Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Diplomasi AB Bakanı Ömer Çelik: PYD, Esad rejimiyle orada alan kazandı

        AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Suriye'de IŞİD hedeflerine karşı yürütülen Fırat Kalkanı operasyonu hakkında, "Esad rejimi, muhalifler o bölgeleri ele geçirmesin diye bilinçli olarak PYD'yi oraya geçirdi. Ordunun bir takım silahlarını da PYD'ye devrettiler. Esad rejiminin motivasyonuyla PYD orada alan kazandı" dedi.

        Türkiye'nin harekatına karşı gelen eleştirilere tepki gösteren Çelik, "Şunu kesinlikle kabul etmiyoruz, bunu bazı ülkelerin sözcüleri de söylüyorlar, 'Türkiye'yle Kürt unsurlar arasında PYD'yi kastederek bir uzlaşma ya da bir ateşkes sağlandı' gibi. Türkiye Cumhuriyeti egemen bir devlettir, meşru bir devlettir. Bir terör örgütüyle eşit değerlendirilerek bu ikisi arasında bir mutabakat varmış, bir anlaşma varmış gibi, bu değerlendirilemez" ifadelerini kullandı.

        AB Bakanı Çelik, AA Editör Masası'nda soruları yanıtladı.Çelik'in açıklamalarından satırbaşları şöyle:

        FIRAT KALKANI AÇIKLAMASI

        "Esad rejimi, muhalifler o bölgeleri ele geçirmesin diye bilinçli olarak PYD'yi oraya geçirdi. Ordunun bir takım silahlarını da PYD'ye devrettiler. Esad rejiminin motivasyonuyla PYD orada alan kazandı. Hükümetin Kürtlere karşı olması söz konusu değil. Kimsenin aklında yokken, Sayın Cumhurbaşkanımız Başbakanlığı döneminde Esad'a diyordu ki serbest siyasi seçimlere izin ver, bir tek Kürtlerin statüsü yok bunlara statü ver. Bunların hakkını teslim et diye kapalı kapılar ardında gündeme getiren Sayın Cumhurbaşkanımızdır."

        "Ne yapıyor PYD? ABD'nin korumasını zaman zaman alıyor. Fırat'ın doğusunda Rusya'yla işbirlikleri oluyor. Biz PYD terör örgütü olduğu için karşıyız. PYD'nin oradaki hareketliliği Kürtlerin kazanımına yönelik değildir. Fransa Devlet Başkanı Hollande diyor ki Kürt sivillere dönük mücadele veriyor DAEŞ'ten çok diyor. Burada söz konusu olan Kürt siviller değildir. PYD bu katliamları Kürtlere karşı da gerçekleştirmektedir."

        "Şunu kesinlikle kabul etmiyoruz, bunu bazı ülkelerin sözcüleri de söylüyorlar, 'Türkiye'yle Kürt unsurlar arasında PYD'yi kastederek bir uzlaşma ya da bir ateşkes sağlandı' gibi. Türkiye Cumhuriyeti egemen bir devlettir, meşru bir devlettir. Bir terör örgütüyle eşit değerlendirilerek bu ikisi arasında bir mutabakat varmış, bir anlaşma varmış gibi, bu değerlendirilemez."

        "Eski Afganistan şeklindeki bir güvenlik krizini Akdeniz'in hemen yanına taşıyorlar. Biz orada Türkmenlerin, Arapların, Kürtlerin herkesin kazanımlarından yanayız ama şimdiki kaos ortamında fiili bir durum oluşturulmasın. Bugün yapılan iş, PYD'yi DAEŞ'e karşı kullanma mantığı şöyledir; Yarın bir gün DAEŞ'ten daha tehlikeli bir örgüt çıktığında, bazıları DAEŞ'i de kara gücü olarak kullanacaktır."

        RUSYA İLE İLİŞKİLER

        "Rusya'yla ilişkimizin çok özel bir formatı var. Bir sürü siyasi meselede kriz çıktı ama enerji meselesinde hiç aksama çıkmadı."

        "Jet krizi istenmeyen bir kazaydı. Karşılıklı aşıldı. Rusya ve Rusya'nın krizi aşması bütün dünya için iyidir."

        "Suriye eğer eski Afganistan'a dönerse, şimdiki Afganistan haline gelmesi, o hale gelmesi bile mümkün olmaz."

        "Muhataplarımızın pek çoğu, el sıkıştığımız insanlar. Bunların içerisinde halen arayıp geçmiş olsun demeyenler var. Bunu bekliyor muyuz? El sıkışmanın hatırı diye bir şey varsa beklerdik ama demek ki işimizi yapacağız ama onun bir dostluk olmadığını farkında olacağız."

