Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Naci Ağbal'dan anayasa teklifi açıklaması

        Maliye Bakanı Naci Ağbal,Şair Zihni Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen AK Parti İl Danışma Meclisi toplantısında yaptığı konuşmada, Kayseri’de meydana gelen hain terör hadisesinin kendilerini üzdüğünü belirterek, şehitlere rahmet, yaralılara ise şifa diledi.

        Yaşanan hadiseler karşısında üzülmemenin mümkün olmadığını dile getiren Ağbal, "Türkiye olarak, nereden gelirse gelsin tüm terör örgütlerine karşı bir açık mücadele veriyoruz. Terörü kökü ile tasfiye etmek için askerimiz, polisimiz göğüslerini siper ederek, canları pahasına bu millet için büyük bir mücadele veriyorlar. Allah hepsinin yardımcıları olsun, uzun soluklu bir mücadele... PKK, DEAŞ, DHKP-C'si daha adını sayamayacağım bir çok mahfil, birtakım başka güçlerin maşası rolünde bu ülkeye, millete meydan okumaya çalışıyorlar." diye konuştu.

        "İNLERİNDE BUNLARA NE GEREKİYORSA YAPILIYOR"

        Ağbal, sözlerini şöyle sürdürdü:

        "Bu topraklarda bir operasyon yapmaya çalışıyorlar ama kahraman askerlerimiz, polislerimiz sayesinde Allah'a şükürler olsun şunu söyleyebilirim ki günbegün yaptıklarının cezasını da görüyorlar ve daha da fazla olarak gittikçe güç kaybediyorlar. Aslında bu hain saldırıların sebeplerinden biri de emniyet kuvvetlerimizin, askerlerimizin terör örgütleriyle mücadelesinde elde ettiği başarılar. Gerek yurtiçinde, gerekse yurtdışında nerede yuvalanırsa yuvalansınlar, inlerinde bunlara ne gerekiyorsa yapılıyor, etkisiz hale getiriliyor."

        Bölgede büyük bir karışıklık olduğunu anlatan Ağbal, şu değerlendirmede bulundu:

        "Gerek Irak'ta, gerek Suriye'de hepimizin üzüldüğü, canımızın yandığı hadiseler meydana geliyor. Bugün Halep’te bir insanlık dramı yaşanıyor. Görüntüleri gördüğümüz zaman yüreğimiz sızlıyor. Bu coğrafyada adeta kan gölleri oluşmuş. Çocuklarımız, kadınlarımız, insanımız, Müslümanlar hunharca, alçakça katledilmeye çalışılıyor, şehit ediliyor. Büyük birtakım güçler bu bölgede birtakım emeller güderek bu karışıklığı ortaya çıkardılar. Türkiye olarak ilk baştan itibaren herşeyin başına insanlığı koyduk, bu bölgede bizim tarihsel olarak sorumluluklarımız var. Yaklaşık bin yıldır bu topraklarda bütün bu ümmetin sorumluluğu bizim üzerimizde olmuş. Bugün kanın aktığı bütün o bölgelerde bin yıl boyunca huzuru, sükuneti, kardeşliği bu millet sağlamış. İnsanların canının, malının emniyetinin bekçisi olmuş. Bugün kimse diyebilir mi Türkiye'ye, 'Dönüp oraya bakma.' Mümkün mü?"

        "O BÖLGEDEKİ İSTİKRARSIZLIK ÜLKEMİZİ DE ETKİLİYOR"

        Ağbal, Halep'te olanlar karşısında adeta yüreklerinin kan ağladığını belirterek, "Rabbim oradaki kardeşlerimize yardım etsin, onları ferahlığa eriştirsin. Oradaki Müslümanları katletmeye çalışanları da kahruperişan eylesin. Özellikle en çok üzüldüğümüz şey kendini Müslüman olarak adlandıran insanların oradaki Müslümanlara karşı yaptıkları. Bu olanlar bizi gerçekten üzüyor, kalbimizi yaralıyor. İnşallah yakın zamanda bu meseleler çözüme kavuşur, tekrar orada huzur, sükunet olur. O bölgedeki istikrarsızlık ister istemez ülkemizi de etkiliyor." diye konuştu.

