Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem CHPli Muharrem Erkek Habertürk'te konuşuyor

        CHP Hukuk Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Habertürk'te Teke Tek programında Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı.

        Erkek'in açıklamalarından satırbaşları:

        Dilekçeyi inceleme fırsatım oldu. Dayandıkları hususlar seçimin iptalini gerektirecek hususlar değil. Seçim hukukunda kanunsuzluk farklı bir şeydir, usulsüzlük farklı bir şeydir. Seçmen listelerinde usulsüzlüklere dayanarak seçimin iptalini isteyemezsiniz. 298. kanunun 7. ve 8. maddesi oy kullanamayacaklar ve seçmen olamayacaklarını belirtir. Hükümlüler, er ve erbaşlar oy kullanamaz mesela. Kısıtlı seçmenlerin oy kullandığını ispatlayabiliyorsunuz ancak o zaman seçimleri yenileyebilirsiniz. Honaz, Keskin, Yusufeli'de kısıtlı seçmenin oy kullamış. İstanbul'da böyle bir olay yok.

        REKLAM

        "ŞARTLI TAHLİYE OLUP OY KULLANMA HAKLARI VARDIR"

        Zihinsel özürlüler oy kullunabilir, kısıtlılar oy kulanamaz. Şimdi gelirken baktım 13 bin 800. Değişmez bu oran. 2 bin 208 kısıtlının, 1229 ölü seçmen adına oy kullandığını tespit ettik deniyor. Bunlar iddia. Doğru olduğunu varsaysak bile sonucu etkilemiyor. Ben Kadıköy'de seçmenimdir, Silivri Cezaevi'nde yatıyorumdur, Kadıköy'de seçmen gözükebilirim. Bir de 5287 hükümlü tespit ettik deniyor, şartlı tahliye olup oy kullanma hakları vardır.

        "SÖZKONUSU KİŞİ 745 TANE SEÇMEN KAYDI YAPMIŞ VE DONDURULMUŞ"

        Üsküdar'da oturmadığı halde birçok seçmeni polis tutanağıyla tespit ettik. Büyükçekmece'de kaymakamlık 'bana personel gönder' diyor, belediye de gönderiyor. O personel Hasan Bey ne tanır? Belediyeden personel müdürlüğü gönderiyor. Geçici bir işçi. Nüfus müdürlüğünde çalışmaya başladı. Bütün ilçelerde olur bu. Belediyelerden eleman alınır. Tapu, Adliye, Seçim müdürlüğünde görev alırlar. Devletin personeli yetmediği için bir görevlendirme yaparlar. Büyükçekmece Nüfus Müdürü sayın Erdoğan'ın yakın akrabası, dayısının oğlu. Nüfus müdürlüğünün bilgisi olmadan organize bir usulsüzlük mümkün mü? Bu kişi 3 bine yakın işlem yapmış. Bunlar sıradan işler. 745 tane seçmen kaydı yapmış, zaten dondurulmuş. Bu kişi 18 Ocak'ta tutuklandı. Seçmen listeleri 31 Ocak'ta yapıldı. Hem AKP hem biz itiraz etmişiz. Toplam 745 kişi dondurulmuş. Büyükçekmece'deki oy artışları 2009'dan itibaren oy artışları o kadar normal ki.

        "BÜYÜKÇEKMECE'DE SAYIN MEVLÜT UYSAL'IN YAKINLARI ÇIKTI"

        Büyükçekmece ile ilgili bir rakam vereceğim. 2014-1019 seçimleri arasında artış 24 bin 996. Bu artışın 11 bin 117'si 18 yaşını dolduran genç. Büyükçekmece oy artışında İstanbul'da 10. ilçe İstanbul'da. Sancaktepe yüzde 35.6 artmış bir seçimden diğer seçime. Büyükçekmece'de yüzde 16. Buralar İstanbul'un göç alan ilçeleri. Diğer ilçelerde yapılaşma tamamlandı, buralarda devam ediyor. Buna rağmen 10. sırada Büyükçekmece. Verilere bakın iddiaların asılsız olduğunu göreceksiniz. Taşıma ve yığma seçmeni iktidar yaptı İstanbul'da. Büyükçekmece'de yapmışlar. Her seçim çevresinde giden-gelen seçmen olur. Büyükçekmece'de 24 Haziran-31 Mart arasında 14 bin 264 seçmen gelmiş. 12 bin kişi de gitmiş. Üsküdar 32 bin 636 kişi gelmiş, 30 bin 936 kişi gitmiş. Her ilçede gidiş geliş var. Biz hukuka saygılıyız. Her seçim öncesi seçim kurulları takvim hazırlar, askıya çıkar. Biz askı sürelerinde itirazlarımızı yaptık. İtirazlarımızın bir kısmından sonuç aldık bir kısmında alamadık. Büyükçekmece'de bazı adreslerde sayın Mevlüt Uysal'ın yakınları çıktı.

