Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema En iyisinden en kötüsüne Çağan Irmak filmleri
        1

        Çağan Irmak'ın 14. sinema filmi “Bizi Hatırla” önümüzdeki cuma gösterime giriyor. Irmak, Türk sinemasının en verimli yönetmenlerinden biri... Adı daha çok melodramlarla anılsa da komedi, fantazi, gerilim gibi türlerde filmler çektiği ve farklı türleri birleştirdiği söylenebilir. Filmlerinin hem seyirciler hem de eleştirmenlerle “inişli çıkışlı” bir ilişkisi var.

        2

        Öte yandan, eleştirmenlerle seyircileri uzlaştıran nadir Türk yönetmenlerden biri. Diğer bir deyişle, eleştirmenlerin sevdiği Çağan Irmak filmleri genellikle gişede büyük başarılar kazanıyor. Bunun tek istisnası “Mustafa Hakkında Herşey”... Ama onun da Irmak'ın gösterime giren ilk filmi olduğunu unutmamak gerek. İşte bize göre en iyisinden en kötüsüne Çağan Irmak filmleri...

        3

        1. Babam ve Oğlum - 2005

        12 Eylül 1980 sabahı doğan bir çocuğun hikâyesi... 12 Eylül ondan annesini almış. Babasını da almak üzere... Ama uzaklarda onu bekleyen sıcak bir yuva var. Orada onu dedesi, babaannesi, amcası ve büyük bir aile bekliyor. Orası Ege. Orası Anadolu... Bir anlamda, bütün Türkiye'nin evi. Taşranın sakinliği, uzanıp giden yeşilliği hepimiz için bir sığınak değil mi? Ve sonunda, çoğumuz fırtınaları atlatıp hep ailemize dönmez miyiz?

        4

        Sistem, kendisine karşı çıkanlara karşı acımasız olabilir ama aile, her zaman orada sabırla bekler. “Babam ve Oğlum”da sadece 12 Eylül'de kaybettiklerimize değil, 1960'lı yıllardan bu yana aramızdan ayrılan bütün gençlere ağladık. Memleketi kurtarmak isterken hayatını yitiren herkese... “Babam ve Oğlum”, Çağan Irmak'ın başyapıtı...

        5

        2. Issız Adam - 2008

        Yitik bir aşka ağıt... Taşradaki köklerinden rahatsız olan; evlenmekten, çoluk çocuğa karışmaktan korkan hali vakti yerinde şehirli bir adam (Cemal Hünal)... Hayatında her şey yolunda ama komplekslerinin, özgüvensizliklerinin farkında değil. Tutsağı olduğu kibri ve kendini beğenmişliği nedeniyle gerçeklere karşı kör birisi.

        6

        İşte bu yüzden hayatının en büyük aşkı Ada'yı (Melis Birkan) göz göre göre ellerinden kaçırıyor. İkibinli yıllar Türk sinemasının, toplumda açık bir karşılığı olan en gerçekçi melodramlarından biri. Çağan Irmak büyük şehir hayatının avantajlarından daha fazla yararlanmak isterken daha da yalnızlaşan hedonist erkeğe karşı kadını çok daha sağduyulu ve duyarlı bir şekilde çiziyor. Film önce aşkın güzelliğini, sonra ayrılığın hüznünü, en sonunda ise aşk acısını anlatıyor. Finalde ayrılıp sonra sarıldıkları sahneyi unutmak mümkün değil.

        7

        3. Dedemin İnsanları - 2011

        Ozan, Ege'de bir kasabada yaşayan Girit göçmeni bir ailenin çocuğu. Ailesi değil ama toplum, ayrımcılık zehrini mahalle baskısıyla ona da zerk etmiş. "Dedemin İnsanları", Ozan'ın içindeki ayrımcı mikroplardan arınarak temizlenmesi üzerine bir film... İyileşme sürecinde, dedenin (Çetin Tekindor) mübadele döneminde, babanın (Yiğit Özşener) 12 Eylül'de yaşadıklarına tanık oluyor, sıcak bir Ege filmi seyrediyoruz.

