Sakarya'da bir kişi Kılıçdaroğlu'na "başbakan" gafını sordu

Kılıçdaroğlu'na şehit evinin yan tarafında bulunan Uzakkışla Köyü Camii bahçesinde çay ve kuru pasta ikram edildi. Burada bir süre şehit ailesi ve vatandaşlarla sohbet eden Kılıçdaroğlu daha sonra Atatürk Spor Salonu'nda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen programa katılmak üzere Adapazarı'na gitti.

ATATÜRK İLKELERİNİ SORDU

Bu arada Kılıçdaroğlu'nun TEM otoyolu Arifiye gişelerinde karşılanışı sırasında Yakup Çoruh adlı bir kişi yanına yaklaşarak, "Atatürk'ün, büyük liderin partisinin genel başkanı hoş geldiniz Sakarya'mıza. Sakaryalılar olarak bir ricam var efendim sizden. Atatürk ilkelerini sayabilecek misiniz efendim? Bir ikincisi de oylanacak olan anayasanın 18 maddesinin 8'inci maddesinde başbakanın olmadığını araştırırsanız görürsünüz efendim" dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Hiç meraklanma. Bir şey söyleyebilir miyim? Başbakanlık zaten yok. Oradaki açıklama şu; Ben size şunu söyleyeyim. Diyelim ki seçimler oldu. Bir parti çoğunluğu sağladı parlamentoda. Normalde bugünkü şartlarda onun başkanının başbakan olması lazım. Bugünkü şartlarda öyle olması lazım. Şimdi diyelim ki ilk seçimde yüzde 51'i tutamadı. İkinci seçime gidiyoruz, başkan için yüzde 51'le partide çoğunluğu değil, bir başka kişi başkan seçildi, mümkün mü? Olabilir. O zaman mecliste çoğunluğu olan partiyle başkan uyumlu çalışabilir mi?" dedi.

KAVGA ETMİYORUM DİYE KIZIYORLAR

Kılıçdaroğlu Sakarya Atatürk Spor Salonu'nda Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen programda ise özetle şunları söyledi:

"Biz bu ülkede barış istiyoruz, ayrılık olmasın, huzur olsun istiyoruz. Biz bu ülkede huzur istiyoruz, hepimizin çocuklarıdır El Bab'a gidenler. Bugün şehit sayımız 70'i aştı. Biz bu acıyı istemiyoruz. Bugün niye kavga ediyoruz? Bana neden kavga etmiyor diye soruyorlar çünkü annelerimizden kavga etmemeyi gördük. Hakaret ediyorlar yine kavga etmiyorum diye kızıyorlar. Barış varken kavgaya gerek yok. Biz bu Anayasa'ya bizim gibi düşünmeyenlerinde hakkını savunmak için hayır diyoruz.

SİZİN ÇOCUKLARINIZ EKSİ 35 DERECEDE HUDUT BEKLEYECEK

Biz ülkemizde demokrasi istiyoruz, insanca ve birlikte yaşamak ve ayrılık ile kutuplaşma olmasın istiyoruz. Anayasa Değişikliği maddelerinden birinde 18 yaşında bir çocuk milletvekili olup ömür boyu askerden muaf olacak. Şimdi düşünün sevgili anneler; sizin 18 yaşındaki çocuğunuza bu kapıyı açacaklar mı? İnanıyor musunuz? Sakaryalı kardeşimin değil Ankara'daki beylerin çocukları milletvekili olacak, buradaki kardeşlerimin çocukları eksi 35 derecede hudut bekleyecek. Sende gönder çocuğunu, o da şehit olsun.

BİR KİŞİ AÇIKLAYAMIYOR

Milletvekili sayısı 600'e çıkıyor, yahu 450 neyinize yetmedi? Bir kişi çıksın bunu açıklasın, açıklaması yok. Daha fazla temsil için diyenler, o zaman seçim barajını kaldırın gerçekten temsil olsun. Biz buna itiraz etmiyoruz, onlar itiraz ediyorlar. Baraj yüzünden giremeyen partilerde gelsinler, konuşsunlar istiyoruz. Yine anayasa değişikliğinde diyorlar ki; tüm yetkileri bir adama vereceğiz. Verelim mi? Akıl akıldan üstündür, beşar şaşar. Tüm yetkiyi bir kişiye veriyoruz. Ailede bile önemli bir karar alınırken eşler oturup konuşur ama bu sistemde bunların hiç biri olmayacak. Hem cumhurbaşkanı hem başbakan hem kaymakam hem parti genel başkanı olacak. Bunun tarihte dahi örneği yoktur.

NEREYE GİDECEĞİ BİLİNMEYEN ARABA

Bir kişiye yetkiyi vereceğiz ve o kişi her şeyin en iyisini bilen kişi olacak diyorlar, ya hata yaparsa? Acısını hep birlikte çekeceğiz. Sevgili anneler sandığa giderken bunları düşünün. Mustafa Kemal Atatürk'e bile verilmeyen yetkiler nasıl bir kişiye verilsin? Nereye gideceğini bilmediğiniz bir arabaya çocuklarınızı bindirir misiniz? Anayasa değişikliği ile de nereye gideceğimiz belli değil. Freni olmayan bir otobüse biner misiniz? Bu değişikliğinde freni yok. Sizler bunu biliyorsunuz ancak başka komşularınız, yakınlarınız bunları bilmiyor olabilir. Anneler bunları sevgiyle herkese anlatacak. Bilmeyenlere de anlatacak. Anneler bu işe el atarsa huzur gelecektir. Çok huzurlu bir toplum değiliz artık, ülkede kutuplaşma arttı. Bugün Türkiye'de anneler korku ve kaygı içerisinde, tüm annelerin çocuklarının iş bulduğu, mutlu olduğu bir ülke istiyoruz.

'YAN YANA TELEVİZYONDA KONUŞALIM'

Annemden kavga etmemeyi öğrendim, düşündüklerimizi uygarca tartışmayı öğrendim. Söylediklerime zaman zaman karşı taraftan hep tepki geldi, neden onların arzu ettiği bir televizyon kanalında yan yana konuşmuyoruz? Belki de benden dinlerlerse ikna olurlar. Bana 15 dakika versinler, size daha çok süre versinler. Bunu izleyen vatandaşlar kimin doğru söylediğini görecektir. Buna cesaret edemiyorlar. Neden edemiyorlar? İnanın ki bugün evet diyenlerde sandıkta hayır oyu verecekler. Hayırınız hayırlı olsun."