        "SAYIN YILDIRIM KAZANMIŞ OLSAYDI BU TARTIŞMALAR OLUR MUYDU?"

        Boş arsa, numara verilmiş ama bina yok. Ama seçmen var. Bir baktık Büyükçekmece'de AK Parti'de aday olan kişilerin yakınları. Kendileri herhalde taşıdığı seçmenleri tespit ediyorlar. Emniyet mensuplarımızı zor durumda bıraktılar. Polislerimiz eline 2007-2008'in seçmen listelerini vermişler. Polisimizin kapısını çaldığı birçok seçmen bizi aradı. Demokrasiye ağır hasarlar verildi. Darbe döneminde bile bu yapılmadı. Sayın Binali Yıldırım kazansaydı. O gece 3 bin 870 oyla kazandığını iddia ettiler. O gece kazansıydı bu tartışmalar olur muydu? 'Bu seçim murdar olmuş seçim' denir miydi? Denmezdi.

        "İSTANBUL'DA 31 BİN 183 OYLA İLGİLİ BİR TEK İTİRAZ YOK"

        Biz OHAL düzeninde bir sistem değişikliği dayatıldı. Anayasa değişikliği referandumu yapıldı. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde OHAL şartlarında seçim yapılmaz. OHAL şartlarında Cumhurbaşkanlığı seçimle genel seçimler yapıldı. Bu seçimler OHAL kaldırıldıktan sonra yapılmalıydı. Çünkü OHAL'de seçim yapılmaz. İstanbul'da geçersiz oyların tümü yeniden sayıldı. Niçin sayıldı? İtiraz ettiği için AK Parti. Biz Ankara'da itiraz etmiştik geçersiz oylar sayılsın diye. Sayılmadı. Geçersiz oylar ancak ve ancak sandık başında itiraz edersiniz, 'arkadaşlar bu oy geçerli' dersiniz, seçim kurulu 'hayır geçersiz' der, tutanak altına alınır. Seçim gecesi 31 bin 183 oyla ilgili bir tek itiraz yok.

        "BİR SANDIKTA ORTALAMA 9 AK PARTİLİ GÖREV YAPTI"

        Tam ampule basılmış, geçersize ayrılmış. Bunlar bizim sorumluluğumuzda olan bir şey değil ki. Sayın Erdoğan 'yalnızca İstanbul'da 280 bin arkadaşımız görev yapacak' dedi. Neredeyse sandık başına 9 kişi. YSK fiili uygulamaya teslim oldu. İlçe seçim kurulları reddetti. Bazıları yeniden sayım kararı aldı ve saymaya başladı. Fiili durum yarattılar. Macun tüpten çıkınca geri girmez. YSK fiili duruma müdahale etmedi. Süreci iyi yönetmedi. Geçersiz oyları tümü sayıldı.

        "22 AYRI İLÇEDE 52 SANDIĞA SONDAJ YAPILDI BU ÇOK ÖNEMLİ"

        İstanbul'da geçersiz oyların tümü sayıldı. 6 ilçede de tüm oylar sayıldı. Geçersiz oylarda bizim adımıza da geçerli tespit oldu ama çoğunlukla AK Parti'nin oldu, bu dediğim anlamda, ampulun üstüne basılma gibi. Seçmen kartvizitini koymuş mesela. Geçersiz oylarda değişiklikler sonucu etkileyecek değişiklikler değil. Sayıyoruz sayıyoruz, fark 14 binlerde, 13 bin 900. YSK karar aldı, 'oyların tümünün sayılması' haksız bir talep dedi. 22 ayrı ilçede toplam 52 sandık belirledi, bu sondaj çok önemliydi. Artı 13 bin bize çıktı. Geçerli oyların sonucu etkilemesi mümkün değil. Her seçimde maddi hatalar olur. Bu seçime özgü değil. Bu maddi hatalar mutlaka sistemde düzeltilir.

