Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Destici, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ne konuştu?
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Büyük Birlik Partisi Genel Bakanı Mustafa Destici, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesiyle ilgili olarak Habertürk'ten Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtladı. BBP Lideri Destici, "Türkiye ne konuşuyorsa, ne konuşuluyorsa, dünyada ne konuşuluyorsa sayın Cumhurbaşkanımızla konuştuk. Sayın Cumhurbaşkanımız aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı, Cumhur İttifakı'nın en büyük paydaşının genel başkanı. Cumhur İttifakı'nın durumu Millet İttifakı'nın içinde bulunduğu zor şartlar ya da bu kırılma ve çatlamalar elbette ki bizim olduğu kadar Cumhurbaşkanımızın da gündeminde. Aynı zaman AK Parti'nin genel başkanı. Türkiye'nin yönetimiyle ilgili sayın Cumhurbaşkanımız var. Biz kamuoyunun nezdinde söylememiz gerekenleri ifade ediyoruz. Partimizin bu konudaki düşüncelerini sayın Cumhurbaşkanımızla paylaştım. Ekonomi, gıda fiyatları, hayat pahalılığı, meyve sebzedeki anormal, hiçbir şeyle izah edilemeyecek yüksek fiyatların nasıl önlenebileceğiyle ilgili düşüncelerimizi paylaştık" ifadelerini kullandı.

        İşte Mehmet Akif Ersoy'un soruları ve BBP Lideri Destici'nin yanıtları:

        MEHMET AKİF ERSOY: Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'la önemli bir görüşmeniz oldu. Zannediyorum sizin ve sayın Cumhurbaşkanının programında var mıydı bugünkü ziyaret? Nasıl bir görüşme gerçekleştirdiniz? Ne konuşuldu

        MUSTAFA DESTİCİ: Öncelikle sayın Cumhurbaşkanımıza yoğunprogramı içerisinde partimizi ziyarei için şükranlarımı sunuyorum. Bizim için kıymetli bir misafirdi. Daha önceden planlanmış bir ziyaret değildi. Dün gece konuştuk ve görüşme gerçekleştirildi. Çok samimi ve sıcak ortamda görüşme gerçekleşti. Mubarek Ramazan ayı olduğu bir şey ikra edemedik kendisine.

        ERSOY: Ne konuştunuz 1 saat 10 dakika. Başlıklar nelerdi?

        DESTİCİ: Önce hâl hatır soruldu. Sayın Cumhurbaşkanımızla uzun yıllara sari bir dostluğumuz oluştu. Onun için samimi bir sohbet havasında toplantımız gerçekleşti. Aileden spora, Türkiye'deki gelişmeler, Ukrayna-Rusya savaşından Suriye, Libya, seçimler, ittifaklar. Türkiye ve dünyanın gündeminde olan hemen herşeyi değerlendirme fırsatı bulduk.

        "SEÇİM BARAJINI HİÇBİR DÖNEM DOĞRU BULMADIK"

        REKLAM

        ERSOY: Görüşmeyle ilgili bize aktaracaklarınız nelerdir? Çünkü herkes merak etti. Seçim Kanunu sürecinde birtakım değerlendirmeleriniz de olmuştu. Çekimser kaldınız, onay vermediniz. Hatta bunu da söylediniz bizim programımızda. İsterseniz içerideki gelişmelerden başlayalım, sonra dışarıdaki gelişmelerle devam ederiz.

        DESTİCİ: Tabii biz Cumhur İttifakı'nın parçayız. Cumhur İttifakı şu anda üç siyasi partiden oluşuyor. Neticede her birimiz ayrı partileriz. Ayrı kurumsal kimliklerimiz var. Azami müştereklerimiz var elbette ki. AK Parti, MHP ve BBP azami müşterekleri olan siyasi partileriz. Genel başkanlar seviyesinde de öyle. Bizim buradaki azami müştereklerimizin en tepesinde; devletin varlığı, ülkenin bütünlüğü, milletin istiklali ve istikbali. HDP dışında diğer partilerde bu yoktur demiyorum. Ama bizim birinci önceliğimiz bu. Bir başkası bunu başkalarıyla da tolere etmeye çalışabilir. HDP ile işbirliği yaparak bunu sağlayacağını düşünebilir. Bizim ittifakımızla ilgili bir sıkıntımız yok. İnşallah 2023'te Cumhur İttifakı birlikte olacak ve seçimleri kazanacak. Seçim yasasıyla ilgili söyledim. Biz BBP kurulduğumuzdan beri seçim barajını her dönem doğru bulmadık, karşı çıktık. İlkesel duruşumuzu muhafaza ettik. Ama doğru olan nedir? İttifak sürecinde çoğunluğun verdiği karara saygı duymak zorundasınız. Barajın 7'ye düşmesi elbette kazançtır, bize göre sıfır veya en fazla 3 olması gerekiyor. Artık kanun geçti, yasalaştı. İnşallah yeni teklif geldiğinde uzun uzun konuşuruz. Seçim yasasıyla diğer maddelerle ilgili BBP'nin çekince koyduğu bir şey yok.

