Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler BBC Dünya Cemal Kaşıkçı'nın oğullarından Suudi Arabistan'a çağrı: Babamızın naaşını verin

        2 Ekim'de İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğunda öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın oğulları Salah ve Abdullah, Amerikan CNN televizyonu ekranlarından yaptıkları duygusal bir çağrıyla babalarının naaşının aileye teslim edilmesini istedi.

        Babalarını "cesur ve cömert" bir insan olarak tanımlayan 35 yaşındaki Salah ve 33 yaşındaki Abdullah Kaşıkçı, ailenin; onun kayboluşu ve ölümü sürecinde haftalarda süren bir belirsizlik ve endişe yaşadığını anlattı.

        Abdullah Kaşıkçı, 'Umarım babam çok acı çekmemiştir. Çabuk ölmüştür ya da huzurlu ölmüştür" dedi.

        Salah Kaşıkçı ise "Şu anda tek isteğimiz onu Medine'deki El Baki Mezarlığı'nda bulunan aile kabristanında toprağa vermek. Suudi yetkililere de bunu söyledim ve bir an önce gerçekleşmesini umuyorum" diye konuştu.

        Kaşıkçı'nın Riyad'dan gelen bir tim tarafından öldürüldüğünü söyleyen Türkiye yetkilileri, cesedin bulunması için soruşturmayı sürdürüyor.

        Geçen hafta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yazılı bir açıklamayla Cemal Kaşıkçı'nın konsolosluğa girer girmez boğularak öldürüldüğünü, daha sonra cesedinin parçalanarak yok edildiğini bildirmişti.

        Amerikan Washington Post gazetesinin yaptığı araştırmada ise Kaşıkçı'nın cansız bedeninin asitte eritilerek yok edildiği teorisi üzerinde duruluyor.

        Suudi kraliyet sarayına yakın kaynaklar ise cesedin nerede olduğuna dair hiçbir bilgileri olmadığını söylüyor.

        #resim#538258#- AFP

        Kral Selman ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman 23 Ekim'de Riyad'da Kaşıkçı'nın oğlu ve erkek kardeşiyle görüşmüştü

        Suudi Arabistan yetkililerinin, üçüncü evliliğini yapmaya hazırlanan ve bunun için gereken belgelerini almaya İstanbul'daki konsolosluğa giren ve bir daha çıkmayan Cemal Kaşıkçı ile ilgili açıklamarı ise zaman içinde sürekli değişti.

        Suudiler önce Kaşıkçı'nın konsolosluktan çıktığını ve nerede olduğu hakkında hiçbir fikirleri olmadığını söylediler. Daha sonra çoğu Veliaht Prens Muhammed bin Salman'ın yakın çevresinden bir grup güvenlik mensubunun kendi başlarına bir operasyon düzenlediklerini belirttiler.

        Riyad halen Kral ve Veliaht Prens'in bu olaydan kesinlikle haberdar olmadığında ısrarlı.

        'Bizi en çok sahte haberler rahatsız ediyor'

        Fakat Kaşıkçı'nın iki oğlu, iki kızı ve anneleri, kendilerini en çok Kaşıkçı'nın ölümünden bu yana ortaya atılan yalanların ve sahte haberlerin rahatsız ettiğini söyledi.

        Abdullah ve Salah Kaşıkçı babalarının uluslararası kamuoyunda yanlış anlaşıldığını ve politik duruşunun da siyasi sebeplerle kasden yanlış yansıtıldığınını vurguladı.

        Salah Kaşıkçı, "Cemal ılımlı bir insandı. Herkesin sevdiği biriydi. Herkesle ortak değerleri ve ayrı düşündüğü şeyler vardı" diyor ve onu "samimi, mutlu bir insan ve müthiş bir baba" olarak tanımladı.

        #resim#538261#- AFP

        Kaşıkçı'yı en son gören yakını, nişanlısıydı

        Salah, "Kamuoyu önemli ama benim endişen babamın fazlasıyla politikleştirilmesi. İnsanlar bizi gerçekten uzaklaştırabilecek analizler ortaya atıyor" dedi.

        Müslüman Kardeşler sempatizanı mıydı?

        Amerikan Washington Post ve New York Times gazetelerinin haberlerine göre, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı ve Orta Doğu danışmanı Jared Kushner ve Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ile yaptığı telefon konuşmalarında Kaşıkçı'dan "Müslüman Kardeşler sempatizanı" ve "tehlikeli bir İslamcı" olarak bahsedilmişti.

        Müslüman Kardeşler, Suudi Arabistan'ın da dahil olduğu bir çok Arap ülkesinde rejime yönelik bir tehdit olarak görülüyor ve "terör örgütü" olarak kabul ediliyor. Fakat bu tanımlama ABD ve AB ülkelerinde kabul görmüş değil.

