz dağıtılmasından taşımalı eğitimin ücretsiz sunulmasına, öğrencilere ücretsiz tablet, bilgisayar verilmesine kadar eğitimde yapılan çalışmalara işaret etti.

Ülke genelinde 80 binin üzerindeki engelliyi okula taşıdıklarını, 13 binin üzerindeki çocuğun evine de öğretmen gönderdiklerini belirten Yılmaz, uzun dönem hastanede kalacak çocuklar için de sınıflar açtıklarını söyledi.

Müfredatı da güncellediklerini belirten Yılmaz, "İstiyoruz ki kendi hayatına pozitif katkılarda bulunacak hususlar olsun, gereksiz, lüzumsuz şeyler olmasın. Bilgi hamalı yapmayalım çocuğumuzu. Onları da dışarı çıkartalım. Onun da son aşamasına geldik. Muhtemelen önümüzdeki yıl 1, 5 ve 9. sınıflar yeni müfredatı almaya başlayacak." diye konuştu.

- "Türkiye'nin etkin bir yönetime kavuşması lazım"

Etkin yönetimin önemine vurgu yapan Bakan Yılmaz, Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim köprüsü gibi önemli yatırımların 1-1,5 yıl gibi bir dönemde bitirilemeyeceğine işaret etti. Yılmaz, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin etkin bir yönetime kavuşması lazım. Eğer etkin yönetim olmasa, kaynağın olsa dahi kullanamıyorsun. Buradan belli. Bizim en büyük kaynağımız beşeri sermaye. Bu beşeri sermayeyle etkin bir yönetime kavuşmak lazım. O etkin yönetime kavuşmanın ilk adımı inşallah 16 Nisan'da halk oylamasında evet denildiğinde inanın Türkiye, çok daha etkin bir yönetime kavuşacaktır. O zaman kaynağı ayrılmış projelerde zaman kaybı olmayacaktır, kaynak israfı olmayacaktır."

Bir hükümetin başlattığı işi ardından gelen hükümetin devam ettireceğine dair bir şart olmadığını dile getiren Yılmaz, "Sivas'ta Mesut Yılmaz döneminde şeker fabrikasının temeli atılmıştı. 30 yıl geçti hala Sivas'ta şeker fabrikası yok. Niye? Bir hükümetin önceliği, tercihi, sözü, vaadi diğer hükümet için geçerli değildir, önceliği değildir. Zaten bir önceki hükümet tercihlerinde yanlış yaptığı için kaybetti. Gelen kimse de aynı şeyleri devam ettirse yanlış tercihlerde bulunmuş olur, seçimi kaybeder. Dolayısıyla her hükümetin kendi vaadi, kendi sözü, kendi önceliklerinin olması doğaldır. Biz böyle yapınca, yanlış yerlerde de etkin yönetim olmayınca ülke zaman kaybediyor, kaynak kaybediyor. İnşallah Türkiye bundan sonra zaman kaybını da kaynak kaybını, beşeri kayıplarını da en aza indirecektir diye düşünüyorum. Çünkü hedefimiz büyük." diye konuştu.

Yılmaz, Türkiye'nin zengin, müreffeh, refah içinde bir ülke olmasını hedeflediklerine değinerek, "Ne diyoruz; 80 milyon kendini bu ülkeye ait hissetsin, kişi başına milli gelir 25 bin dolar olsun, milli gelir 2 trilyon dolar olsun, ihracatımız 500 milyar dolar olsun. Geçmişte aldığımız mesafeden daha azdır bu hedefe ulaşabilmek için alınması gereken yol. Birlik beraberlik içinde bu mesafeyi alacağımıza ve Türkiye'nin hedeflerine ulaşacağına inanıyorum." dedi.