Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika BBP Lideri Mustafa Destici'den Habertürk'e açıklamalar
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Habertürk TV'de Hülya Hökenek ve Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtladı.

        "15 Temmuz hain darbe girişimi aynı zamanda işgal girişimi olarak da görülebilir. Dışarıdan yönetildiği açık ve net. Başarılı olsaydı Türkiye bağımsızlığını kaybedecekti. Planlananlardan birisi de iç savaştı. Halkın sokağa döküleceği tahmin edilemedi. 6 sene sonra baktığımızda bunları çok daha net değerlendirebiliyoruz" diye konuşan BBP Lideri Mustafa Destici'nin konuşmalarından öne çıkan ana başlıklar şöyle:

        "CUMHUR İTTİFAKI 15 TEMMUZ GECESİ SOKAKTA KURULDU"

        FETÖ ile gerçekten ciddi mücadele veriyor. Cumhur İttifakı 15 Temmuz hain darbe girişimi gecesinde kuruldu. Bir hesaba dayanmadan, 15 Temmuz'da şunu gördük ki, ülke, millet, devletimiz sözkonusu olduğunda insanımız canını hiçe sayarak, aynı terörle mücadele eden kahramanlık güçlerimiz hangi şuurla, imanla mücadele ediyorsa vatandaşlarımız da öyle mücadele ettiler. Darbe neden başarılı olamadı gibi sorular da soruluyor. Ben darbe gecesi sokaktaydım. Parti genel merkezimize geçip, açıklama yaptık. Sonra sokağa çıktık ve milletimizin nasıl inançla, cesaretle darbeye karşı koyduğuna şahitlik ettik. Cumhur İttifakı 15 Temmuz gecesi sokakta kuruldu. Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere bir feraset koyarak darbeye karşı çok ciddi duruş sergiledi. Yargı ve emniyet teşkilatımızı asla unutmamız lazım. Özel harekatımız başta olmak üzere. Darbeyi TSK içindeki FETÖ'cü cunta gerçekleştirdi. Ama ordunun içinde buna karşı direnen, ülkenin bütünlüğü ve bağımsızlığı yanında duran askerlerimizi de unutmamak lazım. Siyasi partilerimiz de net bir tavır koydu.

        REKLAM

        "DIŞ DESTEK OLUNCA HEMEN BİTİRMENİZ KOLAY DEĞİL"

        Darbeden önce TSK'da bu kadar güçlü oldukları noktasında bilgiye sahip değildim. Genel kanaat bu işin darbeye kadar gidemeyeceği noktasındaydı. Darbe olduktan sonra başta TSK, yargı, Emniyet'te bilinenin çok daha üstünde kadrolaşma gerçekleştirdikleri ancak darbeyle birlikte ortaya çıktı. Kolay kolay kökünü kazıyamazsınız. Birincisi inanç temelli ya da o görüntüde. Bir takıyye var ama on binlerce insan buraya inançla bağlanmış. Bu tür cemaat yapılarında, bütün inançlarda böyle, cemaate dahil olmuş kişileri oradan koparmak kolay değil. Bu üzün sürer. Belki bir nesil değişmesi gerekir. İkincisi de dış bağlantı meselesi. Başta ABD olmak üzere emperyalist devlet ve güçler tarafından desteklenen örgüt. PKK'yı düşünün, 40 yıldır mücadele ediyoruz. Onbinlerce teröristi tesirsiz hale getirdik, kaç tane kamplarını başlarına geçirdik. Bitmemesinin sebebi, orada da ırkçı ve etnik bir mesele var. Daha da önemlisi uluslararası güçler, emperyalistler destekliyor. Dış destek olduğu zaman bitirmeniz kolay değil.

        "BU MAHREM İMAMINI İADE EDECEĞİM ANLAMINA GELİR"

        FETÖ'yle mücadelede benzer durum var. Sayın Kılıçdaroğlu 'ben bütün KHK'lıları iade edeceğim' diyor. Hukuk devletiyiz, hakkında soruşturma yapılmamış, soruşturma yapılmış takipsiz kalmış ya da beraat etmiş kişiler görevlerine döner. Ama siz 'Ben bütün KHK'ları iade edeceğim' derseniz. O zaman FETÖ'nün göbeğinde olanı da iade edeceğim, mahrem imamı da iade edeceğim anlamına gelir. O zaman mücadele nasıl devam edecek? Bu belli ki 6'lı masanın ortak kararı. Şu anda Türkiye hem dış politikada bağımsız süreç yönetiyor hem de savunma sanayinde çok güçlü adımlar atıyor. Muharip uçak ve balistik füzelerle ilgili projeler devam ediyor. Nükleer çalışmaları devam ediyor. Cumhur İttifakı'nın dışında yönetime gelindiğinde ben bunların hepsinin duracağını düşünüyorum. Türkiye bunları daha önceden yapamaz mıydı? Yaptırmadılar. Yapmaya kalkınca ya darbe oldu, eskiden başka güçler devreye girip, iktidar değişiklikleri oluyordu. Sistem de buna müsaitti. Partilerden milletvekilleri transfer ediliyordu. Mevcut sistemle ilgili eleştirileriniz olabilir, en mükemmel sistem olduğuna dair kimsenin iddiası yok zaten. Bu sistemin en büyük avantajı bugün FETÖ ile mücadelenin beşte ikisi kadar yapılamazdı. Sınır ötesi operasyonlar gerçekleşemezdi.

        "ADALET, EHLİYET VE LİYAKATI ÖN PLANA ALALIM DİYORUM"

        Biz sadece siyasi parti değiliz, ideolojisi olan partiyiz. Meşruiyet içerisinde isterim ki benim kadrolarım daha fazla devlette görev alsın. Siyaseten devleti yönetme iddiasında birisiyim. Ama öbürü sızıyor. Bunu yaparken de dış güçlerle, istihbarat örgütleriyle işbirliği yapıyor. Bu devletin varlığını, ülkenin bütünlüğünü tehdit eder. Adil davranalım, ehliyeti, liyakatı ön plana alalım diyorum. Bu ülkenin Alevi valileri, kaymakamları da olsun. Kürt kökenli kardeşlerimizin zaten böyle bir problemi yok. Meclis'e baktığımızda onlarca Kürt kökenli milletvekilimiz var. Hiç kimse de 'sen hangi kökendensin' diye sormuyor. Mesele vatandaşımızı önceleyerek, etnik kökeni, mezhebi anlayışına bakmamak. Bu tür yapılara fırsat vermemek adına savurganlığı önlemek lazım. Topyekün milletin şikayetçi olduğu konu bu; gelir adil dağıtılacak, kimse har vurup harman savurmayacak, devlet kadroları da adil bir şekilde dağıtılacak.

        "15 TEMMUZ'DAN SONRA BİRAZ ZOR CESARET EDEBİLİRLER"

        Bir gruba, cemaate mensup diye hiç kimsenin kamuda işe girme, belli görevlere gelme önceliği olmamalı. Bu tecrübeyi yaşadık. Böyle bir şeyi yaşanıldığı anda derhal neşter vurulması gerektiğini düşünüyoruz. Ölçümüz şu; devletin varlığına, ülkenin bütünlüğüne, milletin istikbal ve istiklaline sahip çıkacak. Terör örgütüne iltisakı olmayacak, ehliyet ve liyakata sahip olacak. Yüzde yüz darbe ihtimali ortadan kalktı diyemem. Ama 15 Temmuz'daki net duruş bundan sonra kolay kolay darbe yapacaklara cesaretli olamayacaklarını düşünüyorum.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