Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türel'den Avrupa'ya tepki

        - Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel:

        - "Bu ülkeyi kim bölüp parçalamak istiyor, kim bütünleştirmek istiyor, kimlerin bu vatanı bölmeye çalıştığı çok net. Öyle bir evet diyelim ki Avrupa'ya biz artık bunları kumandayla yönetemeyeceğiz dedirtelim"

        - "Öyle güçlü evet diyelim ki şu dağdaki teröristler tir tir titresin"

        (Fotoğraflı)

        ANTALYA (İHA) - Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, hayırcı Avrupa ülkelerinin yaptıkları kampanyalarla zıvanadan çıktıklarını söyledi.

        Akseki ve İbradı ilçelerini ziyaret eden Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, muhtar ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile buluştu. Ardından vatandaşlara seslenen Başkan Türel, Cumhurbaşkanlığı sistemini anlattı. 2014 seçimleri sırasında Akseki'nin 40 yıllık su sorununu 6 ay içinde çözme sözü verdiğini hatırlatan Türel, "Nasip oldu Allah'ın lütfu ve sizlerin destekleriyle göreve geldik. Akseki'mizin kanayan yarası olan su problemini 5.5 ay içerisinde tamamladık. Açılışa geldiğimde sizlerden de özür diledim. 6 ayda bitireceğiz demiştim, sözümüzü tutamadık 5.5 ayda tamamlamak nasip oldu demiştim. Akseki'mizin güzel beldelerinin su problemlerini de bu mantık içerisinde artık sorun olmaktan çıkardık. Şimdi kanalizasyonlar yapıyoruz, içme suyu şebekelerini yeniliyoruz" dedi.

        "Bölünürüz dediler bölünüp parçalandık mı"

        Büyükşehir Yasası'nı mecliste çıkartıyorken, bugün Cumhurbaşkanlığı sistemine hayır diyen aynı zihniyetin yine hayır dediğini belirten Türel, "Bugünkü devlet yönetim sistemi değişikliği nasıl ki ülkemizin daha güçlü kalkınması için bir düzenleme ise işte o Büyükşehir Yasası da belediyelerimizin senelerce alamadığı hizmetleri alabilmesi, çözülemeyen sorunların çözebilmesi içindi. Malum zihniyet o zaman da olmaz, bu yasayı çıkaramazsınız dedi. Aynı yalanlar önümüze konuldu. Bu bölüp parçalama yasasıdır dediler. Eyalet sistemine geçirecek dediler. Bu yerel yönetim reformu, bunun içinde nerde eyalet var. Cumhurbaşkanımız bunlara yalan fabrikası diyor. Cumhurbaşkanımız ne söylerse doğru söyler. Ama fabrika çok üretir. Bunlarınki olsa olsa yalan atölyesi olur. Çünkü hep aynı yalanları üretiyorlar. 3 yıldır Büyükşehir Yasası'yla idare ediyoruz. Türkiye nüfusunun yüzde 77'sinin yaşadığı 30 büyükşehirde belediyelerimizi bu kanunla idare ediyoruz. Bölündük mü parçalandık mı? İşte Akseki'mizin suyundan mezbahasına, otogarına kadar tüm sorunlarını çözdük. Kötü mü oldu? O hayırcılara kansaydık bu imkanlar mümkün olmayacaktı" dedi.