        "AK PARTİ BU LİSTELERİ NEREDEN ALDI?"

        Sonucun değişmesi mümkün değil. Kendi dilekçelerine bakıyoruz. 2 bin 308 kısıtlı oy kullanmış diyorlar. Niye daha önce hiç sayılmadı? 6 ilçede tüm oylar sayıldığında geçerli oyların sayımının hiçbir şekilde sonucu etkilemeyeceği görüldü, onlar da gördü o gerçeği. Seçim güvenliğini, demokrasiyi yok etmek istiyorlarsa ayrı konu. Hükümlülerle, cezaeviyle ilgili listeler var. Hiçbir siyasi parti bu listeleri göremez. AK Parti nereden aldı bu listeleri? Hiçbir siyasi partiye verilmiyor çünkü, usul böyle. Biz diğer tüm seçmen listelerini alıyoruz. 26 Mart'ta YSK'nın bize verdiği seçmen listelerinde 23 bin 165 şerh vardı. 'Oy kullanamaz' diye. Kısıtlı, hükümlü olabilir. Cezaevinde taksirli suçlar hariç oy kullanamazlar. Şartlı tahliye olmuş, denetimli serbestlikten yararlanmış hükümlü oy kullanabilir.

        "SEÇMEN KÜTÜKLERİNDE DEĞİŞİKLİĞİ ANCAK VE ANCAK YSK YAPAR"

        Bir seçimin iptal edilebilmesi için farktan daha yüksek kısıtlının oy kullandığını ispatlamanız lazım. 2 bin 308 kısıtlının oy kullandığını gördük, 1229 ölü diyor. Toplayın. Fark 14 bin. Bir hukukçu olarak söylüyorum, hani altı boş derler, böyle bir durumla karşı karşıyayız. Usulsüzlük yapan varsa sen onu yargıla o ceza muhakemesinin konusudur, o benim seçimimi etkilemez dedi YSK. Seçim takviminin başladığı anda seçmen kütükleri YSK'nın malı olur demiştim. Seçmen kütüklerindeki değişikliği ancak ve ancak YSK ve karar alarak ilçe seçim kurulları yapabilir. Seçim gecesi veri akışı 54 dakika durdu. YSK'ya girdik ve sayın Sadi Güven'le görüştük. 'Niye durdu' diye sorduk. Önemli olan AA'dan değil YSK'dan gelen verilerdir. 'Ben de bilmiyorum, arkadaşlara soracağım' dedi. Sizin elinizde ıslak imzalı tutanak var mı diye sordu evet deyince niye korkuyorsunuz o zaman dedi. O ıslak imzalar çöp oldu.

        "MAZBATAYI ENGELLEMEK İÇİN OLAĞANÜSTÜ İTİRAZDA BULUNDULAR"

        Biz Maltepe'de bir an önce bitsin istiyoruz ki mazbatamızı alalım. Bir tek Maltepe'yi bekliyoruz. Binali Bey'i ya yanlış bilgilendiriyorlar. Maltepe'de iki seçim kurulunun başında iki yargıç var. Kimin olay çıkardığı tutanakta yazıldı. İki tane yargıç çok açık bir şekilde gerçeği yazmışlar, tutanak altına dökmüşler. Ben bizzat Maltepe'de gördüm. O yargıçlara yapılan saygısızlığı gördüm ve çok üzüldüm. Tehdit ve hakaret ediyorlar. Bir ilçe seçim kurulu yargıç o şekilde bir davranışı hak eder mi, kimse etmez. Türkiye bu acı tabloları yaşadı. Maltepe'de sayım bittikten sonra il birleştirme tutanağı düzenlenecek ve mazbatasını alacak sayın İmamoğlu. Bunu engellemek için YSK'ya başladılar. YSK nasıl değerlendirecek merak ediyoruz. Mazbatanın verilmemesi yönünde il seçim kuruluna başvurup tedbir istemişler, niçin?

