Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Diyanet FETÖ Raporu: Kur'an-ı Kerim, Gülen Örgütüne İşaret Ediyor

        KUR'AN-I KERİM, GÜLEN ÖRGÜTÜNE İŞARET EDİYOR

        27 Mayıs 1990 Hisar Camii’nde yaptığı bir Pazar konuşmasında Gülen, Mâide sûresi

        54. âyetteki “Sizden kim dininden dönerse Allah yeni bir kavim getirir…” şeklinde

        bahsedilen kavmin, kendi mensupları olduğunu iddia etmekte; “evet buyuz, evet biz

        işte oyuz” demektedir.

        Yüce Allah’ın, Hz. Peygamber’in, geçmiş tüm peygamberlerin ve bütün İslam büyüklerinin

        desteklediği, gelip ziyaret ettiği bir yapıya Kur’an-ı Kerim’in işaret etmemesi dü-

        şünülemezdi(!) Aşağıdaki pasajda Gülen, bu işareti(!) şöyle dile getirmiştir:

        REKLAM

        “İşte, künde künde üstüne devrildiğimiz böyle bir zaman ve

        zeminde bütün bu hücumlara karşı bazı kimseler, ortaya koydukları

        eserlerle, sarsılmış, bozulmuş akidemizi ıslah ediyor, binlerce

        insanın yeniden Efendimizin (sallallâhu aleyhi ve sellem) yoluna

        ulaşmasına, mihrabını bulup camiye teveccüh etmesine vesile

        oluyor ve yine binlerce insanın –Kur’ân’ın inkâr ve tezyif edildiği

        bir dönemde– Kur’ân’ın âyât-ı beyyinâtını gökteki yıldızlar gibi

        ehl-i insafa gösteriyor, iman hakikatlerini ispat edip çok sayıda

        insanın bu esaslara iman etmesine vesile oluyorsa, o zaman

        niçin Kur’ân’ın bu zatlar hakkında bir kısım işaretleri bulunmasın

        ki?!..”

        Gülen’e ait yukarıdaki ifadelerin ilkinde, Mâide sûresi 54. âyetten hareketle liderliğini

        yaptığı örgüt mensuplarının Allah tarafından desteklendiği iddia edilmektedir. İlgili âyet,

        vahyin indiği dönem başta olmak üzere kıyamete kadar gelecek tüm müminleri muhatap

        almaktadır. Dolayısıyla tarihin her devrinde Allah yolunda olan her grup bu âyetin

        kapsamına girebilir. Ancak bu konuda birilerinin kesin konuşması ve âyetin muhatabı

        olarak sadece kendilerini görmeleri doğru değildir. Kaldı ki, İslam yorum geleneğinde

        Hz. Peygamber döneminde sahabeden bazı kimseler hakkında bir sûre ya da âyet inmesine

        rağmen ilgili âyet ya da sûre o şahsa münhasır kılınmamış; onun yerine “Âyetlerin

        iniş sebeplerinin özel ve hususî olması, bu âyetlerden umûmî ve genel anlamlar

        çıkarmaya engel değildir.” ilkesi işletilmiştir. Böylece Kur’an âyetleri, her çağın ve

        dönemin insanına teşmil edilebilecek genel bir çerçeve ile değerlendirilmiştir.

        REKLAM

        Kişilerin âyetlerde bildirilen sıfat ve niteliklere ne kadar uyup uymadığı sadece Allah’ın

        takdir edebileceği bir iş olup hiç kimsenin buna dair bir şey iddia etmesi mümkün de-

        ğildir. Yukarıdaki ifadeleriyle Gülen’in, Kur’an âyetlerini bir şahsa veya gruba hasretmek

        suretiyle yaptığı yorum (te’vil) tamamıyla bir sapmadır. Unutmamak gerekir ki, Kur’an-ı

        Kerim kıyamete kadar gelecek tüm insanlığa hitap etmektedir. Bu nedenle Kur’an’ın

        evrenselliğini görmezden gelmek onun bazı âyetlerini kişisel çıkar veya grup menfaatleri

        için kullanmak, ilahî emanete karşı yapılabilecek en büyük ihanettir.

        Kur’an’ın müjde içeren buyruklarını, kendi ırkı, milleti ya da cemaati için istismar etmek

        ve kesin bir üslupla bu âyetlerin sadece bir şahsı veya grubu tanımladığını, övdüğünü

        iddia etmek hem Kur’an-ı Kerim’in evrensel mesajını tahrif etmek hem de Kur’an’ın sahibi

        olan Yüce Allah’a karşı saygısızlıktır. Gülen’in yazı ve konuşmalarında görülen bu

        tutum, onun zihin yapısının hastalıklı halini ortaya koymaktadır. Yukarıdaki örnek, Gü-

        len’in grup çıkarları için kutsal değerleri acımasızca istismar ettiğini ve Kur’an’ı araç-

        sallaştırdığını açıkça göstermektedir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