        Hedeflerimize hızlı ulaşmak için bu sistem gerekli

        Yeni anayasa değişikliğiyle bugün yapılmak istenenle geçmişte en ücra köylere hizmet götürmek, belediyelerin kurumsal kimlikleri geliştirmek amacıyla Büyükşehir Kanunu'nu çıkarırken yapmak istedikleri arasında bir fark olmadığını ifade eden Türel, "Cumhurbaşkanlığı sistemi ile devletin üzerindeki ağırlıkları, yükleri atıyoruz. Siz üzerinizdeki yüklerler mi hızlı koşabilirsiniz, üzerinizdeki yükleri atarak mı? Ayağınızdaki zincirle mi, zincirsiz mi? Hedeflerimize çok daha hızlı ulaşmak için bu sistem gerekli." Büyükşehir Kanunu olmasaydı Akseki ve İbradı'ya hizmetlerin kazandırılamayacağının altını çizen Başkan Türel, "2013 senesinde İl Özel İdaresi marifetiyle 14 ilçeye yapılan toplam yatırım miktarı 539 köye 10 milyon liraydı. Bunun içinde içme suyu, yol, kanalizasyon her şey vardı. Bizim bugüne kadar Aksekimizin sadece alt yapısına harcadığımız rakam 35 milyona yakın. Otogar, mezbaha ve diğer yatırımlarla birlikte Büyükşehir Belediyesi olarak toplam 51 milyon lira harcamışız. Eskiden bütün köylere yapılanın 5 mislini sadece Akseki'de kullanmışız. Sadece İbradı'nın alt yapısına 12 milyon 384 bin Türk Lirası bütçe ayırmışız. İbradı'nın en ücra köşesine hizmet götürüyoruz. Daha da çok yapacağız inşallah. Bu hayırcı zihniyete yakayı kaptırsaydık bunları anlatamıyor olacaktık. Devlet yönetiminde de daha hızlı koşmak, geçmişteki krizleri yaşamak için bu değişikliği yapıyoruz" diye konuştu.

        Yalanlarının haddi hesabı yok

        Türkiye'de en sorunlu zamanların koalisyon dönemleri olduğunu hatırlatan Türel, "93 senede 65 hükümet değişmiş. Ortalama bir hükümet 15 ay görevde kalabilmiş. 15 ayda ne yapabilirsin? Koalisyon dönemlerinde ülke hep fakirleşmiş. Tek başına iktidarlarda hep 2 misli daha fazla büyümüş. Rahmetli Menderes, rahmetli Özal, son 14 yılda Recep Tayyip Erdoğan öneminde tek başına iktidarlarda büyüme hep iki misli artmış. Yeni sistemle artık koalisyonlar tarih oluyor. Uzlaşma geliyor. Sistem uzlaşmayı zorunlu kılıyor. Bir sürü yalan dolanla halkı kandırmaya çalışıyorlar. Yok muhtarlıkları kapatacakmışız, yok lokantaları kapatacakmışız. Antalya'da yaşayan Rus vatandaşlarına evet çıkarsa sizin zorla başınızı örtecekler, sizi Müslüman yapacaklar demişler. Hangi yalana cevap vereceğiz. Bir ablamız geldi 'Benim oğlan evde işsiz ama siz Suriyelilere evet çıkarsa vatandaşlık verecekmişsiniz' dedi. Ben de 'Abla sen o 18 maddeyi okudun mu? İçinde Suriyelilere vatandaşlık verilecek diye bir cümle var mı?' dedim. Yok ablam dedi. Nereden çıkıyor dedim. Öyle diyorlar dedi. Artık yalanlarının haddi hesabı yok."

        Kavgaların faturası halka çıkmış

        En önemli sorunlardan bir tanesinin de iki başlılık olduğunu vurgulayan Başkan Türel, şöyle konuştu: "12 Eylül Anayasası Darbe Anayasasıyla Kenan Evren, ya millet yanlış yaparsa diye yetkilerin önemli bir bölümünü Cumhurbaşkanlığına almış, bir kısmını da başbakana bırakmış. Bu sistemde baba kız kavga eder. Çatal kazık toprağa girmez. O gün bugün kavga eksik olmamış. Rahmetli Özal Cumhurbaşkanı olmuş, Başbakan Demirel. Çok da iyi arkadaşlardı. Demirel, bir günden bir güne Sayın Cumhurbaşkanım dememiş Özal'a. Çankaya'daki zat demiş. Sonra Sayın Demirel Çankaya'daki zat olmuş. Demirel Tansu Çiller'i Başbakan yapmış. Bir gün çıkmış basının huzuruna beni öyle kızdırdı ki Çankaya'nın balkonundan kızımı aşağı atacaktım demiş. Sonra gelmiş merhum Ecevit, Ahmet Necdet Sezer'i Cumhurbaşkanı seçtirmiş. Bir gece o zaman krediler yüzde 130'du, şimdi hamdolsun yüzde 20'nin altında. Yüzde 130 kredi faizi ile gece yatmışız sabah kalmışız bir bakmışız faiz 7 bin 500 olmuş. Yarabbi ne oldu? Ahmet Necdet Sezer, kendisini seçtiren Ecevit'in kafasına anayasa kitapçığı fırlattı. Halk olarak en fakirleştiği gündür o gün. Bu iki başlılık bize hiç yaramamış. Faturası hep halka çıkmış."

