Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 3. Sayfa 9 Eylül Üniversitesi'nde profesörün kadavraları 20 bin liraya sattığı iddiası

        Dokuz Eylül Üniversitesi'nde yaşanan kadavra hırsızlığını gündeme getiren CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, DEÜ Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Mağden'in üniversiteye ait iki kadavrayı bir özel üniversiteye 20 bin lira karşılığı sattığı bilgisinin geldiğini söyledi. "Kanunen insan bedeninin hiçbir şekilde alınıp satılamayacağını" belirten Sertel, kadavra satışı iddiasının araştırılması için savcıları göreve çağırdı. Sertel, Prof. Mağden'in halen anatomi dersi verdiği özel üniversiteden daha fazla maaş alabilmek için iki kadavrayı 10'ar bin liraya satmak üzere pazarlık yaptığının ve kadavraların bu şekilde satıldığının iddia edildiğini anlattı.

        Başbakan Binali Yıldırım'ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinin kamuoyuna yansımasının ardından çok sayıda kişinin kendisini aradığını ve Prof. Orhan Mağden'in kadavraları sattığına dair iddialarda bulunduklarını belirten Sertel, "güvenilir bir kaynaktan geldi" dediği bilgiyi paylaşarak, şunları aktardı:

        KADAVRA PAZARLIĞI NASIL YAPILDI?

        "Prof. Dr. Orhan Mağden, Dokuz Eylül Üniversitesi rektörlüğünün özel izniyle İstanbul'daki özel bir üniversitede anatomi derslerine giriyor. Bu olay basında yer aldıktan sonra özel üniversite Mağden'in ismini kurumsal web sitesinden kaldırdı ancak 2018 ders programında ismi yer alıyor. İddiaya göre; Prof. Dr. Orhan Mağden özel üniversitede ders verme isteğini tıp fakültesi dekanına aktarıyor. Dekan da talebi yönetime sunuyor. Mütevelli heyeti kendisine 3 bin 500 lira partime maaş teklif ediyor fakat Orhan Mağden bu parayı az bularak 5 bin lira istiyor. Ve ‘eğer 5 bin lira maaş verirlerse üniversiteye iki adet kadavrayı 10'ar bin liradan verebileceğini ve bu fiyata kadavra bulmanın mümkün olmadığını' söylüyor. İthal kadavra maliyetlerinin 70-80 bin lirayı bulduğu düşünülürse Orhan Mağden'in bu cazip kadavra teklifini ve 5 bin lira maaş talebini üniversite kabul ediyor. Böylece Orhan Mağden, 5 bin lira maaşla bu vakıf üniversitesinde haftada bir gün ders vermeye başlıyor. Bir süre sonra da söz verdiği gibi kadavra başına on bin lira alarak nisan ayında bir pazar sabahı iki kadavrayı 34 plakalı bir araca yükleyip gönderiyor. Anatomi bölümündeki 34 plakalı ambulans, dönemin öğretim üyesi ve bugün başhekim olan Prof. Dr. Mete Edizer'in dikkatini çekiyor ve konuyu dekanlığa aktarıyor. Kadavra giriş çıkışları kontrol ediliyor, ardından dekanlık tarafından kamera görüntüleri inceleniyor ve iki kadavranın izinsiz bir şekilde dışarı çıkarıldığı anlaşılıyor. Bunun üzerine anabilim dalı başkanı Orhan Mağden hakkında soruşturma açılıyor. 9 ay süren soruşturma geçen hafta sonuçlanıyor. Ancak böylesine vahim bir olay karşısında yapılması gereken o kişinin derhal görevden alınması ve savcılığa suç duyurusunda bulunulmasıydı. Soruşturmanın bu kadar uzun sürmesi ve o kişinin birkaç gün önceye kadar görevi başında kalması bu kişinin birileri tarafından kollandığı ve bu süre zarfında delillerin karartılabileceği şüphelerini gündeme getiriyor."

