Fatih Altaylı: Real Madrid'in İstanbul anıları pek iyi değil

Fatih Altaylı, Habertürk TV'de Hande Sarıoğlu'nun moderatörlüğünde Serkan Reçber ve Emin Çağlar'ın da yorumlarıyla katıldığı Spor Saati adlı programda açıklamalar yaptı. Fatih Altaylı ve Serkan Reçber'in yorumları şöyle:

TRABZONSPOR DOLUDİZGİN GİDİYOR!

Serkan Reçber: Sevgi ortamının, birlikte hareket eden takım tanımının ne olduğunun, aidiyet duygusunun sahada vücut bulmuş halinin Trabzonspor olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Birçok talihsizlik yaşanmasına rağmen bu sezon en keyif veren takım Trabzonspor diyorsak yönetiminden teknik heyetine futbolcusundan masörüne kadar takım olgusunun yansıması olarak görüyorum. Sturridge'in performansını çok beğendim. Sturridge'in form tutması halinde fevkaladebir Trabzonspor izleyeceğiz gibi duruyor. Sahada aynı dili konuşuyor, aynı duyguyu paylaşıyorlar. Duygudaş bir takım oluşturmak, başarının anahtarıdır.

Fatih Altaylı:Yeni statla birlikte değişen çok şey değişti. Taraftar değişti en başta, daha pozitif bir hava yaratan bir taraftar oldu. Trabzonspor için tek sıkıntı şu olabilir: Ligin gidişatına bakılırsa Fenerbahçe sürekli potada olacak gibi duruyor. Şampiyonluk adayı olarak gitmesi isteniyor Fenerbahçe'nin. Trabzonspor da böyle devam ederseşampiyonluk yarışında sonuna doğru Fenerbahçe'yle yarış görebiliriz. Ve Trabzonspor Fenerbahçe'yle yarıştığı son 35-40 yıldır hiçbir yarışı kazanamıyor. Fenerbahçe'yle oynadığı final niteliğindeki maçlarda hep zorlandı. Bu sene muhtemelen Trabzonspor'un rakibi kendisi olacaktır. İyi gidiyorlar, iyi uyum sağlamış gibi görünüyorlar. Bu sene Trabzonspor taraftarı olduğunu sezon başında da söylemiştim. O yüzden de bu havasını sürdürmesi için Ünal Karaman'a çok iş düşüyor. Allah'tan başlarında sportmen bir başkan var.

Serkan Reçber:Türk oyuncu sayısının fazla olması, duygunun artmasına, duygunun artmasıyla da taraftarla birlikte organik bağın kuvvetlenmesine neden oluyor. Yabancı kuralı tümden karşı olmadığım bir durum olmasına rağmen içerdeki Türk oyuncu sayısını artırıp, Türk oyunculara sorumluluk verip onların inisiyatif almasını sağlamalıyız. Mutlaka yarın öbür gün işler iyi gitmediğinde dönüp yardım isteyeceğiniz yine bizim Türk oyuncularımız olacak. Yabancı oyuncuların kalitelerine, kariyerlerine, ülkemize saygı duyuyorum ancak Türk oyuncuları desteklemek gerektiğini düşünüyorum.

GALATASARAY, SİVASSPOR GALİBİYETİYLE NEFES ALDI

Fatih Altaylı: Galatasaray'ın sezon başından bu yana oynadığı en iyi futboldu. Fatih hocanın takımdaki birkaç oyuncuyu kesmesi, sahaya olumlu yansımış gibiydi. Rakip de top oynamaya çalıştı ama gücü yetmedi. Özellikle ilk yarıda hemen hemen hiç yetmedi gücü, buna rağmen pozisyona girmeyi başardılar. Bu sezon ilk kez Galatasaray'ı izlerken canım sıkılmadı. Geçen haftalarda dertlene dertlene seyreder ve ağzımdan çok defa nahoş kelimeler çıkardı. PSG maçı palavra bir maçtı. PSG maçındaGalatasaray'ın oyununda abartılacak ne vardı bilmiyorum. Ezilmeden yenildik deniyorsa 1970'lere dönüştür. PSG'nin en etkili 3 oyuncusu sahada değil, 2 tane pozisyona girdin diye seviniyorsan bu Galatasaray değil. Burada Real Madrid'i Juventus'a ona buna sahayı dar etmiş bir takımın, lejyonerlerden kurulu hiçbir ruhu olmayan ve Mbappe'siz, Cavani'siz, Neymar'sız bir takıma 1-0 yenilmesi sonrasında "Oley iyi oynadık" denilmesi dünyadaki en salakça şeydir. Bunu söyleyen medya mensuplarının kıçına tekme atardım. Bu şeye benziyor, ordunuz gidiyor yeniliyor, dönüyor, 'Çok kahramanca savaşabilirdiniz ama savaşamadınız, canınız sağ olsun' demek gibi bir şey.

