Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika CHP'li Gürsel Tekin: MYK toplantısının birinci önceliği dış politika

        Musul konusunda yaşanan tartışmalarla ilgili muhalefet partilerinin bilgilendirilmemesini eleştiren Tekin, bilgiye dayalı olarak giden Türk gücünün, şimdi bir tartışma konusu haline gelmesinin son derece üzücü olduğunu vurguladı. Tekin, "Aslında hukuken, bir başka topraklara askerlerimiz gidiyorsa, Parlamentoda teskerenin çıkarılması gerekirdi. Tezkereye başvurulmadığı gibi, siyasi partilere, muhalefete, parlamentoya bilgi verilebilirdi. Şu anda çok muamma bir durumda, ne olacağı belli değil" diye konuştu.

        Tekin, uluslararası medyada, "DAEŞ terör örgütünün petrol sevkıyatı ve satışlarına" ilişkin tartışmaların sürdüğünü hatırlattı. Tekin, CHP'nin bir araştırma önergesi verip, bu terör örgütünün finansörü olan kişiyi de tarif ederek kamuoyuna sunduğunu, bunun dikkate alınmadığını savundu.

        Bu şahsın, Amerikan güçleri tarafından öldürüldüğünü, "çantasındaki bilgilerin, CD'lerin Amerikalıların elinde bulunduğu" haberlerinin gazetelerde yer aldığını hatırlatan Tekin, küresel ülkelerin, belli şeyleri işine geldiği zaman kullandığını söyledi.

        Tekin, DAEŞ terör örgütü petrolünün, şimdi de "Kuzey Irak petrolüne" dönüştüğünü öne sürerek, bu konuda kamuoyuna çok net, açık bilgi verilmesi gerektiğini bildirdi.

        "AB İLE GÖRÜŞME AT PAZARLIĞINA DÖNÜŞTÜ"

        Türkiye'de sayısı tam belli olmayan, 2-2,5 milyondan fazla mültecinin bulunduğuna işaret eden Tekin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı Burhan Kuzu'nun, Avrupa Birliğine yönelik "Mültecileri saldık, kasanın ağzını açtılar" twiti attığını ileri sürdü.

        Bu mazlum insanların deney tahtası olamayacağını aktaran Tekin, "Esad ne kadar zalimse, bu uygulamaları yapanların da o kadar zalim. Daha dün 6 çocuğumuz, Aylan bebek gibi denizin ortasında boğuldu. Sayın Kuzu'nun ifade ettiği gibi 'saldık' cümlesi, Avrupa'yı belli ki çok rahatsız etmiş, çok sayıda mültecinin gitmesiyle beraber, bir görüşme trafiği başladı ve bu görüşme trafiği, bir 'at pazarlığı' konusuna dönüştü. Maalesef hala bu mültecilerin perişanlığı ortada. Bunlar kabul edilebilir işler değil" ifadesini kullandı.

        Tekin, Türkiye'de bugün bir şehidin daha olduğunu anımsatarak, Çözüm Süreci'nin, çözümsüzlük noktasında, bölgede düşük yoğunluklu bir savaş haline geldiğini iddia etti.

        Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır'da kamu görevlileriyle, sivil toplum örgütleriyle görüştüğünü hatırlatan Tekin, "Neredeyse Ortadoğu coğrafyasında yaşanan sorunların bir benzeri kendi coğrafyamızda yaşanıyor. Bütün bu olumsuzluklara rağmen sorumlu yok. Dış politika, iç politika, mülteci sorunu, Avrupa Birliği, geçmişte yaşamış olduğumuz benzer hukuk sorunları, paralel yapı ve benzerleri gibi hiçbirinin sorumlusu yok. İktidar her şeyi doğru yapıyor ama ortada sorumlu yok" dedi.

        Tekin, vatan sevdasıyla, 78 milyonu düşünerek, sorunun çözümüne ilişkin sundukları önerilerin, geri çevrildiğini iddia etti.