        8

        Masumiyetin simgesi beyaz Anadol, dar sokaklar, cumbalı evler, bağlar bahçeler, sakin mavi koylar, zeytin ağaçları, külüstür minibüsler, zeytin ağaçları ve Crystal Gayle dinlenerek dans edilen yaz akşamları... Filmde gözümüzü yaşartan, sadece mübadele ve darbe acıları değil. Saflığın ve iyiliğin güçsüzlüğüne, kırılganlığına da ağlıyoruz.

        9

        4. Mustafa Hakkında Herşey - 2004

        Çağan Irmak'ın gösterime giren ilk filmi... Fikret Kuşkan'ın oynadığı Mustafa, Irmak'ın daha sonraki filmlerinde de karşımıza çıkacak orta sınıf kökenli karakterlerden biri... İstanbul'da iş hayatında ulaştığı başarı, onu kibirli, benmerkezci ve acımasız bir insan haline getirmiş... Eşinin geçirdiği kaza sonrasında kabullenmek istemediği bir durum çıkıyor karşısına. Bastıramadığı öfkesini zorbalıkla, şiddetle bastırmak istiyor. Taksi şoförü Fikret'i (Nejat İşler) yüzleşmek için kaçırıyor ama bir süre sonra kendi ikiyüzlülüğüyle yüzleşmek zorunda kalıyor.

        10

        Unutmak istediği geçmişi bir kez daha karşısına çıkıyor. Irmak'ın daha sonra hiçbir filminde göremeyeceğimiz kadar gerçekçi ve karanlık bir hikâye... Anti kahraman olan ana karakteri ve gerilimle dram arasında gidip gelen yapısıyla sinemamızda nadir rastladığımız filmlerden.

        11

        5. Prensesin Uykusu - 2010

        Kütüphane memuru Aziz'in (Çağlar Çorumlu) kuaför Seçil (Sevinç Erbulak) ve onun küçük kızı Gizem'e gösterdiği özveri dolu sevgi ve yakınlık, filmin ana öyküsü... Aziz, komaya giren Gizem'in üç dileğini yerine getirmek için çaba gösterirken, Seçil'in kalbini de kazanmaya çabalıyor.

        12

        Filmin temel duygusu Aziz'in hayatın gerçekliğini kendi hayal dünyasında yeniden kurması, fantastik âlemler yaratması... Ama Çağan Irmak sadece Aziz'in öyküsüyle yetinmiyor. Eski avantür filmlerin yönetmeni Kahraman Bey (Genco Erkal) ve başka karakterlerin dahil olduğu komedi ağırlıklı yan öykülere sapıyor, filmin dokusunu sürekli değiştiriyor. Çağan Irmak, bilinçli olarak serbestçe akan, oradan oraya atlayan kendine özgü bir anlatı oluşturuyor ve neden masallara ihtiyacımız olduğunu anlatıyor.

        13

        6. Unutursam Fısılda - 2014

        1970'li yıllarla günümüz, bir Ege kasabasıyla İstanbul arasında gidip gelen neşeli ve hüzünlü bir melodram... Tam bir Çağan Irmak kokteyli. İki kız kardeş arasında kökü geçmişe giden psikolojik çatışmalar, filmin en sağlam yanı. Birisinin mutluluğu, diğerinin mutsuzluğunu hazırlıyor.

        14

        Birisi özgürlüğü tadarken, diğeri üstüne kalan sorumluluklar nedeniyle hayatını yaşayamıyor... Türkçe pop müziğinin öncü gençlerinin hikâyesi ise eski Yeşilçam filmlerinin klişeleriyle ilerliyor. Öyküden öyküye, üsluptan üsluba koşturan “Unutursam Fısılda”, kısaltılarak çekilmiş bir televizyon dizisini andırıyor. Kenan Doğulu’nun bizi 40 yıl öncesine götüren “retro” şarkılarını da unutmayalım. Öyküsünden ziyade daha çok yarattığı görsel enerjiyle akılda kalan Çağan Irmak filmlerinden...

        15

        7. Ulak - 2008

        Zaman ve mekânın belirsiz olduğu bir köy... Masalcı bir gezginin çocuklara anlattığı masallar ve o masalların köydeki kurulu düzeni sarsması... “Ulak”, bir yanıyla fantastik macera, bir yanıyla masal... Çağan Irmak, köyü toplumun en küçük birimi olarak ele alıyor ve köy üzerinden çeşitli sosyal kurumlar ve iktidar kavramı üzerine düşündürüyor bizi.