        REKLAM

        ERSOY: Sayın Cumhurbaşkanı ile en son ne zaman görüşmüştünüz?

        DESTİCİ: Biz yılbaşından önce görüşmüştük. Ne zaman görüşmemiz gerekirse, hangi taraftan talep giderse, ya o bizi davet eder ya biz talepte bulunuruz. Her zaman görüşürüz. Cumhurbaşkanı Külliyesi'nde, AK Parti Genel Merkezi'nde de görüştük. BBP'yi üçüncü ziyaret edişi sayın Cumhurbaşkanımızın. Ayaküstü de konuşuyoruz. Biz ne zaman arzu etmişsek sayın Cumhurbaşkanımız olumlu cevap vermiştir. Onlar ne zaman davet etse elbette Cumhurbaşkanlıı makamına olan saygımız ve muhabbetimizden ötürü her zaman gitmişizdir.

        ERSOY: Bu ziyaretin özel bir manası var mı? Bilmemiz ya da bilmmemiz gereken?

        DESTİCİ: Tabii bilmeniz gerekenler var, bilmemeniz gerekenler var. Bilmeniz gerekenleri söyleyeyim. Öncelikle bir nezaket ziyareti. Biz sayın Cumhurbaşkanımızın ziyaretinden büyük memnuniyet duyduk. Bizim için kıymetli bir ziyaret. İkincisi Türkiye seçim yasasının değişmesinden sonra seçim zamanında yapılacak ama şimdiden Türkiye seçim atmosferine girdi. Tabii ittifaklar var. Bir de ittifak dışı kalan partiler var. Bir de ittifakın ucunda olup da görünmeyen partiler var. En son seçim yasasından sonra Millet İttifakı biraz çatırdadı. Bu bir kırılmaya, dağılmaya kadar gider mi zaman içerisinde göreceğiz. Özellikle iki partinin bir dışlanmayla karşı karşıya kaldıkları net şekilde gözüküyor. Daha önceki seçimde Millet İttifakı'nı oluşturan partiler kendilerini Millet İttifakı olarak gibi görüyor. Bugün Saadet Partisi Genel Başkanı'nın açıklaması var üçüncü ittifak kurulabilir diye. HDP'nin ittifakın içinde olup da dışında gibi gözükmesi. Bütün bunlar Millet İttifakı'nın geleceğiyle ilgili ipuçları veriyor.

        REKLAM

        ERSOY: Siz ne konuştunuz?

        DESTİCİ: Türkiye ne konuşuyorsa, ne konuşuluyorsa, dünyada ne konuşuluyorsa sayın Cumhurbaşkanımızla konuştuk. Sayın Cumhurbaşkanımız aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı, Cumhur İttifakı'nın en büyük paydaşının genel başkanı. Cumhur İttifakı'nın durumu Millet İttifakı'nın içinde bulunduğu zor şartlar ya da bu kırılma ve çatlamalar elbette ki bizim olduğu kadar Cumhurbaşkanımızın da gündeminde. Aynı zaman AK Parti'nin genel başkanı. Türkiye'nin yönetimiyle ilgili sayın Cumhurbaşkanımız var. Biz kamuoyunun nezdinde söylememiz gerekenleri ifade ediyoruz. Partimizin bu konudaki düşüncelerini sayın Cumhurbaşkanımızla paylaştım. Ekonomi, gıda fiyatları, hayat pahalılığı, meyve sebzedeki anormal, hiçbir şeyle izah edilemeyecek yüksek fiyatların nasıl önlenebileceğiyle ilgili düşüncelerimizi. Hal Yasası'nın bir an önce çıkarılmasını arzu ediyoruz.

