Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Diyanet FETÖ Raporu: 2. Bölüm Rüyalar- "Hayatta Yolunu Değiştirirse Fethi Ölür"

        Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından halkı bilgilendirmek ve din üzerinden yapılabilecek istismarlara karşı bilinç oluşturmak amacıyla FETÖ'nün din anlayışını bizzat kendi kaynaklarından tespit etmek amacıyla Kendi Dilinden FETÖ - Örgütlü Bir Din İstismarı Raporu hazırlanmıştır.

        B. “HAYATTA YOLUNU DEĞİŞTİRİRSE FETHİ ÖLÜR”

        18.03.1990 tarihinde Süleymaniye Camii’nde yaptığı bir konuşmada Gülen şöyle bir beyanda bulunmaktadır: “…Bir gün biri geldi, dedi: “Fahri Kâinat Efendimizi rüyamda gördüm” dedi ki “hayatta yolunu değiştirirse Fethi ölür”… “Aman Ya Resûlallah” dedim. O deliği “aman” ile kapattım. Dünyalık hiçbir sevdam olmadı…” (Süleymaniye-03 (Fütüvvet Ruhu) 18.03.1990.divx; dk. 2:01:00 vd.) Bir diğer konuşmasında ise, “Bir iltifatına ruhlar feda olsun. Ben öyle kimselere şahid oldum ki, rüyasında Efendimizi (s.a.s.) görmüş, Efendimiz eliyle sürmüş onu, sıvazlamış, koşa koşa bana gelmiş, varlık adına nem varsa hepsini vermeye amadeyim deli gibi…” (Sevgi Sultanı, dk. 42.40) demektedir. 1978 yıllarındaydı. Çamaşırlarım iyice birikmişti. Akşam yıkarken bayağı canıma tak etti. Bir ara içimden, “Acaba evlense miydim?” diye geçti. Katiyyen düşünme şeklinde değil, şimşek süratinde gelip geçen bir fikir. Ertesi gün erken vakitlerde bir arkadaş geldi ve bana şunu nakletti: Akşam rüyamda Efendimizi gördüm. Size selam söyledi ve “Evlendiği gün ölür ve cenazesine de gelmem” buyurdu. Bu bir rüyaydı. Rüya ile amel edilmeyeceğini de biliyordum, ama şahsım adına bu işarete saygılı olmaya çalıştım." (Küçük Dünyam, s. 63)

        REKLAM

        Yukarıdaki ifadelerde şu hususlar dikkat çekmektedir:

        1. Hz. Peygamber, Gülen’e ve müntesiplerine rüya üzerinden talimat göndermektedir.

        2. Gülen’in evlenmemesinin gerekçesi Hz. Peygamber’in rüyadaki emridir.

        “Beni rüyada gören gerçekte beni görmüştür.” (Müslim, Ru’yâ 11) hadis-i şerifi malumdur. Ancak bu durumda rüyada görülen sûretin Hz. Peygamber’e (s.a.s.) ait olduğunun kesin olarak bilinmesi, ya gerçek hayatta onu görmüş olan sahabe ya da onun şemailini tam anlamıyla bilen müminler için geçerlidir. Öte yandan şeytan bir kişiye rüyasında gördüğü bir görüntünün peygamber olduğu vesvesesini verebilir. Ancak rüyayıgören kişi, Hz. Peygamber’in gerçek suretini veya şemailini biliyorsa bunun bir şeytanî kandırmaca olup olmadığını anlar. (Geniş bilgi için bkz. Mehmet Yaşar Kandemir, İmam Tirmizî Şemail-i Şerif Şerhi, III, 325) İslam inancına göre Hz. Peygamber, Cebrail veya Azrail dahi olsa, bir kişinin ölümü hakkında bilgi ve hüküm verme yetkisi hiç kimseye verilmiş değildir. Bu, Allah’a ait alana müdahale anlamına gelir. Buna göre yukarıda anlatılan rüyaların yalan olma ihtimali son derece yüksektir. Yalan rüya anlatımı “yalanların en kötüsü” diye nitelendirilmiştir. (Buhârî, Ta’bir 45; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 96, 119.) Çünkü burada yalan söylemenin yanında başkasını aldatmak veya duygularını kötüye kullanmak gibi katmerli bir sahtekârlık söz konusudur. Öte yandan böylesi bir kişinin, rüyasında Hz. Peygamber’i (s.a.s.) veya toplum içinde itibar sahibi sâlih bir kimseyi gördüğünü iddia etmesi, bu masum ve itibarlı kişiler adına yalan söylemek gibi bir çirkinliğe imza atması demektir. Hz. Peygamber’in (s.a.s.), “Benim adıma kasten yalan uyduran, cehennemdeki yerine hazırlansın” (Buhârî, İlim 38) buyruğu bu kişiler için de geçerlidir. Ayrıca Hz. Peygamber, şu üç hususta gerçek dışı beyanda bulunmayı yalanların en büyüğü olarak nitelemiştir: “Bir kişinin kendisini babası dışında birine nispet etmesi, görmediği rüyayı gördüm demesi, Hz. Peygamber adına yalan uydurması.” (Buhârî, Menâkıb, 6; Taberânî, el-Mu’cemü’l-kebîr, XXII, 71) Bu durumda böyle bir rüya anlatan kişi, hem gerçek dışı bir beyanda bulunmak hem de Hz. Peygamber’e bu yalanı isnat etmek suretiyle çifte sahtekârlığa imza atmış olmaktadır.

        İslam dini, Müslümanların evlenip yuva kurmalarına büyük önem verir. Bu itibarla evlilik çağına gelmiş bir kimsenin evlenmesi, dinen tavsiye edilmiştir. Bir âyet-i kerimede, “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” (Rum, 30/21) buyurulmaktadır. Yine Hz. Peygamber (s.a.s.) birçok hadislerinde Müslümanları evlenmeye teşvik ederek; “Evlenin, çoğalın! Çünkü ben (kıyamet gününde) diğer ümmetlere karşı sizin (çokluğunuzla) iftihar edeceğim!” (Abdurrezzak, el-Musannef, VI, 173; Beyhaki, es-Sü- nenü’l-kübra, VII, 131); “Ey gençler! Sizden evlenmeye güç yetirenler evlensin.” (Buhârî, Nikah, 3; Müslim, Nikah, 1); “Nikah benim sünnetimdir. Benim sünnetimi uygulamayan benden değildir. Evleniniz. Çünkü ben diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar ederim.” (İbn Mâce, Nikah, 1) buyurmaktadır. Dolayısıyla âyet ve hadis metinleri bu kadar açıkken Hz. Peygamber’in rüyada bunun aksini emretmesi düşünülemez. Buna rağmen Gülen, evlenmemesine dinî bir gerekçe uydurmak için temel bilgi kaynaklarından olmayan rüyaya sığınmaktadır. Rüya ile amel edilmeyeceğini bilen Gülen, her nedense evlenmeyi teşvik eden bu kadar açık âyet ve hadise rağmen yine de rüyaya itibar ederek evlenmediğini söylemektedir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