Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Cumhurbaşkanı Erdoğan: Beştepe'nin adresini bilmeyenlerle vakit geçirecek zamanımız yok

        HABERTURK.COM

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 9. Muhtarlar Toplantısı'nda muhtarlara hitap etti. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun hükümeti kurma görevini Cumhurbaşkanı Erdoğan'a iade etmesinin ardından gözlerin çevrildiği CHP'ye isim vermeden verdiği mesajda, "Beştepe'nin adresini bilmeyenlerle vakit geçirecek zamanımız yok" dedi.

        Türkiye'nin önünde hükümeti kurma sorununun olduğunu belirten Erdoğan, "Süreci yürütüyorum. Yürütmeye devam edeceğim. Türkiye'nin önünde hükümet kurma sorunu var. Bununla birlikte ciddi terör sorunu var. Diğer alanlarda alınması gereken kararlar, yapılması gerekenler var." dedi.

        MHP'yi de eleştiren Erdoğan, "Siyaset işi gücü bırakıp Recep Tayyip Erdoğan'ın şahsı ve ailesi ile uğraşmak değildir. 'Bilal'i ver iktidarı al'. diyorlar, bu ne çirkin bir yaklaşımdır. Benim oğlumun yaptığı yolsuzluk varsa bunun hesabını yargı sorar. Sen benim evladım ile ilgili iktidar bağlantısını nasıl kurarsın, nasıl böyle saygısızlığı yaparsın. Ama evladı olmayanların böyle saygısızlığı yapmasından doğal bir şey olmaz." dedi.

        Ayrıca çatışmaların ve terör olaylarının yaşandığı bölgelerde vatandaşların güvenlik güçlerinin yanında olması gerektiğini belirten Erdoğan, "Teröristler malzeme taşıyan kamyonları yakar, mağdur olan bölge insanı. Teröristler sokakları kazar, ulaşımı engeller mağdur olan yine bölge insanı. Bir tercih var. 'Ben devletimin yanındayım' veya 'terör örgütünün yanındayım' Bu tercihi yapacağız. Öleceksek bir kere ölelim ama adam gibi ölelim." dedi.

        Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar;

        Türkiye'nin yokluk ve yoksulluk günlerini birlikte yaşadık o günleri asla unutmayız. Demokrasi insan hakları işkence özgürlükler bakımından kabus gibi yıllar yaşadığımızı aklımızdan çıkarmayalım. Şimdi yeniden buna başladılar. Bugünkü toplantı ile alakalı ile olarak birçok muhtarımızın tehdit edildiğini biliyorum bundan dolayı gelemeyen muhtarlar olduğunu biliyorum.

        "HER ŞEY YAPILDIĞI HALDE NE İSTİYORLAR?"

        Silahı doğrultanlar 'yat yat, kalk kalk mantık bu' Olağanüstü hali 1 ay içersinde biz kaldırdık. Televizyon dediler 24 saat yayın başlattık. Bu ülkede ayrımlar ortada kaldırıldı.

        Bütün bu ayrımlar kalkmasına rağmen hala bu ülkede bu fidanlarımızın şehit edilmesinin sebebi nedir? Her şey yapıldığı halde bunlar ne istiyor? Söyleyeyim, bunlar ülkemizi bölmenin gayreti içindeler

        Biz her alanda köklü reform politiklarını hayata geçirdik. Biz emri dağdan almadık, emri haktan ve halktan aldık. Bu süreçte karşılaştığımız zorluklara, engellere, tuzaklara şahit oldunuz.

        Sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 12 yılda 260 milyar TL yatırım yaptık, depremden sonra 2 yıl içnde Van'ı inşa ettik.