        "KÜLFETİ BİRLİKTE ÇEKİYORSAK NİMETİ DE PAYLAŞACAĞIZ"

        REKLAM

        ERSOY: Akaryakıttan verginin kaldırılması talebiniz vardı. Gündeme geldi mi?

        DESTİCİ: Bu düşüncelerimizi sayın Cumhurbaşkanımızla paylaştım. Gerekli notları aldılar. Tabii ki bize değerlendirmeleri de oldu. Bunların neticelerini önümüzdeki günlerde görürüz diye ümit ediyorum.

        ERSOY: Sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığınız görüşmede ne tür bir sonuca vardınız? Türkiye'yi nasıl bir tablo bekliyor?

        DESTİCİ: Herkes biliyor ki, dünya bir ekonomik krizle karşı karşıya. 2020 yılının ilk çeyreğinden itibaren pandemi ile birlikte ekonomi giderek bozulmaya başladı. Dünyanın en zengin ülkelerinde yüksek enflasyon, hayat pahalılığı, hayatın zorlaşması, gıdada özellikle bir taraftan sıkıntı var, talep fazla, arzda sıkıntı var. Fiyatların anormal şekilde yükselmesiyle karşı karşıyayız. Biz Almanya, Fransa, ABD, Hollanda değiliz. Gelişmekte olan ülkeyiz. Onlarla kıyasladığımızda kişi başı milli gelirimiz daha düşük. Enerjide yüzde 70-80 oranında dışa bağımlı ülkeyiz. Dünyadaki enerji fiyatlarındaki yükselişle karşı karşıyayız. Doğalgazda 7-8 kat fazla yükselişle karşı karşıyayız. Akaryakıt yukarı çıkıyor, aşağıya iniyor. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı karşısında gelişmekte olan ülkeler bile akaryakıtta aynı zorluğu yaşıyorlar. Bence zor olan kısmın büyük olan kısmını aştık diye düşünüyorum. Bundan sonra vatandaşımız ekonomik anlamda rahatlayacaktır. Alım gücü yükselecektir. Akaryakıt fiyatları da aşağıya doğru gelecektir. Ekonomide, çarşıda, pazarda rahatlık görülecektir. Dün Ankara, Keçiören Şenyol mahallesinde Çankırılı işçi kardeşimizin evinde misafirdim. 400 TL kirada oturuyorlar. O kirayı dahi ödemekte zorlanan ailelerimiz var. Geliri düşük olan üç tane aslan gibi erkek evladı var. Bu çocuklar okuyor. Bu aile gibi yüz binlerce ailemiz var. Elbette önceliğimiz geliri düşük olan, düşük maaş alan emeklilerimiz, asgari ücretlilerimiz. Özellikle belli siyasi düşünceye sahip, yorumcu gibi, siyaset adına konuşanların tuzu kuru, sıkıntıları yok. Esas çileyi çeken alttaki vatandaşımız. Bizim meselemiz bunların dertlerine derman olmak, gelirlerini nasıl arttırırız, bunun mücadelesini vermek. Alım gücünü nasıl yükseltiriz. İnşallah bu mücadeleyi de biz elbette ki hükümetimizin kazanması, Cumhur İttifakı'nın kazanması için desteği veriyoruz. Önemli olan ülkemiz, milletimizin kazanması, devletimizin varlığını güçlü bir şekilde sürdürmesi. İşte Suriye, Afganistan, Ukrayna'nın durumu ortada. Güçlü devletiniz yoksa durum ortada. Aynı milletten, etnik gruptan, mezhepten olması onun size saldırmamasına yetmiyor. Rusya binlerce kişiyi öldürüyor, milyonlarca kişinin vatanını terk etmesi sonucu doğuyor. Biz bunu dengeli götürmek zorundayız. Devletin ve milletin bütünlüğünü muhafaza edecğiz öbür taraftan zor durumda olan vatandaşlarımızın elini tutacağız, geliri adil şekilde dağıtacağız. Külfeti birlikte çekiyorsak nimeti birlikte paylaşacağız. Herkesin elini taşına altına görse milletimiz problem yok. Ama hep birileri külfet çekiyor. Çocuğunu okutacak imkana sahip değil. Gittiğim mahalede internet altyapısı yok. Ankara'nın göbeği. Halbuki ne reklamlar görüyoruz. İletişim firmaları dağın tepesine çıkıyor, reklam yapıyorlar. Oradan internet çekmiyor, buradan duyuyorum. Ne anlatıyorsunuz siz? Burası başkent. Önce bunları çözmemiz lazım. Oraya gittim, yolu gördüm, sen kime ne anlatıyorsun kardeşim? O aileye varmak için kendi araçlarımızla gittik. Yolların perişanlığını gördük. Tavsiye ediyorum Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, Keçiören Belediye Başkanı da gitsin. Biz halkın sesiyiz. Devlet yetkililerimizle görüştüğümüzde de söylüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımıza lisanı münasiple bütün bu yaşadıklarımızı paylaşıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız halkın içinden gelen, halkın derdiyle dertlenmiş bir insan. Şimdi 65 vilayet yüzlerce ilçeye gittim. Biraz önce Sincan'daydım. Görüşmeden çıktım, başkanlık divanı üyelerimizle değerlendirme yaptık. Sincan Şoförler Odası'nın bir iftar programı vardı. İlçemizin altındaki esnaflarımızla konuştum. Ben emekli, esnaf, sanayici, mahallemizle görüşüyorum. Geçen hafta Gazi Mahallesi'ndeydik. Geldiler bize durumlarını anlattılar. Çözüm önerilerini söylüyorlar. Bütün bunları dinliyoruz. Bunları nerede dile getirmemiz gerekiyorsa orada dile getiriyoruz.