        Abdullah Kaşıkçı babasının Müslüman Kardeşler mensubu ya da sempatizanı olduğu iddiasıyla ilgili olarak "İnsanlar doğru dürüst araştırma yapmadan, onun yazdıklarını okuyup derinlemesine anlamadan etiketi yapıştırıyor. Bu kolaylarına geliyor" dedi.

        'Kraliyete inanırdı'

        Salah ise babasının "ülkesini seven, ülkesine ve potansiyellerine inanan, o ülkede yaşayanlarla ortak değerlere sahip, ılımlı bir adam" olarak hatırlanması gerektiğini düşünüyor:

        "Cemal hiç bir zaman bir muhalif değildi. Kraliyete inanırdı. Ülkenin bütünlüğünü kraliyete borçlu olduğunu düşünürde. Ve ülkenin şu anda geçirdiği değişime de inanıyordu."

        Babasının bir gazeteci olarak çok başarılı olduğunu ve Suudi Arabistan'a gittiğinde "bir rock yıldızı gibi" karşılandığını söyleyen Salah, "Herkes tarafından sevilen, tanınan biriydi. Bunu medyada, gazetelerde pek görmüyorsunuz" diye konuştu.

        'Biz de sizin kadar biliyoruz'

        Kaşıkçı'nın büyük oğlu olarak Suudi hükümetinin asıl muhatap olarak gördüğü ve geniş Kaşıkçı ailesinin temsilcisi konumundaki Salah, babasının akıbetiyle ilgili haberleri medya haberlerinden öğrendiklerini söyledi:

        "Kaynaklarımız sizinkinden farklı değil. Tam bir sır perdesi. Bu omuzlarımıza büyük bir ağırlık yüklüyor. Herkes bizim bir şeyler bildiğimizi düşünüyor ama ne yazık ki bilmiyoruz."

        #resim#538264#- AFP

        Kaşıkçı'nın Birleşik Arap Emirlikleri'nde yaşayan küçük oğlu Abdullah aynı zamanda Cemal Kaşıkçı'yı en son gören çocuğu. Babasının Türkiye'ye gittiğini duyunca onunla ve nişanlısı Hatice Cengiz ile buluşmak üzere Türkiye'ye gitmiş. CNN'e, babasının bu ilişki içinde ne kadar mutlu olduğunu gördüğünü şu sözlerle anlattı:

        "Mutluydu. Onu görmek için güzel bir fırsat olmuştu. İstanbul'da beraber gezdik, güzel zaman geçirdik."

        Cinayetten sonra babasının ABD'de Virginia'daki evine ilk giren de Abdullah olmuş. Babasının yatağının başucuna üç torununun fotoğraflarını koyduğunu gördüğünde çok etkilendiğini, ailesinin babası için ne kadar önemli olduğunu anladığını söylüyor.

        Kaşıkçı kardeşler, babalarının çocuklarına ve torunlarına daha yakın olabilmek için Washington'dan ayrılarak Türkiye'ye göçmeyi planladığını da anlattı.

        #resim#538267#- AFP

        Suudi soruşturmasını yürüten başsavcı General Şeyh Suud el Mucib Ekim sonunda İstanbul'da temaslarda bulunmuştu

        Salah ve Abdullah, Kaşıkçı'nın hikayesini bir de ailenin bakış açısından anlatma ihtiyacı duyduklarını, bu mülakatı bunun için verdiklerini söyledi. Aynı zamanda günlerinin babalarının öldürülmesiyle ilgili en son detayları takip etmekle geçtiğini anlattılar.

        Abdullah, "Bu kolay değil. Özellikle de olay bu kadar büyüdüğü zaman. Acı içinde bile kafa karışıklıkları yaşıyoruz. Aynı zamanda medyaya ve yanlış bilgilere kafamız takılıyor. İnişli çıkışlı bir süreç. Duygularımızı yaşamaya çalışıyoruz. Aynı zamanda da hikayeyi tamamlamaya uğraşıyoruz" dedi.

        2 hafta önce Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile el sıkışırken görüldüğü fotoğrafın geniş çevrelerde yanlış yorumlandığını söyleyen Salah ise "O karede bir şey yoktu, herkes anlamlar çıkarmaya çalıştı" dedi. Salah, soruşturmanın bir an önce sonuçlanmasını ve gerçeklerin açığa çıkmasını umduğunu belirtti ve ekledi:

        "Kral bu olaya karışan herkesin yargı önüne çıkacağını vurguladı. Bu söze inanıyorum. Bu olacak. Aksi halde Suudi yetkililer bir iç soruşturma başlatmazdı."

        • Suudi Arabistan'dan BM'ye 'Cemal Kaşıkçı'yı öldürenler yargılanacak' taahhüdü
        • Erdoğan: Kaşıkçı cinayetinin emrini Kral Selman'ın verdiğine inanmıyorum
        • BM'den Suudi Arabistan'a çağrı: Kaşıkçı'nın cesedinin yerini açıklayın
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