"GALATASARAY'DAKİ OYUNCULAR, 3-1'DEN SONRA REAL MADRID MAÇINI DÜŞÜNMEYE BAŞLADI"

Teknik direktör başka problemleri düşünerek böyle bir açıklama yapabilir. Teknik direktör takımını koruyabilir, başka bir şeyi planlayabilir. Teknik direktörün işi takımını eleştirmek değildir ama medyanın görevi olumlu/olumsuz eleştirmektir. Sivasspor maçında ise bir uyum vardı. Nzonzi çok iyi oynuyor, gidecek diye ödüm patlıyor. Muslera iyi oynadı, Emre Mor iyi oynadı. Andone'nin iki golü de çok iyiydi, ikincisi özellikle şahane bir goldü. Bu iyi bir oyuncu diyorsun, ampul gibi astı. Son dakikalarda zorlandı Galatasaray ama oradan sonra 3-1'den sonra futbolcular şeyi düşünüyor: İki gün sonra Şampiyonlar Ligi'nde Real Madrid maçı var. Aman sakatlanmayayım, nefessiz kalmayayım... Ki karşısında da iyi bir takım vardı, futbol bu. İyi futbol bu, iki tarafın da birbirini zorladığı, pozisyona girdiği...

"GALATASARAY'IN OYUNU GEÇEN HAFTALARA GÖRE TATMİNKARDI"

Serkan Reçber: Diğer haftalara nazaran oyun biraz tatminkardı, istenilen tempoyu biraz gördük ancak bazı alışkanlıkları yine gördük. 3-1'i yakaladıktan sonra içgüdüsel bir şekilde üç gün sonra Real Madrid maçı düşünülerek rakibin de 10 kişi kalmasıyla bir rahatlama olmuş olabilir. Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor öne geçtiği anlarda oyunu koruması gerektiği dönemlerde bu oyunu bilmeyen oyunculardan kurulu. Bu oyunu bilmiyorsun, bu oyunu oynama. Sen yine kendi bildiğin oyunu oyuncuları değiştirerek devam ettir. Ne zaman topun arkasına geçip, oyunu korumaya niyetlendiğin anlarda zafiyetolarak döndü. Ve bunun örnekleri ortada. Avrupalı genel oyun planından vazgeçmeden, oyuncu profillerini değiştirerek aynı oyunu oynamaya çalışıyor. Emre Mor bu maçın en çok çalım atan oyuncusuydu, ben skora daha fazla katkı vermesi gerektiğini düşünüyorum artık.

Fatih Altaylı: Babel'in bu hafta taraftarın gözünde son kredisiydi. O golü atmasa bu hafta Babel bitiyordu bence. Zaten golden sorna tribünlere işaret yapması da... Sen git işini yap. Gol atmıyorsan, vazife olarak gösterilmiş şeylerin hiçbirini tatmin edici biçimde yerine getirmiyorsan tribün tabii konuşur. Tribün de ona bacağını göstersin o zaman.

Serkan Reçber: Babel bunları hissettiği için vermesi gereken topları vermiyor, tercih hatası yapıyor. Sahada kendinizi iyi hissetmediğinizde çözümün sadece gol atmak olduğunu düşündüğünüz anda böyle hareketler yaparız. Oğuzhan Özyakup iki eliyle kulağını kapatmıştı. Futbolcuların konuşacağı tek yer futbol sahası, konuşacağı dil de performansıdır.