        "Türkiye bugün Fırat Kalkanı Operasyonu yürütüyorsa bu tabii ki hem o bölgeye karşı sorumluluğumuzun bir gereği, hem de tabii ki kendi ülkemizin dahi güvenlik kaygısı veya güvenlik amacı..." ifadesini kullanan Ağbal, şunları kaydetti:

        "Allah'a şükürler olsun askerimiz bölgede önemli operasyonlar yürütüyor, hem sınır güvenliği hem de o bölgedeki istikrarı sağlamak için önemli hamleler ardı ardına geliyor. Türkiye'nin gücünü herkes biliyor ve buna göre de herkes bir hesabın içerisine giriyor. Bazen karşımıza hadise bir PKK terör eylemi olarak, bir başka zaman DEAŞ terörü olarak çıkıyor ama biliyoruz ki bu işin içerisinde çok farklı hesaplar da var. Biz bir ve beraber olduğumuz sürece, birliğimize ve beraberliğimize önem verdiğimiz sürece, Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu vizyona, inanca ortak olduğumuz sürece 15 Temmuz darbe girişiminde de çok net gördük kimse bu milletin sırtını yere getiremiyor. Dualarımız bu millet, bu ümmet için inancımızı yüksek tutacağız, moralimizi yüksek tutacağız. Olanlar karşısında vicdanen, kalben üzüleceğiz ama bir taraftan da birliğimizi ve beraberliğimizi daha da pekiştireceğiz. Bu tür olayları yaşadık, belki önümüzdeki dönemde yine yaşayacağız ama asla ve kata bu meseleler bizi yıldırmayacak bundan emin olabilirsiniz."

        Ağbal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve Başbakan Binali Yıldırım'ın ortaya koyduğu net bir duruş olduğunu belirterek, "Askerimiz, polisimiz, emniyet kuvvetlerimiz gerçekten büyük bir inançla bu millet, devlet için aslında bütün bu Ümmet-i Muhammed için büyük bir mücadele veriyorlar. Dualarımız onlarla, Allah onlara yardım etsin. İnşallah bu meseleler bu milletin, ümmetin daha da güçlendiği bir eksende gelişir. Bu bölgede, ülkemizde huzur, kardeşlik ortamı daha da pekişir." diye konuştu

        "BÖYLE BİR DÖNEMDE VATANDAŞLA DEVLETİ BARIŞTIRDIK"

        Bütçenin kasım ayında 10 milyar lira fazla verdiğini anımsatan Ağbal, "Şu andaki yaptığımız çalışmalara bakıyorum, bizim bütçe açığımız 34 milyardan daha düşük olacak. Hem bu hizmetleri, icraatları yapacağız hem yetime, garip gurebaya nerede ihtiyacı varsa hizmeti götüreceğiz. Suriye'deki vatandaşlarımızın nerede ihtiyacı varsa o ihtiyaçlarını götüreceğiz. Yatırımı, üretimi yapacağız ama bütçe açığı da inşallah belki de başlangıçta, yılbaşında öngördüğümüz seviyelerde kalacak." dedi.

        Ağbal, zaman zaman tabii ki ekonomiye ilişkin birtakım kaygılar yaşanabildiğini belirterek, şöyle devam etti:

        "Yeniden yapılandırma kanunu yaptık, vatandaşımız müthiş bir teveccüh gösterdi. 2016 Kasım ayında yaklaşık Maliye olarak bugün itibariyle 12 milyar lira vergi yapılandırmasından para topladık. Dün Gümrük ve Ticaret Bakanımızla görüştük, gümrük vergilerinden de yaklaşık 1.4 milyar lira daha gelmiş yani 13.4 milyar lira. Sosyal güvenlikte de 1 milyar lira tahsil edildi. Bugün itibariyle Yeniden Yapılandırma Kanunu çerçevesinde devletimizin kasasına 14,4 milyar lira kaynak girmiş durumda. Bu tahsilat da devam ediyor. Aralık ayı sonunda SGK taksitleri peşin ödemesi var, ocak ayında tekrar maliyenin ödemesi var."

        Millete teşekkür eden Ağbal, "Böyle bir dönemde vatandaşla devleti barıştırdık. Vatandaşımızın Vergi Dairesine, Sosyal Güvenlik Kurumuna olan borçlarını daha rahat ödeyebileceği bir takvim oluşurduk ve vatandaşımız da gerçekten bu imkana karşılık devlete olan inancını da göstermek suretiyle buna karşılık verdi. İnşallah 2016 bütçesi başlangıçta ön gördüğümüz hedeflere yakın bir seviyede gerçekleşmiş olacak. Bu da bütçe disiplini konusunda durduğumuz noktayı göstermesi bakımından önemli." şeklinde konuştu.

        "KÖKLÜ DEĞİŞİKLİKLER KAÇINILMAZ"

        Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Türkiye'nin uzun vadede tekrar farklı güçler tarafından istikrarsızlık ortamına sürüklenmemesi, güçlü bir Türkiye oluşabilmesi için mutlaka siyasal sistemde kalıcı, köklü değişiklikler yapılması kaçınılmaz." dedi.