        "TAMAMEN GÖREVDEN EL ÇEKTİRİLMELİ"

        Prof. Dr. Orhan Mağden'in Akademik Kurul toplantısında kendini "İhtiyacı olan her yere kadavra vermek bizim görevimiz ben de şahsi kadavramı verdim. Bugün olsa yine veririm" diyerek savunmaya çalıştığını belirten CHP'li Sertel, "Mağden'e, 3 ay uzaklaştırma ve maaş kesinti cezası verildi. Kadavraların izinsiz gönderildiği ortada. Ancak bu kadavraların 20 bin lira karşılığında satıldığı iddiası doğru ise o profesör görevden tamamen el çektirilmeli ve insan ticareti yaptığı gerekçesiyle hakkında soruşturma açılmalıdır" diye konuştu.

        PROF. DR. MAĞDEN'DEN AÇIKLAMA

        Hakkında başlatılan idari soruşturma kapsamında, geçici olarak Anatomi Anabilim Dalı Başkanlığı görevinden alınan ve açıklama yapan Prof. Dr. Orhan Mağden ise kulaktan dolma bilgilerle iddialarda bulunulduğunu, bunların gerçeği yansıtmadığını söyledi. Yaklaşık 20 yıl önce, 1998- 2000 yılları arasında o zaman DEÜ Tıp Fakültesi Dekanı olan ve sonradan rektörlük de yapan Prof.Dr. Emin Alıcı ve birkaç arkadaşıyla bir araştırma projesi oluşturduklarını anlatan Prof. Dr. Mağden, şöyle dedi:

        "Emin Alıcı'nın da desteğiyle çevre hastanelerden kimsesiz kadavralara ulaştık. Sayın Emin Alıcı'nın resmi onayı ile bu kadavralar, Dokuz Eylül Üniversitesi'nde laboratuvara konuldu. Biz bunlar üzerinde 200'e yakın araştırma yaptık. Bu kadavralar kuruma ait kadavralar değildir. Klinikteki araştırma grubuna ait, araştırma kadavralarıdır. Bu kadavralar 20 yıldan beri kullanıldı. Kavdavraların bir kullanım ömrü vardır ve sonrasında gömülmesi gerekir. Gömülmeden önce, kadavra bulunmayan bir üniversitede tıp öğrencilerine, en azından açılmış kadavraları gözleme ve değerlendirme şansı yaratmak istedik. Bu amaçla, parçalanmış ve gömülmek üzere olan kadavralardan iki tanesi Tıp Fakültesi'ne, oradaki eğitim için yollandı. Dünyada ve Türkiye'de anatomi anabilim dalında çalışan hiçbir öğretim üyesi, kadavranın kutsal değerleriyle ilgili yanlış yapmaz. En önemlisi de kadavra değerlendirmelerinde para pul konuşulmaz, para alışverişi yapılmaz. Kavdavralar kutsal değerlerdir. Öğrencilerimizin eğitimine katkıda bulunmak için, gömülmek üzere olan kadavralar yollanmıştır. Para asla sözkonusu değildir. Üniversitemizde kadavra sorunumuz bulunmamaktadır. Kadavralar zaman zaman ihtiyacı olan kurumlara gönderilir. Bütün kadavralar daha sonra gömülür."

        'İMZA YETKİSİ OLAN TEK KİŞİYİM'

        Kadavraları gönderirken dekanlığa veya rektörlüğe bilgi vermemesiyle ilgili olarak da konuşan Prof.Dr. Mağden, "Anatomi Anabilim Dalı başkanıyım, kurum amiriyim. Anabilim dalı başkanları, kadavraların tüm transferinden sorumludur. İmza yetkisi olan tek kişidir. Biz zaman zaman uluslararası klinik anatomi kursları düzenliyoruz. Yurt dışından gelen kadavraların kuruma giriş ve çıkışından da Anabilim Dalı Başkanı olarak ben sorumluyum. Ayrıca İstanbul'a gönderilen kadavralar, kurumun yani Anabilim Dalı'nın kadavrası olsa Dekanlığa bilgi verirdim. Ama bu kadavralar kurumun kadavraları da değil" diye konuştu.

        Kurumlar arasında kadavra gönderiminin Türk tıp tarihinde yarım yüzyıllık bir gelenek olduğunu da söyleyen Prof. Dr. Mağden, "Anatomi anabilim dalında görevli öğretim üyeleri, bilim adamları, üniversitelerin evrensel ahlak ilkelerine ve kurallarına harfiyen uyarlar. Bütün çabaları tıp fakültesi öğrencilerinin iyi bir eğitim almalarıdır" dedi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