        "BU SEÇİMİN İPTALİ DEMEK DEMOKRASİNİN İPTALİ DEMEKTİR"

        Olağanüstü itiraz süreçleri mazbatanın verilmesine engel değildir ki. İtiraz haktır ama hukukun çok temel prensibi vardır, bir hakkın kötüye kullanımını hukuk korumaz. Burada açıkça itiraz hakkı kötüye kullanılıyor. Türkiye itibar kaybediyor. 82 milyon kaybediyor, bunu hak etmiyoruz biz. Bu seçimin iptali demek, demokrasinin iptali demektir. Ben hukukçu olarak ihtimal vermiyorum. Hangi gerekçeyle iptal edecekler. Usulsüzlük iddialarıyla bir seçim iptal edilemez. İptal sebebi ancak ve ancak kanuna aykırı durumda olabilir. Kısıtlılık, kısıtlılar, hükümlüler, kamu haklarından yoksun olanlar. Bunlarla ilgili hükümler var. Sayın Erdoğan Yalova örneğini verdi. Sayın Vefa Salman 29 oyla kazanmıştı, itiraz oldu 7 kısıtlının oy kullandığı tespit edildi. Onun için iptal edildi, İstanbul seçiminin bununla ne ilgisi var?

        "BÜYÜKÇEKMECE'DEKİ ADAM BEŞİKTAŞ'TA DA AYNI OYU KULLANACAK"

        Eğer seçmen listelerinde usulsüzlük varsa aynı seçmen listeleriyle ilçe belediye başkanları, meclis üyeleri seçildi. Kaydırma seçmen, taşıma seçmen diyorlar. Bu kesinlikle büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerini etkilemez ki. Büyükçekmece'ye kaydırılan adam, kim kaydırdıysa Beşiktaş'ta da aynı oyu kullanacak, Büyükçekmece'de de aynı kişiye oy kullanacak. Demokratlık seçimi kaybettiğiniz zaman ortaya çıkıyor. Siyasi nezaketle kazananı tebrik edebiliyorsanız eğer.

        "SAYIN BİNALİ YILDIRIM BAKANLARLA TOPLANTI YAPTI"

        YSK'nın 27 Mart tarihli kararı var. Honaz, Yusufeli, Keskin gibi nedenlerle seçim yenilecekse aynı listelerle aynı adaylarla gidilir dedi. Bağımsız adayların da tekrar başvurmalarına gerek yok. Aday istifa ederse ayrı konu. Ölüm olursa ayrı konu. Seçimin yenilenmesi ve iptali için hiçbir haklı gerekçe yok. YSK bu seçimi yenileyemez. Bunu kendi kararlarına dayanarak söylüyorum. Bu seçimde bizi en çok üzen seçimden 1 gün sonra, 1 Nisan'da sayın Binali Yıldırım aday olan kişiydi, bakanlarla toplantı yaptı. Savcılar muhabere yazıyısyla yazı yazdılar. Yeniden sayım yapılırken görev yapılan kişilerin kimliklerin ve telefon numaralarını istediler. 3 Nisan'da Dolmabahçe'de sayın Cumhurbaşkanı'nın sayın Adalet ve sayın İçişleri Bakanı'nın katıldığı toplantı yapıldı. Yargısal süreç devam ederken Adalet ve İçişleri Bakanı'yla toplantı yapmak doğru mudur? Devlet bir siyasi parti için delil toplayamaz.

        "SANDIK BAŞKANLARINI İLÇE SEÇİM KURULLARI BELİRLİYOR"

        17 Ocak'ta soruşturma başlıyor, 18 Ocak'ta kişi tutuklanıyor. Atanan muhakkik raporu 1 Nisan'da veriyor. Raporu da inceledim. Raporda da bir şey yok. Bir şüphe yaratılıyor. Keşke sayın Yavuz'la bir programa çıkabilsek de saatlerce bilgi ve belgeye dayalı tartışabilsek. Seçimden önce sayın Yavuz 'Dünyanın en güvenli seçimi yapıyoruz' demedi mi? Ne oldu da dünyanın en güvensiz seçimleri yapıldı? Böyle bir şey olmuşsa bile ancak kamu gücüyle olabilir. Nüfus müdürlükleri, cezaevleri kimin elindeyse. Seçmen iradesine bizzat seçimi kaybedenler tarafından saygısızlık yapılıyor. Sandıktan çıkan sonuçlara saygı göstermiyorlar. Sandık başkanlarını ilçe seçim kurulları görevlendiriyor. Biz görevlendirmiyoruz. Biz sadece bir görevli veriyoruz o kadar.