        Ağbal, Şair Zihni Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen AK Parti İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 7 Haziran süreci ve sonrasında gelişen olayların Türkiye'de siyasi istikrarın ne kadar önemli olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.

        Siyasi istikrarın zayıfladığı dönemlerde bir takım güç odaklarının çok farklı hayallere, emellere kapılarak ülke üzerinde bir takım hesaplar üretmeye çalıştıklarını belirten Ağbal, "Bunu en fazla 7 Haziran seçimleri sonrasıda yaşadık. Allah'a şükürler olsun Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayeti, öngörüsü, hükümet, parti olarak 7 Haziran'dan sonra ortaya koyduğumuz ilkeli duruş sayesinde 1 Kasım seçimlerinde milletimiz bu partiye, davaya emaneti tekrar teslim etti. Allah milletimizden razı olsun." diye konuştu.

        "DEVLET BAHÇELİ'NİN DESTEĞİ İLE İKİ PARTİ BİRARAYA GELDİ"

        Ağbal, Türkiye'nin uzun vadede tekrar farklı güçler tarafından istikrarsızlık ortamına sürüklenmemesi, güçlü bir Türkiye oluşabilmesi için mutlaka siyasal sistemde kalıcı, köklü değişiklikler yapılmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı.

        Türkiye'de uzun yıllardır parlamenter demokrasi sisteminin uygulandığını anımsatan Ağbal, kendi içerisinde istikrarsızlık üreten sistemin yol açtığı sıkıntıları anlattı.

        Ağbal, ülkenin ihtiyaçları, istikrarı ne gerektiriyorsa onun arayışı içinde olmak gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

        "Bugün Türkiye ekonomik ve siyasal olarak eğer güçlenecekse birinci olmazsa olmaz siyasal istikrardır. İkincisi yürütme ve yasama erkinin kendi görev alanları içerisinde yeterli ölçüde güçlü olması. AK Parti olarak hem siyasal istikrarı kalıcı bir şekilde gerçekleştirmek hem de güçlü Türkiye için güçlenen Türkiye için daha güçlü bir yasama ve yürütme için anayasa değişikliği çalışmasını başlattık. MHP'nin değerli Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de açık desteği neticesinde iki parti bir araya geldi. Ortak istişarelerde bulunuldu ve gerçekten Türkiye'nin ihtiyaçlarına uygun Cumhurbaşkanlığı sistemi modeli şekillendi ve bu konuda AK Parti Grubu olarak teklifimizi TBMM'ye sunduk. İnşallah yakın bir zamanda komisyonlarda görüşülmeye başlanacak."

        "YASAMA VE YÜRÜTME ORGANI AYRIŞMIŞ OLACAK"

        Sundukları teklifin getireceği yeniliklere değinen Ağbal, "Yürütme ile yasama organı tam manasıyla ayrışmış olacak ama birbirine karşı sorumlu da olacak. Yasama organının, yürütme organını denetlediği ama yürütme organının da milletten aldığı görev sorumluluğunu yerine getirebilecek yetkilerle donatıldığı bir sistem. İnanıyorum ki biz bu sisteme geçtiğimizde, Türkiye sorunlarını çok daha hızlı çözebilen, sorunlara karşı çok daha hızlı hareket edebilen, daha etkin bir icra organına sahip olacak. Bakanlıklar daha hızlı ve etkin çalışacak." dedi.

        Naci Ağbal, konuya ilişkin zaman zaman tartışmalar yaşandığına dikkati çekerek, şu değerlendirmeyi yaptı:

        "Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılayacak bir sistem olarak getirilen teklif, tam da buna uygun bir teklif ama buna karşı çıkan argümanlara baktığımız zaman, o argümanların hiçbirisi bu ülkenin ihtiyaçlarına göre ifade edilen argümanlar değil. Dünyada global bir rekabet var. Ülkeler ekonomileri ve siyasetleri ile ne kadar güçlü olurlarsa, insanına o ölçüde refah sağlayabiliyorlar. Bugün Türkiye'de Allah'a şükürler olsun 2002 yılında 3 bin 500 dolar olan milli gelir, 11 bin dolar seviyesinde ama bu bizim için yeter mi? Hayır çünkü bizim 2023, 2053, 2071 vizyonumuz var. Biz bu vizyona uygun bir ekonomik yönetim yapısını Türkiye'de üreteceksek mutlaka ve mutlaka bu sistem değişikliğini yapmamız gerekiyor. Bizim gerek bölgemizde rekabet içinde olduğumuz ülkeler var. Global anlamda Türkiye'nin aslında bugün bulunduğu noktadan çok daha fazla ileri gitmesi lazım.