        DÜNDAR İLE GÜL'ÜN TUTUKLULUĞU

        Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmasına da değinen Tekin, Dündar ve Gül'ün hukuki bir tutukluluk içinde olmadıklarını, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hakim ve savcılara ne yapacağını tarif ettiğini ileri sürdü.

        Sembolik bir duruşma ve maskaralıkla, Dündar ve Gül'ün tutsak hale geldiğini savunan Tekin, Uluslararası ve ulusal düzeyde çok büyük tepki olunca, Başbakan Davutoğlu'nun, AK Parti yetkililerinin, bakanların "tutukluluk olmamalıydı" açıklamaları yaptığını ifade etti.

        Tekin, temenniyle bir şeylerin olmayacağını belirterek, "Parlamentonun, siyasetin görevi ne? Çözüm bulmaktır. Gelin o zaman çözüm bulalım. Sadece iki kardeşimiz değil, 30'a yakın gazeteci tutuklu. Niye, hangi haberden dolayı tutuklu?" diye sordu.

        Özellikle habere konu olan MİT tırlarıyla ilgili CHP milletvekillerinin yarısının belgeler paylaştığını ileri süren Tekin, "Sadece biz mi? Bizim dışımızda uluslararası medyanın tamamına bakın, Cumhuriyet gazetesinin haberinden 1 yıl önce bu rezaletlerin tamamı biliniyor. Ama sadece özel iki arkadaşımıza kin ve nefret duygusu içerisinde bu muamele yapıldı. Ben, Sayın Davutoğlu'nu göreve davet ediyorum, buyurun gelin. Daha çok maskaralık içinde olmasın. Sizin, defalarca 'basının, medyanın teminatı benim, benim kırmızı çizgilerimdir' dediğiniz olayda, gelin bunun gereğini yapalım" dedi.

        "YÜZDE 80'DE ALSANIZ BİR ŞEY İFADE ETMEZ"

        Berkin Elvan'ın 906, Hrant Dink'in 2 bin 920 gün önce öldürüldüğünü, Suruç katliamının 140, Ankara katliamının 60, Tahir Elçi katliamının ise 12 gün önce yaşandığını anlatan Tekin, "Can için, Erdem için, birçok insan için bu kadar hızlı yürüyen hukuk sistemi, burada nerede Allah aşkına?" diye sordu.

        Tekin, devletin koruma altına alması gereken Tahir Elçi'nin ölümüyle ilgili kameraların silindiğini ileri sürerek, kamera çekimini yapan kişinin, "O an eğildim, korktum, çekemedim" ifadesini verdiğini bildirdi. Tekin, "O saate kadar çektiğin şeyler nerede kardeşim? Bu doğal olarak aklımızda soru işaretleri yaratmaz mı?" dedi.

        Türkiye'nin iyi yönetilmediğini savunan Tekin, şöyle konuştu:

        "Efendim yüzde 49-50 aldık cakası atabilirsiniz ama yönetemiyorsanız, yüzde 80 de alsanız bir şey ifade etmez. Doğrusu kim yönetiyor? Kim yönetiyor konusunda hepimizin kafasında soru işaretleri var.

        Rusya krizinin tamamına bakın; Saray ayrı bir şey içerisinde, Sayın Başbakan ayrı, Dışişleri Bakanı var mı yok mu belli değil, tamamen sembolik bir Dışişleri Bakanlığı görevi yapıyor. Bütün bu tabloya baktığımızda Türkiye'nin dış politikada ve içeride karşı karşıya kaldığı sorunlar çok büyük sorunlardır. Bu sorunları aşamayacağınızı da biliyoruz ama bugüne kadar CHP, anamuhalefet olarak bizim uyarılarımızı ciddiye almadınız, sizden rica ediyorum Sayın Davutoğlu, bundan sonra CHP'nin söyledikleri ve söyleyeceklerini ciddiye alın."

        Tekin, yaşanılan sorunların parlamentoda müzakere edilmesi gerektiğini ifade ederek, "Dış politika konusunda kabadayılık, caka, faka bunlar yutmaz. Sonuçta geldiğiniz noktaya bakın" görüşünü savundu.

