Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TRABZON (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, "Yeni Cumhurbaşkanına verilen yetki sınırsız mı? Yalanın büyüğüne bak. Cumhurbaşkanı sadece yürütme, yetki ve görev alanıyla sınırlı olarak kararname çıkartabilir. Temel haklar, özgürlükler, siyasal haklar ve ödevler alanını düzenleyemez." dedi.

        Yazıcı, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, AK Parti'nin 15 yıldır Türkiye'de her alanda büyük yatırımları hayata geçirdiğini, bu değişim ve dönüşümün, anayasa değişikliği projesini gündeme getiren AK Parti'nin referansı olduğunu söyledi.

        AK Parti'nin duruşu olduğunu ifade eden Yazıcı, "Dik dururuz, haksızlıklar karşısında asla eğilmeyiz, ısrarcıyız, kararlıyız ve dik duruşumuzu sürdürmek suretiyle milletten güç alarak, milletin hukukunu korumak için yola çıkmış kadrolarız. Duruşumuzun simgesel ismi liderimiz, kurucu genel başkanımız, bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır." diye konuştu.

        Yazıcı, insanı görmeyen, gözetmeyen, ıskalayan hiçbir faaliyetin başarı şansı olmadığına dikkati çekti.

        Yerli ve milli bir parti olduklarını dile getiren Yazıcı, "AK Parti, partilerden bir parti değil. Yerliyiz ve milliyiz çünkü gerçekten AK Parti'nin Türk siyasi hayatında var olduğu süreçlerde bu partiyi şekillendiren, rengini, desenini belirleyen millettir, rotasını da millet çizdi. Hiçbir zaman bunu unutmadık ve siyasi yelpazede bulunduğumuz yer, milletin olduğu yerdir. Millet neredeyse AK Parti oradadır. Hedef kitlemiz nüfusumuz ne kadarsa o. Bugün 80 milyon. 80 milyon AK Parti'nin hedef kitlesidir." dedi.

        AK Parti'nin kuruluş sürecini ve ilkelerini anlatan Yazıcı, partilerinin siyasi alanda hiç boşluk bırakmayan bir bakışa sahip olduğunu, hiçbir zaman da ideolojik bağnazlık içinde olmadığını söyledi.

        Kim ne derse desin iş ve görev tarzlarının, ülkeye bakışlarının, insanla alakalı hassasiyetlerinin hep bu ülkenin birlik ve bütünlüğünün daha da yükselmesine yönelik olduğunu belirten Yazıcı, Türkiye'nin AK Parti iktidarı öncesindeki ekonomik ve siyasi durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

        Yazıcı, hiçbir zaman iş olsun diye gündem oluşturmadıklarını, milletin derdine deva teşkil etmeyen, sorununun çözümüne katkı sağlamayan, ülke için öngördükleri 2023 ve 2053 hedeflerine varmayı hızlandırmaya yaramayacak bir konuyu asla gündeme taşımadıklarını ifade etti.

        Anayasa projesinin de bu amaçla raftan tekrar gündeme alındığını vurgulayan Yazıcı, anayasaların Türkiye'nin hep gündeminde olduğunu, çünkü çok partili siyasal hayat döneminde anayasaların darbeciler tarafından yapıldığını anlattı.

        Yazıcı, bugün gündemde olan anayasanın, tepeden tırnağa yenilenmiş bir anayasa olmamakla birlikte 1982 Anayasası'nda değişiklik öngören 19'uncu değişiklik olduğunu belirterek, "19'uncu değişiklik, önceki 18 değişiklikle kıyasladığımız zaman derinliği, etkisi en fazla olan değişikliktir. Ne getiriyoruz bu anayasayla biz? Bu anayasa değişikliğiyle yeni bir hükümet modeli inşa ediyoruz. İnşa ettiğimiz hükümet modelinin ismi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve bu modelde hem hükümeti hem de yasamayı doğrudan doğruya millet belirliyor." dedi.

        Yeni sistemin getireceklerini maddeler halinde sıralayan Yazıcı, şöyle devam etti:

        "Akla ziyan söylemler beyan ediliyor. 'Sabah kalkacaksın ilçe vilayet olmuş, vilayet ilçe olmuş, ilçe kasaba olmuş. Türkiye terzi gibi parçalanmış, bölünmüş, biçilmiş, konfederasyon olmuş, federatif devlet olmuş' falan gibi absürt, akla ziyan söylemler var. Bunu söyleyenler cidden nasıl söylüyor, o vicdan nasıl bir vicdan? Metinleri tartışalım, hiçbir metin tartışma dışı değil. 'Bunu getirmişler. Bu şundan dolayı yanlıştır.' de başım, gözüm üstüne ama hiç bakmamış veya bakmış dikkate almıyor, yalan söylemeyi kişisel davranış haline dönüştürmüş ha bire üretim yapıyor.

        Yeni Cumhurbaşkanına verilen yetki sınırsız mı? Yalanın büyüğüne bak. Cumhurbaşkanı sadece yürütme, yetki ve görev alanıyla sınırlı olarak kararname çıkartabilir. Temel haklar, özgürlükler, siyasal haklar ve ödevler alanını düzenleyemez. Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı seçim süreçleri hep tartışmalıdır, kaotik süreçlerdir, entrika, şantaj, tehditler olmuştur. Cumhuriyetin kurucu lideri, birinci Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal'i bir yana bırakalım, ondan sonraki bütün Cumhurbaşkanları seçim süreçleri kimi yoğun, kimi daha az olmak üzere ifade ettiğim şekilde cereyan etmiştir."