        Son 14 yıldır eğitimde, sağlıkta, altyapıda, savunmada çok önemli işler yaptık. Peki, 'Başkanlık sistemi olsaydı bundan daha mı geri olurduk?' Değil, tam tersi daha iyi olurduk. Bizi en fazla yavaşlatan, icraatı en fazla duraksamaya iten sebeplerden bir tanesi ister istemez yasama ile yürütmenin içindeki organların kendi aralarındaki işleyişindeki aksaklıklar."

        "SAATLER KAYBETMEYE DAHİ TAHAMMÜLÜMÜZ YOK"

        Parlamentonun gündeminde bekleyen yasaların önemli olduğuna işaret eden Maliye Bakanı Ağbal, sözlerini şöyle sürdürdü:

        "Bunların her birisi Türkiye için birbirinden önemli yasalar ama mevcut parlamenter demokratik sistem içerisinde bu yasaların çıkmasını beklediğimiz takdirde ülke yıllar kaybedebilir. Halbuki bizim yıllar değil, günler hatta saatler kaybetmeye dahi tahammülümüz yok. Bunu da böyle bilmek gerekiyor. Başkanlık sisteminin yürürlüğe girmesiyle birlikte yargı, yasama ve yürütme arasındaki fonksiyon tanımları da net bir şekilde yapılmış oluyor. Bunu da önemsemek gerekiyor çünkü zaman zaman fonksiyonların birbirlerinden yetki alması sistemde çatışma unsurlarını da doğuruyor. İnşallah önümüzdeki günlerde komisyonlarda görüşüldükten sonra süratle Genel Kurula gelir ardından da bu anayasa değişikliğini millete götüreceğiz. Milletten bu yetkiyi alacağız ve inşallah inanıyorum ki milletimizin büyük bir teveccühü ile bu anayasa değişikliği süratle yapılacak, Türkiye'nin, siyasi istikrarın, güçlü Türkiye'nin önü açlacak."

        Ağbal, 2017 yılı bütçesinin Genel Kurulda kabul edildiğini anımsatarak, "Ülkemizin refahı, kalkınması, vatandaşımızın işi, aşı, çok güzel yeni hizmetlere vesile olacak bir bütçe." diye konuştu.

        Türkiye'nin geçmiş yıllardaki bütçelerinden faize ve diğer kalemlere ayrılan paylar ile yeni bütçedeki paylara ilişkin bilgi aktaran Ağbal, "Bütçeye bir disiplin getirdik. Bütçenin de fareleri var, onları teker teker önledik. Millete değil de başka yerlere gidiyor bu para, onları gördük. Gelirlerimizdeki kayıpların nerede olduğunu tespit ettik, harcamalarımızı gözden geçirdik. Nerede yanlışlar var onları ortadan kaldırdık, ekonomik istikrarı sağladık. Bir ülkede bütçenin istikrarı varsa veya faiz aşağıya geliyorsa önce o ülkede siyasi ve ekonomik istikrar olacak." ifadelerini kullandı.

        Ağbal, Türkiye güçlendiği zaman birilerinin acayip rahatsız olduğunu belirterek, şunları söyledi:

        "Gezi olayları, 17-25 Aralık, terör örgütleri, 15 Temmuz darbe girişimi... Bütün bu olayların hem üstesinden geldik hem de ekonomide güçlenmeye devam ettik. Onun için 2017 bütçesini yaparken artık faize verdiğimiz para o kadar aşağıya geldi ki 2002 yılında 119 milyar liralık bütçe vardı, bunun 51,5 milyar lirası faize gidiyordu yani yarısı. 2017 bütçesi 645 milyar lira, faize 51 milyar. 2002'deki 51, 2017'deki yine 51, yani aslında faiz yüzde 70 mertebesinde reel olarak aşağı gelmiş durumda. O zaman ne oluyor? Geriye kalan yaklaşık 590 milyar liralık kaynağı ülkenin ihtiyaçları için ayırıyoruz."

