Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ​İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde, Vodafone Arena Stadı ile Ümraniye'deki Casper Plaza adlı iş yerinin pistine helikopterle asker indirip TRT'nin Ulus'taki yerleşkesi ve Digiturk binasını işgal ederek ele geçirmeye çalışan 58'i tutuklu 96 sanığın yargılandığı davanın 8’inci duruşması başladı.

        Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları karşısındaki binada yer alan binadaki salonda İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmada, 40 tutuklu sanık ile avukatları katıldı.

        Duruşmada, Cumhurbaşkanlığı ile Hazine adına avukatlar da hazır bulundu.

        Savunma yapan tutuklu sanık albay Hamdi Acar, kendilerine terörle saldırısı olacağının söylediğini anlatarak, darbeye katılma şeklinde herhangi bir emir almadığını savundu.

        Sanık Acar, 25-30 civarında canlı bombanın büyükşehirlerde eylem yapacağı bilgisinin kendilerine ulaştığını anlatarak, 2015 baharından itibaren PKK ve DEAŞ’ın yaptığı bazı eylemleri örnek gösterdi.

        15 Temmuz akşamı saat 21.00 civarında Hava Harp Okuluna gittiğini dile getiren Acar, ondan önce Albay Levent Özalp’ın kendisini arayıp çağırması üzerine tabancasını yanına alarak evden çıktığını söyledi.

        Hakkında başka bir dosyada soruşturma yürütülen albay Levent Özalp’ın Ümraniye’deki bir adresten sivil personellerin alınarak emniyetle geçişlerini sağlayıp Hava Harp Okulu öğrencileriyle birlikte Digiturk’e gitme emrini verdiğini belirten Acar, Digiturk’ün yayın kontrolünün sağlanması yönünde emir aldıklarını savundu.

        Acar, alacakları personelin MİT veya Başbakanlık çalışan olduğunu düşündüğünü ifade ederek, 4 araçla yola çıktıklarını kaydetti.

        Anadolu yakasına giderken polis kontrol noktasını geçtiklerini ve araçlarının tepe lambalarını yakıp kendilerini gizleme çabası içinde olmadıklarını belirten Acar, bu sırada saatin 24.00 civarında olduğunu anlattı.

        Köprüde trafiğin sıkışık olduğunu söylediği Albay Özcan Korhan albayın “sivilleri alabilirsek helikopter yönlendirebileceğiz” dediğini aktaran Acar, hava aracının bile tahsis edilmesi konunun önemini gösterdiği için olayın aciliyeti ve önemi konusunda kendisini motive ettiğini belirtti.

        Acar, bu nedenle sıkışık köprü trafiğinde ters yönden devam ederek Ümraniye’ye gittiğini dile getirerek, söz konusu adrese girdiğinde içeridekileri pijamalarıyla görünce “ne biçim iş yapıyorlar” dediğini aktardı.

        - “Şarjör boşalıncaya kadar ateş ettim”

        Buradan 6 sivili (yayınları kesilmesi amacıyla götürüldüğü öne sürülen mühendisler) alarak yola çıktıklarını ifade eden Hamdi Acar, şöyle konuştu:

        "Evden aldıklarımı Casper Plaza’ya götürdüm. Ben 6 kişi diye hatırlıyorum. Casper Plaza’ya giderken halkın arasından da girdik, ellerinde Türk bayrağıyla tezahüratlar yapıyorlardı. ‘Asker kışlaya’ sloganını duymadım. Halkın da bu terör saldırısına karşı durduğunu sandım. Bu nedenle halkın durumunda anormallik hissetmedim. Casper’e geldiğimde helikopterin sesini duydum görevini tamamladığımı düşündüğüm için biraz daha rahatladım. Plazaya girdik asansörle en üst kata çıktık. Üst kattaki merdivenlerde karşıma bir kapı çıktı. Bu sırada bir telefon geldi ‘acele’ lafını hatırlıyorum. Görevi başarma lüksüyle bu kapıyı elimdeki silaha kilide ateş açtım. Bendeki mermiyi bitirdim ondan sonra yanımdakilerin silahını aldım. Kaç mermi attığımı bilmiyorum. Şarjör boşalıncaya kadar ateş ettim. Yanlış kapıya ateş açmışız. Ateş açarken yaralanma olmaması için mermilerin sekme ihtimaline karşı orayı boşalttırdım."

        Daha sonra çatıya ulaşarak helikoptere bindiğini anlatan Acar, buradan havalanarak Vodafone Arena Stadı’na indiklerini ifade etti.

        Acar, Casper Plaza çatısında tabancasını düşürdüğünü hatırladığını dile getirerek, çatıda bulunan tabanca kendisine ait olan değilse o zaman başka bir yerde düşürmüş olabileceğini kaydetti.

        Stattan çıktıktan sonra yoldan geçen bazı araçları durdurduklarını beliren Acar, "Bir araç durdurduk aile vardı, onları bıraktık. Bir aracı durdurduk yardım istedik. Sonra geçen 3 İETT otobüsün de boş olanını durdurduk ve buna binerek Digiturk binasına gittik. İddianamede otobüsü gasbettiğimiz söyleniyor. Bunu kabul etmiyorum, görev yerine ulaşmak için bindik." dedi.

