Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem "Bazı insanların konuşmaya hakkı yoktur"

        Şandır, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından orman yangınları için ''yangın söndürme helikopterleri ile hava araçlarının kiralanması'' konusunda yapılan ihaleyi gündeme getirdi.

        Türkiye'deki orman alanlarının yüzde 58'inin yangın riski ile karşı karşıya olduğuna dikkati çeken Şandır, yılda ortalama 11 bin hektar orman alanının kül olduğunu söyledi. Orman yangınlarına karşı gerekli tedbirlerin tam olarak alınmadığını savunan Şandır, ülke kaynaklarının yanlış kullanıldığını ileri sürdü.

        -''5 YIL İÇİN YAKLAŞIK MALİYET 400 MİLYON DOLAR''-

        MHP Adana Milletvekili Kürşat Atılgan da Çevre ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğünün ''orman yangınlarıyla mücadele etmek'' amacıyla 5 yıl için 13 helikopter ve 7 yıl süreyle 4 amfibi uçağın kiralanması için hizmet alım ihalelerini 15-19 Ocak 2009 tarihlerinde yaptığını anımsattı.

        Daha önce Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'na soru önergesi yönelttiğini hatırlatan Atılgan, Bakan Eroğlu'nun önergeyi yanıtlarken, kiralanan helikopter ve uçaklara son 10 yılda verilen saatlik kira bedellerindeki artışları açıkladığını söyledi. Atılgan, buna göre, 1998 yılında bir helikoptere bir saatlik uçuş bedeli karşılığında 1600 dolar kira beldeli ödenirken, 2007 yılında 3081 dolar, 2008 yılında da 7995 dolar kira bedeli ödendiğini anlattı.

        Atılgan, ''1998'de saat başına kiralama ücreti KDV hariç 1600 dolardır. Bu bedel, 2008 yılına kadar daha düşük bir artışla seyretmekte iken, 2008 yılında yaklaşık 2,5 kat artarak 8 bin dolara kadar ulaşmıştır. Bu sene başında yapılan ihalenin rakamlarına baktığımızda ise 5 yıllık kiralama için 13 helikopterin bedeli KDV hariç 125 milyon 168 bin 963 doları ve 7 yıllık kiralama için 4 uçağın kiralama bedeli KDV hariç 53 milyon 418 bin 750 avro olarak belirlenmiş. Bu rakamların üzerine üçte iki oranındaki opsiyonel teklifi de ilave ettiğimiz zaman -ki o da yaklaşık 200 milyondur- bu kiralama ihalesinin bedeli önümüzdeki 5 yıl için yaklaşık 400 milyon doları bulan bir maliyet ortaya çıkarmaktadır'' diye konuştu..

        İhalesi yapılan bu helikopterlerin her yıl sadece 4,5 aylık süre için kiralandığına işaret eden Atılgan, Türkiye'nin kendi filosunu oluşturması durumunda kalan 7-8 aylık sürede de bu helikopterlerin diğer maksatlarla kullanılabileceğini ifade etti.

        Atılgan, ''Türkiye kendi helikopter ve uçak filosunu kurup, önümüzdeki 40 yılı kurtarabilir. Bizim 40 yılda kiralama bedeli ile vereceğimiz paraların toplamı ise 2 milyar doları bulacaktır'' dedi.

        -BÜYÜKANIT'IN AÇIKLAMALARI-

        Daha sonra gazeteciler, MHP Grup Başkanvekili Şandır'a, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın bir televizyon kanalında yaptığı açıklamaları sordu. Şandır, soruları, ''Bazı insanların konuşmak hakkı yoktur, yapmak zorundadırlar. Eski Genelkurmay Başkanı çok önemli şeyler söyledi. Ama dün bu konuların takipçisi olma görevlisiydi. O zaman 'görevinizi yapmadınız' mı diye sorarlar? Biz, Sayın Büyükanıt'ın söylediklerini değerlendirmekten çok, tavrını doğru bulmadık'' diye yanıtladı.

        MHP'li Atılgan da Büyükanıt'ın 27 Nisan Bildirisi ile ilgili sorularına, ''Diyorsa ki 'ben yazdım', münferit yazdığı belli oluyor. Türk Silahlı Kuvvetlerinde genelde münferit olarak bir olay, Genelkurmay Başkanı da olsa topluma deklare edilmez. Olayın önü, arkası karargahta kuvvet komutanlarıyla ne tür tepkiler doğuracağı tartışılır ve ondan sonra topluma deklare edilir. Kişisel olarak 'e-bildiri' şeklinde yaptıysa yanlıştır. Özünde de yanlıştır. Milletin iradesine herkesin saygı göstermesi gerekir'' karşılığını verdi.

        -''PKK İSTİYOR, BARZANİ İSTİYOR''-

        Gazetecilerin, Mardin'de yaşanan olaydan sonra koruculuk sisteminin tartışıldığını anımsatması üzerine de Şandır, şunları söyledi:

        ''Koruculuk, ülkenin güvenliği ile ilgili bir konudur. Ülkenin güvenliğini korumakla görevli olan devlet birimleri zamanında, bu koruculuk sistemini gerekli görerek kurdu ve yapılandırdı. Koruculuk sistemi, bölücü teröre karşı çok olumlu işler yaptı ve yaklaşık 1500 korucu da bu uğurda şehit oldu.

        Mardin'de yaşanan olay çok acı. Ancak, bu olaydan hareketle koruculuk sistemini tartışmaya açmak, bölücü terörü cesaretlendirir. Bu, bölücü teröre güç verir ve mücadeleyi zaafa uğratır. Eksiği varsa, bunlar düzeltilir ve bu konuda da tedbir alma sorumlusu da siyasi iktidardır. Mardin'de koruculardaki silahların kullanılmış olması çok yanlıştır ve suçtur. Ancak, koruculuğun kaldırılmasını PKK istiyor, Barzani istiyor. Koruculuğun kaldırılmasına Mardin olayını gerekçe göstermek doğru bir yaklaşım olamaz.''

        Kürşat Atılgan da koruculuk sistemine PKK'nın ve siyasi yandaşlarının başından beri karşı olduğuna dikkati çekerek, koruculuğun ülke güvenliği için önemli bir unsur olduğunu savundu. PKK'nın koruculara karşı çok ciddi saldırılar yapıtığını hatırlatan Atılgan, ''Mardin olayını bahane ederek, koruculuk sistemine saldıranların asli görevi, ülkeyi bölmeye yemin etmiş olanlara yardım etmektir. Hala koruculuk sisteminin ülke savunmasında önemli görevleri vardır'' diye konuştu.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