Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Gül: Minareden korkulacak bir şey yok | Dış Haberler

        Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile İsviçre Cumhurbaşkanı Doris Leuthard ortak basın toplantısı düzenledi ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

        Cumhurbaşkanı Gül de İsviçreli bir gazetecinin, "Doğru okuduysam, siz bunu 'İsviçre adına bir utanç' olarak tarif etmiştiniz. Şimdi bununla ilgili ne söylemek istersiniz?" sorusunu yanıtlarken, İsviçre'nin özgürlüklerin doyasıya yaşandığı bir ülke olduğunu ifade etti.

        İsviçre'de farklı etnik yapılar, farklı kültürler ve farklı dillerin özgüven içinde yaşadığını anlatan Gül, İsviçre'nin dört resmi dili bulunmasının özgüveninin göstergesi olduğunu belirtti. "Bu açıdan ben bunun sarsılmaması, zedelenmemesi açısından o zaman ortaya çıkan konuyu bu şekilde değerlendirmiştim" diyen Gül, İsviçre'de bu alandaki zenginlik ve özgüvenin her ülkede olmadığına dikkati çekti.

        Leuthard'ın da ifade ettiği üzere din özgürlüğü açısından bir sorunun söz konusu olmadığını dile getiren Gül, "Herkes istediği şekilde ibadetini yapabiliyor. Böyleyken ibadethane hakkında da daha çok özgürlüğün olmasını görmek isterdim. Neticede referanduma gitmesi ve çıkan karar tartışılıyor. Yani, korkulacak bir şey yoktu aslında o konuda. Kilise de olabilir, cami de olabilir, sinagog da olabilir. Gerçekten o dinin mensupları varsa, tabii ki mimari tarzlar şehirle bütünleşecek şekilde oluşabilir. Minareden korkulacak bir şey yok" diye konuştu.

        MİNARE YASAĞI KİMSENİN CAMİYE GİTMESİNİ ENGELLEMİYOR

        İsviçre Konfederasyon Başkanı Leuthard, İsviçre'de yapılan halk oylamasıyla minare yapımına yasak getirildiği anımsatılarak, "Çok kültürlülük sizde ne derece başarılı oldu? Bunu ne kadar yürütebiliyorsunuz?" sorusu üzerine, çok kültürlülüğe açık bir ülke olduklarını ve vatandaşlarının yüzde 22'sinin yabancılardan oluştuğunu söyledi.

        İsviçre'nin açık bir ülke olduğunu dile getiren Leuthard, bunun İsviçre'nin sorun ve çatışmalardan arındığı anlamına gelmediğini belirtti. Çeşitli kültür ve dinlere mensup insanların bir arada olmasının, entegre olmaları çabasını gerektirdiğini ifade eden Leuthard, "Bu bizim karşı karşıya bulunduğumuz kesintisiz bir süreçtir. Gelecekte de açık bir ülke olmak istiyoruz ve bunun mümkün olduğuna inanıyoruz. Fakat herkesin uyması gereken kurallar var, bu kurallar üzerinde sürekli çalışmak gerekiyor" diye konuştu.

        Minare yasağına ilişkin görüşlerini de açıklayan Leuthard, "Minare yasağı sadece bir inşaat yasağıdır, kimsenin camiye gitmesini engellemiyor, dini inançlarını yerine getirmesini engellemiyor. Bu bir halk oylamasıdır ve saygı duyulması gerekir. Bu, asla bizim temel çok kültürlülüğe karşı açıklığımızda bir şey değiştirmemiştir" diye konuştu.

        SARKİSYAN CESARETİNİ SÜRDÜRSÜN

        Gül, ziyareti kapsamında İsviçre Parlamentosu'na hitap etti.

        Burada yaptığı konuşmada Türk dış politikasına değinen Gül, Türkiye-Ermenistan ilişkilerine dair değerlendirmelerde bulundu. Türkiye ile Ermenistan arasında diplomatik ilişki kurulması ve ikili ilişkilerin geliştirilmesine ilişkin protokollerin İsviçre'nin kolaylaştırıcı çabaları neticesinde geçen yıl Zürih'te imzalandığını anımsatan Gül, şunları söyledi:

        "Bu tür meselelerin kolaylıkla halledilmediği bir vakıadır, ancak Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesini hedefleyen protokollerin hayata geçirilmesine yönelik güçlü irademizi kararlılıkla muhafaza ediyoruz ve Kafkaslar'da kalıcı ve kapsamlı bir barışın hakim olması için samimiyetle çabalarımızı sürdürüyoruz.