        "YSK'NIN SEÇİM İPTALİ KARARI VERECEĞİNE İHTİMAL VERMİYORUM"

        Bu görevlendirmeyi yapan ilçe seçim kurulu başkanları, yargıçlar, bunların sorumluluğunu CHP'ye mi yüklemeye çalışıyorlar. Organize usulsüzlük varsa eğer ancak kamu gücüyle yapılır. Kimse o kamu görevlileri hesap versin. İçişleri Bakanı mı? Cezaevi, tutuklu ve hükümlüler, ilçe nüfus müdürlükleri İçişleri Bakanlığı'na bağlı. YSK ne diyor ayrıca? Usulsüzlüğe dayalı seçim iptal edilemez diyor. Askı sürecinde itirazları yapabilirsin. Belli yerlerde askı sürecinde bizim ve AK Parti'nin itirazları oldu. Belli yerlerde kabul edildi, belli yerlerde kabul edilmedi. Nüfus müdürlüğü belediyeye bağlı olsa haklı olabilirsiniz. İçişleri'ne bağlı. Biz organize bir şekilde İstanbul'da bazı ilçelerde seçmen kaydırıldığını tespit ettik. Ama haklı itirazlarımız kabul edilmedi. Seçimin yenilenmesi hukuken mümkün değil ancak YSK'da 6 kişi 'evet' derse. Ben buna ihtimal vermiyorum, aksi takdirde kendini inkar etmiş olur.

        "NORMAL OLMAYAN ŞEYLERİ ANCAK KAMU GÜCÜ OLANLAR YAPABİLİR"

        YSK farkın üstünde kısıtlı oy kullanmış mı buna bakar. Sayın Sadi Güven, 'mükerrer, sahte, ölü seçmen yok' dedi. seçmen listelerinde herkesin TC kimlik numarası var. Aynı TC kimlik numarasıyla iki seçmen yaratamazsınız. Sistem ve program da buna müsaade etmez. Siyasi partilere gönderilen 26 Mart'ta gönderilen listelerde 23 bin 165 kişiye şerh düşmüş, konu kapanmış. Bunlar tutuklu, hükümlü, kısıtlı olabilir. Ölü seçmenleri de 26 Mart'a kadar almış, düşmüş. 26 Mart-31 Mart arasında ölenler olmuştur. Ama ölen kişi yerine oy kullanmak mümkün mü? Normal olmayan şeyleri ancak kamu gücünü elinde bulunduranlar yapabilir, biz yapamayız.

        "ÇOK KÖTÜ BİR YOL AÇILDI! BUNDAN SONRA SÜREKLİ SAYILABİLİR"

        1 Nisan'daki YSK'nın resmi verilerine bakın, 16 Nisan'a bakın, Ekrem İmamoğlu'nun kazandığını görüyorsunuz. Sonuç değişmiyor, değişmeyecek. Biz hukuk çerçevesinde değerlendiriyoruz. YSK'nın bu haksız, hukuksuz başvuruyu kabul etmesi mümkün değil. Hukuken de mümkün değil, demokrasi açısından da mümkün değil. Biz böyle bir ihtimal kesinlikle görmüyoruz. Böyle bir durumda Parti Meclisi'nin karar vermesi gerekiyor. Öyle bir yol açıldı ki, bundan sonra her geçersiz oylar yeniden sayılsın denilecek. Geçmişte AK Parti'nin kazandığı hiçbir yerde geçersiz oylar sayılmadı. Ankara'da fark 30 bindi, geçersiz oylar 125 bindi. Hiçbir ilçede bir tek ilçe seçim kurulu geçersiz oylara bir bakayım demedi. Sandık başında itiraz ederseniz, seçim kurulu incelemek zorunda zaten. Demokraside sandık temel taştır, sandıktan çıkan sonuca saygı duyarsınız. Sonrası basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, kuvvetler ayrılığı bunlarla demokrasi olur. Siz seçim güvenliğini tehlikeye atarsanız önümüzdeki hangi seçimi sağlıklı yapabiliriz.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