Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Çocuk Masallar Esra Şaşmaz'ın sesinden Üç Kafadar masalı

        ÜÇ KAFADAR

        Kıl Kuyruk, Şanslı ve Duman üç iyi arkadaştılar. Kimsesiz bir kedi yavrusu olarak başladıkları yaşamlarının zorluğunu, mahallenin köşesindeki ciğercinin vermiş olduğu yiyecek ve su ile atlatmışlardı. Gerçi yiyecek ve su bulmak için yine epeyce bir uğraşmaları gerekiyordu ama artık daha ustalaşmışlardı.

        "Karnım çok acıktı," dedi Duman.

        "Senin doyduğunu hiç görmedim," dedi Şanslı, burnuyla şakacıktan Duman'ın karnına toslayarak.

        "Haydi şu pastanenin arkasına gidelim, dünden kalan kekleri atmışlardır. Bakarsınız kremalı pasta bile buluruz," dedi Kıl Kuyruk.

        Kıl Kuyruk, Şanslı ve Duman güneşlenmek için çıktıkları araba tamircisinin çatısından inip, birlikte pastaneye doğru yola çıktılar.

        "Çok dikkat etmeliyiz," dedi Kıl Kuyruk. "Karşıdan karşıya hızla geçmemeliyiz. Önce yolu kontrol etmeliyiz. Hiç araba gelmiyorsa geçmeliyiz ve önce solumuza sonra sağımıza sonra yine solumuza bakıp geçmeliyiz. Tabii trafik lambası da var ise onu da kontrol etmeliyiz. Kırmızı dur, sarı bekle, yeşil geç demek, unutmayın!"

        "Hep unutuyoruz," diye hayıflandı Duman.

        Youtube HT ÇOCUK

        "Aaa bakın, Fatma Teyze ekmek alıyor. Eğer acele edersek bize biraz ekmek içi verir," dedi Duman.

        Fatma Teyze'yi pastanenin çıkısında yakaladılar. Yaşlı kadının etrafında kuyruklarını tatlı tatlı sallayarak miyavlamaya başladılar. Fatma Teyze mahallenin en yaşlılarından biriydi. Etrafında dolanan üç kediyi hemen fark etti:

        Sonra aldığı taze ekmeği ortasından bölüp, içinin bir kısmını küçük topaklar yapıp, Kıl Kuyruk, Duman ve Şanslı arasında pay etti.

        Kıl Kuyruk, Şanslı ve Duman, Fatma Teyze'ye teşekkür ettiklerini belli etmek için kuyruklarını hafifçe onun bacağına doladılar. Fatma Teyze de onların ayrı ayrı kafalarını okşayıp evine doğru yürümeye başladı.

        "Çok iyi bir insan," dedi Şanslı.

        "Evet ama bugünlerde çok üzgün," diye devam etti Duman.

        "Nereden biliyorsun?" diye sordu Kıl Kuyruk.

        Duman anlatmaya koyuldu.

        Geçen akşamlardan birinde Fatma Teyze'nin penceresinin önüne çıkmıştı. Bu pencereye bayılıyordu. Erguvan ağacına konan kuşları buradan daha güzel izleyebiliyordu. O gün de pencerenin önüne geldiğinde Fatma Teyze'yi odada yalnız başına eşinin fotoğraflarına bakarken görmüştü. Hazırladığı akşam yemeğinden bile hiç yememişti. Duman'ın pencerenin önünde olduğunu bile fark edemeyecek kadar dalmıştı. Duman bütün bunları bir çırpıda, Kıl Kuyruk ve Şanslı'ya anlattı. Kıl Kuyruk ve Şanslı da çok üzülmüşlerdi.

        "Bir şeyler yapmalıyız," dedi Şanslı.

        "Evet kesinlikle bir şeyler yapmalıyız. Ama ne?" dedi Kıl Kuyruk.

        "Benim aslında bir fikrim var," dedi Duman ve anlatmaya koyuldu.

