Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 72 sanığın yargılanmasına başlandı.

        Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinin, Sincan Cezaevi kampüsü içindeki duruşma salonunda gördüğü davaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.

        İddianamenin özetlenmesinin ardından tutuklu sanıklardan uzman çavuş Mustafa Mesut savunmasına başladı.

        Darbe girişiminde yer almadığını, bir ay öncesinden 15 Temmuz'da nöbetçi olarak yazıldığı için Güvenlik Harekat Merkezinde bulunduğunu ifade eden Mesut, o gün akşam üstü, sanıklardan Başçavuş Suat Mülayim'in, "PKK'nın kuruluş yıldönümü nedeniyle meydana gelebilecek olaylara karşı, 5 uzman çavuşun takviyeye çağrılmasını emrettiğini" anlattı.

        Kızılay ve Merasim Sokak'ta meydana gelen patlamalar dolayısıyla temkinli davrandıklarını belirten Mesut, gece yarısı birliğe gelmeleri için 5 uzman çavuşu aradığını ifade etti. Mesut, bu isimleri nasıl belirlediklerinin sorulması üzerine, benzer uygulamanın geçmişte de yapıldığını, sonraki birkaç gün içinde nöbeti veya görevi olmayan kişilerin rastgele seçildiğini bildirdi.

        Mesut, saat 19.00 sıralarında sanıklardan tabur komutanı Özgen Aykan'ın, "bugünün sıkıntılı olduğunu ve dikkatli olmalarını istediğini" söylediğini, ardından ayrıldığını ifade etti. Daha sonra, gece "takviye" için gelecek nöbetçilerin hemen birliğe çağrılması emri geldiğini bildiren Mesut, bunun üzerine söz konusu uzman çavuşları aradıklarını kaydetti.

        Mesut, akşam 21.30'dan itibaren Genelkurmay Başkanlığı yönünden silah seslerinin gelmeye başladığını, gece 01.00 sıralarında Dikmen tarafından gelen tanklar ile Genelkurmay Başkanlığı bölgesinde toplanan vatandaşları gördüklerini anlattı. Mesut şunları söyledi:

        "Gece boyunca silahsız ve teçhizatsız olduğum görüntülerden belli. Güvenlik Harekat Merkezinden başka hiçbir yere ayrılmadım. Kayıtların düzgün yapılmasına dikkat etmek dışında hiçbir şey yapmadım. Bulunduğum nöbet yerinde televizyon ve cep telefonu olmaması nedeniyle durumu öğrenemedim. Gece boyunca telsizlerden ateş açmamamız, sakin olmamız emirleri verildi. Kalkışmaya destek veren hiçbir kanunsuz emir almadım. Bu olaylar sırasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığında bulunmamın tek sebebi, bir ay önce yazılan nöbettir. Uzman çavuşum ve verilen emirleri yorumlamamız, sorgulamamız mümkün değildir.

        Amirlerin tutuklandığını daha sonra arkadaşlardan öğrendim. Nöbeti, 16 Temmuz saat 14.30'da yeni gelenlere devrettim. Gece yaşanan olaylar üzerine arkadaşlarla konuşurken, tehlikenin büyüklüğünü anladım. Hain kalkışmanın ardından gözaltına alındığım 5 Ekim'e kadar Deniz Kuvvetleri Komutanlığındaki görevime devam ettim."

        - Tahliyesini istedi

        Mesut, 21 Temmuz 2016'da da "ikinci bir kalkışma girişimine karşı birlikte kırmızı alarma geçildiğini" ifade ederek, "O sırada ben nöbetçiydim. Takviye için istenen 6 arkadaşa durumu ben bildirdim. Yine, birliğe izinsiz giriş çıkışa da izin verilmedi." dedi.

        "Kalkışmayla, FETÖ ile Bank Asya ile hiçbir bağlantısı olmadığını, ByLock kullanmadığını, çocuklarının bu örgütün okullarına, dershanelerine, yurtlarına gitmediğini" söyleyen Mesut, tahliyesini istedi.

        Mesut, Mahkeme Başkanı Zikrullah Özbağ'ın, "Karargah Komutan Vekilini birlikten içeri niye almadınız? Bir saldırı varsa almamak mı gerekir?" sorusunu, "Onun kararını ben veremem ki. Birinci amirim Özgen Aykan 'Yok' deyince, ben de alınmaması konusunu ilettim." dedi.

        Özbağ'ın, "Niye 11 tane ziyaretçi kartı çıkardınız? Kimleri içeri sokacaktınız?" sorusuna, "O konuda bilgim yok" karşılığını veren Mesut, Güvenlik Harekat Merkezindeki kameralardan izlediği kadarıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığında sivil kimseyi görmediğini söyledi.

        Mesut, tuvalete gidip döndüğünde, yine nöbetçi olan uzman çavuş Bayır Bayram'ın, "Ferdi Kesgin astsubay 'Bu sizin' diyerek tabanca bıraktı" dediğini, bunun bilgisi dışında olduğunu ve silahın kime ait olduğunu bilmediğini anlatarak, silahlığa gideceğini söylemesi üzerine sanıklardan Mehmet Udül'e tabancayı verdiğini, onun daha sonra gidememesi üzerine çekmeceye koyduğunu ve kargaşa içinde silahlığa göndermeyi unuttuğunu savundu.

        Duruşma, sanık savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.

        - İddianame

        İddianamede, suç tarihinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargah Destek Kıtalar Komutanlığı Güvenlik ve Merasim Tabur Komutanlığında görev yapan uzman çavuş Mesut'un, sanıklardan uzman çavuş Tunahan Temel ile birlikte, Başçavuş Suat Mülayim'in "PKK'nın kuruluş yıl dönümü nedeniyle olabilecek olaylarda gece güvenlik nöbetçilerinin takviye etmek" bahanesiyle verdiği emre istinaden 5 uzman çavuşu gece yarısı karargaha gelmeleri hususunda görevlendirdiği, darbe girişiminin öne çekilmesi üzerine 17.30 sıralarında tekrar bu kişileri arayarak, 21.00'de karargaha gelmelerini söylediği, bu görevlendirmenin asıl amacının, sanık uzman çavuşların darbe girişimine katılmalarını sağlamak olduğu ifade ediliyor.

        Mesut'un, darbe girişiminin yaşandığı zaman dilimindeki nöbeti süresince Güvenlik Harekat Merkezinde bulunduğu ifade edilen iddianamede, Mesut'un, saat 07.30'da önündeki çekmeceden aldığı bir silahı nöbetçi ve görevli olmamasına rağmen darbeye katılmak amacıyla karargaha gelen sanıklardan uzman çavuş Mehmet Udül'e verdiği, yaklaşık 15 dakika sonra geri alıp çekmeceye koyduğu belirtiliyor.

        Günün Önemli Manşetleri

        Benzer Haberler