        Tek adam milletin kendisi

        Tek adam yönetimi söylemlerine tepki gösteren Türel, "Tek adam yönetimi deyip duruyorlar. Bu sistem bir tek adamlık sistemi itiraf etmemiz lazım. O tek adam milletin ta kendisi. Direksiyonda milletin olduğu sistem bu. İşte ondan dolayı Almanya'sı Avrupası hayır kampanyası diyor. Milletin direksiyona geçmesini istemiyorlar" dedi.

        Türel sözlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi ben size soruyorum; hangi diktatörlük kendisinin yargılanmasını, soruşturulmasını kolay hale getirir Allah aşkına? Hangi diktatör beni iki dönem seçin, bir daha seçmeyin der? Diktatörler geldiler mi halka zulmederler, ölünceye kadar silah zoruyla da makamında otururlar. Ya daha güçlü bir diktatör gelir onu indirir ya da Libya'da, Irak'ta olduğu gibi Kaddafi-Saddam gibi lağım çukurunda ölür, diktatörlerin sonu böyle olur. Dolayısıyla beni iki dönem seçin, bir daha seçmeyin diyen bir diktatör daha dünyada çıkmamış. Bu nasıl mümkün olur. Hangi diktatör görevim bittiğinde sade bir vatandaş gibi beni yargılayın der. Hangi diktatör beni daha kolay yargılayın diye Cumhurbaşkanlığı sistemini getirir. Cumhurbaşkanı bugünkü sistemde yargılanamaz.

        Uygulaması yok. Ne diyor Anayasada? Vatan hainliği suçundan meclisin 4'te 3'ü, yani yüzde 75'i isterse yargılanır. Peki herhangi bir kanunda, yönetmelikte vatan hainliği suçu var mı tanımlanmış? Yok. Katilin tanımı var. Yolsuzluk yapanın, kırmızı ışıkta geçenin, trafik kusuru işleyenin tanımı var ama vatan hainliğinin tanımı yok. Olmadığı için de bugüne kadar hiçbir Cumhurbaşkanı da zaten yargılanmamış. Fiilen uygulaması yok. Cumhurbaşkanlarının yetkisi sınırsız ama sorumluluğu sıfır mevcut sistemde. Şimdi evet ne oluyor? Bir kere meclisteki 3'te 2 daha az bir çoğunlukla yani meclisin yüzde 66'nın evet demesiyle Cumhurbaşkanını yargılanabilir hale geliyor. Bu ne demek? Bugünkü sistemden daha az bir çoğunlukla Cumhurbaşkanını yargılayabilirsiniz demek. Şimdi Cumhurbaşkanı her suçtan, kırmızı ışık da bile geçse meclisin 3'te 2'si tamam derse hesabını yargıda verecektir. Hangi diktatör yargılanmasını kolaylaştırır. Hangi diktatörü millet seçmiş? Bu millete güveneceksiniz. Bu millet ne eylerse güzel eyler."

