Esed rejiminin kimyasal silah saldırılarına tepkiler

ORDU (AA) - Beşşar Esed rejiminin Suriye'nin İdlib kentindeki kimyasal silah saldırısı Ordu, Giresun ve Trabzon'da protesto edildi.

Ordu'da, Altınordu ilçesi Aziziye Camisi'nde cuma namazı sonrası toplanan vatandaşlar, saldırıda hayatını kaybedenler için gıyabi cenaze namazı kıldı. Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, İl Emniyet Müdürü Suat Çelik, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda vatandaşın katıldığı namazın ardından dua edildi.

İldeki Memur-Sen Temsilciliği tarafından, namazın ardından "Ey insanlık Suriye'yi zulümden, çocukları ölümden kurtar" yazılı afiş açıldı.

Sendikanın il başkanı İsmail Çelenk, Esed'in 7 yıldır Suriye'de katliamlar yaptığını söyledi.

Esed'in katilliğini bütün dünyaya haykırmak için alanlarda olduklarını belirten Çelenk, "Katil Esed, fosfor bombalarıyla kimyasal silahlarla çocukları katlediyor, susuyorsunuz. Aylan bebekler sahile vuruyor susuyorsunuz. İtleriniz bile ölse dünyayı ayağa kaldırıyorsunuz, yedi düveli faaliyete geçiriyorsunuz. İslam dünyasında kan, gözyaşı, zulüm hakim. Buradan bütün Müslüman alemlerine sesleniyoruz, 'Gelin birlik olalım, el ele verelim. Sırt sırta verelim, zulmü durduralım' diyoruz." dedi.

Çelenk, masumların yanında, zulmün karşısında olduklarına ve katilleri lanetlediklerine işaret etti.

-Giresun

Memur-Sen Giresun İl Başkanı Sami Şimşek, yaptığı yazılı açıklamada, İdlib'de, Esed canisinin ölüm makineleri tarafından kimyasal silahlarla çoğu çocuk 150'nin üzerinde insanın katledildiğini anımsattı.

İdlib'in ne ilk olduğunu, engellenemezse ne de son olacağını vurgulayan Şimşek, "Hama'da, Halepçe'de, Halep'te yaptıklarını İdlib'de tekrar ettiler. İnsanlık, Baas rejiminin vahşetini boş gözlerle izledikçe İran, Rusya ve Esed soykırımı da aşan vahşetlerine devam ediyor. Vahşetin üç atlısı, üç maymunu oynayan uluslararası toplumdan güç alarak vahşet galerisini büyütüyorlar. Esed'in yaşaması için kardelenleri kanla suluyorlar. Barış ve huzur güvercinlerini kanatlarından vuruyorlar." ifadesini kullandı.

Şimşek, "Çanakkale geçilmez" iradesinin Suriye'ye taşınmaması halinde daha uzun zaman çocuk tabutlarını taşımak zorunda kalacaklarını belirterek, şunları kaydetti:

"BM'den, AB'den, NATO'dan himmet beklemenin, kendi ellerimizle başımızı giyotine sokmaktan farksız olduğunu biliyoruz. O halde Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Arap'ı ile bir araya gelip, nasıl ki Çanakkale'de destan yazdıysak, nasıl ki 15 Temmuz'da işgal girişimini çöpe attıysak, coğrafyamızın ve insanlığın kanayan yaralarını da aynı ruhla saracağız. İşte o zaman çocuk tabutları değil, umut taşıyacağız dünyaya. İşte o zaman bu tabutların içinde çocuk bedenleri değil, uluslararası dünyanın kirli tezgahları, BM'nin suskunluğu, AB'nin tel örgüleri, emperyalizmin paylaşım planları, mezhep asabiyeleri, ulusal çıkar putları, Şebbiha medyasının algı operasyonları ve ümmetin sessizliği olacak. O halde biliyor ve haykırıyoruz ki ancak bir olursak, biz olursak başaracağız. Özümüze döner, Allah'ın ipine topluca sarılırsak kazanacağız."

-Trabzon

Trabzon'da 45 sivil toplum örgütü temsilcisi bir araya gelerek, Beşşar Esed rejiminin Han Şeyhun'da yaptığı kimyasal silah katliamında yaşamını yitirenler için cuma namazı sonrasında İskenderpaşa Camisi'nde cenaze namazı kıldı.

Trabzon Sivil İnisiyatifi adına konuşan ildeki Memur- Sen Temsilcisi Mehmet Kara, "4 Nisan'da İdlib'de Esed canisinin ölüm makineleri tarafından kimyasal silahlarla çoğu çocuk 150'nin üzerinde insan katledildi. İdlib ne ilktir, engellemezsek ne de son olacaktır. Hama'da, Halepçe'de, Halep'te yaptıklarını İdlib'de tekrar ettikler." dedi.

Rusya, rejimin Doğu Guta'da gerçekleştirdiği kimyasal katliamdaki tavrını bugün de yenilediğini ifade eden Kara, şunları kaydetti:

"Esed'i ve rejimini temize çıkarmanın peşinde koşuyor. Güvenlik Konseyine sunulacak tasarıyı veto edeceğini ilan ediyor. Rusya'nın ve Çin'in vetosu, ölümü seyretmekten ve ölü saymaktan başka bir işe yaramayan Birleşmiş Milletler defosudur. İnsanlık, vahşete karşı birleşip hem Rusya'yı ve İran'ı hem de Esed'i veto etmelidir. Biz, İdlib'e, Halep'e, Şam'a, Deraa'ya özgürlük ve adalet gelinceye kadar sözümüzü söyleyecek, sesimizi yükselteceğiz. 'Bu haksız savaş, bu zulüm anaforu sona ersin, Baas rejimi bitsin, Esed canisi gitsin', demeye devam edeceğiz."