Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ANKARA (AA) - Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, "Gecekondu tek katlı, fazla risk taşımıyor ama kaçak yapılar 4, 5, 7 katlı. Depremde ilk yıkılacak olanlar da onlar. Şimdi çabaladığımız işte bunları dönüştürmek için. Gece gündüz uğraştığımız, üzerinde fikir yürüttüğümüz, milyarlarca dolar belki de bütçe ayıracağımız konular, yapılan kaçak yapılar." dedi.

        Özhaseki, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda editör ve muhabirlerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı, açıklamalarda bulundu.

        Kentsel dönüşümde, ev sahipleriyle müteahhitler arasında yaşanan anlaşmazlıkların nasıl çözüldüğüne dair bir soruya Özhaseki, "Her şehrin kendine has uygulamaları farklı. Biz bakanlık olarak uygulayıcı bir grup değiliz. Biz ancak yasaları yazıp, düzenleme noktasındayız. İstanbul biraz farklı uygular, Kayseri, Hatay farklı uygular." yanıtını verdi.

        Bu konuda temel prensipler belirlediklerini dile getiren Özhaseki, şunları söyledi:

        "Bir, eğer kentsel dönüşüm olacaksa bu alan bazlı olduğu gibi sosyal donatı alanları baştan sona düzenlenecek ama vatandaşa yerinde ev teklif edilecek. Başka bir mahalleye taşınma teklif edilmeyecek. Teklif edilecek ama kendi ihtiyarına (seçimine) bırakılacak. Esas olan yerinde dönüşüm. Herkesi kendi hatırasıyla yaşadığı mahallede tutabilmek. Önemli olan bu. Bunu sağlayacak formüller geliyor zaten. İkincisi, eğer bir evi yıkıyorsanız siz, herkese bir ev vermek zorundasınız. 'Efendim ben üç tane evi yıkarım bir tane veririm.' Yok öyle bir şey. Üçüncüsü de 'rezerv' alanlar dediğimiz bizim boş alanlarda, kamu alanlarında yeni planlamalar yaparken, düşündüğümüz mahalle konseptine geçmek. O bizim bildiğimiz yüksek minare gibi binalara değil."

        Özhaseki, bölgenin değerli olması veya rezerv alan bulunması durumunda kişinin hiç borçlanmadan ev sahibi olabileceğini belirterek, "İstanbul'da Fatih Sultan Mehmet Mahallesi'nde çalışıyorum. Neredeyse vatandaşa bire bir verilecek gibi çıkıyor. Belki çok ufak tefek, hiç kimseyi incitmeden borçlandırmalar çıkacak. Ama her evi yıkılana bir tane ev, kaç metrekareyse karşılığında o kadar ev, belki ufak tefek çok cüzi geriye doğru faizsiz borçlandırmalar. O da senede 3-5 bin lira, herkes verir zaten. Kimsenin zoruna gitmez o para. Çünkü yepyeni bir mahalle çıkacak ortaya. Ve mahallenin içerisinde ne değer varsa o mahallenin olacak." diye konuştu.

        - "Zamanında hatalar yapılmış"

        "Sıfırdan yapılan bazı yerleşim yerlerinin de planlanamadığı" hatırlatılan Özhaseki, "Sıfırdan planlamıyorsanız işiniz zor. Hali hazırdaki şehirleri düzenleyebilmek, yeniden bir biçim verebilmek. Sanki bir kumaş var, şahane bir kumaş, elbise dikilecek ama acemi terziler gelmiş sağından solundan kesmiş. Bir usta terzi gelmiş, nasıl yapacağım diye düzeltmeye çabalayıp duruyor." değerlendirmesinde bulundu.

        "Bursa'da yapılan yüksek katlı binalar sizi rahatsız etmiyor mu?" sorusunu Özhaseki, "Uygulama hataları zamanında çok yapılmış. 'Şunun zamanında yapıldı, bunun zamanında yapıldı.' demek istemiyorum ama elime geçseydi, gücüm yetseydi bir tane çivi çaktırmazdım oraya." dedi.