        Yeni sistem halkın kayıtsız şartsız egemenliğini sağlıyor

        Cumhurbaşkanı yargıyı ele geçirecek söylemlerinin yalan olduğunu belirten Başkan Menderes Türel, "Cumhurbaşkanı yargıyı nasıl ele geçirebilir? Hâkim Savcılar Yüksek Kurulu 13 kişiden oluşuyor. Biri Adalet Bakanı biri müsteşar. Geri kalan 7 üyeyi meclis, 4'nü Cumhurbaşkanı seçecek. Cumhurbaşkanı kim halkın seçtiği Cumhurbaşkanı. Meclis kim milletvekili, o da halkı seçtiği milletvekili. Peki halkın seçtiği milletvekilleri 7 tane HSYK üyesini nasıl seçecek, saf çoğunlukla mı? Hayır. Diyorlar ya Cumhurbaşkanı kazanırsa partisi çoğunluk elde eder. Yok öyle bir şey. Çünkü o 7 üyeyi meclis 3'te 2 çoğunlukla seçecek. 3'te 2 çoğunluk benim bildiğim mecliste 40-50 senedir de olmamış. Yani uzlaşmaya zorluyor sistem. Bugün mecliste RTÜK böyle seçiliyor. Ben de meclisteyken birlikte seçim yaptık. Gidiyorduk MHP'ye CHP'ye uzlaşıyorduk. Şimdi 7 HSYK üyesini bütün partiler uzlaşarak seçiyor iken bunun neresinde tek adamlık var. Uzlaşamadılarsa da Cumhurbaşkanı seçmiyor, kura ile seçiliyor. Bunun neresinde tek adamlık var. Peki bize çok akıl veren Avrupa ne yapıyor? Almanya'da HSYK ya da yüksek yargı konseyi 12 kişi. Almanya'da bölge parlamentosu sistemi var, bir de ülke parlamentosu var. Altısını bölge, altısını ülke parlamentosu seçiyor. Hollanda'da hepsini adalet bakanlığı belirliyor. İşte tek adamlık onlarda. Demokrasisi gelişmiş İsveç ve İspanyasına bakın birinde tamamen hükümet birinde tamamen parlamento seçiyor. Yani hep milletin seçtikleri seçiyor. Tüm Türkiye'yi 6 ayda bir yüksek yargı seçimi için sandık başına götüremeyeceğimize göre, bizde de milletin temsilcilerine seçtireceğiz. Yeni sistem halkın kayıtsız şartsız egemenliğini sağlıyor. Esas hak sahibi olan millet. İyi seçemedi diyelim, verirsin eline pasaportu zamanı gelince hadi güle güle."

        Sistem uzlaşmayı zorluyor

        Sistemin toplumsal mutabakat ve uzlaşmayı zorladığını belirten Başkan Türel, "Sistem, siyasi partiler arasındaki uzlaşmayı zorluyor. Kılıçdaroğlu çıktı, çok da güzel bir orta yaptı. Dedi ki ya Meclis başka partiden Cumhurbaşkanı başka partiden olursa? 18 maddeyi okusa anlayacaktı, okumadığı ortaya çıktı. Ya sistem ikisinin ayrı olması durumunda uzlaşmasını emrediyor. Keşke bir Korkuteli'ne yolu düşseydi Kılıçdaroğlu'nun net anlardı. Korkuteli'nde 3 sene öncesi seçim yapıldığında benim de seçildiğim gün meclis çoğunluğu AK Parti ama belediye başkanı MHP'li seçildi. Hala öyle. Ne oldu gül gibi geçiniyorlar. Neden geçiniyorlar? Meclis istese başkanı düşürebilir mi hem de hemen düşürür. Beni de meclis istese hemen yarın düşürür. Bütçemize ret verdiği gün başkan gitti. Ama meclis de gitti. Şimdi Cumhurbaşkanlığı sisteminde de bu var. Cumhurbaşkanı seçime gidelim dedi mi meclis de gidiyor, Cumhurbaşkanı da gidiyor. Veya meclis hadi seçime dedi mi Cumhurbaşkanı da gidiyor kendi de düşüyor. Korkuteli'nde bu niye olmadı? Kendisi de düşeceğim diye kimse ötekini düşürmüyor, uygulaması böyle. Sistem bunu zorluyor uzlaşın diyor sistem" diye konuştu