Fatih Altaylı: Fatih Terim doğrusunu yaptı. Oynamayan iki adamdan birine dedi ki 'Buraya bu çocuğu koyar ve kazanırım' ve kazandı. Bu mesaj Belhanda'ya da oldu. Belhanda'nın alternatifi olabilecek birini bulsa belki onu da kesecek.

"FATİH TERİM MESAJ VERMEYİ SEVEN BİR TEKNİK ADAM"

Serkan Reçber: Her teknik adamın kendine özgü tarzları, oyun planları vardır. Fatih Terim genellikle oyunculara mesaj vermeyi seven, gerek sözlü gerek de sahadaki uygulamalarıyla yapar. Geçen sene Gomis'i, Feghouli'yi, Maicon'u oynatmadı ve genç Ozan'ı oynattı, Eren'i oynattı ve tüm futbolculara mesaj verdi. Bunların geri bildirimi de Terim'in istediği gibi oldu. Lakin hissettiğim, bilgi sahibi değilim ama Falcao ile Fatih Terim arasında bir gerilim var sanki. 'Buranın patronu benim'i uygulamak ve göstermek için Maicon'a uyguladığını, Feghouli üzerinden ifade ettiğini Falcao üzerinden uygulamaya çalışıyorsa bence hata yapar. Falcao bu oyunculardan çok farklıdır. Gerek kariyeri, gerek kalitesi, gerek takım içinde verdiği enerjiyle. Nereden anlıyoruz? Andone, İspanya basınına 'Ben Falcao'yla rakip değil, takım arkadaşıyım. Falcao kalitesi ve kariyerine oranla son derece mütevazı bir oyuncu ve ondan çok şey öğreniyoruz' dedi. Bu da Falcao'nun takım içinde sevildiğini gösteriyor. Fatih Terim, Hagi'ye inanılmaz davranırdı. 1996-2000 arasında üç sene Hagi'yle adam adama oynamış bir kişi olarak -tutmak mümkün değildi- Hagi'ye verdiği taviz gözümün önüne gelirken bu tavizi hak edecek kariyere, kaliteye sahip Falcao varken sorunu böyle çözmek yerine iletişimle çözmesi daha doğru olur.

"HAGI DE İLK GELDİĞİNDE FALCAO'YLA BENZER ŞEYLER YAŞADI, SONRA KENDİNİ KABUL ETTİRDİ"

Fatih Altaylı: Hagi de başta Falcao'ya benzer şeyler yaşadı ve Hagi kendini kabul ettirdi. İkisi de birbirine bir süre sonra inanılmaz saygı duydu. İkisinin ne kavgalarını gördüm ama birbirlerine muazzam saygıları vardı. Bu da başarıları getirdi. Falcao'yla aynı uyumu yakalamaları Falcao'nun karakterine bağlı. Gelmeden önce karakteriyle ilgili soru işaretleri olduğunu söylemiştim. Bu da Falcao'dan değil, yetiştiği ortam, ailesi ortamından kaynaklanan bir şey olduğunu dile getirmiştim. Tüccar bir ailesi var. Karışık bir durum. Çocuğun da kafası karışık. Öyle olmasaydı zaten bugün Galatasaray'da değil başka yerde olurdu. Geçen hafta Falcao sakat değil demiştim.

"FATİH TERİM'İN BASIN ÖNÜNDEELEŞTİRİYE BAŞVURMASI, İÇERİDEKİ SORUNU İŞARET EDİYOR"

Serkan Reçber: Fatih Terim hiç yapmadığı şeyleri yapmaya başladı. Oyuncuyu basın önünde eleştiren bir teknik direktör değil. Daha ziyade kendi odasında oyuncuyla her türlü sertliği tercih eden teknik adamın basın önünde mesaj verme ihtiyacı duyması, içerideki sorunu gösteriyor. Fatih Terim daha çok Samatta'yı istemişti zamanında. Falcao ise başkan ve Abdurrahim Albayrak, taraftar zoru ve baskısıyla geldi. Terim'in önceliğinin Samatta olduğunu biliyorum, yanılıyor da olabilirim. Bilgim bu yönde. Diğer bir yandan Andone muazzam bir performans sergiliyor.