        "Bakırköy sahiline baktığımız zaman bizi rahatsız etmiyor mu? Ediyor. Bursa Ulu Cami çevresindeki o yapı rahatsız etmiyor mu? Ediyor." diyen Özhaseki, kendi memleketi Kayseri'ye girerken, eski bir köy yerleşim yeri olduğunu, burada dağın yamacına 7 katlı binaların yapıldığını kaydetti. Özhaseki, "Hey güzel Allah'ım, her taraf bozkır, her taraf boş, hazine. Ne oluyor bu? Bunlar uygulama hataları ama şimdi yapılmıyor." dedi.

        - "Kule şeklindeki binalar hata"

        Özhaseki, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul için 'Biz bu şehrin kıymetini bilemedik. Bu şehre ihanet ettik. Hala da ihanet etmeye devam ediyoruz. Ben de sorumluyum.' demişti. İstanbul'a gerekli kıymetin verilmesi için nasıl çalışmalar yapılıyor?" sorusuna, "Sayın Cumhurbaşkanımızın sözünü biraz şöyle görmek lazım; Sayın Cumhurbaşkanımız dost, düşman herkes kabul eder ki son yıllarda Türkiye'de rastlanan özü, sözü dosdoğru, düşündüğünü dobra söyleyen bir devlet adamı. Keşke diğer liderlerde de aynı özellik olsa ara ara dönüp kendilerini bir eleştirseler, yaptıkları hataları söyleyebilseler. Bu müthiş bir şey." yanıtını verdi.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu ifadelerinde "silüeti kastettiği"ni belirten Özhaseki, son 20 yılda yüksek kule şeklindeki binaların yapılması konusunda hata olduğunu herkesin kabul ettiğini söyledi.

        Dünyanın her yerinde bu tür yüksek katlı binaların olduğunu, ancak bunların belli yerlere toplandığını, altyapısının, ulaşımının çözüldüğünü ifade eden Özhaseki, İstanbul'da bu tür yapıların dağınık olduğunu, bu konuda bir hatadan bahsedilebileceğini dile getirdi.

        - "Bunlar yapılırken kimler vardı?"

        İtalyan Mimar Baroncelli'nin, 4'üncü, 6'ncı ve 20'nci yüzyılda İstanbul'un yapılaşmasına ilişkin hazırladığı haritaları gösteren Bakan Özhaseki, İstanbul'un farklı yüzyıllarda kapladığı alana dikkati çekti. Özhaseki, 1990'lı yıllardaki İstanbul'un haritasını da göstererek, "İşgal etmişiz. Peki bunlar yapılırken kimler vardı? Bu konuda geçenlerde bir televizyon programında ana muhalefetin genel başkanı beni suçladı da Bakırköy sahillerinden dolayı. Onun suçladığı dönemde Bakırköy sahilleri yapılırken, ben Kayseri'de büyükşehir belediye başkanıydım." dedi.

        Bakan Özhaseki, 1960'lı yıllarda Haşim İşcan, sonrasında Aytekin Kotil ve Ahmet İsvan'ın İstanbul'da belediye başkanlığı yaptığını hatırlatarak, Nurettin Sözen döneminde gecekonduların zirve yaptığını söyledi. Özhaseki, 1960'larda 79 bin olan gecekondu sayısının, Nurettin Sözen bırakırken 640 bine çıktığını, kaçak yapıların arttığını söyledi.