        Bu aşamaya gelinmesinde önemli rol oynayan Cumhurbaşkanı Sayın (Serj) Sarkisyan'ın da bugüne kadar sergilediği liderlik ve devlet adamlığını sürecin başarıyla tamamlanması için aynı cesaretle sürdürmesini bekliyoruz."

        KÜLTÜRLERİ BİRLEŞTİREN ÜLKELERİZ

        Türkiye ve İsviçre'nin, kültürleri birleştiren iki ülke olduğunu ifade eden Leuthard da şunları söyledi:

        "Bu da bizim, diğerlerinin meselelerine duyarlı olmamızı sağlıyor. İsviçre dört lisanı, dört kültürü ve 26 kantonuyla yüzyıllar içerisinde azınlıkları başarılı bir şekilde tek devlet altında birleştirmeyi öğrendi ve demokrasisini de buna uygun geliştirdi. Biz farkına vardık ki, nihayetinde hemen hemen herkes bir kararın arkasında durabiliyorsa bir ülke olarak ilerleyebilirsiniz. Bunun için belki karar aşamasında çok zaman gerekiyor, ancak buna karşın siyasi istikrar sağlıyorsunuz. Biz ülkemizde aktif entegrasyon uygulamaktayız ve özellikle İsviçre'deki Türk toplumunda büyük bir entegrasyon iradesi görüyoruz. Türkiye'yi de meşgul eden pek çok soruya sorumlu siyasetçiler olarak bizler cevap bulmalıyız ki, çoğulcu toplumun gereklerini yerine getirebilelim."

        Türkiye-Ermenistan ilişkilerine de değinen Leuthard, "İsviçre, Türkiye ve Ermenistan arasında yürütülen yakınlaşma sürecinde bölgede barış ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunabilmiş olmaktan mutludur" dedi. Olumlu ilişki ve diyaloğun sürmesi dileğinde bulunan Leuthard, "İsviçre, Türkiye ile Ermenistan'ın son yıllarda büyük bir cesaretle yürüdükleri diyalog ve işbirliği yolunda hiçbir gayret ve çabadan geri durmamak gerektiğine inanmaktadır. İki ülke arasındaki normalleşme sürecinin sürdürülmesini temenni ederiz" diye konuştu.

        Hızla gelişen dünyada ekonomik ilişkilerin de büyük önem taşıdığını vurgulayan Leuthard, İsviçre'nin bugün Türkiye'de ağırlık taşıyan bir ekonomik aktör olduğunu söyledi.

        Ekonomik ilişkileri yürütmenin yanında geliştirmenin de önem taşıdığını belirten Leuthard, önemli sanayi ülkeleri ve G-20 etrafında toplanan kurulun iklim, enerji, yoksulluk, güvenlik gibi sorunların çözümünde çaba göstermesini de memnuniyetle karşıladıklarını bildirdi.

        KAFKASLAR"DAKİ GELİŞMELER

        Açıklamalarının ardından soruları da yanıtlayan Gül, Kafkasya"da Azerbaycan ile Ermenistan ve Türkiye ile Ermenistan arasında sorunların bulunduğunu, Gürcistan"ın iç meseleleri olduğunu anlatarak, şunları söyledi:

        "Bunların hepsinin çözümü, tek tek çözümleri de kolaylaştıracaktır. Bunları birbiriyle bağlantılı hale getirmek istemiyorum ama büyük resmi görmek gerekir. Tabii ki şu gerçeği kimse görmemezlikten gelemez; Azerbaycan"ın topraklarından bir kısmı işgal altında. Karabağ belki tartışmalı bir alan ama bunun dışında da Azerbaycan topraklarının bir kısmı işgal altında ve oradan göçler söz konusu. Dolayısıyla bu mesele böyle olursa, bir bakarsınız yarın ummadığınız başka tehlikeli durumlarla karşılaşabilirsiniz. Dolayısıyla bunlara fırsat vermemek için çözüm için uğraşmak gerekmektedir."