        Asıl üzülen siz olacaksınız

        Geçtiğimiz hafta Avrupa Konseyi'nde yaşadıklarını Aksekililerle paylaşan Başkan Türel, "Avrupa Konseyi Milli Heyet Başkanıyım. HDP'li belediye başkanların tutuklanması ve kayyum atanmasıyla ilgili rapor görüşülecekti. Bir heyet başkanı olarak tabi ki ben cevap verme durumundaydım. Hukuk ve demokrasinin beşiği olan Avrupa Konseyi'nde hukuk ve demokrasiyi tanımadılar. Belediyelerin resmi araçlarıyla canlı bomba eylemi yapan, belediyenin iş makineleriyle hendekler kazarak güvenlik güçlerini önlemeye çalışan, belediye başkanlarına taç giydireceklerdi. Yani zıvanadan çıkmışlar. 2 dakikalık bir konuşma süresi içinde anlatmaya çalışacağım. Ne kadar anlatabilirsek arkadan birileri sürekli bana laf atıyor. Bir bayan bir erkek. Kahkahalar atıyorlar. Konuşmam bitti. Baktım bir bayan, poşulu anlaşılıyor ki terör örgütünün ya üyesi ya yandaşı ya sempatizanı. Oralara bizim bakanlarımızı sokmuyorlar ama bunlar Avrupa Konseyi'nin genel kurul salonunda cirit atıyorlar.Tabi bizim değişiklik önergelerimizin hepsi büyük çoğunlukta ret edildi. Yani konuşmaları size anlatmaya kalksam tüyleriniz diken diken olur. Neredeyse bu teröre bulaşmış belediye başkanlarını kahraman ilan edecekler. O düzeyde iş. Toplantı bitti. Bana çıkıyorken laf attılar. 'Bugün hayır çıktı konseyde üzüldünüz, 16'sında hayır çıktığında yine üzeceğiz sizi" dedi. Ben de dedim ki, bu millet Çanakkale'de nasıl destan yazdıysa, 15 Temmuz'da nasıl destan yazdıysa 16 Nisan'da da destan yazmaya geliyor. Bugün Avrupa'da sizin yüzünüz gülüyor olabilir ama bu millet 16 Nisan'da size Osmanlı şamarıyla güzel bir cevap verdiğinde asıl üzülen siz olacaksınız dedim" şeklinde konuştu.

        Teröristleri sevindirmeyelim

        Başkan Türel sözlerini şu şekilde tamamladı: "Allah aşkına teröristleri sevindirmeyelim. Bizim evet diyene de hayır diyen herkese de saygımız sonsuz. Demokrasiye saygımız sonsuz. Hayır diyecek vatandaşlarımıza Allah için ev ev dolaşalım kapı kapı dolaşalım. Hayır diyen vatandaşlarımızın hayır oyu ile kimleri sevindireceklerini iyi anlatalım. Vicdan muhasebesini iyi yapsınlar. Kimi sevindireceklerini iyi bilsinler. Yine ne karar verirlerse elbette demokrasinin gereğidir. Duruyorlar duruyorlar, Cumhuriyet elden gidiyor diyorlar. Böyle bir düzenleme yok ki. Hedeflerimizi büyük Türkiye Cumhuriyeti, 100. Yılında 2023'te dünyanın 10'ncu büyük ülkesi Avrupa'nın üçüncü büyük ülkesi olacak. Uyanın da balığa gidelim. Cumhuriyet en güçlü haliyle yürüyor. Bu ülkeyi kim bölüp parçalamak istiyor, kim bütünleştirmek istiyor, kimlerin bu vatanı bölmeye çalıştığı çok net. Avrupa'nın neden bu kampanyaları yaptığı çok açık net. Tek bayrak, tek vatan, tek devlet, tek millet kararımız evet. Daha hızlı kalkınmamız için. Evet diyeceğiz. Hep birlikte öyle bir evet diyelim ki şu dağdaki teröristler tir tir titresin. Öyle bir evet diyelim ki Avrupa'ya biz artık bunları kumandayla yönetemeyeceğiz dedirtelim. Mesele memleket kararımız evet."

        (SÇ-SÇ-Y)

        04.04.2017 10:09:13 TSI

        NNNN

        Anadolu Ajansı ve DHA tarafından geçilen tüm Antalya haberleri, bu bölümde Haberturk.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Antalya Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.

        Günün Önemli Manşetleri

        Benzer Haberler