CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Burdur'da:

Burada konuşan Kılıçdaroğlu, demokrasi için 'hayır' diyeceklerini, referandumun bir siyasi partiyle ilgilisinin olmadığını belirtti.

'Demokrasi' diyenlerin 'hayır', 'tek adam' diyenlerin de 'evet' diyeceğini savunan Kılıçdaroğlu, "(Hayır) demek de 'evet' demek de iyi düşünülmesi, iyi değerlendirilmesi gereken bir konu. Niye 'evet' diyeceğiz, niye 'hayır' diyeceğiz? Bakınız biz Erzurum Kongresi'ni yaptığımızda tek adam yoktu, kanaat önderleri bir araya geldiler, 'memleketi düşmandan nasıl kurtarırız' diye. Sivas Kongresi'ni yaptık ve yine dönemin ileri gelenleri bir araya geldi, 'memleketi nasıl kurtarırız' diye. 23 Nisan 1920'de TBMM'de bir araya geldik. 'Türkiye'yi düşmandan nasıl temizleriz' diye." değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu, bugün bir anayasa değişikliğiyle karşı karşıya olduklarını ve herkesin kendine "Demokrasinin bize ne zararı oldu" sorusunu sormasını istedi. Şu ana kadar demokrasi içinde milletvekillerinin seçildiğini ve Ankara'ya gönderildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, herkesin özgürce düşüncelerini ifade ettiğini, köprülerin, yolların demokrasi içinde yapıldığını vurguladı.

"Peki şimdi hangi gerekçeyle demokrasiden vazgeçerek, tek adam rejimini istiyoruz. Bunu bana bir Allah'ın kulu çıkıp anlatsın." diyen Kılıçdaroğlu, tek başına seçimin demokrasi olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Hitler'de de seçim vardı, Çavuşesku'da vardı bir şekliyle. Şimdi oralarda demokrasi var mıydı? Tek parti, tek adam rejimi vardı. Suriye'de tek adam rejimi var ama orada da seçim oluyor. Eski Irak'ı düşünün, Saddam yok muydu? Vardı. Seçim de vardı, tek adamdı. Libya'da da tek adam vardı. Demokrasi mi var orada? Şimdi bizi o ülkelere benzetmek istiyorlar. O ülkeler gibi olsun Türkiye istiyorlar. Oysa bütün İslam alemi Türkiye'deki demokrasiyi örnek almıştır. Yeni mi? Hayır. Gazi Mustafa Kemal, Cumhuriyet'i kurduğunda bütün İslam dünyası da Cumhuriyet'e geçmiştir."

Türkiye demokrasiyi savunarak, bunu büyütüp geliştirdiğinde bütün İslam coğrafyasının demokrasiyi savunacağına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, herkesin her düşünceye katılmayabileceğini ancak bunun saygıyı engellememesi gerektiğinin altını çizdi.

Sandığa giderken herkesin aklını kullanacağını belirten Kılıçdaroğlu, "Aklın süzgecinden geçirip, vicdan terazisinde tartacağız. Oyumuzu ondan sonra kullanacağız. 'Hayır' demenin şöyle bir yararı var: 'Hayır' dediğimiz zaman hep birlikte daha fazla demokrasi istiyoruz. Tek adam rejimi istemiyoruz. 'Hayır' dediğimiz zaman ortak akılla memleketi yönetelim diyoruz." dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 'hayır' dendiği zaman başbakanlığın kalkmayacağını, devletin yapısı ve işleyişiyle ilgili kararları bir kişinin değil, TBMM'nin vereceğini söyledi.

"Hayır" dendiği zaman kadın erkek eşitliği olacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, "(Hayır) dediğimiz zaman anneler evlatlarını okullara güler yüzle göndersinler istiyoruz. 'Hayır' dediğimiz zaman 'freni olmayan bir otobüse çocuklarımızı bindirmeyelim' diyoruz. 'Nereye gittiği belli olmayan bir trene 80 milyonu bindirmeyelim' diyoruz. Hayır bu kadar önemli." diye konuştu.

- "Şimdi daha büyük bir felaketle Türkiye karşı karşıya"

Darbe Anayasası'nın 12 Eylül 1982'de oylandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, kendisinin o dönemde genç bir devlet memuru olduğunu ve Fikirtepe'deki bir ilkokulda "hayır" oyu kullandığını anlattı.

Kılıçdaroğlu, "2010'da bir anayasa referandumu daha oldu. O değişikliğin de Türkiye için felaket getireceğini söylemiştim. 'Yapmayın, etmeyin' dedik. 'Bu değişiklik doğru değildir' dedik, o değişiklik de kabul edildi. Arkasından 15 Temmuz darbe girişimi oldu. Şimdi daha büyük bir felaketle Türkiye karşı karşıya. Bütün yetkilerin bir kişiye verildiği bir Türkiye." açıklamasında bulundu.

Kimsenin düşüncesine yasak getirmemek, yaşam tarzı veya inancıyla uğraşmamak gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Herkesin inancına, yaşam tarzına hepimiz saygı duymalıyız. Eğer bu anayasa değişikliği parlamentodan geçerse emin olun toplum karpuz gibi bölünecektir. Bir kişi parti devleti kuracaktır. 'Parti devleti nedir?' diyeceksiniz. Parti devleti, cumhurbaşkanı partili, bakanlar, yardımcıları, müsteşarlar, valiler, kaymakamlar, herkes partili. Bunun adı parti devletidir. Nerede olurdu bu? Eski komünist düzenlerde olur bu. Herkes partili, herkes komünist partinin üyesi. Şimdi bir parti devleti getirmek istiyorlar. Cumhurbaşkanı tarafsız olmasın aynı zamanda partinin de başkanı olsun."

Yeni sistemde kaç başkan yardımcısı veya bakan olacağının belli olmadığına değinen Kemal Kılıçdaroğlu, bugünkü düzende bakan sayısını TBMM'nin belirleyeceğini kaydetti.