GALATASARAY, REAL MADRID KARŞISINDA

Fatih Altaylı: Real Madrid'in Galatasaray anıları pek parlak değil. Ve Real Madrid, Galatasaray'ı geçtikten sonra şampiyonluğa ulaşmıştı. Real Madrid karşısında Galatasaray'ın moral avantajı var, İspanyolların tedirginliği de normal.

BEŞİKTAŞ'IN 34. BAŞKANI AHMET NUR ÇEBİ

Fatih Altaylı: Medya kaybetti. Çok net bir şekilde Serdal Adalı desteklendi. Ben ne Serdal Adalı'yı ne de Ahmet Nur Çebi'yi tanırım. Çebi'nin hakkında iş dünyasında negatif bir şey duymadım. Beşiktaş'ta anladığım kadarıyla Demirören'in sürdürmek istediği bir hanedanlık tarzında, Demirören'in işaret ettiği isimler noktada onun istediği olmamış. Genel olarak medya, Demirören kontrolünde olduğu için büyük gazetelerin büyük bölümü, istedikleri olmamış. Duyduğum kadarıyla Beşiktaş içerisinden bazı isimler stat inşaatiyle ilgili olarak Ahmet Nur Çebi'ye suçlamalar yapmaya çalışıyorlarmış. Asıllı ya da asılsız hiçbir bilgim yok ama bu iddiaları gündeme getirmeye devam edecekseniz bugüne kadar neredeydiniz? Seçimden bir ya da iki gün önce bir Tweet attım, bir eski gazeteci Reha Muhtar, bir takım iddialarda bulunmuş. Demiş ki "Yıldırım Demirören, Serdar Güzelaydın'ı başkan yapacak. Çok garibime gitti. Beşiktaş'ın başkan adayları da ilgimi çekmediği için işin içinde de değilim. Reha Muhtar söyleyince atlamadım ama Oda TV bunu iddia olarak haberleştirince şaşkınlığımı belirtmek için bir Tweet attım. Böyle böyle bir şeyler söyleniyor, bu adam Galatasaray Kongresi'nde gördüm, Galatasaray'a üye yapılmış ve bu adam Galatasaraylı olduğunu söylüyor. Nasıl Beşiktaş'a başkan olur diye bir Tweet attım. Kıyamet koptu. Böyle bir iddiada bulunan ben değilim, Reha Muhtar ve Oda TV. Sonrasında Sinan Engin demiş ki 'Fatih Altaylı içip içip Tweet atıyor' Sinan Engin'i muhatap alacak düzeyde değilim. Sinan Engin kim ben kim! Sinan Engin kendi işlerine baksın. Tek başarısı bence çok düzgün evlat yetiştirmiştir, çok iyi yetiştirilmiş iyi okumuş bir kızları var. Galatasaray Lisesi mezunu. Sinan Engin açıkçası muhatabım değil. İçip içip Tweet atmıyorum. İçerim, şahane içerim ve bayılırım da. Bunlarla ilgili bir sıkıntım yok, içmekten gocunan biri de değilim ama içip içip Tweet atmıyorum. Sinan Engin zannederim ki kendi arkadaş ortamı öyle olduğu için herkesi öyle zannediyor. Kardeşim o size mahsus. Zurna gibi kafaları çekip abuk subuk programlar yapmak onlara mahsus. Sinan Engin onlardan biridir değildir bilemem ama o programdaki alkol meseleleri gündeme geldi. Ayrıca içsem de kendimi hiçbir zaman kaybetmediğim için Tweet atsam da bir olay olmaz. Lafı anlamadan dinlemeden birine çamur atmanın alemi yok. Sinan da haddini bilsin. Gördüğü zaman 'Abi abi' diyerek muhabbet etmeye de çalışmasın. Bundan sonra kendisini gördüğümde selam da vermem. Eleştirebilir, 'Altaylı bu işleri bilmiyor' diyebilir ama..."