        REKLAM

        ERSOY: Sıkıntılı bir süreçteyiz anladığım kadarıyla..

        DESTİCİ: Bugün ayakkabı dükkanına girdim. 'Elhamdülillah işlerimiz iyi, ucuz mal getirip, ucuz satıyoruz' dediler.

        ERSOY: Elektrik, doğalgaz, gıda fiyatlarına gelen zamdan etkileniyor vatandaş

        DESTİCİ: Sanayi esnafımızla iftar yaptım, onları dinledim. Elbette bir parça fiyatlarında artış var. Ben kendi arabamla da yaşıyorum. Daha önce aldığımız parçayı bugün 10 bin liradan aşağı almıyoruz. Ben de sabit gelirli insanım. Kendime göre hesap yapıyorum. Bir bütçe oluşturuyorum. Sınırsız bütçemiz yok bizim. Partimiz Hazine yardımı da almıyor. Hazine yardımı alan siyasi partilerin tuzu kuru. Onlar özel uçak tutup Avrupa'ya maç seyretmeye gidiyor. Bazı vatandaşlarımız bizim devletten yardım aldığımızı sanıyor. Halbuki benim ve arkadaşlarımızın herkesin masrafları kendisine ait. Yol paraları kendilerine ait. Bunun üzerine her ay düzenli partimize aidat ödüyor. Kira, personel maaşı, elektrik, doğalgaz faturalarında bunları kullanıyoruz. Biz halkın kendisiyiz. Marketçiliği biliyorum. Toptancılık yapan esnafa 'sürekli zam geliyor, nasıl çeviriyorsunuz' diye sordum. Dediler ki 'şu anda çevirmede sıkıntımız yok ama fiyatların yükselmesiyle ilgili sıkıntımız var' dediler. Daha önce kilosu 8 lira olan bir salçanın kutusu 8 lira olmuş şu anda. Salça da 20-22 lira olmuş. Bir de bulmakta zorlanıyorsunuz.

        REKLAM

        ERSOY: Bunların tamamını sayın Cumhurbaşkanına ilettiniz. Daha önce de bazı açıklamalarınız oldu, asgari ücretin yeniden değerlendirilmesi, emeklilere zam, akaryakıttan vergilerin kaldırılması. Bunlar gündeme geldi mi? Sayın Cumhurbaşkanı ne yanıt verdi?