        16

        Açıkçası, fantastik bir film olarak doyurucu olamıyor. Derin düşüncelerle dolu bir dram olarak da pek etkileyici değil ama yine de içi boş bir film olmadığı kesin. Yıllar sonra akılda en çok kalan yanıysa fantastik masal sahneleri... “Babam ve Oğlum”un kazandığı büyük başarı olmasa belki hiçbir zaman hayata geçirilemeyecek bir projeydi. İkibinli yıllar Türk sinemasının en tuhaf ve benzersiz filmlerinden biri...

        17

        8. Nadide Hayat - 2015

        Nadide, 30 yıl evli kaldığı eşini kaybeden ve yeni bir hayata başlamak isteyen bir ev kadını... 50’li yaşlarında dul bir kadınla ilgili toplumsal önyargıları hicveden ilk bölüm, özellikle ilgiye değer. Üniversite bölümü ve peşinden gelen deniz macerası sırasında da film sosyal önyargılarımızı deşifre etmeyi sürdürüyor. Ama gerçekçilik, inandırıcılık bir süre sonra menzilden çıkıyor.

        18

        İlk bölümdeki feminist havanın finalde yere çakıldığı da söylenebilir. Filmin en hoş yanlarından biri, Nadide’nin cep telefonu, internet ve sosyal medyayla olan imtihanı... Demet Akbağ komedi konusundaki başarısını bir kez daha sergiliyor ve seyirciyi alıp götürmesini biliyor. Eski usul Yeşilçam öykülerini andıran “Nadide Hayat”, seyirciyle sıcak temas kuran, hafif ama eğlenceli bir film.

        19

        9. Karanlıktakiler - 2009

        Kara komediden trajediye doğru yol alan bir film... Evde ve işte iki güçlü kadının otoritesi arasında sıkışıp kalmış “office boy” Egemen'in hikâyesi... Hayatında hiçbir şeye “egemen” olamayan Egemen, annesinin hastalıklı iktidarından sıkılmış durumdadır ama patronu Umay'a duyduğu ilginin temelinde de yeni bir anne ve otorite arayışı yatar. Ama film, Egemen'in psikolojik çıkmazlarında derinleşmiyor.

        20

        Çağan Irmak, sürpriz olarak sona sakladığı bir travmanın çevresinde kuruyor filmi ve her şeyi ağır bir trajediye bağlıyor. “Karanlıktakiler”den geriye tüm Çağan Irmak filmlerinde olduğu gibi aralara yerleştirilmiş sosyolojik gözlemler kalıyor. Havalı ama mutsuz reklamcılar, acımasız mahalle çocukları ve yakın akrabalara dahi kapanmış çağdaş orta sınıf Türk evleri...

        21

        10. Çocuklar Sana Emanet - 2018

        İç mimar Kerem’le (Engin Akyürek) eşinin, çocuk sahibi olma istekleriyle başlayan film, travmatik bir kazayla devam eder. Kerem kaza sonrası “öte dünya”dan gelen varlıklarla karşılaşır ve onlardan kurtulmak için olay yerine döner... Öyküyü, sınıf atlayarak köklerinden kopmuş, özgüveni yüksek bir “beyaz yakalı”nın ruhsal yolculuğu olarak düşünebiliriz.

        22

        Kaza ve sonrasında olanlar, Kerem’in özgüvenini sarsıyor, zayıflıklarını açığa çıkarıyor. Güçlü, varlıklı bir adam olarak geldiği kırsal bölgede, ruhsal kurtuluşa “çocuk gibi ağlayarak”, “zincirlenerek”, “hor görülerek” ve nihayetinde savaşarak ulaşması, atlanmaması gereken psikolojik bir süreç... Kerem eski benliğini, kibrini yıkarak buluyor kendini.. Taşra hastanesinde geçen sahne dışında bir korku-gerilim olarak tatmin edici olmaktan uzak ama kendi çerçevesini doğru çizmiş bir dram filmi olduğu söylenebilir.