        Türkiye"nin Ermenistan ile ilişkilerinin normalleşmesine büyük önem verdiğini vurgulayan Gül, Türkiye"nin Ermenistan da dahil olmak üzere Sovyetler Birliği"nden bağımsızlığını kazanan ülkeleri ilk tanıyan ülkelerden biri olduğunu söyledi. "Biz bütün çevremizde bulunan ülkelerle iyi komşuluk ilişkilerine çok önem veriyoruz"" diyen Gül, sorunların konuşularak çözülmesine önem verdiklerini ve buna katkı sağlayanları takdir ettiklerini belirtti.

        Gül, gelecek dönemde Kafkaslar"ın karşı karşıya olduğu sorunların çözümüne yardımcı olan bir süreç yaşanmasını ümit ettiğini dile getirerek, bu konuda kararlı olduklarını söyledi.

        Kafkaslar"da şu anki fiili durumun kimsenin yararına olmadığının altını çizen Gül, "Avrasya"nın da Avrupa"nın da Asya"nın da yararına değil. Çünkü, Kafkaslar"da problemler devam ettiği sürece Kafkaslar, Avrupa ile Asya arasında bir duvar gibi olacaktır. Bu problemler çözüldüğünde Avrupa ile Asya arasındaki bu duvarlar kalkacak ve enerji konusunda olsun, başka konularda olsun çok daha fazla işbirliği doğacaktır. Onun için Türkiye Kafkaslar"da Güvenlik ve İstikrar Platformu diye bir konu ortaya attı ve bu konuda çok çalışmalar yapıyoruz. Zor konular bir anda çözülemiyor tabii. Yine ısrarlı olmak gerekir. Biz kararlı ve ısrarlı bir şekilde bu konuların çözümü için çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

        TÜRKİYE KRİZE İSVİÇRE'DEN DAHA AZ MARUZ KALDI

        İsviçre ile Türkiye arasında 50 yılı aşan zamandan bu yana diplomatik ilişkilerin mevcut olduğunu ifade eden Leuthard de bu ilişkilerin daha da yaygınlaştırılması isteğinde olduklarını söyledi.

        Dünyanın ekonomik krizi yaşadığını ve pek çok ülke ekonomisinin bundan etkilendiğini belirten Leuthard, İsviçre ve Türkiye ekonomilerinin krizden başarılı şekilde çıktıklarını belirtti. Leuthard, "Türkiye, ekonomik krize İsviçre'den daha az maruz kalmış bulunuyor. Onları kutluyoruz" diye konuştu.

        HAYRÜNNİSA GÜL BERN MÜZESİNİ ZİYARET ETTİ

        Alınan bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Gül'ün İsviçre'ye gerçekleştirdiği ziyaret nedeniyle Bern'de bulunan Hayrünnisa Gül, Cumhurbaşkanı Gül'ün İsviçre Parlamentosuna hitabının ardından düzenlenen şehir turuna katıldı. İsviçre Cumhurbaşkanı Doris Leuthard'ın eşi Roland Hausin'in eşlik ettiği heyette, Cumhurbaşkanı Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın eşi Yıldız Atalay ve yetkililer yer aldı.

        Şehir turunun ardından Bern Saat Kulesini ziyaret eden heyet, daha sonra Albert Einstein'ın yaşadığı evi ve Ulusal Tarih Müzesini gezdi. Hayrünnisa Gül ve beraberindekiler, ayrıca müzede bir bölümde yer alan Osmanlı, Türk, İran ve Suriye eserlerini de inceledi.

        GÜL ERIKA FORSTER-VANNINI İLE BİR ARAYA GELDİ

        Cumhurbaşkanı Gül, İsviçre Parlamentosunda Kantonlar Meclisi Başkanı Erika Forster-Vannini ile bir araya geldi.

        Gül, daha sonra eşi Hayrünnisa Gül ve heyet üyeleriyle birlikte Bern'de devlet konuklarının ağırlandığı Bernerhof'ta onuruna verilen akşam yemeğine katıldı.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