        "ÖLECEKSEK BİR KERE ÖLELİM AMA ADAM GİBİ ÖLELİM"

        Örgüt ve onun güdümündeki parti ortaya çıkan güzel iklimi yalanla, şımarıklıkla zehirlemiş tercihini şiddet ve baskıdan yana kullanmıştır. Bugün bölgede devletin değil örgütün şiddeti, baskısı var. Bugün de yaşanan hadiselerde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımız bölgenin kendi insanları. teröristler hasta taşıyan ambulansı yakıyor. Teröristler malzeme taşıyan kamyonları yakar, mağdur olan bölge insanı. Teröristler sokakları kazar, ulaşımı engeller mağdur olan yine bölge insanı. Bir tercih var. 'Ben devletimin yanındayım' veya 'terör örgütünün yanındayım' Bu tercihi yapacağız. Öleceksek bir kere ölelim ama adam gibi ölelim.

        Cumhuriyet Gazetesi 'Halkı şikayet etti' diyor. Muhtar kendi mahallesinde, kendi köyünde hangi evde kim oturuyor bunu bilmez mi? Bu terörist midir, değil midir? Bunu bilir. Bunun oradaki en yakın güvenlik gücüne bildirir. Muhtarın bu konuda atacağı adım devleti güçlü kılacaktır. Bu da halkımızın refahı için buna mecburuz. Terör şehir merkezinde can alıyor. Devlet ve hükümet sonunda kadar tercihini kardeşlik ve huzurdan yana kullanmıştır.

        Devlete silah susturma çağrısı yapanlar hıyanet içindedir. Devletin güvenlik gücü silah bırakır mı? Terörist silahı bırakacak sadece bırakmayacak betona gömecek bu da tespit edilecek. Şimdi çıkmış silahlar sussun... Sakın ha bu oyuna gelmeyin. Silahı bırakıp betonla gömeceksin. Ya da bu ülkeyi terk. Çünkü bunlar bu ülkeye yakışmaz. Devlet ülkenin ve milletin güvenliliği için silaha sahip olma ve gerektiğinde onu kullanan yapıdır. Kan döken silahı kullanan teröristlere sırtlarını dayadıkları söyleyenler ekmeğini yediği suyunu içtiği devletin sırtına hançer saplamaktadırlar. Vatan ve millet aidiyeti olmayan köksüz ahlaksız güruh sanmasın ki yaptıkları yanlarına kalacak. Teröristleri etkisiz hale getiren güvenlik güçlerine saldıranların yeri alçaklık çukurunun en dibidir. Başından beri çözüm süreci muhatabı milletin kendisi idi. Biz sözümüzü milletimiz için yaptıklarımız milletimiz için yaptık. Şimdi bu olaylardan sonra çözüm süreci artık buzdolabındadır. Milli birlik ve kardeşlik projesi ile devam ediyoruz. Bu mesele al ver meselesi değildir. Kalkınma meselesidir. Böyle süreci yeniden asayiş sorunu hale getiren terör örgütü olmuştur. Siyasetin yolu demokrasi ve kalkınmaya terörün yolu kana, öldürmeye, acıya çıkar. Terörde ısrar edenler hak ettikleri karşılığı görmektedirler.

        "TÜRKİYE'NİN ÖNÜNDE HÜKÜMET KURMA SORUNU VAR"

        Süreci yürütüyorum. Yürütmeye devam edeceğim.Türkiye'nin önünde hükümet kurma sorunu var. Bununla birlikte ciddi terör sorunu var. Diğer alanlarda alınması gereken kararlar, yapılması gerekenler var. Ülkemizde bir kesim gece gündüz bunları bırakarak şahsımı tartışıyor. Buna nedir diye baktığımızda çocukca kaprisler dışında bir şey göremiyoruz. Bunlara bir şey sormak lazım. Sizin bu ülkede dikili ağacınız var mı, hangi eseri yaptınız? Yok. Hiçbir şey yapamadan çekip gittiniz, yönetemediniz. Şimdi görev verdiğim sayın Başbakan kendilerini ziyaret etti, netice yok. Proje üsreteceksiniz, hizmet, çözüm üreteceksiniz. Yani siyaset yapacaksınız.