        23

        11. Tamam mıyız? - 2013

        Zengin eşcinsel sanatçı Temmuz'la (Deniz Celiloğlu) engelli ve yoksul İhsan'ın (Aras Bulut İynemli) dostluk öyküsü... Çağan Irmak, "arkadaşlar birbirlerini tamamlar ve acılar paylaştıkça yok olur" mesajını veriyor; "özveri herkese iyi gelir" diyor. Ama sevgilisinin benmerkezciliği nedeniyle terk ettiği Temmuz'un İhsan'a gösterdiği yardımseverlik, kendini mutlu etmeye yarayan bir çeşit benmerkezcilik örneği değil mi? İhsan, sadece bir yardımseverlik arayışının objesi değilse, Temmuz'da neyi, nasıl değiştiriyor belli değil.

        24

        Oğulların para düşkünü, sert babalardan uzaklaşıp annelere bağımlı olması filmin en sağlam damarı. Oğulların olgunlaşamamasında kuşkusuz bu bağımlılıktan da izler var ama film oradan ilerlemiyor. Irmak'ın derdi finaldeki duygusal ana giden sinemasal yolları inşa etmek. Babalarına isyan eden erkek çocuklarının özgürlük anını resmetmek... Ama sonuçta abartılı ve aşırı duygusal bir dram olmanın ötesine geçemiyor.

        25

        12. Benim Adım Feridun - 2016

        Sevgilisi tarafından terk edilen Ersan (Halil Sezai), hayata tutunamayan, gelecekte kendine nasıl bir yön çizeceğini bilemeyen biridir... Erdek'te deniz kenarında başıboş dolaştığı bir akşam beleş içki içmek için kalabalık bir düğüne sızar... Damadın babası, onu yıllar önce küsüp Almanya'ya yerleşen kardeşinin oğlu Feridun sanar.

        26

        Öyle duygusal bir tezahürat yapar ki Ersan, gece boyunca Feridun olmaya karar verir... Kendisinden kaçmak isterken bir yanlışlıklar komedyasının içine düşmüştür. Yer yer hayli komik olabilen eğlenceli, akıcı bir film. Ancak anlamlı bir yere vardığını, ilk bölümüyle final arasında güçlü bağlar kurduğunu söylemek zor. Hatta Ersan'ın bir dram filminin setinden çıkıp bir komedi filmine dahil olduğu dahi söylenebilir.

        27

        13. Bana Şans Dile - 2001

        Lise öğrencisi Bahadır (Rıza Kocaoğlu) bir gün okula silah getirir ve sınıf arkadaşlarını rehin alır. Medyayı ve polisi çağırdıktan sonra arkadaşlarından en kötü anılarını anlatmalarını ister... Çağan Irmak'ın diğer filmleriyle arada büyük bir kalite olduğu kesin. Hem de her anlamda... Libidosu yüksek sorumsuz anneler, disiplin manyağı babalar, kötü kalpli TV muhabirleri, satanist ayinler ve 1990'lar popüler kültürünün çeşitli klişelerini bir araya getiren senaryo, her konuda aile ve öğretmenleri suçlayan bir ergenlik çağı isyanı üzerine kurulu.

        28

        Çağan Irmak'ın diğer hiçbir filminde görmediğimiz anlatım tarzı, özellikle dublajı ve ses bandıyla 1980'lerin Yeşilçam filmlerini hatırlatıyor. 2001'de çekilen ve festival gösteriminin ardından rafa kaldırılan film, Irmak'ın ünlü bir yönetmen olmasının ardından 2007'de gösterime girmişti.

        29

        ÇAĞAN IRMAK FİLMLERİNİN SEYİRCİ SAYILARI

        1. Babam ve Oğlum 3.839.883
        2. Issız Adam 2.788.550
        3. Unutursam Fısılda 1.720.895
        4. Dedemin İnsanları 1.204.183
        5. Nadide Hayat 784.305
        6. Ulak 523.745
        7. Tamam mıyız? 500.835
        8. Benim Adım Feridun 197.217
        9. Prensesin Uykusu 165.732
        10. Karanlıktakiler 123.709
        11. Mustafa Hakkında Her Şey 80.122
        12. Çocuklar Sana Emanet 67.197
        13. Bana Şans Dile 52.821

        Haberi Hazırlayan: Bilge Tunçer

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