CHP stratejisini nasıl kurdu?
CHP, İYİ Parti ile birlikte girdiği 31 Mart yerel seçimlerinde ve yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde sonucu hangi strateji ile elde etti? CHP'yi yakından izleyen Habertürk muhabiri Ömer Topsakal yazdı
CHP'yi yerel seçimlerde başarıya ulaştıran stratejiyi doğru tanımlayabilmek birkaç yıl geriye gitmek gerekiyor. FETÖ'nün 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ilk saatlerinde darbe karşıtı açıklama yapan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, hemen ertesi gün Meclis'te düzenlenen özel oturumda, "Hukuktan vazgeçmeyeceğiz; kim adaletten saptıysa hukukun içinde yargılayacağız. Önyargılardan uzak, adalete teslim edeceğiz” ifadelerini kullandı.
REFERANDUMDA İZLENEN YOL
Bu çağrı ile başlattığı yeni sürecin somutlaştığı dönem ise, 16 Nisan Referandumu oldu. "Hayır" cephesinde yer alan Kılıçdaroğlu, yeni bir yolu denedi. Miting sayısını azaltan Kılıçdaroğlu, partisini “Hayır” tercihinde bulunacaklara değil, “Evet ile Hayır” arasında kararsız kalan ve o güne kadar CHP’nin kapısının önünden bile geçmemiş toplum kesimlerine doğru açtı; kampanyasını bu zemine oturttu. Başta muhafazakarlar olmak üzere Türkiye sağının tüm kesimleriyle, özellikle de kanaat önderleriyle diyalog kurmaktan çekinmedi, onlara neden “Hayır” tercihinde bulunmaları gerektiğini anlattı.
CHP'YE UZAK KESİMLE TEMAS
Referandumun sonucu “Evet” olsa da CHP lideri "partisine uzak durduğu" söylenen kesimlerle, kritik teması bu süreçte sağladı. Bu strateji ve siyaset biçimi, Adalet Yürüyüşü ile ruhunu buldu. Öyle ki Kemal Kılıçdaroğlu 23 Haziran gecesi yaptığı konuşmada "Her şey Adalet Yürüyüşü'yle başladı. 'Geldik bir duvara dayandık, o duvarı yıkacağız' demiştim. O duvar parça parça yıkılıyor" ifadesini kullandı. Dünya medyasından da yer bulan Adalet Yürüyüşü, CHP'nin bundan sonraki siyaset stratejisini de baştan aşağı değiştirecek en somut adım oldu. Yürüyüş boyunca parti bayrağı taşınmayarak "hak, hukuk, adalet" sloganı atıldı.
24 HAZİRAN'DAKİ KAMPANYA
9 Temmuz 2017'de düzenlenen Adalet Mitingi'nde ise Kılıçdaroğlu "Bu yürüyüş bizim ilk adımımızdır" mesajını verdi. Yürüyüşü takip eden iki seçimde de CHP lideri miting yerine kapalı, dar kapsamlı toplantıları tercih etti. 24 Haziran seçimlerinde Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’nin izlediği yöntemin aksini tercih etti ve muhafazakarlarla arasındaki ilişkiyi korumaya çalıştı. Bu yeni siyasetle CHP ile uzun süredir temas kurmayan ve "sağ görüşlü, muhafazakar" olarak tanımlanan kesimle ortak paydayı "adalet" olarak belirledi.
İMAMOĞLU'NUN MİTİNGLERİ
Yeni strateji ve söylem, partinin 31 Mart yerel seçimindeki adaylarına da yansıdı. İstanbul'da Ekrem İmamoğlu'nun, Ankara'da ise Mansur Yavaş'ın aday gösterilmesi, bunun en önemli iki örneği. Stratejinin kapsamı ve izlenen yol ise, İstanbul seçiminin tekrar edilmesi ile çok daha net şekilde ortaya çıktı. İlçe ilçe dolaşan İmamoğlu, düzenlediği mitinglerle hem projelerini, vaatlerini anlattı hem de tanınırlığını artırdı. Peki bu süreçte, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ne yaptı? Geri planda mı kaldı, yoksa tam da oluşturmak istediği stratejiyi yürürlüğe mi koydu?
PARTİLERE HİTAP ADAYLARIN
Kılıçdaroğlu, Adalet Yürüyüşü ile başlattığı yeni siyaset tarzını benimsedi strateji olarak. Yani partililere hitap kısmını adaylara bıraktı. Kendisi ise "CHP ile temas kurmayan seçmene" odaklandı. AK Parti'nin etki alanında olduğu belirtilen, kentli modern muhafazakar, milliyetçi muhafazakar seçmenle, yani ağırlıklı olarak sağ görüşlü seçmenle bir araya geldi. Yoğun kalabalıkların oluştuğu, çoğunlukla da partililerin katıldığı mitingler yerine bire bir teması, kapalı salon toplantılarını tercih etti. Bu sayede hem siyaset tarzını ve partisinin politikasını paylaştı hem de CHP'nin ulaşmakta zorlandığı kesimlerin aklındaki soru işaretlerini, partinin lideri olarak bizzat yanıtladı. Bu temaslar ikna kabiliyetini de ikna oranını da günbegün yükseltti.
31 MART VE 23 HAZİRAN
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun hem partisine hem de Türkiye siyasetine kazandırmayı amaçladığı bu yeni anlayış, her ne kadar 24 Haziran seçimlerinde amacına ulaşmamış olsa da umulan sonuç, 31 Mart Yerel Seçimlerinde ve 23 Haziran'da yenilenen İstanbul seçimlerinde elde edildi.