        "Avrupa'da Türkiye'nin ciddi dostları da var. Beni en çok şaşırtan, Yüksek Temsilci Mogherini taraflara itidal tavsiye ediyoruz demesi. Burada da ilk defa söylüyorum. Bize namlu doğrultmuşlar, itidal tavsiye ediyorlar. Taraflara itidal tavsiye etmek ne demek? Sakin olun demek. Sakin olduğunuz anda, direnmezseniz hayatınızı kaybedeceksiniz.Olması gereken şuydu, bütün AB liderlerinin, demokrasi, insan hakları, hukuk devleti temelinde Türkiye'nin yanında olmaları gerekirdi.

        AB'nin sahip olması gereken vizyonu, biz Türkiye olarak üretmeye ve korumaya devam edeceğiz.Bizi ziyaret eden bir dostumuz şunu şöyledi: Bizim Türkiye'ye verecek bir dersimiz yok. Türkiye demokrasi tarihini yeniden yazdı. Millet olma bilincimiz açısından böyle bir dayanışma ortaya çıktı."

        DIŞİŞLERİ BAKANLARI ZİRVESİ

        "Cuma günü Slovakya'ya gidiyoruz. Cumartesi sabah tüm AB dışişleri bakanlarının katılımıyla Türkiye oturumu yapılacak. Ben onları bilgilendirip sorularını cevaplayacağım."

        "Kendimizi onların bize göstermeye çalıştığı gibi görmeyelim. Demokrasi konusunda ders alacak bir ülke gibi görmeyelim. Biz bir ortadoğu balkan asya akdeniz karadeniz ülkesi olmanın yanı sıra biz tarih boyunca bir Avrupa gücü olduk. AB'nin birlik değerleri konusunda bazı siyasetçilerinin vizyon eksikliğine teslim olmasına müsaade etmemeliyiz. Vizyonu biz üretmeliyiz. Bu vizyonu üretecek kapasiteyi gösterdik. Halkımız gösterdi ki birinci sınıf bir demokrasiye sahibiz. Türkiye çok partili hayat içerisinde bile defalarca darbe oldu, parlamenter sistem hep kesintiye uğradı. Bir tek AK Parti iyi işletti kapatma davası açtılar ardından darbe girişiminde bulundular. Tek partili hayattan çok partili hayata geçiş gibi birinci sınıf demokrasinin sağlamlığı test edildiği bir dönüm noktası oldu."

        "AB Türkiye'ye objektif yaklaştığı dönemlerde halkımız AB'ye desteğini artıyor. AB vizyonsuzluğa yuvarlandığı zaman halk desteğini çekiyor. Bu bizim için büyük bir güç. AB konusunda bir takım ön yargılar, ötekileştirme yaklaşımlarıyla değil, son derece bilinçli ve rasyonel tercihlerlekarar veren bir halkımız var. AB temel haklar, insan hakları, hukuk devletine dayalı ve objektif kriterlerle müzakere yürütecek bir ülke olacaksa, ben bu ülkenin milli çıkarlarını ve gelecek perspektifinin buraya tam üyelik olduğunun altını çizerim. Ama müzakereler sürse de biz kriterleri yerine getirsek de Türkiye AB üyesi olmayacak deniyorsa, ben dönerim ülkemin böyle bir birlikte olmasını arzu etmiyorum derim."

        "BAZILARI ERDOĞAN'SIZ BİR TÜRKİYE İSTİYOR"

        "Böylesine ağır bir darbe girişimi karşısında Türkiye'yle yeterince dayanışma içinde olmayanların bir kısmının kafasının arkasında şu var; Erdoğansız bir Türkiye istiyorlar. Erdoğan'ın olmayacağı bir Türkiye tablosu ortaya çıkabilecek olsaydı, pek hoş olmadı ama hadi yolumuza devam edelim diyeceklerdi."

        "Bu herhangi bir terör örgütü değil, El Kaide ve DAEŞ'ten daha tehlikeli bir terör örgütü. Bunlar 50 yıl rol yapıyor, bu şekilde yaşayabiliyor. Avrupa içerisinde kendielrini Avrupa'nın değerleriyle uyumlu gösterebilme, Hristiyan, Müslüman, Musevi derneklere kendilerini yakın gösterebilme kabiliyetleri yüksek. Ordu içerisinde böylesine silahlı katliama girişecek değerlendirmemiz yok diyorlardı buraya gelenler. Bu darbe girişiminin bu örgüt tarafından yapıldığı, delile bile ihtiyaç olmadan görülüyor."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