        Bugüne kadar şahsımla uğraşanların, aklı başında bir teklif getirdiğini duyan var mı? Peki sen siyasetçi olarak bunda sorumlu değil misin? Niye kalkıp vücudunu taşın altına koymuyorsun? Bunların böyle bir derdi yok.

        "BİLAL'İ VER İKTİDARI AL' DİYORLAR, BU NE ÇİRKİN BİR YAKLAŞIM"

        Siyaset işi gücü bırakıp Recep Tayyip Erdoğan'ın şahsı ve ailesi ile uğraşmak değildir. 'Bilal'i ver iktidarı al'. diyorlar, bu ne çirkin bir yaklaşımdır. Sen nasıl siyasetçisin? Benim oğlumun yaptığı yolsuzluk varsa bunun hesabını yargı sorar. Sen benim evladım ile ilgili iktidar bağlantısını nasıl kurarsın, nasıl böyle saygısızlığı yaparsın. Ama evladı olmayanların böyle saygısızlığı yapmasından doğal bir şey olmaz. Aynaya bak. Kendinin nerede olduğunu görürsün.

        "BEŞTEPE'NİN ADRESİNİ BİLMEYENLERLE VAKİT GEÇİRECEK ZAMANIMIZ YOK"

        Ufukları Beştepe ile uğraşmanın ötesine geçemeyenlerin milletimize, derdine derman olma ümidi verebilmesi mümkün değildir. Zaten Beştepe'nin adresini bilmeyenlerle de bizim vakit geçirecek bir zamanımız yok.

        Şahsımın üzerinden millete hakaret eden anlayış kaybetmeye mahkumdur. Bunlar terlemeden ülkenin ve milletin kendi elerline teslim edilmesini istiyorlar. Milletimiz üç kuruşa beş köfte yok diyor.

        "BU BİR SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİDİR"

        Bunlar yönetim sisteminin değiştiği ifademi dillerine doladılar. Meclis'te kabul edilen, artık ülkemizde cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyor. İlk uygulaması 10 Ağustos'ta gerçekleşti. Türkiye tarihinde ilk defa, kendisine yeni bir yönetim modeli oluşturmuyor mu? Anayasa literatürü ortadadır. Bu bir sistem değişikliğidir. Bakın anayasadan mı bahsediyorum? Bunu bile idrak etmekte zorlananların, ülkedeki diğer meselelerin çözümü konusunda çok ciddi tereddütlerimin olduğunu belirtmek durumundayım.

        Bunlar sandıktan kaçmanın çabası içinde olmuştur. Mecbur kaldıklarında seçim meydanlarına çıkmışlardır. 7 Haziran bitti kürsüye çıktılar hodri meydan erken seçim dediler şimdi istemiyorlar. Öbürü ‘Beştepe’ye gitmem’ dedi şimdi ‘Gidebilirim’ demeye başladılar. Hani derler ya “Baba bir hırsız yakaladım, oğlum getir. Gelmiyor baba bırak gitsin, gitmiyor baba” Bunların durumu da tam böyle. Hükümet kurun, kurmuyoruz. Seçime gidin, gitmiyoruz. Ne istiyorsunuz?

        Sonra da çıkıp 'Cumhurbaşkanı hükümet kurulmasını engelliyor' diyorlar. Hükümetin kurulma şartları belli. Siz bu şartları sağlayıp geldiniz de Cumhurbaşkanı sizi kapıdan mı kovdu? Hükümet kurmak için anlaştınız, el sıkıştınız da Cumhurbaşkanı elinize mi vurdu?

        Şu ana kadar Anayasada belirtilen süreçleri işletme dışında bu konuya hiçbir müdahalem olmamıştır. Elbette görüşümü soran olduğunda fikrimi söyledim, söylemeye devam edeceğim. Bunun için de birilerinden izin alacak halim yok, bana izni millet verdi

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