        - "Türkiye'nin geleceğini düşünerek bu anayasa değişikliğini getirdik"

        Bazı kesimlerin, "Mevcut parlamenter hükümet modelinin aksayan taraflarını düzeltseydiniz" şeklinde bir bakış açısı ortaya koyduğunu belirten Yazıcı, "Bu bakış doğru değil. Niye? Çünkü Türkiye'de parlamenter hükümet modelinin ne teorisi ne de pratiğinde uygun bir hükümet modeli yok." diye konuştu.

        Yazıcı, anayasa değişikliğinde cumhurbaşkanının yetkilerine yönelik düzenlemeye ilişkin şunları anlattı:

        "Anayasa değişikliğinde madde 105'i cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu şeklinde düzenledik. Nereden nereye? Sorumsuzluktan, cezai sorumluluğa. Adamlar bunu görmüyorlar. Bu düzenlemenin altını da doldurduk. Bir suçlama söz konusu olduğunda nasıl kovuşturulacağını, soruşturma komisyonunun nasıl oluşacağını, sonra kovuşturma evrelerinin nasıl gerçekleştirileceğini, Yüce Divan'a ne şekilde sevk edileceğine ilişkin düzenlemeyi de maddenin içine koyduk. 'Yapmak isteyip yapamadığınız ne var?' Biz anayasa değişikliğini kendimiz için yapmıyoruz. Bunu Recep Tayyip Erdoğan için AK Parti iktidarı için yapmıyoruz, Türkiye için yapıyoruz bu anayasa değişikliğini. Türkiye'nin geleceğini düşünerek bu anayasa değişikliğini getirdik. Anayasanın uygulandığı süreçlerde AK Parti yönetimleri hariç, diğer dönemlerde bu ülke sorun yaşamış bedel ödemiştir."

        Yazıcı, fesih yetkisi tartışmalarına yönelik olarak da şunları kaydetti:

        "Anayasa değişikliğinin ne Meclise önerdiğimiz öneri metninde ne Adalet Komisyonu'nun tartışıp müzakere edip Meclise gönderdiği metinde ne de TBMM'de yasalaşıp milletin gündemine onay için getirdiği metnin hiçbir yerinde fesih kelimesinin 'f' si bile yok. Fesih ile yenileme, ikisi de hukuki kavram. Ne fark var arasında? Fesih ile yenileme arasında ölüm ile hayat kadar fark var. Fesih ölümdür, yenileme hayattır. Biz böyle bir öneri getirmedik, getirmeyiz. Biz bu anayasa değişikliğiyle Türkiye'nin geleceğini inşa ediyoruz, çocuklarımızın geleceğini hazırlıyoruz. Türkiye'yi milletler arası camiada ileri düzeye taşıyan Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılı 2023'e götürecek, dünyanın 10 büyük ekonomisi arasında bir Türkiye'nin, fert başına milli geliri 25 bin dolar düzeyinde bir Türkiye'nin inşasına katkı sağlayacak oraya doğru yürürken hızlı, güvenli iş ve işler yapmamıza imkan sağlayacak bir proje olarak bakmalıyız. 'Recep Tayyip Erdoğan uygulasın ya ondan sonra aklı kaçık biri gelirse?' deniliyor. Bu söylem vesayetçi bir söylemdir, kim böyle bir söylemde bulunuyorsa bilesiniz ki o vesayetçilerin sözcülüğünü yapıyor, millete güvenmez, milletin yanlış yapacağı konusundadır.

        Bu aziz millet, 15 Temmuz'da milletin topu, tüfeği, uçağıyla bu ülkeyi bölmek için darbe teşebbüsüne kalkmış alçak FETÖ çetesine karşı, kadın erkek, genç yaşlı, sosyal yaşam farkı gözetmeden Cumhurbaşkanımızın, Başbakanın çağrısıyla da coşarak göğsünü siper etmiş, bayrağına, vatanına sahip çıkmış, akşam başlayan darbeyi sabah olmadan sonlandırmış bir millettir. O söylem bu aziz millete hakarettir, aziz milleti küçümsemektir. Bu anayasa değişikliği tabiri caiz ise Türkiye'nin 2023'e, 2053'e hatta 2071 hedeflerine doğru götürülmesinde devlet yönetimi dikkate alındığında hızlı icraat yapmaya sağlayacak bir otoban mesafesindedir. İhtiyaç duyulan bütün alet ve edavat o otobanın çok uygun yerlerine yerleştirilmiştir."

        Yazıcı, bir katılımcının, "CHP milletvekili, 'evet çıkarsa denize dökeriz.' dedi. Buna cevabınız nedir?" şeklindeki sorusu üzerine de "Cumhurbaşkanımız gerekli cevabı verdi. Onun durumunu niteleyecek sözcük bulmakta zorluk çekiyorum. Fikirsizliktir. Kontrolsüz kamyon gibi bunlar. Kontrollü darbe ne demek? Var mı böyle bir şey? Kim nasıl kontrol etmiş? 15 Temmuz gecesi vatanı, bayrağı kurtarmak için terör örgütüyle mücadele ederek şehit düşen 249 şehidimize hakarettir." diye konuştu.

        Toplantıya, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, AK Parti Trabzon İl Başkanı Haydar Revi ve diğer ilgililer katıldı.​

        Anadolu Ajansı ve DHA tarafından geçilen tüm Trabzon haberleri, bu bölümde Haberturk.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Trabzon Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.

        Günün Önemli Manşetleri

        Benzer Haberler