        Sanık albay Hamdi Acar, Digiturk’e ulaştıklarında kendisinin sivil kıyafet ve elinde çantayla keşif için binaya gittiğini belirterek, kapıdaki güvenlik görevlisiyle konuştuğunu bu güvenlikçide darbe varmış gibi panik havasını görmediğini söyledi.

        Daha sonra askerlerin yanına dönerek binaya doğru tekrar hareket ettiklerini ifade eden Acar, bir süre sonra bulundukları yere sivil giyimli polislerin geldiğini söyledi.

        Acar, kendisinin gelen polislerle görüşüp terörle mücadele kapsamında buraya geldiğini anlattığını dile getirerek, polislerin darbe yapıldığını söylediğinde "darbe" lafını ilk kez burada duyduğunu savundu.

        - Mahkeme Başkanından sanığın "PKK ile savaş" ifadesine tepki

        Bunu söyleyen polislere hemen inanmadığını anlatan Acar, "Hemen inanmak saflık olurdu. Önce inanmadım. ‘emniyeti sağlayamaya geldik’ dedim. Bana cep telefonundan bazı videolar gösterdiler. Ben de Güneydoğu'da PKK’ya karşı beraber hendek savaşı yürüttük’ dedim." ifadesini kullandı.

        Bunun üzerine araya girerek tepki gösteren Mahkeme Heyeti Başkanı Hulusi Pur, "Hendek savaşı’ derken neyi kastediyorsun. PKK ile mücadeleyi savaş olarak mı görüyorsun sen? Hendek savaşı deyince acaba tarihtekini mi kastediyorsun?" dedi.

        Sanık Acar da buna, tarihteki Hendek Savaşı'nı kastetmediğini belirterek, askeri tabirle “meskun mahaldeki operasyon” olarak bu operasyonların adlandırıldığını ancak medyada, "hendek", "savaş" ifadelerinin kullanılması nedeniyle bu ifadeyi kullandığını söyledi.

        Savunmasına devam eden Hamdi Acar, polislerle diyaloğu hep sürdürmeye çalıştığını anlatarak, "Ancak 4 polisten bir tanesi bana ‘teslim olmazsanız Çarşı grubunu buraya bir telefonla yığarım’ diyordu. ‘Binlerce insanı aşağıda onları zor tutuyorum’ dedi. Bunu duyunca durumun karışık olduğunu değerlendirdim kontrolden çıkıp halka zarar vereceğimizi düşünerek polislere 'sakin olmalarını halkı getirmenin ne yararı olacağını' söyleyerek sakinleştirmeye çalıştım, yanlışlık varsa çözüleceğini söyledim.” diye konuştu.

        Burada herhangi bir çatışma olmaması için çaba harcadığını savunan Acar, polis olduğundan emin olmadığı birinin kendilerini halkla karşı karşıya getirmekle tehdit ettiğini, bu ifadelerin kullanılmaması halinde olayların normal seyredeceğini öne sürdü.

        - Polis, “Ben Karadenizliyim, silahımı teslim etmem” dedi.

        Acar, söz konusu polisin telefon etmeye kalkması üzerine kendisine sarıldığını belirterek, şunları kaydetti:

        "Telefon etmemesini, durumu konuşarak açıklığa kavuşturacağımızı söyledim. Aynı polisin gergin hali devam ettiği için, silahları teslim etmelerini istedim. Polis ‘Ben Karadenizliyim, silahımı teslim etmem’ dedi. Ben de onu tahrik etmemek için ‘saygı duyuyorum, böyle bir şey istemiyorum, durum açıklığa kavuşuncaya kadar sakin olup birbirimize saygı duyalım' dedim."

        Daha sonra polis yetkilileriyle sürdürdüğü müzakerelerin ardından durumu anlayınca polislere, kendilerinin asker olmaları nedeniyle usulün Merkez Komutanlığına teslim olmaları gerektiğini anlattığını dile getiren Acar, yaptığı görüşmenin ardından gelen ekiplere teslim olduklarını söyledi.

        Sanık Hamdi Acar, PKK ve DEAŞ’a karşı mücadele ettiklerini düşünerek görevini yapmaya çalıştığını öne sürerek, durumun gerçekliğini anladığı anda kolluk kuvvetleriyle birlikte hareket ederek teslim olduğunu kaydetti.

        Üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini anlatan Acar, FETÖ üyeliği suçlamasını reddettiğini söyledi.

        Sanık Acar, 15 Temmuz’un küresel boyutta askeri bir ihtilal olmadığını öne sürerek, "Deşifre olduğunda ya iptal edilirdi ya da riskler göze alınarak mutlak başarısızlığa mahkum edilirdi. 9 aydır anlayamadığım husus, bu insanlar böyle bir şey yaptılarsa, mahkemeler ortaya çıkaracaktır. Bunun başarısız olacağı belliyken niye erkene çektiler?" diye konuştu.

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun "kontrollü darbe" iddiasının dikkate alınması gerektiğini savunan Acar, "Genelkurmay Başkanlığı, komutanlar, ‘kışlayı terk etmeyin’ emrini neden zamanında vermediler?" ifadelerini kullandı.

        Sanığın savunmasının tamamlamasının ardından mahkeme heyeti, çapraz sorgusuna öğleden sonra devam edilmek üzere duruşmaya ara verdi.

        Anadolu Ajansı ve DHA tarafından geçilen tüm İstanbul haberleri, bu bölümde Haberturk.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. İstanbul Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.

        Günün Önemli Manşetleri

        Benzer Haberler