        TIKLAYIN

        "Her sabah ve akşamları onu ziyarete gidelim. Hem eve girmemize de kızmıyor. Her gün birimizi eve gidip kucağına atlayalım ve bizimle oynamasını sağlayalım. Üstelik bize de yemek verecektir. O zaman biz yemek yiyebilelim diye, kendisi de bir şeyler yiyecektir."

        "Bu fikrim sevdim," dedi Kıl Kuyruk.

        "Ben de, ben de!" diye miyavladı Şanslı.

        "Hemen yapalım!"

        Kıl Kuyruk, Şanslı ve Duman, yavaş yavaş yürümeye başladılar. Trafik neyse ki azalmıştı. On beş dakika sonra Fatma Teyze'nin evine vardılar. Yavaşça bahçe duvarına çıkıp sırayla pencerenin önüne zıpladılar. Fatma Teyze akşam yemeğini hazırlamış ama hiç dokunmamıştı. Masada öylece duruyordu. Bugün pastaneden aldığı ve yarısını kedilere verdiği ekmek de masadaydı. Yine elinde bir sürü fotoğraf koltukta yalnız başına oturuyordu.

        "Sıra sende Duman," dedi Kıl Kuyruk.

        Duman odaya atlayıp Fatma Teyze'nin yanına çıktı. Aniden yaklaşıp onu korkutmak istemiyordu. Fatma Teyze, Duman'ı miyavlamasından fark etti. Onu görünce gözleri sevinçle parladı.

        "Sen mi geldin küçüğüm? Gel, gel bakalım. Sen de benim gibi yalnızsın anlaşılan," dedi Fatma Teyze.

        Duman, Fatma Teyze'nin kucağına çıkıp fotoğrafları kapatacak şekilde kucağına yattı. Fatma Teyze'de Duman'ı sevmeye başladı. Duman da patileriyle Fatma Teyze'nin eliyle oynayarak ona sevgisini belli ediyordu.

        "Sen acıkmışsındır," dedi Fatma Teyze, Duman'a bakarak.

        Pencereden onları gizlice izleyen Şanslı ise Kıl Kuyruk'a dönüp:

        "Keşke önce ben gitseydim," diye hayıflandı.

        Fatma Teyze, masadaki yemekten bir parça alıp küçük bir tabağa koyarak Duman'a verdi. Ama Duman yemedi.

        "Ama tadi çok güzel," dedi Fatma Teyze. "Beğenmedin mi?"

        Duman yine bekledi.

        "Tadı gerçekten güzel. Bak ben tadıyorum. Hımmm çok lezzetli. Hadi sen de yesene," diye ısrar etti Fatma Teyze.

        Duman ancak, Fatma Teyze yiyince yemekten bir parça aldı. Fatma Teyze bir süre sonra Duman'ın o yemek yiyince yemekten yediğini anladı ve onun yemek yemesi için, kendi tabağına koyduğu yemeği bitirdi. Plan işe yaramıştı. Fatma Teyze üzücü anlarından uzaklaşmış, üstelik elini sürmediği akşam yemeğini de bitirmişti. Duman, yemek bittikten sonra Fatma Teyze'nin elini yalayıp teşekkür etti. Sonra pencereye zıplayıp kuyruğunu, "Hoşça kal," der gibi sallayıp, Kıl Kuyruk ile Şanslı'nın yanına gitti.

        "Plan işe yaradı arkadaşlar," dedi Duman sevinçle.

        "Evet ama yemekleri sen yedin," dedi Şanslı hala somurtarak.

        "Üzülme," dedi Kıl Kuyruk, Şanslı'ya. "Yarın kahvaltıya da sen gidersin."

        "Şimdi ne yapıyoruz?" diye sordu Duman.

        "Ne yapacağız, gidip sincapları izleyeceğiz," dedi gülerek Şanslı...

        ...Ve üç kafadar yolda giderlerken, aslında çok sevdikleri mahalleleri ve içinde yaşayan insanları mutlu etmeye çalışmanın, onlara da mutluluk verdiğini bir kez daha anladılar... Bu masal da burada bitti..

        Hoşçakalınnnn..

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