        "EKONOMİDE TÜRKİYE'NİN YAKALAMIŞ OLDUĞU BİR İVEM VAR"

        Bütçeden yatırıma, istihdama, ihracata ayrılacak paya ilişkin de bilgi veren Naci Ağbal, şu değerlendirmede bulundu:

        "Gelecek sene bütçeden sadece reel sektöre aktardığımız kaynak 32 milyar lirayı geçiyor. İşverenlerimize gelecek sene de asgari ücret desteği vermeye devam edeceğiz. Ocak- Şubat-Mart aylarında inşallah sosyal güvenlik primlerini 6 y süreyle faizsiz ertelemiş olacağız. 2017 yılı bütçesinden eğitime 122 milyar lira, sağlığa 111 milyar lira kaynak ayırdık. Yatırıma, üretime, ihracata, istihdama ciddi destekler veriyoruz. 2017 yılında İŞKUR üzerinden 500 bin insanımıza istihdam sağlayacağız. Girişimcilerimiz çok ciddi anlamda İŞKUR üzerinden destekler vereceğiz. KOSGEB üzerinden işletmelerimize 50 bin lira faizsiz kredi desteği veriyoruz. Faiz bütçesi değil, hizmet bütçesi yapıyoruz ve bununla da iftihar ediyoruz.

        Bütçe tartışmalarına muhalefet çok farklı eleştirilerde bulunuyor ama bütçemizin içindeki hizmetlere dahi en küçük birşey söyleyemiyorlar, söylemeleri mümkün değil çünkü gerçekten millete hizmet veren bir bütçeyi yapıyoruz. Bütün bu hizmetleri eksiksiz yapmış olmamıza rağmen bütçe açığı seviyemiz yaklaşık yüzde 1,3 yani milli gelirin sadece yüzde 1,3'ü kadar bütçe açığı veriyoruz. Bugün bir çok ülkede bütçe açıkları yüzde 3,4'ler mertebesinde."

        Ağbal, ekonomide zaman zaman üretim, ihracat, tüketim tarafında bir yavaşlama olduğunu ifade ederek, "Özellikle yavaşlamanın seyrine baktığımız zaman 15 Temmuz darbe girişimi sonrası dönemede ekonomideki yavaşlama beklentilerin de etkisiyle bir miktar arttı. Hükümet olarak ilk andan itibaren ekonomiye dair sorunları çözme konusunda önemli adımları attık, atmaya da devam ediyoruz." diye konuştu.

        TBMM'ye dün yeni bir kanun tasarısı sunduklarını belirten Ağbal, şöyle devam etti:

        "Bu tasarıda özellikle yatırım, üretim, ihracat ve istihdama ilişkin önemli düzenlemeleri de tasarıya koyduk. Bu tasarıyla sosyal güvenlik prim Ocak, Şubat, Mart aylarındaki ödemelerin Ekim, Kasım, Aralık aylarına taşınmasına ilişkin yasal düzenlemeyi koyduk. Esnafımızın ilgilendiği sicil affı da tasarıda yer alıyor. Tasarıda özellikle esnafımızın geçmişte ödeyemediği borçları, karşılıksız çıkan çek ve senetleri yüzünden bankadaki olumsuz siciline ileriye dönük olarak uygulanacak kredi ve işlemler için düzenleme yaptık. Bu düzenleme de esnafımıza finansal erişim noktasında önemli bir kolaylık getirecek. Haftaya Salı günü Plan Bütçe Komisyonunda bu tasarıyı görüşmeye başlıyoruz."

        Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Ekonomi konusunda ümit ediyoruz ki yaptığımız bütün bu düzenlemeler, referandum sürecinin ortaya koyacağı siyasi istikrar ekonomide canlanmayı da beraberinde getirecek." ifadesini kullanarak, sözlerini şöyle tamamladı:

        "Son dönemde gelen göstergelere baktığımız zaman, beklentilerin olumluya gitmesine imkan verecek sinyalleri de alıyoruz. Hükumet olarak ekonominin canlanması, istihdamın ve ihracatın artması için bugüne kadar attığımız adımları bundan sonda da devam ettireceğiz. Ekonomide Türkiye'nin yakalamış olduğu büyük bir ivme var. En son açıklanan TÜİK'in istatistiklerine baktığınız zaman 2002 yılından bugüne kadar Türkiye ekonomisi, büyüme oranları bakımından gelişmekte olan ülkelerden Çin ve Hindistan'dan sonra üçüncü en iyi ülke. Ülke bu dönemde büyüdü, kalkındı, ekonomik yapısını değiştirdi, altyapısında önemli yatırımlara gitti ve bu sayede Türkiye bölgesinde bir çekim merkezi haline geldi. Son yıllardaki karşılaştığımız bir takım üzüntülü olayları da aslında bütün bu gelişmelere karşı Türkiye üzerinde oynanan bir oyun olarak da görmek lazım. Gerçekten büyük bir gayret var, Türkiye adeta kabuğundan sıyrılıp eski tarihsel misyonuna uygun yep yeni bir iddia ile yep yepi bir vizyonla hem ülke içinde hem bölgede umut haline geliyor."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