        - "Sovyet blokunun tesirinde kalmışlar"

        İdarecilerin, "gecekondulara tapu verileceği"ni söyleyerek, vatandaşlardan oy topladığının hatırlatıldığı Bakan Özhaseki, şunları kaydetti:

        "Zamanında rahmetli Özal, Mamak için birtakım dışarıdan haritacılar, şehir planları getirmiş. İncelemişler, sonra dönüp demişler ki raporu verirken, 'Bu insanlar köyden gelirken, siz neredeydiniz?' Buradaydık. 'Peki bunları yerleşime, iskana tabi tutarken iki harita yapsaydınız. Veya hiçbir şey yapmadınız, iki düz çizgi çizseydiniz de adamlar cadde üzerine evlerini yapsalardı. Altyapıyı yapardınız.' Bakın ben göçüp geldiysem, sırtıma heybemi aldıysam bu insani bir şeydir. Herkesin yapacağı şey başını eve sokabilmektir. Köyden gelen adam nasıl sokacak? Akrabasını bulacak. Çok net, sosyolojik bir olay bu. Akrabası diyecek ki 'Şurası hazine, gel sen de yanıma yap.' Eş dost toplanacaklar, briketler hazır olacak gündüz, sabaha kadar koyup, içine çoluğu çocuğu atacaklar."

        Bu belliyken, yöneticilerin buna bir şey yapmadığını dile getiren Özhaseki, "İdeolojik bir yaklaşım var. Nedir o ideolojik yaklaşım? O günlerde soğuk savaş devam ediyor, iki kutuplu dünya var. Bizim sol yöneticilerimiz biraz Sovyet blokunun tesirinde kalmışlar. Sol dünyanın adamları genellikle, 'Bunlar gelsinler, yapsınlar, bizim arka bahçemiz olurlar, eylemlere götürürüz bunları..." dedi.

        - "Eylematik memur"

        İstanbul'da 1980'li yıllarda ticaret yaparken, kahvelerin dolu olduğunu gördüğünü ve "Bu kahveler hiç boşalmaz mı?" diye sorduğunu anlatan Özhaseki, kendisine "Bunlar büyükşehir belediyesinin elemanları. Bunlar eylematik memur. Bunlar, maaşı alır, oturur burada. Eylem olduğu zaman otobüsler gelir, binerler bu arkadaşlar eyleme giderler." yanıtının verildiğini aktardı.

        Özhaseki, vatandaşın gecekondusuna, kaçak yapısına göz yumulması durumunda bunların başa büyük bir bela olarak çıktığını belirterek, şunları kaydetti:

        "Diyeceksiniz ki 'Çok masumane şeyler, gecekondu ne ki?' Tamam eyvallah, bir şey demiyorum. Oradaki vatandaşın refleksini, çabasını çok doğru karşılıyorum. Başını bir yere sokmak zorunda ama siz onu düzenli, planlı tutmazsanız yarın bir gün işte başınıza bela olarak döner gelir. Gecekondu tek katlı, fazla risk taşımıyor ama kaçak yapılar 4, 5, 7 katlı. Depremde ilk yıkılacak olanlar da onlar. Şimdi çabaladığımız işte bunları dönüştürmek için. Gece gündüz uğraştığımız, üzerinde fikir yürüttüğümüz, milyarlarca dolar belki de bütçe ayıracağımız konular, işte o zamanki yapılan kaçak yapılar."

        Silüetin masum bir şey olduğunu ifade eden Özhaseki, "Bugün silüeti eleştiriyoruz ya eleştirelim. Karşıyım ve yanında değilim silüet bozukluğunun, ancak depremde en dayanıklısı da onlar. Çünkü yıkılacak diye ödümüzün koptuğu, korktuğumuz, bütçeler ayırdığımız, günlerce kafa yorduğumuz konular da 70, 80, 90'lı yıllarda bizim ana muhalefet partisinin bulunduğu dönemdeki." dedi.

        Bakan Özhaseki, ana muhalefet partisinin bunu itiraf etmesi gerektiğini dile getirerek, şehirlerde bütün yöneticilerin, vatandaşların sorumluluğunun bulunduğunu kaydetti.

        (Sürecek)

        Anadolu Ajansı ve DHA tarafından geçilen tüm Ankara haberleri, bu bölümde Haberturk.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Ankara Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.

        Günün Önemli Manşetleri

        Benzer Haberler