Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Para Maserati broker Mervyn Lewis Güney Avustralya Üniversitesi Bankacılık ve Finans Profesörü İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği - Para Haberleri

        Güney Avustralya Üniversitesi Bankacılık ve Finans Profesörü Mervyn Lewis, 2008'deki küresel mali krizin, Wal Street'teki bankacıların, kredi derecelendirme kuruluşlarının ve brokerların açgözlülüğünden kaynaklandığını savunarak, ''Maserati ve diğer lüks arabalara binen brokerlar, insanlara ödeyemeyecekleri mortgage kredileri sattı'' dedi.

        Durham Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Merkezi Direktörü Mehmet Asutay da, yeni bir dünya düzeninin artık kaçınılmaz hale geldiğini belirterek, ''Politik olarak yeni dünya düzeninden bahsedenler ne yazık ki yeni ekonomik dünya düzenini tartışmıyorlar'' dedi.

        İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneğince (İGİAD) ile Durham Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Merkezi, ''İş Ahlakı ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk'' konulu sempozyum düzenledi.

        İstanbul Üniversitesinde gerçekleştirilen sempozyumda konuşan AK Parti İstanbul Milletvekili Nurettin Nebati, sanayileşme döneminde ahlakın ve moral değerlerin gözardı edildiğini kaydederek, ''İnsanların otokontrolünü yitirdiği bir dünyada barışın, özgürlüğün ve refahın sürekli olarak gerçekleştirilmesi mümkün değil'' dedi.

        Mehmet Asutay ise, özellikle gelişmiş ekonomilerde yaşanan finansal krizde, kapitalizmin moral ve ahlaki değer eksikliğinin önemli bir rol oynadığını söyledi.

        Asutay, ''Borç, materyalistik davranış ve egoist yaşam, üretim ve tüketim anlayışı, Batı dünyasını ve diğer gelişen ekonomileri her geçen gün daha fazla etki altına almaktadır. Piyasa sisteminin devamı ve gelişmesi, ancak reform ve değişim ile mümkün olabilecektir'' diye konuştu.

        Batılı ekonomilerin ve diğer gelişmiş ülkelerin, finansal krizin ilk günlerinde ciddi alternatif arayışı içine girdiklerini anlatan Asutay, krizin etkisinin azalmasıyla alternatif sistem arayışları ve sistemin ahlakileşmesi konusundaki çare arayışlarının da azaldığını söyledi.

        Hükümetler, uluslararası kuruluşlar ve düzenleyici kurumlarla iş dünyasına, ekonomik sistemin ahlakileştirilmesi konusunda önemli görevler düştüğünü vurgulayan Asutay, ''Yeni bir dünya düzeni artık kaçınılmaz hale geldi. Politik olarak yeni dünya düzeninden bahsedenler ne yazık ki yeni ekonomik dünya düzenini tartışmıyorlar. Geçici tedbirlerle günü kurtarma çabaları bütün dünyaya hakim durumda'' değerlendirmesinde bulundu.

        "DÜNYA EN BUHRANLI DÖNEMLERİNİ SANAYİ TOPLUMUNDA YAŞADI"

        İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Murat da, dünya tarihinin en büyük üretim mekanizmalarının kurulduğu sanayi toplumunda kapitalist sistemin ahlak ve din dışı bir temel üzerine oturtulmaya çalışıldığını savundu.

        Prof. Dr. Murat, ''Serbest piyasa ekonomisi tüketimi hedefleyen, rekabetin önünü tamamen açan bir yapıya oturtuldu. Bugün dünya, hiçbir dönemde olmadığı kadar çok üretim yapıyor. Ama dünya en buhranlı dönemlerini sanayi toplumunda yaşadı. Dünya bugün hiçbir dönemde olmadığı kadar ahlaki problemle karşı karşıya'' dedi.

        "İNSANLAR CİDDİ BİÇİMDE YANLIŞ YÖNLENDİRİLDİ"

        Sempozyumun, ''Küresel Krize Ahlaki Yaklaşımlar'' oturumunda konuşan Güney Avustralya Üniversitesi Bankacılık ve Finans Profesörü Mrvyn Lewis de, küresel mali krizin ahlaki çöküntü ve aç gözlülükten kaynaklandığını ifade etti.

        2008'deki finansal krizin nedenini aç gözlülüğe bağlayan Lewis, şöyle konuştu:

        ''Aç gözlülük, Wal Street'teki bankacıları agresif bir şekilde mortgage'a dayalı krediler almaya yöneltti ve bunları teminatlaştırılmış borç yükümlülüklerine dönüştürdüler. Aç gözlülük, kredi derecelendirme kuruluşlarına da bazı yönlendirmeler yaptırdı. Maserati ve diğer lüks arabalara binen brokerlar da, insanlara ödeyemeyecekleri mortgage kredileri sattı. İnsanlar ciddi biçimde yanlış yönlendirildi.

        ABD'deki en büyük 5 yatırım bankasının, gayrimenkullerin alım satımından elde ettiği karı, 2000-2006 arasında yüzde 41'den yüzde 54'e çıktı. Bu 5 büyük bankanın çalışanları, 2007'de, firma gelirinin yüzde 60'ını eve götürüyorlardı. Aynı yıl, zararlar elde edilen karları geçti. Yöneticiler ve alım satıcılar, piyasanın iyi olduğu dönemde karları topladılar ve çöküş sırasında da işin yükünü hissedarlar çekti.''

        Bugün 3 oturumun yapılacağı sempozyum, yarınki oturumların ardından sona erecek.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