        "NE SÖYLEDİĞİNİ PAYLAŞMAK SİYASİ AHLAKLA BAĞDAŞMAZ"

        DESTİCİ: Düşüncelerimizi, vatadaşın bize aktardıklarını; hatta bunun esprisi de oldu. Bize hitaben yazılmış binlerce mektup geliyor vatandaşımızdan. Diyelim ki, Samsun'un İncesu köyü muhtar, Şırnak Cizre'den, Keşan'dan, Sivas'ın Şarkışlası'ndan talep geliyor. Bir de ittifakta olduğumuz hasebiyle Cumhurbaşkanımıza hitaben yazılan talepler de geliyor. Hatta onlardan bir tanesini sayın Cumhurbaşkanımıza az ettim. Dedim ki 'Sayın Cumhurbaşkanım, sizin adınıza yazılmış yüzlerce mektup geliyor'. Biz bunları da iletiyoruz. Kendimiz çözebilecek olduklarımızı çözüyoruz. Hangi bakanlıklarla ilgiliyse o bakanlıklara gönderiyoruz. Neticede vatandaşlarımızın ücretli öğretmenler, fahri kuran kursu öğreticileri, EYT'ler gibi bunun dışında fert fert gelen talepleri iletiyoruz.

        ERSOY: Sayın Cumhurbaşkanımız bunlara ilettiniz, ne dedi diye sormuştum.

        REKLAM

        DESTİCİ: Siz tecrübeli yayıncısınız. Sayın Cumhurbaşkanımızın ne dediğini paylaşmak siyasi ahlaka uygun olmaz. Biraz önce başlattığım konu başlıklarının; iç siyaset, dünya, vatandaşımızın durumu, esnafımızın durumuya ilgili izlenimlerimizi kendisiyle paylaştım. Bu konularda kendilerine partisinden ve diğer kurumlardan talepler geliyor. Bunlar Hazine'nin imkanları, devletin bütçesi ölçüsünde yerine getiriliyor. Biz de gayret sarfediyoruz ve sarfetmeye devam edeceğiz.

        ERSOY: Göç konuşuldu mu?

        "BARIŞ SAĞLANDIKTAN SONRA ÜLKELERİN DÖNMELİDİRLER"

        DESTİCİ: Mülteciler meselesiyle ilgili çalışmamızı sayın Cumhurbaşkanımıza sunduk. Tabii her meseleyi uzun uzun konuşamıyorsunuz. Oradaki duruşumuz, politikamız elbetteki nüans farklılıkları olsa da 'önce insan' diye bakıyoruz meseleyi. Irak, Suriye, Afganistan ve Ukrayna'da zorda kalan vatandaşlara dünya devletlerin sahip çıkması gerekiyor. Türkiye de kendi imkanları ölçüsünde sahip çıkacak. Türkiye tabii ki bir göç ülkesi olmasına fırsat verilmemek lazım. Elbetteki önceliğimiz bir an önce memleketlerine gönderilmelidir. Hükümetimizin, ilgili bakanlarımız, Göç İdaresi'nin bu konuda büyük gayretleri var. Şu anda Türkiye'nin harekat düzenlediği bölgelere yüzbinlerce sığınmacı geri gitti. Zamanla Suriye'nin normalleşmesinden sonra geri gönderilmesinden yanayız.Suriye'nin başındaki rejim aynı uygulamalara devam ederse tabii ki zorlaşır. Suriye'ye gidilsin Esat'la konuşulsun, iş çözülsün deniyor. Artık bu boyuttan çıktı. Orada Rusya, ABD, AB, İngiltere var. Bu sadece bizim Esat'la oturup konuşarak çözeceğimiz mesele değil. Elbette denenmesi gerekiyorsa denenir. Elbette üst düzey değil alta bu görüşmeler de yapılıyor. Onların 'dönmeyeceğiz' demesi ikinci derecede önemli.Sığınmacı olan herkes normalleşince ülkesine gönderilir. Ama savaş devam ederken, insanları savaşın ortasına atmayı vicdanım kaldırmaz.

        ERSOY: Savaş biterse ve insanlar dönmek istemezlerse...

        DESTİCİ: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmamışsa elbette vatanlarına tabii ki gönderilirler. Gitmelidirler. Türkiye onları kendi topraklarına gönderir. İç barış sağlanmışsa, burada da vatandaşlık kazanmamışsa elbette Türkiye onları deport eder, kendi topraklarına gönderir.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