        "EVRENSEL BİR ANAYASA İÇİN BUYURUN"

        İstanbul'daki ABD Büyükelçiliğinin güvenlik nedeniyle bir süre çalışmalarını durdurduğunu hatırlatan Tekin, "Bu haber üzerine iş adamı, turist olarak hangi güven duygusu içerisinde geleceksiniz? Bir açıklama yapın, nedir, hayırdır, ne oldu, bilmediğimiz ne var? Elçilik açıklama yapıyor; 'Güvenlik nedeniyle.' 'Güvenlik nedeni' dediği yer de son derece güvenlikli bir yer. İstanbul'un orta göbeğinde, son derece güvenlikli bir yerde bu haberler çıkıyorsa, bunun Türkiye, İstanbul açısından ne kadar vahim bir durum olduğunu hepimizin düşünmesi lazım" dedi.

        Tekin, açıklamasının ardından soruları yanıtladı. "Irak merkezi hükümeti ile bir temasınız olacak mı? Başkanlık sistemiyle ilgili, AK Parti'den teklif gelmesi durumunda katılımınız olur mu?" sorusu üzerine Tekin, daha önce yaptıkları çalışmaları Davutoğlu'na gönderdiklerini, ancak bunların bir anlam ifade etmediğini, bunlara bakılsaydı bugün yaşanan sorunların yaşanmayacağını söyledi.

        Sorunlarla ilgili CHP'ye uğramayanlar, hangi gerekçeyle bize uğrayacaklar, ne için uğrayacaklar?" diye soran Tekin, şöyle devam etti:

        "Bir kişiye, bir kişinin özel durumuna göre bir anayasa mı hazırlayacağız? Zavallı Kuzu perişan oldu, her sene bir model öneriyor. Efendim 'Amerikan modeli', 'Olmadı, Amerikan modeli bir federasyon tartışması yaratabilir' hemen kıvırdılar, bu sefer 'T' tipi, nedir bu 'T' tipi dediğiniz, onun da içi belli değil. 'T' tipi Sayın Tayyip Erdoğan tipi mi, talan tipi mi? Ne tipi istiyorsunuz, hangi tip? Bir, iki yıl da o tartışmayla geçti. Terzi hikayesine benziyor. Israrla 'bir ceket dikeceğiz', uymuyor size ceket kardeşim. Boşuna uğraşmayın. Eğer evrensel bir anayasa yapmak istiyorsanız, buyurun hodri meydan. Bütün bu zalimlikleri ortadan kaldırabilecek, özgürlükçü bir hukuk sistemi istiyorsanız, eyvallah. Ama 'Hayır, biz bugüne kadar ulusal, uluslararası düzeyde işlemiş olduğumuz suçları nasıl bertaraf edebiliriz yeni bir anayasayla' diyorsanız, kusuruma bakmayın öyle bir şey olmayacaktır."

        "BARZANİ'DEN TALEP GELMEDİ"

        Tekin, "Türkiye'yi ziyaret eden Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ile bir temasınız olacak mı?" sorusuna, "Bugüne kadar temasla ilgili bize herhangi bir talep gelmiş değil" yanıtını verdi.

        "CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, Diyarbakır ziyaretinde 'Barikat kuran arkadaşlar' ifadesi kullandı. Buna ilişkin eleştiriler hakkında ne diyeceksiniz?" sorusuna, Tekin, "Bunlar çok zavallı. Üzülüyorum. Sayın Davutoğlu, siz bütün bu sürecin mimarı olarak, utanmadan, arlanmadan, CHP Genel Başkanının, iyi niyetle söylemiş olduğu bir cümleyi, alıp bir siyaset malzemesi haline getirebilecek kadar zavallı duruma düşmüşseniz, siz bu sorunların hiçbirini çözemezsiniz" karşılığını verdi.

        AK Parti 2002'de iktidar olduğunda, terörün olmadığını, şehitlerin gelmediğini belirten Tekin, Kılıçdaroğlu'nun suçlanmasının ayıp olduğunu kaydetti.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